leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Améthyste de Nacria
Améthyste de Nacria
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy

Nesin sen? Empty Nesin sen?

Çarş. Nis. 11, 2012 3:15 pm

Nesin sen? Ryan-G-3-ryan-gosling-9510641-100-100 Nesin sen? Stam-3-jessica-stam-10518001-100-100

    Gecenin saat beşinde bir muggle kasabasında en köşedeki evin bütün ışıkları kapalıydı. On sekiz yaşına yeni girmiş bir genç kız içeride uykusunu almaya çalışıyordu. Gözlerini korkutucu bir rüya gördüğü için kapalıyken bile hareket ettiriyordu. Bu yaz tatili onun için pekte iyi başlamamıştı. Annesi planlarını son sınıfa gelmesine rağmen uygulayamaması konusunda çok rahatsızdı. Her gece bunun üzerine kavga ediyorlardı ve bu gece sonunda kadın genç kızın üzerinde çok kötü bir lanet kullanmıştı. Evet, muggle kasabasında olmalarına rağmen bu genç kız bir muggle değildi. Aksine Fransa'nın en güçlü safkan ailelerinden birinin soyundan gelmekteydi. Zeki, güzel ve başarılı olarak taşıması gereken bütün özellikleri taşıyordu. Annesinin hınzır planlarıysa ek özellikleri sayesinde devreye giriyordu. Genç kız yarı-veelaydı ve o istediğinde kısa sürelide olsa emrine girmeyecek bir erkek tanımıyordu. Küçüklüğünden beri tam-veela olan annesi tarafından soğukça yetiştirilmişti. Kadın genç kıza denemesi için denek erkekler bile sağlamıştı doğrusu ve Améth bir çoğu için üzülmüştü. Genede artık duygularından yoksundu. En azından onları gömmeyi öğrenmişti ve şimdi gördüğü gibi rüyalar dışında dışarıya yansıtmıyordu.

    Genç kız hiçte rahat olmayan bu uykusuna devam ederken aşağıda sarhoş bir adam bağıra çağıra kapılarını yumruklamaya başlamıştı. Améth ne olduğunu anlamamış bir biçimde yatağından fırladığında her yerinin ter içinde olduğunu hissetti. Islaklık yüzünden kabus gördüğünü anlayarak kendine birkaç dakika tanıdı. Genede ısrarcı misafirleri bu birkaç dakikayı kısa tutmak adına her şeyi yapıyordu. Sonunda genç kız asasını bir kere sallayarak üzerindeki terleri temizledi. Kısa sürede temizlenmiş olarak kalktığında hemen sabahlığına uzandı. Vücudu ve güzelliği neredeyse annesinin bir kopyasıydı. Yalnızca gözlerinin yeşilliklerini babasından almıştı. Babasını hiç tanımayan genç kız annesine benzemeyen gözlerini gördüğünde öyle düşünmeye başlamıştı. Şimdi o yeşil gözler huzursuzca kapıya doğru bakıyordu. Dışarıdaki sarhoş adamı orada bırakmayı düşünüyordu ama birazdan komşular uyanırdı. Dikkat çekmemeleri gerektiğinden kapıyı açmak dışında bir çözümü kalmamıştı. Genç kız evde tek olduğuna zaten emindi. Annesi gene başka bir erkeği soymak adına dışarıda olmalıydı. Bu sarhoşsa sıkıldığında kullandığı şapşal ama yakışıklı bir adam dışında bir şey değildi.

    Genç kız kapıyı açtığında üzerine çullanan adamla ne olduğunu şaşırdı. Aşırı derecede alkol kokan adamı kendinden uzaklaştırmak adına kanepeye doğru fırlattı. Gözleri loş ışıkta adamı incelediğinde gerçekten yakışıklı olduğuna birkez daha emin olmuştu. Genede birkaç saniye sonra onun ufak belini saran ellerle geriye doğru kaçmasını engellememişti bu durum. Hızla geri kaçıp kapıyı kapattığında adam kendince annesine (!) buraya gelmesini söylüyordu. Améth annesine bu kadar benzemenin gerçekten berbat bir şey olduğunu çok uzun zaman önce anlamıştı. Genede böyle sonuçlar doğurmasından hala nefret ediyordu. Adamsa vazgeçmemiş ayağa fırlarken genç kız biraz daha geriledi ama gelişmiş bir vücut onu yakaladığında ne yapacağını bilemeyerek yere doğru bocaladı. Onu belinden yakalayan eller bu sefer kararlıydı. Gözlerini kapatmış genç kızın boynunu resmen yalıyordu. Bu tabla karşsında daha fazla dayanamayan genç kadın adamı biraz daha itmeye çalıştı. Gene başarılı olamadığında adam çoktan genç kızın sabahlığının önüne ulaşmıştı. Başka çaresi kalmadığını düşünen genç kadın gözlerini kocaman açarak bir şarkıya başladı. Etkisini birkaç saniye sonra aldığında ona boş gözlerle bakan adama asasıyla bir büyü savurdu. Sarhoş herif yere devrilirken ertesi gün bunu annesine soracağına emindi.

    "Lanet olsun herif bana saldırdı!"
    "Saçmalama Amy. Adam sadece sarhoşmuş, seni ben sanmış. Büyütme."
    "Ne demek büyütme? Üstüme çıktı diyorum."
    "Ben de abartıyorsun diyorum. Sanki daha önce üstüne kimseyi..."
    "En azından senin pisliklerini değil. Beni o kadar küçültme."
    "Ne demek bu küçük bayan? Bunu sonra konuşacağız, şimdi acelem var. Benimle Knockturn'daki barda buluş. Hadi dışarı."
    Genç kız bu tartışmanın sonunun gelmeyeceğini anlamış omuzları düşük odadan çıktı. Yeşil gözlerini kırpıştırırken üzerine giydiği tayt ve bol bir üstle tam bir muggle kızına benziyordu. Saçlarını düz bir biçimde iki yanına bırakmıştı ve burada asla dikkat çekmeyeceğine emindi. En azından büyücü olduğundan kimse şüphelenmezdi, yalnızca birkaç herif sarkardı o kadar. Genç kızsa o herifleri otomatik olarak postalayacak kadar şey görmüştü. Annesinin gene o tarz bir işi olduğunu anladığı için evde duramayacağını biliyordu. Kadın bilerek Améth'i birkaç saat önceden Knockturn'a yolluyordu. Böylece eve adam alabilecekti. Genç kızsa bunun için tartışmanın faydasızlığını kırk kere yaşamış topuklularını giyerek evi terk etti.

    Bir süre muggle kasabasında yürümesinin ardından çok sıkıldığını fark etti. Hava çok güzeldi ama yapacak hiçbir şey yoktu. Kasabanın daha ilerisinde zaten sadece çocuk parkı vardı. Améth'se hiç çocuklu kadınları izleyecek havasında değildi. En azından bara gitmeye ve orada biraz içki içip sakinleşmeye karar verdi. Böylece annesi geldiğinde kafası da biraz dinlenmiş olurdu. Bu fikrin güzelliğiyle Knockturn'a bir çırpıda cisimlendi. Barın tahta kapısını hızla açtığında birçok erkeğin ona döndüğünü gördü. Bu onun için çok garip bir şey değildi. Yarı-veela olduğundan enerjisine ilk anda kapılmayan kimse yoktu zaten. Ufak ayrıntıları geriye bırakırken birkaç masayı geçerek bara doğru ilerledi. Geçtiği masalarda Améth'den çok daha çirkin ve yaşlı kadınlara galleonlar saçan adamlar vardı. Her biri barın izin verdiği ölçüde -ki bu standartlar gerçekten düşüktü- kadınları elleyip duruyorlardı. Harra biri cadının tekini kucağına çıkartmıştı bile. Améth'se annesinin neden bu barı seçtiğini elbette anlamış bir biçimde barmenden bir ateş viskisi istedi. Viskisi geldiğinde etrafı daha rahat süzmeye başladı. Köşede duran adamlarla midesi kalkerken barın biraz ilerisinde dikkatini çeken biri olmuştu. Kendi halinde, sessizce oturan genç bir adamdı. Bu bardaki Améth'den sonra ve hatta garip bir biçimde Améth kadar güzel tek şey olabilirdi. Kimseyle konuşmuyor, içkisi bittiğinde garsona tek bir el işaretinde bulunuyordu. Genç kız gerçekten büyülenmiş gibiydi. Adamın şekilli yüz hatları sarı saçlarının altında pürüzsüzdü. İnce kıyafetlerinin içinde şekilli vücudu hemen dikkat çekiyordu. Améth daha fazla dayanamıyordu. Biraz eğlence istiyordu ve bu adam gerçekten harikaydı. Annesinin geçen geceki sarhoşundan sonra onu tutacak güzel ellere ihtiyacı vardı. Hem genç kızın daha ne kadar bekleyeceği de meçhuldü. Ateş viskisinin geriye kalan kısmını kafasına dikti. Veela yeteneğini kullanmak adına sakinleşerek adama ilerledi. Adamı etkisi altına almaya çalışıyordu ve yeteneği tam kapasite çalışıyordu. Yeşil gözler karşısındaki mükemmelliyeti süzerken yanına oturdu. Gözlerini adamın yüzünden hiç ayırmadan konuştu.
    "Bana bir içki ısmarlamak isteyebilirsin."
Nathan Depardieu
Nathan Depardieu
Vampir
Vampir
Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah

Nesin sen? Empty Geri: Nesin sen?

Çarş. Nis. 11, 2012 4:08 pm
Cebimdeki mendili çıkarıp dudaklarımın kenarlarını sildikten sonra, yerde yatan cansız bedene baktım. Kızıl saçlı, orta yaşta olan bir kadındı. Ve büyük ihtimalle de kimsesi yoktu. Eğer bir yakını olsaydı, geneleve de düşmezdi. Ayakkabımın ucuyla kadını ileri doğru ittirdiğimde, dipsiz uçurumdan aşağı yuvarlanıyordu ve kayalara çarparak gidiyordu. Onu burada da kimse bulamazdı. O kadar aşağıya birileri de inmiyordu zaten. Mendilimi katlayıp tekrar cebime koyduktan sonra, üzerime çeki düzen verip, birkaç kadeh içmek için açıklığa doğru yürümeye başladım. Yemeğin üzerine her zaman bir tek atmak iyi giderdi. Ayaklarımın altındaki toprak çatırdarken, yeniden doğduğum günleri düşünüyordum. Her şeyden bihaber, saf, taşralı bir köy çocuğundan başka hiçbir şey değildim. Eğer insan olarak kalsaydım, hayatımdaki şeyler hep aynı olurdu. Aile, çalışmak, aile, çalışmak… Bu ölene dek böyle giderdi. Hayatım hep aynı çizgi üzerinde, sağa veya sola kaymadan devam ederdi. Eski toy genç adamdan şimdi eser yoktu. Onun yerini acımazsız, kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen ve tek derdini kadınlarmış gibi gösteren bir yaratık olup çıkmıştım. Bundan memnundum. Hayata karşı bir sorumluluğum yoktu. Bu dünyada daha görmediğim bir çok şey vardı. Biri bana kazığı sokmadan, ben bu dünyaya kazık sokmalıydım. Anayola vardığımda etrafta kimsenin olmamasına sevinmiştim. Bu saatte, bana en güzel içkileri sunabilecek tek yer olan Knockturn Yolu’na çevirdim istikametimi.

Barın ahşap kapısından içeri adımımı attığımda, her zaman aşina olduğum suratlar yine oradaydılar. Kimi birinin kucağında, kiminin kucağındaysa başka birileri vardı. Bakışlarımı onların üzerinden çekip, barın en köşesindeki yerimi aldım. Yerime varır varmaz, barmen içkimi önüme koymuştu bile. Bir bardak viski. İlk yudumla birlikte, o en sevdiğim duygu tekrar canlandı. Boğazımdan aşağıya doğru akıp giden sarı içkinin yakıcılığı. Kulağıma üst kattan çalınan seslerle, birilerinin canının çok yandığı ve birilerinde bundan zevkle inlediği bariz belli oluyordu. Çarpık bir gülümsemeyle, içkimden bir yudum daha aldım. İlerideki tahta kapının açılmasıyla, ortamdaki tüm sesler kesilmişti. Duyduğum sadece odada çınlayan bir çift topuk sesiydi. Bakmadan bile, gelenin güzel bir kadın olduğu anlaşılıyordu. Herkes ilgilendiği şeyleri bir kenara bırakmış, kadını izliyordu belli ki. Sesler tekrar başladığında, kadının görüş alanından çıktığı belli oluyordu. Bardağımda kalan son yudumu da içip, barmenin gelmesi için elimi kaldırdım. Yeni bardak önüme geldiğinde, bir ses kulaklarımı doldurmuştu bile. İçki mi istiyordu? Kafamı kaldırıp, yanıma gelen güzel genç kadına baktım. Sarışındı ve yeşil gözlüydü. Seksi bir vücudu vardı. Parladığını da görebiliyordum. Güldüm. Veelalığını benim üzerimde deniyordu. Ne yapmalıydım? Onun küçük oyununa alet mi olmalıydım yoksa işe yaramadığını mı söylemeliydim. Dürüst bir adam olarak, ona gerçeği söylemeye kadar verdim. “Bu konuda oldukça başarılısın. Ama veelalığın beni etkilemez küçük bayan. Benim yerimde bir başkası olsaydı şayet, eminim ki onu çoktan tavlamıştın.” Göz kırptım. Elimle barmene bir tane daha viski istediğimi belirttim. Gözlerimi tekrar sarışın cadıya çevirdiğimde konuşmaya çoktan başlamıştım bile “Sanırım buraya beni tavlamaya geldin ha?” Eğer beni tavlamak istiyor ve yatağına atma derdindeyse, onu bu zahmetten kurtarırdım.

Améthyste de Nacria
Améthyste de Nacria
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy

Nesin sen? Empty Geri: Nesin sen?

Çarş. Nis. 11, 2012 4:30 pm


    Genç kız bütün gücünü kullandığında artık bir şeylerin olmasını bekliyordu. Bardan gelen sesler yavaş yavaş sönerken biraz daha böyle devam ederse birkaç adamın üzerine atlayacağına emindi. Hatta bir tanesi üst kata çıkarken yarı yolda yanındaki kadını bırakmış geri dönüyordu bile. Améth birazdan bu adamları dağıtmaya başlayacaksa kesinlikle yanındaki adamın üzerine atlamasına az kalmış olmalıydı. Yeşil gözleri adamın kahverengiliklerini delip geçtiğinde yakışıklı adam gözlerini kızın bedenine umursamazca indirdi. Genç kız bu durumu bir anda garipsese de bunun olağan bir davranış olabileceğini düşünümeye çalışıyordu. Dudaklarını kıvrımlı bir biçimde tutuyordu. Gülümseyen yüzü adamın daha fazla incelediğinde hiçbir dürtü olmadığını düşünmeye başladı. Adam iskemlesinde istemsiz bir biçimde ona kaymıyordu bile. Oysa genç kız bir tam-veela gibi çalışıyor bile olabilirdi o an. Annesi çocukluğundan beri eğitim vermişti ve şimdiye dek tavlayamadığı adam yok gibiydi.

    Karşısındaki genç adam onu bir kez daha süzerken mükemmel bir gülümsemeyle veelalığın onu etkilemeyeceğini belirtti. Améth o an şaşırmış bir biçimde adama bakarken bütün gücünü hemen suya indirdi. Etrafına doluşmaya başlayan adamlar bir rüyadan uyanmış gibi kendine gelmeye başladıklarında genç kız hiçbirine aldırmıyordu. Adamlar birer birer kadınların yanına dönüyordu. Kimisi ne olduğunu bile daha anlayamamıştı, öbürleri sorgulamadan yanındaki kadınlara yumulmuştu bile. Genç kızın yeşil gözleriyse barmene onun için viski söyleyen adama dönüktü. Bir adam gerçekten bu kadar mükemmel olamazdı. Kusursuz yüz hatları, harika vücudu ve şimdi de veelalıktan etkilenmemesi. Gerçekten bu imkansıza yakın bir şeydi. Genç kız daha önce pek çok yaratıkla karşılaşmıştı, hatta güçlerinin melezlerde bile işe yaradığına şahit olmuştu ama karşısında ki adam ya gerçekten cinsel hissizliğe sahipti ya da garip bir yaratıktı. Améth ne tür yaratıklarla karşılaşmadığını düşünmeye çalışırken ona yöneltilen soruyla kendine geldi. Gerçekten buraya onu tavlamaya gelmişti ama eli boş dönecekmiş gibi görünüyordu. Bu genç kızın hayatında bir ilkti ve şu an kuduruyor gibiydi. Böylesine mükemmel bir kadın aslında veela olmasa bile her erkeği elde edebilirdi ve şimdi de bunu kanıtlama zamanı gelmiş gibiydi.

    Genç kız tek elini adamın omzuna bıraktığında sakince gülümsedi. Gözleri her hareketi tarıyor gibi avına bakıyordu. Göğsüne tatlılıkla şişirmişti ve gerçekten o an tanrıça gibi durduğuna emindi. Adamın tenine parmağı hafifçe değdiğinde bir an ürperdi. Adam beklemediği kadar soğuktu, derisi gerçekten cam gibi pürüzsüzdü. Genç kız ne olduğunu şaşırmıştı ama vazgeçmeye niyeti yok adamın boynunda parmağını gezdirmeye devam etti. Kırmızı dudaklarından "Bunu başka yeteneklerimlede yapabilirim." diye soludu. Sonunda yeniden gülümseme halini alan dudaklarını bir kez diliyle şöyle bir yaladı. Sarı saçlarını geriye doğru savurdu ve adamın gözlerine yırtıcı bir bakış attı. Boşta olan eliyle dolmuş bardağını kavradı. Nazikçe aldığı içkiyi bir dikişte bitirdi. Bedenini yanındaki mükemmel, gerçekten mükemmel adama biraz daha yaklaştırdı. Artık iki parmağı boynunu bırakmış adamın ipeksi saçlarıyla oynuyordu. Bir bacağını diğerinin üstüne atarak dikleştiğinde sakince arkasına yaslandı. Elini adamın boynundan çekti, gözlerini bara kitledi. Bir süre genç adama bakmayacağına emindi. En azından artık kıza karşılık vermesi gereken oydu. Elleri önünde birleştiğinde saçları barın kapısının açılmasıyla usulca dalgalandı. Genç kız esen hafif rüzgarla bedeninin titrediğini hissetti. Başını geriye yatırarak adamın ne yapacağını merakla bekledi.

Nathan Depardieu
Nathan Depardieu
Vampir
Vampir
Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah

Nesin sen? Empty Geri: Nesin sen?

Perş. Nis. 12, 2012 12:36 pm
Karşımdaki genç kadının yavaş yavaş eski haline dönmesiyle birlikte, onun üzerine atlamak için gelen erkekler sihirden uyanmış ve kaldıkları yerden devam etmek için geri dönmüşlerdi. Bu yaşta, böylesine bir başarı gerçekten taktire şayandı. Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde, geri dönen adamların hangi rüyalarla geldiklerini anlayabiliyordum. İlk ve son kez bir veela ile karşılaştığımı anımsıyorum da, hayat durmuştu ve sadece o vardı. Kulaklarıma çalınan hafif mısralarla kendimi ona sunmak istiyordum adeta. Ben, ben değil de bir başkasıydı sanki. Sadece onun kollarında olma düşüncesi türemişti fikrimde…

Bakışlarımı genç kadına tekrar çevirdiğimde, ifadesiz suratından başka hiçbir şey görmüyordum. Oldukça şaşırmışa benziyordu. Onu böyle görünce, keyfim yerine geldi. Sanırım bir vampir ile ilk kez karşı karşıyaydı. Böyle bir yetenekle tüm zevkleri her şekilde yaşayabilirdi ve geriye sadece güzel anılar kalırdı. Kızın elindeki en güçlü kozlardan bir tanesi gittiğine göre, beni zapt edebilecek sadece asası kalmıştı kendine. Onda da pek hedef tutturacağını sanmıyordum ama içimden bir ses, bu kızla bu gece yatakta kapışmam gerektiğini fısıldıyordu. Tavırlarından da anlaşılacağı üzre, oldukça istekli ve hazırdı. Onu hayal kırıklığına uğratmak istemezdim. Omzumda bir kıpırtı hissettiğimde, düşüncelerimden sıyrıldım ve karşımdaki kıza odaklandım. Oldukça istekli görünüyordu. Bakışlarım kabarmış olan göğsüne odaklandı. Elle tutulur cinstendi doğrusu. Atılgan ve dik. Tekrar kıza baktığımda, parmağını tenimde hissettim. Vereceği tepkiyi şimdiden hayal edebiliyordum. Bu kadar soğuk bir ten, el yakacak cinstendi. Titredi. Hoşuna gitmiş olacak ki parmağını pürüzsüz tenimde gezdirmeye devam ediyordu. Soğuk oluşum ya ilgisini çekmişti ya da bundan bir zevk almış olmalıydı. Dudaklarından dökülen cümleye güldüm. Başka ne gibi yetenekleri olduğunu merak etmiyor değildim açıkçası. Dudaklarını yaladı. Bir kadının dudaklarını yalaması, hiçte hayırlı bir işe denk gelmiyordu son zamanlarda. Gözlerini gözlerime odaklandığında, seks isteyen her kadının attığı bakışı fırlattı. Giderek bana yaklaşıyordu ve bir eliyle de saçlarımı çoktan arşınlamaya başlamıştı bile. Şu ana kadar gayet iyi gidiyordu. Biraz daha zorlasa, baştan çıkabilecek kıvama gelirdim. Her erkek gibi. Elini eteğini benden çekince, ilgi istediğini anladım. Her zaman böyle olmaz mıydı zaten? Hafif esen rüzgarda saçlarının kokusu burnuma ulaştığında hiç tepki vermedim. Güzel kokuyordu ve seksi. Önüne dönmüş hiç tepki vermiyordu. Oturduğum yerde biraz dikleştim ve boynuna doğru eğildim. Parfüm kokusu beni cezp etmeye yetmişti bile. Boynuna doğru bir kere soluduktan sonra, fısıltıyla konuştum. “Diğer yeteneklerini de merak ettim. Umarım bana gösterirsin.” Cümlem bittiğinde, boynunda bir öpücük kondurdum ve kendimi odan çektim ve önümde duran bardağı bitirdim. Bakalım, şimdiki hamlesi ne olacaktı?

Améthyste de Nacria
Améthyste de Nacria
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy

Nesin sen? Empty Geri: Nesin sen?

Perş. Nis. 12, 2012 6:11 pm

    Genç kız ifadesiz gözlerle barı incelerken bir şeyler beklediğinin farkındaydı. Aslında bunu neden yaptığını da pek bilmiyordu. Annesinden böyle görmüştü ve onu biraz kızdırmak istiyor olabilirdi. Onu beklettiği için, Améth'de annesini bekletecekti. Hem yanındaki adam gerçekten harikaydı. Oysa gerçekten adam olduğuna bileemin değildi. Hayatı boyunca veela yeteneğini kullanmıştı ve ilk defa biri etkilenmiyordu. Şimdiye kadar üzerinde denediklerini hiç zorlanmadan etkilenmişti. Kurt adamları bile kurt formundayken çok zorlarsa etkileyebiliyordu. Genede karşısındaki bu adamı etkileyemiyordu. Parmaklarını boş viski bardağına bastırdığında oluşan beyaz boğumları izleyerek düşünmeye devam etti. Adamın etkilenmemesi için bir kalbi, ruhu filan olmaması gerekiyordu. Oysa hemen yanında oturan adam son derece normal görünüyordu, tabii mükemmelliğini saymazsaydı. Améth onun güldüğünü veya istekli olduğunu da görmüştü, demek ki en azından bir ruha sahipti. Öyleyse onu neden etkileyemiyordu? Barda akımından deliye dönmeyen adam kalmamıştı oysaki.

    Kapının rüzgarının dinmesiyle rahatlayan vücudu bir anda yanına yaklaşan soğuklukla biraz daha titredi. Genç kız hayatında bu kadar soğuk bir bedenle daha karşılaşmamıştı. Muhtemelen şu anda adamın ölü olması gerekiyordu. Bu denli bir vücut ısısıyla yaşaması imkansız gibiydi. Genç kız adamın soğuk nefesini boynunda hissederken gözlerini yumdur. Elinde tuttuğu bardağı biraz daha sıkarken düşüncelerini derinleştirdi. Mümkün olamayacak kadar soğukluk, veelalıktan etkilenmeme, genede normal davranma, tarif edilemez mükemmelliyet... Améth'e bundan bir şey çağrıştırıyordu. Mutlaka okuduğu kitaplardan birinde görmüş olmalıydı. Adamın derin soluğu boynuna biraz daha yaklaşmıştı. Genç kız sırtını istemsiz dikleştirirken yeşil gözlerini açtı. Gözleri barı delip geçici bir biçimde bakıyordu. Kulağına gelen fısıltıların ardından adamın boynuna değen dudaklarıyla biraz daha titredi. Bedeni sakince adama doğru döndü. Adam bu sefer bardağına dönmüştü. Viskisini bir dikişte bitirdiğinde Améth'in yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Tek elini adamın bacağına koyarken soğukluğu pantolonunun üstünden bile hissedebiliyordu. Bacağı nazik bir hareketle sıktığında sert deriyi elinin altında hissetti. Taş gibi kaslar genç kızın itişine hiç tepki vermezken gözlerini adamın gözlerine dikti. Hızlı bir hareketle boşta olan eliyle adamın ceketini tuttu. Genç adamın bedenini kendine doğru çekerken "Sanırım bu gece ikimizde yeteneklerimizi göstereceğiz, vampir." soluğunu adamın dudaklarına bıraktı. Sıcak dudaklarını soğuk dudaklarla birleştirirken tekrar veelalığının aktifleştiğini hissediyordu. İstemsiz olarak adamı kendine çekmek istiyordu. Oysa karşısındaki yaratığın etkilenmeyeceğine son derece emindi. Öpücüğünü birkaç saniye sonra sakince geri çekerken son nefesini tekrar adamın soğuk ağzına bıraktı. Elini saçına attı ve saçını geriye doğru taradı. Oturduğu yerden barmene bir işaret verdi. Adam hemen anlayarak boş bardakları doldurmuştu.

Nathan Depardieu
Nathan Depardieu
Vampir
Vampir
Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah

Nesin sen? Empty Geri: Nesin sen?

C.tesi Nis. 14, 2012 5:43 pm
Genç kızın elini bacağımda hissederken, yavaşça ona doğru döndüm. İnce parmaklarıyla bacağımı sıkarken, hareketsizce durdum ve anlamasını bekledim. Yaptığı hiçbir şeyden etkilenmemiştim. Karşımdaki kız sadece çekiciydi o kadar. Ama onun dikkatini çekmeyi başarmıştım bile. Yaptığı hiçbir şeye tepki vermiyordum ve o ne yaparsa ona uymaya niyetliydim. Bir elinle bacağımı hala kavrarken, diğer eliyle ceketimden tutup beni kendine doğru çekti. Hiç zorluk çıkarmadan ona doğru eğildim. Sıcak nefesinin tenime değdiği yerler hafif gıdıklıyor gibiydi. Kulaklarıma dolan sesi, beni anlamasına yetmişti. Ne olduğumu anlamış ve bunu bana söylüyordu. Akıllı kız. Kimi kadınlar, bu kadar detaya gitmeden, hiç soru sormadan, kim olduğumla ilgilenmeden, fiziksel özelliklerimi dikkate almadan benimle ilgileniyorlardı. Karşımdaki genç kız ise, her şeyi tam anlamıyla çözmüştü. Sıcak dudakları dudaklarıma bastırdığında ortama bir enerji yayılıyordu. Elinde olmadan tekrar yeteneği aktif hale geçmişti. Birkaç saniye sonunda, dudaklarından çıkan sıcak nefes yüzümü doldurmuştu bile. Hala tepki vermiyordum. Önümüzdeki boş bardaklar dolunca, dikkatimi tekrar kız üzerinde yoğunlaştırdım.

“Aferin sana, akıllı kız.” Dudaklarımın kenarları kıvrılmıştı bile. Önümdeki bardaktan bir yudum aldıktan sonra, elim otomatikman karşımdaki kızın bacaklarına gitmişti. Gayet sıcaktı ve kanının akışı o kadar hızlıydı ki. Damarları adrenalin yüklüydü. Elim yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyordu. Kasıklarına gelince, durdum. Geri çektim. “Benim ne olduğumu fark eden ilk kişisin. Bu hoşuma gitti.” Bara döndüm ve bardağımda kalan içkimi fondip yapıp, taburede asılı olan ceketimi elime aldım. Genç kızda benimle beraber ayağa kalkmıştı. Elimi göğsüne koyup onu durdurdum. “Seninle yatmak isterdim güzelim ama bu akşam olmaz.” Kız şaşırmışa benziyordu. Sanırım buradan benimle ayrılmak gibi bir niyeti vardı. Tam arkamı döndüm gidiyordum ki, birden arkamı döndüm. “Bu arada güzelim… Adım Nathan. Beni tekrar burada bulabilirsin. Ya da ben seni bulabilirim. Her zaman müsaitim” Şaşkın şaşkın bana bakarken hafifçe sırıttım ve göz kırptım. Tekrar arkamı döndüm ve genç kızı geride bırakarak kapıdan dışarıya çıktım. Şimdiki durağım, rüzgarın estiği yön olabilirdi. Belki…

Améthyste de Nacria
Améthyste de Nacria
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy

Nesin sen? Empty Geri: Nesin sen?

C.tesi Nis. 14, 2012 11:06 pm
    Améth'in gözleri adamın gözlerini delip geçtiğinde başardığını biliyordu. Karşısındaki bu yaratığı etkilemişti. Genç kız yıllardır çabaladığı şeyi başarıyordu. Veela yeteneğini kullanmak onun kadar mükemmel bir şey için yalnızca bir alternatifti. Gözlerini yumdu ve adamın sırıtışını hissetti. Sonunda aldığı çocukça övgüyle hafifçe dudak büzdü. Akıllı kız, bu lakabı hiç sevmemişti. Gözlerini devirerek adama baktığında bacaklarının arasında hissettiği soğuklukla bir an yutkundu. Karşısındaki mükemmelliyet ona aitti ve bütün bara şu an bunu kanıtlamıştı. Annesinin gelmesi umurunda bile değildi artık. Sıcak barın içinde bütün ateşini alacak tek adamı elde etmişti. Annesinden çok daha iyidi. Gözleri delercesine adama geri döndüğünde sarı saçlara takıldı bakışı. Gerçekten ipeksilerdi. Tıpkı saçları gibi ipeksi sesi de soğuk nefesini Améth'e bırakırken konuşmaya başlamıştı. Genç kız çözdüğü bulmacanın eğlencesiyle dikeldi. Adamdan beklediği övgüyü görmeye şimdi başlamıştı ve bu hoşuna gidiyordu. Kasıklarına giden elle hafifçe kıpırdandı. Sonunda sopukluk bir anda yok olunca dolmuş şehveti gerisin geri yüreğine oturdu.

    Ayaklanan adamın arkasından sakince ayağa kalktı. Topuğu üzerinde yükselirken ceketine şöyle bir baktı ama sıcaklıktan onu taşımaya bile üşeniyor gibiydi. Elleri saçlarında gezinirken adamın sesini duydu. Bu gece birlikte olmayacaklarını anladığında genç kız şaşkın bakışlarını adama dikti. Ellerini incecik belinde birleştirdi. Sarı saçlarını geriye savurdu. Nathan adını söylediğinde uzaklaşmaya başlamıştı bile. Améth bu akşam tavladığı adamın gitmesini izlerken gözleri alevle parladı. Adam genç kızı kendine bağlamak istiyor gibi davranıyordu. Onu ateşlendirmiş ve bırakmıştı. Böylece genç kızın kendine geri döneceğinden emin gibiydi. Oysa Améth bırakılmanın öfkesiyle geri dönmeye hiç niyetli değildi. O an emindi ama ne olurdu bilmiyordu. Bu şehveti söndürmesi gerkiyordu. Gözlerini barda gördüğü en yakışıklı büyücüye dikti. Genç adam yanında duran siyah saçlı kızla baya içli dışlı gibiydi. Genede genç kız artan şehveti yüzünden hiçbir şey dinleyecek halde değildi. Güzelliğini saçarak süzülmeye başladığında yeniden yeteneğiyle dolduğunu hissetti. Vapirin geride bıraktığı şehveti onu hareketlendirirken yakışıklı adam gözlerini kızdan çekti. Améth'e dönen ela gözlerle beraber genç kız adamı yakaladı. Cübbesinden çekerken dudakları birleştiğinde adam başka bir şey düşünemiyordu artık. Améth bundan emin adamı yukarı doğru taşırken bardan çıkan vampire son bir bakış attı. Şehvetini arttırıp onu saldığı için çok pişman olacaktı. Genç kız bunun bilincinde yakaldığı avını hızla odaya attı. İşte onun için şimdi gece başlamıştı. Genede istediği kişi olmayında Nathan'ın tadını hep merak edecekti.


SON
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz