leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Floja Feodora
Floja Feodora
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 386
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Kötü Kurt.

Hey, sen! Kızı rahat bırak! Empty Hey, sen! Kızı rahat bırak!

Perş. Nis. 19, 2012 1:26 pm
    Floja Feodora & Candace Cambridge
Floja Feodora
Floja Feodora
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 386
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Kötü Kurt.

Hey, sen! Kızı rahat bırak! Empty Geri: Hey, sen! Kızı rahat bırak!

Perş. Nis. 19, 2012 2:01 pm
Okulların açılmasına yakın, Diagon Yolu’na uğramamak tam bir aptallık olurdu. Yeni formalar, tüyler ve en önemlisi okuyacak yeni kitaplar için en doğru adresti burası. Tüm dükkanlara girip alışverimi yapmıştım. Kimseye de bulaşmadan. Evet, bu bir ilkti. Her defasında illa ki birilerine sataşırdım. Ya da sinir olduğum birkaç kişiye. Bugün, hiçbiri denk gelmemişti ve benim gittikçe canım sıkılıyordu. Aslında eğlence de aramıyor değildim. Omuzlarımı silktim ve ileride tabelası görünen Çatlak Kazan’a doğru yürümeye başladım. Etrafta küçük çocukların koşuşturmaları ve ciyak ciyak seslerinden kurtulmak için, kendimi hanın kapısından içeriye attım. İçerisi çok fazla dolu değildi ve ben, en köşedeki her yeri gören bir masaya oturdum. Bir tane kaymak birasının ardından, gözlerim ileride, köşede kavga eden bir çifte takıldı. Meraklı gözlerle seyrediyordum. Ve birden, çocuk genç kızı kolundan tuttuğu gibi sarsmaya başladı. Kızın yüzü tanıdık geliyordu. Biraz daha baktığımda, onun bir Forestier öğrencisi olduğunu fark ettim. Kızın yüzü kızarmıştı ve acıdan dudaklarını ısırıyordu. İlk önce yanlarına gitmek istemesem de, buna mecbur kaldım. Kızın ağlayacak gibi bir hali vardı ve ben bir kadının ağlamasını hoş bulmazdım. Özellikle de, bir erkeğin önünde. Bu çok aptalca ve küçük düşürücü bir hareketti. Hem kadın için, hem de onları ağlatan aşağılık erkekler için. İşte bu yüzden, kimseyi sevemiyordum. En sonuncusu pişmanlıklarla bittiği için, sadece karşıdan izliyordum her şeyi. Kaymak biramdan bir yudum aldıktan sonra ayağa kalktım ve çifte doğru yürümeye başladım. Çocuğun tam arkasına geldiğimde bir elimi omzuna koydum ve tırnaklarımı derisine geçirircesine kavrayıp kendime doğru çektim. İkisi de ne olduğunu anlayamamıştı. Özellikle de erkek olan. Afallamış bir şekilde bana doğru döndü ve beni görünce yüzünü buruşturdu. Hadi ama, bu çocukla mı çıkıyordu yani.

“Hey sen! Kızı rahat bırak!” O ablak suratıyla hala yüzüme bakıyordu ve sinirli sinirli karşılık veriyordu. Sen karışma, git işine. Bu sabah sataşmaya insan bulamamıştım demiştim ya, işte şimdi elimde bir tane vardı. Sinirli olduğu her halinden belliydi ve benim aşırı derecede sakin olmam onu daha da sinirlendiriyordu. Tekrar önünü dönecek gibi oldu. Buna fırsat vermeden tuttuğum yerden tekrar kendime doğru çektim ve bu sefer hiçte sakin olmayan bir tonda konuşmaya başladım. Birkaç kişinin de bizi izlediğini biliyordum. Tekrar konuşmaya başlayınca, oldukça sinirliydim. “Sen, kanı bozuk. Eğer buradan defolup gitmezsen asamın nerene gireceğini Tanrı bilir!” Sinirlendiğim zaman, neler yapıp neler yapacağımı ben bile bilmiyordum. Yumruklarımı konuşturmasını da iyi biliyorum. Kırdığım burun ve çeneleri saymazsak, boks yaptığım ve bunda başarılı olduğum kayda değer bir başarıydı. Çocuk hiç tepki vermeyince, cebimden yavaşça asamı çıkardım ve göğsüne dayadım. “Gitmemeye kararlı mısın? Yoksa benim seni yollamamı mı istiyorsun bulanık.” Çocuk yavaşça kızın kolunu bırakınca, elimi omzundan çektim ve tehtitler eşliğinde gitmesini izledim. Karşımdaki kızın morali yerine gelmiş gibiydi ve eliyle kolunu ovalıyordu. Arkamı döndüm ve masama yürümeye başladım. Yerime oturduğumda, kızın hala ayakta dikiliyor olduğunu gördüm. Gözlerimi devirip seslendim. “Geliyor musun Forestier?”

Candace Cambridge
Candace Cambridge
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 127
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Hey, sen! Kızı rahat bırak! Empty Geri: Hey, sen! Kızı rahat bırak!

Perş. Mayıs 24, 2012 12:27 pm
    Evdeki artık adet haline gelmiş kavgalardan bıkmıştı. Kahvaltı masasında diken üstünde oturuyordu ve her laf sokuşta derin bir iç çekiyordu. Rahatsız olduğunu dile getirmeden anlatmaya çalışıyordu. Ailesine ne olduğunu anlamıyordu doğrusu. Birbirlerine delice aşık iki kişi nasıl olur da şimdi her laftan bir tantana çıkarabilirlerdi?
    Akşamları kavgalar artıyordu genellikle, bu yüzden babası geç gelmeye çalışıyordu, Candace ile dışarda buluşuyorlardı daha fazla zaman geçirmek için. Ancak bunu ona çaktırmamaya çalışıyorlardı. Aptal küçük bir çocuk değildi, anlıyordu, ama üzülmelerini istermiyor, geçmesini diliyordu.
    Gergin ortamdan kurtulmak için son ihtiyaçları da almaya diagon yoluna koyulduğunu söylemişti ailesine. E doğruluk payı da vardı az çok. Almak için gittiği şey de bir ihtiyaçti sonuçta.

    Buluşmak için geldiği Marcel'i aradı gözleri ve uzun sürmeden aradığını buldu. Onun yanına gitmekten nefret ediyordu, ancak melek gülüşünü yüzüne yerleştirip yanına doğru kendini sürükledi. "Selam."
    Daha neye uğradığını anlamadan kolunu kavradı kızın. "Ne oluyor? Marcel canımı yakıyorsun!" Candace sinirden kuduruyordu, eğer ona karşılık verse hapları alamayacaktı, ki bu istediği son şeydi.
    "Kimi kandırdığını sanıyorsun sen? Her şeyi duydum." Lanet olsun. İçinden ona okkalı bir yumruk indirmek geçiyordu. Ancak hemen kendinde en çok sevdiği yeteneği olan rol yeteneğini devreye sokup, ağlamaklı bir şekilde "Ne dediğinden en ufak bir fikrim yok. Ben sadece seni seviyorum Marcel."
    Kolunu gevşetmişti. Aptal melez! Her zaman da yerlerdi. Ancak aklını okumuş gibi bu sefer iki eliyle de tutup sarsmaya başlamıştı, küfürler ve tehditler savuruyordu. Bu kadarı yeterdi! Tam karşılık verecekken bir ses duydu “Hey sen! Kızı rahat bırak!” Kimdi bu kahraman? İşine birilerinin karışmasından pek hoşlanmazdı.
    Evet bu Selfier öğrencisiydi, ancak pek konuşmuşlukları yoktu.
    Kız Marcel'i kovup tekrar yerine oturmuştu. Şimdi ona kızmalı mıydı, yoksa teşekkür mü etmeliydi. “Geliyor musun Forestier?”
    "Eğer bir bardak Kaymak Birası ısmarlayacaksan neden olmasın." Candace kızın yanına oturdu ve ismini bağışladı. "Candace." Tokalaşmalarının pek sıcakkanlı olduğu söylenemezdi, ancak ne bekliyordu, Forestier ve Selfier öğrencilerinin tanışması anca böyle olurdu.
    Neden bu durumda olduğunu anlatınca güldürmeyi başarmıştı karşısındakini. Rol yeteneğinin mükemmel olduğunu anlamıştır birkez daha. İçkileri okula sokabilmek için yapmadığı kalmıyordu Candace'ın. Okul hayatını iyi değerlendirmeliydi, değil mi?
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz