Alojzia Vojtech

Vojtech ailesinin erkek evlatlarında görülen bir hastalıktan dolayı üreme hücrelerinde yalnızca Y kromozomu bulunabiliyor. Bu nedenle ailenin saf olarak düşünülmesi durumunda yalnızca erkeklerden oluşma durumu söz konusu. Böyle olunca da ailede ortaya çıkan gelenekler üzerine çocuklara kız isimleri veriliyor. Ayrıca ailenin hastalığının etkilediği bir diğer faktör ise çocuklarının doğuştan gri, yer yer ise beyaz saçlı olmaları.

Baba ve annesinin üç çocuğundan en küçüğü olan Alojzia, kendisi ile aynı kaderi paylaşan ağabeylerine oranla biraz daha dışlanmış aile içinde. Birbirine benzeyen üç evlattan üçüncüsü olmanın getirdiği bu şanssızlık, onu hiç etkilememiş neredeyse; çünkü en büyük ağabeyi ona karşı aşırı ilgiliymiş. Anne ve baba teriminden çok daha önemli o nedenle ağabey kelimesi.

Alojzia, Durmstrang Enstitüsü mezunu olmakla beraber kara büyüye diğer aile fertlerine oranla daha az meraklı. Onun ilgisini çeken şeyler genel olarak iksirler olduğundan hedefi bir şifacı olmaktı. Mezun olduğunda St. Mungo'ya başvurarak amacına ulaştı.

Giyim tarzı olarak ailesinin oturmuş stilinden başka bir seçeneği yoktu. Koyu gri ve siyah renkten oluşan kıyafetleri tercih etmeliydi. Saçlarını uzatmalı, gözlerini perdeleyecek bir kâkül bırakmalıydı. O da bunları yaptı.

Şifacılığa ilk başladığı dönemlerde ağır bir yaralanma geçiren seherbaz ağabeyini -ki ortanca olan kardeştir- tedavi etmeyi denemiş; ancak diğer şifacıların çabalarıyla dahi yaşatılamayınca insanların canıyla uğraşmaktan korkar hâle gelmiştir. Bunun üzerine St. Mungo'daki Ölü Bilimi Bölümüne geçiş yapmıştır.

Başarısızlık gösterdiği konuların üzerine gitmeye korkar. Başarısızlıktan korkar. İnatçıdır; ancak dik kafalı değildir. Ailesine sadıktır, sadakatten yana görüşleri diğer insanlara göre farklılık göstermektedir; ancak fikirlerini açık açık söylemek gibi bir şeyi hiçbir zaman uygulamaz. Bilmediği konularda bilgi edinmeyi sever; ancak kendisine baskı yapıldığı takdirde o konudan soğur. İnsanlarla iyi anlaşır; ancak stilindeki ürkütücülük nedeniyle genellikle pek bir konuşanı yoktur. Dost kavramını yalnızca ağabeyine yakıştırsa da bol bol arkadaş edinmeyi deneyen dost canlısı biridir. Müzik dinlemekten hoşlanıp hoşlanmadığını bilmez. Dinlerken rahatsız olmasa da bir duygu hissetmez. Kararsızdır, bayağı kararsızdır hem de. Duyguları isimlendiremez bir de. Konuşmalarında kimi zaman büyük bir mistiklik vardır kimi zamansa sıradanlık. Dengeli bir kişiliği olup olmadığına karar veremez. Cinsel yönelimini aseksüel olarak tanımlasa da kendisine ilgi gösteren tek kişi olan en büyük -hayatta- ağabeyine aşırı ilgi duyuşu nedeniyle bazı noktalarda eşcinsel olarak adlandırılabilir; fakat kendisinin hormonal bir yönelimi yoktur.

Kimse gelmiyor, ayıp değil mi?

Kurgu bulsana Jasmine ile eheh