leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Félix Anna Francisco
Félix Anna Francisco
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 46
Kayıt Tarihi : 14/04/12

Yeni Bir Dünya: Empty Yeni Bir Dünya:

Cuma Nis. 20, 2012 5:06 pm
Yeni Bir Dünya: ITtd8Yeni Bir Dünya: Lupinav
Félix Anna Francisco ~ Lupin Santana


En son Félix Anna Francisco tarafından Cuma Nis. 20, 2012 8:39 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Félix Anna Francisco
Félix Anna Francisco
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 46
Kayıt Tarihi : 14/04/12

Yeni Bir Dünya: Empty Geri: Yeni Bir Dünya:

Cuma Nis. 20, 2012 6:02 pm
Amerika, rüyalar ülkesi! Félix, Fransa'dan hemen sonra buraya gelmişti. Uçaktan iner inmez havanın kasvetli görünüşü bile Anna'ya çekici gelmişti. Hızlı adımlar ile ilerlerken bir adamın sesi ile başını o yöne çevirdi. "Bayan Francisco?" diyen adama baktı hatırlamak için ama kim olduğunu hakkında hiç bir fikri yoktu. " Buyrun." dedi sesine yansıttığı nazik ses tonuyla. Yavaş adımlar ile adama doğru yürüdü. Birkaç adım aralarında kalmıştı ki adam " Teyzeniz beni sizi almam için yolladı." dedi endişeli haliyle. " Ah! Bunu daha önce söylesene!" dedi sinirlice ve bavulu adamın önünde bırakıp yürümeye başladı. Kapıdan çıktığında telefonunu eline aldı ve konuşmaya başladı. " Teyze yolladığın şöför için teşekkür ederim. Eve vardığımızda seni arayacağım. Umarım dışarıda olmamın bir sakıncası yoktur." dedi ve telefonu kapadı. Arkasında nefes nefese kalmış adama küçümseyerek baktı. Sonra da bakışlarını dikti adama. Kapıyı açtığında gülümsedi ve " Çabuk olmalıyız Bayım!'' dedi dalgaya alır bir ses tonu ile.

Eve vardıklarında hızla bavullarının odaya taşınmasını beklerken Félix sıkıtnıtdan patlamak üzereydi. Koltuğa gömülmüştü ve ölebilirdi her an! Aklına gelen fikirle gülümsedi. Felix'i rahatlatan şey ne olabilirdi ki? Tabi ki alışveriş! Keyfi yerine gelmişti Anna'nın. Hızla odadan çıkarken asasını çıkardı ve küçük yeşil tahtahaya büyük harflerle BENİ BEKLEME yazdı ve yavaş adımlarla dışarıya çıktı. Arabaya bindiğinde bir plazaya gmtmek istediğini belirtti. Arkasına rahatça yaslanan Anna şimdiden arkadaşlarını özlemişti. Okullarının bir an önce açılmasını diliyordu. Açılmalıydı!

Arabadan indiğinde hızla plazaya girdi. Ayakkabılarının çıkardığı sesle birkaç kişi dönüp ona bakmıştı. Nazikçe gülümsedi. Sonra da gördüğü birkaç yere girdi ve alışveriş yaptı,sıkıntısını giderdi. Eli torbalarla doluydu. Kendini mutlu hissediyordu ve ayakları onu taşıyamacak kadar yorgun gibiydi. Etrafında bir kafe olması için dua etti. O kadar yorgundu ki!.. Gözü kafye iliştiğinde hızla yürümeye başladı. O sırada birine çarptı ve elindeki paketleri yere düşürdü. Félix ise son anda düşmekten, rezil olmaktan kurtulmuştu. " Önüne baksana sersem şey!" dedi öfkeyle ve yerdeki paketlerini toparlamaya koyuldu. Yorgundu ve üstüne üstelik rezeletin tam içine düşmüştü. Şu insanlar olmasaydı asasını çıkarıp onu korkutmayı bile deneyebilirdi ama buna gerek kalmaması için kendini tuttu. Toparladıktan sonra çocuğun ona çok tanıdık geldiğini fark etti. Okuldan, partdien ya da yoldan geçen biri olabilir miydi? Ama onu yeterince iyi tanıdığını hissediyordu.
Lupin Santana
Lupin Santana
Mesaj Sayısı : 133
Kayıt Tarihi : 10/04/12
Yaş : 28

Yeni Bir Dünya: Empty Geri: Yeni Bir Dünya:

C.tesi Nis. 21, 2012 7:45 am
'Amerika' diye içinden geçirdi Lupin. Bu harika ülkeye ne zaman geleceğini her zaman düşünürdü. Ama hiç bir zaman gerçek olacağına inanmamıştı. Ama işte olmuştu. Şuan Amrerika Birleşik Devletleri'ne tatile amcasının yanına gidiyordu. Uçaktan indiğin de havanın ne kadar sıkıcı olduğu fikri gelmişti Lupin'in aklına. Lupin kalabalık ortamlardan pek hoşlanmazdı. Tabii ki okul hariçti. Uçaktan indi ve yolcu salonundaki “Flight Time Lounge” adlı kafede onu almaya gelmesi için amcasını beklemeye koyulmuştu. Hoparlörlerden yüksek sesli Amerikan pop müziği yayılması onun hoşuna gitmişti. Müzik sesi gelirken arkasından isminin söylendiğini duydu ve o yöne dönerek "Buyrun" dedi sakin bir şekilde. Yerinden kalkıp orta yaşlı adamın yanına yaklaştı. Adam hırıltılı sesiyle "Ben amcanızın yardımcısıyım. Sizi almaya geldim." demesi Lupin'i çileden çıkardı. Çünkü Lupin onu alması için amcasının gelmesini bekliyordu. "Amcamın geleceğini sanıyordum!" diye sesini yükseltti birden. Adam şaşkın bir şekilde onun yüzüne bakıyordu. "Amcanızın işi çıktı bu yüzden ben size yardımcı olmak için geldim." diyerek Lupin'i biraz olsun sakinleştirmişti. "Peki o zaman gidelim, daha neyi bekliyoruz ki?" . Adam kafasıyla Lupin'i onaylıyarak arabaya doğru yürümeye koyuldular. Lupin'in aklına biranda bavulları unuttuğu geldi. "Özür dilerim ama bavullarım kafede kaldı." demesiyle adamın bavulları alıp gelmesi bir olmuştu. Adama kibarca teşekkür eden Lupin adamın arkasında yürümeye devam etti.


Yol da aralarında pek konuşma geçmemişti. Bu yüzden Lupin çok sıkılmıştı. Öne yaklaşıp adamın koluna dokunarak "Acaba isminiz neydi?" diyerek büyük bir nezaket göstermişti. Adam önüne bakarak "Özür dilerim ismimi söylemeyi unuttum. Ben Edmund." adamın konuşması Lupin'in hoşuna gitmeye başlamıştı. Sesi çok değişik çıkıyordu. "Tanıştığıma memnun oldum Bay Edmund" dedi alaylı bir biçimde.


Eve vardıklarında yaklaşık otuz dakika geçmişti. Eve geldiklerin de ev boştu. Bu Lupin'in hiç hoşuna gitmemişti. "Amcam nerede?" dedi kızgın bir şekilde. Adam bu aşırı tepkinin ardından ilk önce saatine baktı. "Amcanızın gelmesine yaklaşık iki saat var Bay Santana." diyerek Lupin'in aklına bir fikir gelmesine yardımcı oldu. Edmund'a dönerek "Acaba amcam gelene kadar bir plazaya gitmemiz mümkün mü?" kibar bir şekilde konuşmuştu. Adamın yüzünde bir rahatlama ifadesi belirmişti. "Tabii ki Bay Santana. Amcanız gelene kadar dilediğinizi yapabiliriz." demesi Lupin'in kapıya yönelmesini hızlandırmıştı. Kapıya varıp kapıyı Edmund'un geçmesi için açtı. Edmund'un arkasından o da arabaya yöneldi. Ama bu sefer Edmund'un yanına oturdu.


Plazaya vardıklarında arabadan inmeden önce Edmund'un arabada kalmasını işaret etti. Plazaya koşar adımlarla girdi. Hemen bir kitapçı bulup birkaç kitap almak istedi. Kitapçıdan kitapları aldıktan sonra üzerine rahat kıyafetler almak için bir giyim mağazasına girdi. Oradan da çıktığında elleri paketlerle dolmuştu. Biraz yorgunluk hissi oluşmuştu bedeninde. Bir kafeden soğuk birşeyler almak istiyordu. Kafeyi gördüğün de hızlı adımlarla ona doğru ilerledi. Birden sağ tarafından birinin ona çarptığını hissetti. Bu çarpmanın etkisiyle biraz sarsılmıştı. Çarpanın kim olduğuna bakmak için kafasını kaldırdığında birden çarpan kızın tanıdık olduğunu anladı. Kız ona dönerek "Önüne baksana sersem şey!" diye öfkeyle bağırması Lupin'inin şaşırmasına sebep olmuştu. Bu kızı tanımıştı. Okuldandı , hatta aynı sınıftaydılar ama ismini hatırlayamadı. Kız paketleri toparlamaya koyulduğunda yanına eğilerek ona yardımcı oldu. "Çok özür dilerim hanımefendi." diyerek olayı biraz yatıştırmıştı. Tekar kızın o güzel yüzüne bakarak "İsterseniz kafede birşeyler içerken size kendimi affettireyim."

Félix Anna Francisco
Félix Anna Francisco
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 46
Kayıt Tarihi : 14/04/12

Yeni Bir Dünya: Empty Geri: Yeni Bir Dünya:

Paz Nis. 22, 2012 7:22 pm
Bağırdığında gencin şaşkınlığını gördüğünde içten içe tebessüm ediyordu. "Çok özür dilerim hanımefendi." Diyen genç bir yandan da Félix’e yardım ediyordu. Onu okuldan tanıyordu ama adını hatırlayamıyordu. Aklından bir çok isim ve yüz geçiyordu ama hatırlayamamıştı. Bu düşüncelere arasından onun sesi ile ayrıldı. "İsterseniz kafede bir şeyler içerken size kendimi affettireyim." Gülümsedi bu lafı üzerine. “ Elbette, ben de yorulmuştum zaten. Ama bu sizi affettirmeyecek Lupin Santana!” dedi kahkaha eşliğinde. Adını hatırladığı için sevinçliydi ve beyni bu adı tekrarlıyordu. Kalbi normal ritminden farklı atıyordu ve düşünceleri oyun oynuyordu Anna’ya karşı. Hep onu gördüğünde bu tepkileri veriyordu ve farklı bir Anna oluyordu.

Yavaş adımlarla yürürlerken gözleri Lupin’e kayıyordu. Sonra da kendine kızıp gözlerini başka yöne çeviriyordu. Kafeye vardıklarında, bir masaya oturdular. Elindeki poşetleri bıraktı yorgunca. Giydiği topuklu ayakkabılar onu yormuştu. Aslında alışkındı fakat bu sefer kaldıramamıştı bünyesi. Arkasına yaslandığında rahatça, elleriyle saçlarını düzelti. Ortama sessizlik hakimdi. Félix, elindeki telefonuyla oynuyordu. Sessizliği bozan Felix olmuştu. “Açıkçası..” dediğinde telefonu çalmıştı. “ Aman ne harika! Tam zamanında.” Diye fısıltıyla söylendi. Ve Lupin’in duymamasını diledi son söylediğini. Gülümsedi Lupine’e ve pardon manasında işaret yaptı. “ Merhaba Summer!” dedi en neşeli hali ile. Teyze kelimesini sevmiyordu. Zaten Summer da bu lafı duymak istemiyordu. İnsanın garibine gidiyordu doğrusu. “ Hoş geldin tatlım. Seni evde görmeyi bekliyordum.” dedi buruk bir ses tonu ile. Summer telefon ile konuşurken saçlarının ucu ile oynuyordu. “ Üzgünüm, seni beklerken sıkıldım . Ben de en iyi yaptığım şeyi yapayım dedim. Alışveriş!” dedi heyecanla. Aslında heyecandan çok bir an önce kapamak istiyordu telefonu. Hesap vermiş gibi hissetmekten gerçekten sıkılmıştı Anna. Sıkıntılıca püfledi ardından da konuşmaya devam etti. " Birkaç ufak şey aldım. Sana bir süprizim var. Eve gelene kadar beklemelisin. Sonra görüşürüz Summer." dedi aceleyle ve sonra da telefonu kapatıp masanın üzerine koydu. " Açıkçası seni burada görmeyi beklemiyordum. Ayrıca seni görmek güzel." dedi ve gülümsedi. Derin bir nefes aldıktan sonra önüne gelen kahveden bir yudum aldı. Evet, onu çok özlemişti. Okulda en çok adı geçen kişiydi Lupin. Hatta kızların onun hakkında konuştuklarına katlanamıyordu. Kabul etmeliydi ki Anna, Lupin yakışıklı biriydi ve gözleri gerçekten de anlam yüklüydü. "Ee, bu arada ne yapıyorsun? Hangi rüzgar seni savurdu bu tarafa?" dedi gülümseyerek ve tekrar kahvesinden yudum alarak arkasına yaslandı. Arkasına yaslandığında gözlerinin içine baktı bir süre sonra da bakışlarını bardağına çevirdi.

" Onu ilk gördüğü andan itibaren seviyordu belki. Belki de sadece bir kandırmacaydı bu kalbinin ona yaptığı. Ya da aşka gelmişti en lanetlisinden. Ve biliyordu ki sevgi ilacıydı hastalığın. İyileştirirdi her şeyi ve unuttururdu derdi,kederi..."
Lupin Santana
Lupin Santana
Mesaj Sayısı : 133
Kayıt Tarihi : 10/04/12
Yaş : 28

Yeni Bir Dünya: Empty Geri: Yeni Bir Dünya:

Cuma Nis. 27, 2012 5:59 pm
Kızı tanımıştı evet Félix Anna Francisco diye geçirdi aklından. FeliX'e sorduğu sıcak tekliften sonra  “ Elbette, ben de yorulmuştum zaten. Ama bu sizi affettirmeyecek Lupin Santana!” diye bir cevap gelmesi onun gülümsemesine sebep olmuştu. Adını hatırlaması onu çok şaşırtmıştı. O da kızın ismini unutmamak için aklının bir köşesine yazmıştı. Felix'i her gördüğün de artan kalp atışları tavana vurmuştu.

Yavaş adımlarla ilerlerken gözleri tamamen Felix'in üstündeydi. Felix'in de ona baktığının farkındaydı. Kendini başka noktaya bakmaya zorluyordu ama bunu başaramamıştı. Kafeye vardıklarında bir masaya oturdular. Felix elinde ki poşetleri yere koyduğunda Lupin bu işi çoktan halletmişti. Oturduğu anda yorulduğunu vücudunun her parçasında hissetmişti Lupin. En sevmediği şey gerçekleşiyordu, ikisi de çok sessizdi. Lupin bundan rahatsız oluyordu. Sessizliği Félix bozmaya kararlı gibiydi. Lupin'e dönerek "Açıkcası.." dediği anda sözlerini telefonun melodisi kesmişti. Félix telefon çaldığın da bir şeyler fısıldamıştı ama Lupin bunu duymamış ve duymakta istememişti. Félix telefonla konuşurken Lupin'in aklına Edmund gelmişti. Félix'in telefonla konuşmasını fırsat bilerek, telefonunu çıkararak Edmund'a geç kalaçağını bildirmişti. Lupin , Félix'in telefonu kapatmasını beklerken kahvesinden küçük yudumlar alıyor ve Félix'i düşünüyordu. "Nelerden hoşlanır? Neleri sever?" diye geçiriyordu aklından.

Félix telefonu kapattı ve masanın üstüne koydu. " Açıkçası seni burada görmeyi beklemiyordum. Ayrıca seni görmek güzel." Félix'in bunları gülümseyerek söylemesi Lupin'i çok mutlu etmişti. Onun sözlerini bitirmesini bekliyordu. Bunu beklerken sürekli onu takip ediyor ve yüzüne bakmaya çalışıyordu. Her zaman Félix ' e karşı bir şeyler hissetmişti, ama bunu ondan başka hiç kimse bilmiyordu. Acaba Félix, Lupin hakkında ne düşünüyordu? Bu her zaman aklını karıştırıyordu. Félix'in gözlerine bakarken kız ona dönerek "Ee, bu arada ne yapıyorsun? Hangi rüzgar seni savurdu bu tarafa?" dedi gülümseyerek. Güzel soruydu. Neden buradaydı Lupin? Derin bir nefes alıp konuşmaya başlayacakken Félix'in de onun gözlerine baktığını gördü. Lupin de onun gözlerine bakarak gülümsedi. "Amcamı ziyarete ve biraz dinlenmeye gelmiştim." kahvesinden bir yudum alarak sözlerini bitirdi. Kahvesinden bir yudum daha alarak bakışlarını Félix'e çevirerek. "İnan seninle burada karşılaşacağım aklımdan bile geçmezdi. Ama seninle karşılaştığım için çok sevimdim. Seninle burada birlikte oturmak paha biçilemez" sözleri bittiğinde hala Félix'e bakıyordu.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz