leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Alixés Marjoline
Alixés Marjoline
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 77
Kayıt Tarihi : 27/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Alix

Artık Kaçma. Empty Artık Kaçma.

C.tesi Nis. 28, 2012 2:01 pm

Artık Kaçma. 003dp4cs Artık Kaçma. 065
So Emotional ~ Whitney Houston

    Kapıları üzerine kapattığınızda bir şeyleri uzak tutabilirsiniz belki. Eğer orada kapılar varsa kapatırsınızda eminim. Genede kalbinizde kapıların olmadığını öğrenmeniz çok zaman alır ve öğrendiğinizdeyde yüzleşmeniz gerekir. Çünkü artık kaçacak yeriniz kalmamıştır. İşte ışıltılı salondan koşarka kaçan genç kızda bunu öğrenmek üzereydi. Biraz önce kopan gürültüden daha fazla ses duyuyordu kulakları şimdi. Bu sesin kalbinin sesi olduğunaysa kesinlikle emindi, çünkü kaçtığı kişi öyle sıradna biri değildi. Bir Potter'dan kaçmak gerçekten çok zordu. Okula ilk geldiği günden beri etrafında bütün kızlar ondan bahsediyordu. elbette Leondier'in biricik aslanıydı o. Her kız onunla olmak istiyordu, bazıları olmuştu hatta. Bu durum Alix'e hep çok ağır gelmişti. İlk yıl onun haytalığı yüzünden kaybettiği bina puanlarını bahane ederek onun aslında o kadar da mükemmel olmadığına inandırmaya çalıştı kendini. Daha sonra o melez kendisine saldırdığında kaçacak bir yeri olmadığını hatırlıyordu. Genç kız eli, kolu bağlı kalmıştı o an. Gözleri koykuyla canını alacak yaratığa sabitlenmişti ve işte o zaman kurtarıcısı bina puanlarını yiyen hayta Potter'dan başkası olmamıştı. O andan beri kendine bahane edecek hiçbir şey bulamıyordu. Her seferinde Potter'la göz göze geldiğinde kaçar olmuştu. İlk başlarda bu kolaydı, binanın çirkin kızı olduğundan zaten kimse onu mükemmel Potter'ın alanına sokmuyordu. Üçüncü sınıfın başında değişen bedeniyle artık daha dikkat çekici olmuştu. Binasının erkekleri dahil herkes onu konuşmuştu hatta ilk ay. Başlarda zevk almıştı Alic bu durumdan ama şimdi canı acıyordu. James'den kaçmak git gide zorlaştığında ona olan hislerinin mükemmel Potter'lıktan çok daha fazla olduğunu öğrenmişti artık. Kendine bunu geçen yıl ititraf etmişti. Hogsmeade gezisinde şekerci dükkanına dalmıştı. Gözleri bütün şekerleri taramıştı o gün. Eğlence olsun diye kemirmek adına uzun şekerlerden birini almıştı. Onu çekiştirerek esnetirken yanına yaklaşan çocuğun sesiyle irkilmişti. Bu çocuğu da hatırlıyordu elbet. Mükemmel Malfoy'du bu da. Okulun bir numaralı çapkını olan çocuk aslında Alix'den bir yaş daha küçüktü ama bu onun için sorun olmamış olacaktı ki sözleri oldukça küstahtı.
    "Uğraştığın şekerden daha tatlı olduğuna eminim."
    "Teşekkür ederim. Şimdi izninle."
    "Nereye güzel Leondier? eğleniyorduk."
    Genç kız gölzerini eliyle tezgaha dayanmış yolunu engelleyen çocuğa dikmişti. Gerçekten yakışıklı bir çocuktu. Biçimli yüz hatları, gri-mavi gözleri ve çok açık sarı saçlarıyla dikkat çekiciydi. Kızların onunla birlikte olmak isteyişini anlıyordu ama kendisi bunu hiç istememişti. Aslında kimseyle daha birlikte olmamış biri olarak aklına bile getirmiyordu bu düşünceyi. Genede o çocuktan hoşlanmıyordu. Burnu büyük tavırlarıyla tam bir Selfier'di ve okuduğuna göre babasının kopyasıydı. Muggle doğumlulara soyu bozuk diyebilirlerdi ama Alix'e göre aslında soyu bozuk olan Malfoy'lardı. Aynı boş bakışları nesillerce aktarabilmişlerdi böylece. Şimdiyse o boş bakışlar gelip genç kızı bulmuştu. Genede genç kız hiç kendini yormadan birkaç adım ilerledi. Genç adamın kolunu hızla yolundan çekmeye çalışarak çekti. Karşısında duran çocuksa güçlü koluyla kızı daha fazla engellemek adına beline doğru hamle yaptı. Genç kız geriye kaçtığında çocuk hafifçe gülümsemişti. Bunun sarsıntısıyla yere düşen Alix başını aşağı eğmişti. Bu yüzden kurtarıcısının "İkile Malfoy!" şeklinde buyuran sesini duymuş ama kim olduğunu görmemişti. O an önüne uzanan eli tutarken gözlerini kaldırdığında James'le yüz yüze gelmişti. İşte o zaman onu ikinci defa kurtaran çocuğa olan hislerini fark etmişti. Bu durum onu her zamankinden daha fazla utandırdığı için hızlı bir teşekkür savurarak şekerini sahi almadan oradan uzaklaşmıştı.

    Şimdi belini avlununduvarına yaslamış, kollarını göğsüne dolamış bunları düşünen genç kız birkez daha bunun utancını yaşıyordu. Daha demin ona gülümseyen James'e hiçbir şey demeden hatta nezaketen bile gülümsemeden arkasını dönüp çekip gitmişti. Muhtemelen bu davranışı yüzünden genç adam kızın garip olduğunu hatta uğraşılmaya değmeyeceğini düşünüyor olmalıydı. Oysa genç kız sadece utanıyordu. Böyle hissetmesi aslında çok normaldi. James her kızın başını döndürüyordu ama genç kız diğer kızlar gibi yüzsüzce bunu dile getiremiyordu. İlk defa böyle şeyler hissediyordu ve buna daha alışamamıştı bile. İlk yıllar çirkin olduğu için onunla kimse ilgilenmediğinde James sıkıntısı olduğunu anlarsa mutlaka sorardı. Gerçi her seferinde genç kız bir şekilde geçiştirip gözden kaybolurdu. Daha sonraları James'e olan hayranlığı artarken diğer erkekler de onunla ilgilenmeye başlamıştı. Oysa genç kızın onalrla ilgilenecek hiç hali yoktu. Rüzgardan yüzüne gelen sarı saçlarını geriye doğru savurduğunda bunun farkına birkez daha vardı. Elini yere indirirken arkasından gelen ayak seslerini duydu. Kimin geldiğine bakmak adına arkasına döndüğünde bir anda olduğu yerde bocaladı. Bir süre onu izleyen yeşil gözlere dikti gözünü sonunda ne olduğunu anlayarak hızla yürümeye başladı. Çocuğun yanından sakince geçip gitmeyi planlıyordu. Aslında öyle de yapacaktı, tabii ki çocuk güçlü ve hızlı bir el hareketiyle onun bileğini yakalamasaydı. Bu dokunuşla sıçramıştı Alix ama korktuğu veya canı acıdığı için değildi bu, uzun süreden beri ilk defa James'e dokunduğu içindi. Zarif tutuşuyla beraber genç kızın kalbi daha hızlı atmaya başladı. Bu yüzden boğazına takılan hisle hiçbir şey diyemedi.
James Potter
James Potter
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 36
Kayıt Tarihi : 25/04/12

Artık Kaçma. Empty Geri: Artık Kaçma.

C.tesi Nis. 28, 2012 2:39 pm
    "Birazdan dönerim." diye mırıldandı genç büyücü. Onaylarcasına başını sallayan Hugo'yu görmezden gelip masadan kalktı. Alaycı tavrını bir kenara bırakıp bütün dikkatini kendisinden kaçtığına artık emin olduğu kıza yöneltmişti. Cadıyi neden bu kadar ilgi çekici bulduğunu bilmiyordu. Muhtemelen bütün kızlar ona yanaşmak için çaba gösterirken Alix inatla ondan kaçıyor olduğundandı. O kızda bir şeyler vardı. Bakışları her zaman James'i etkilemişti fakat şimdiye dek cadının peşine düşmek aklına yatmamıştı. Salondaki kargaşadan sıyrılıp adımlarını hızlandırdığında gürültü git gide bir uğultuya dönüşmeye başladı. Cadının narin bedeninin hızla ilerlediğini görebiliyordu. Gözden kaybolmaya başladığındaysa iyice hızlandı ve koşar adımlarla cadıyı takip etmeye devam etti. Neden durmadan kendisinden kaçtığını öğrenmek için can atıyordu. Onu kollamayı seviyordu. İzlemeyi, peşinde olmayı ve onunla konuşmayı... Yaklaşık iki yıldır pek muhabbetleri olmamıştı. Çünkü iki yıl boyunca cadı James'ten kaçabilmek için her yolu denemiş, büyücüden uzak durmak için elinden geleni yapmıştı. Alix fark etmese de iki yıldır James sürekli onu izliyordu ve ne zaman başı derde girse onun yanında bitiyordu.

    Avlunun duvarına yaslanmış olan cadıyı gördüğünde afallayarak olduğu yerde durmuştu genç büyücü. Baştan aşağı süzdüğü cadı için böyle hissettiğini fark etmemişti şimdiye dek. Hep korunması gereken fazlasıyla zayıf biri olarak görmüştü onu ve bunu kendisini gösterebilmesi için bir fırsat bilip, cadıya destek olmak için elinden geleni yapmıştı. Özellikle savaş esnasında gözünü ayırmadığı cadıya şimdi yanaşmak oldukça zor geliyordu. Zümrüt yeşili gözlerini cadıdan ayırmadan derin bir nefes aldı. Alix büyücünün varlığını hissetmiş, seri adımlarla ona doğru ilerlemeye başlamıştı. Gülümsedi ve bir şeyler söylemek üzere kendisine geldiğini düşündüğü cadıdan ayırmadı bakışlarını. Yanından geçen beden onu hüsrana uğratmıştı. Merakı öfkeye dönüşmek üzereyken arkasını döndü ve ani bir hareketle cadının bileğini kavradı. Gerilmiş çenesi ve omuzları, gözleri cadınınkilerle buluştuğunda tekrar gevşemişti. Bakışları dile getirebileceği bütün soruları yansıtıyor olmalıydı ki genç kız ağzını araladı. Fakat derin bir nefesten başka bir karşılık verememişti büyücüye. Neredeyse ağlamak üzere olduğunu fark ettiğinde James sıkıca sıkıca kavramış olduğu cılız bileği bıraktı ve kendisinden kaçmaya devam eden gözlerin içine bakmaya gayret ederek kafasını kurcalayan soruyu dile getirdi. "Benden neden kaçıyorsun?"
Alixés Marjoline
Alixés Marjoline
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 77
Kayıt Tarihi : 27/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Alix

Artık Kaçma. Empty Geri: Artık Kaçma.

Paz Nis. 29, 2012 9:38 pm

    Genç kız bileğinin bırakılmasıyla hemen kolunu çekmişti. Bunu bir refleks gibi yapmıştı ama aslında biraz daha o teni hissetmek istiyordu. Başını genç adama doğru kaldırdığında çocuğun yeşil gözleriyle karşılaştı. İşte o an yaptığı hatayı fark etmişti. Bir anda karşısında eridiği gözlere bakmak onun en büyük utancıydı belkide. Olmaması gereken bir sevgi içindeydi, her kız bu çocuğun peşindeydi ve Alix'in hiçbir şansı yoktu. Öylesine mükemmeldiki genç Potter. Oysa daha demin içeride yaşananlar hiçte öyle olmamıştı. Bu haksızlıktı aslında, James'e söylenenler büyük bir yalandan ibaretti. Genç kız utanmıştı bunları söylemeye orada. Bir anda çıkıp James'i savunduğunda olacakları biliyordu. Öne itilmekten çekiniyordu genç bedeni. Hem öylesine kırılgandı ki Selfier'lerin biri bile onu parçalamaya yeter gibiydi. Bilgileri vardı ama onları anlatacak gücü yalnızca arkadaşlarına yetiyordu. Oysa yanında olması gerektiğini biliyordu. O an çıkıp Malfoy'un suratına haykırmalıydı belki. James'in onu kurtardığını ama kendisinin sadece aptal oyunlardan ibaret olduğunu söylemeliydi. Genede yapamamıştı işte, komik olanıysa bunun sebebi Malfoy'dan korkması değildi. James'in dikkatini çekmek istemeyişindendi. Şimdiyse adamın sorduğu soruyla baş başa kalmıştı. Başta refleks olarak "Ben kaçmıyorum. Yani ben..." diye bir şeyler geveledi. Sonunda bundan vaz geçerek başını öne eğdi. Daha demin tuttuğu bileiğini yanına düşürerek yönünü değiştirdi. Bu sefer daha demin durduğu yere ilerlemişti. Gözlerini karanlıkta seçilen çimenliklere dikti. Ay ışığını izlerken ondan neden kaçtığını itiraf edemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden içeride söylemesi gerekenleri şimdi söylemek istedi. Aslında bu bile kaçış yoluydu ama bu sefer genç adama destek olmak istediğinden yapıyordu. Dudakları hareketlendiğinde sesi ciddiyetle "Malfoy'un söyledikleri..." diye başladı, hemen ardından "Onu dinleme. Sen bir isimden ibaret değilsin. Daha iyisisin, hatta ölmek üzere olan küçük bir kızın kurtarıcısısın." diyerek bir damla feda etti gözlerinden. Elini kaldırarak tersiyle yanağını sildi. Sonunda kurumuş dudakları bir kez açılınca susmayan genç kız bu kez daha fazla konuşamayacağının bilincinde sessizliği izlemeye devam etti. Söylediklerinin veya yaptıklarının yeterliliğini bilmiyordu, hem zaten umursamıyordu da. Potter'ın ona gelene kadar birçok destekçisi vardı, Alix gibi bir kızın sözlerini zaten çok fazla önemsemezdi.
James Potter
James Potter
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 36
Kayıt Tarihi : 25/04/12

Artık Kaçma. Empty Geri: Artık Kaçma.

Paz Nis. 29, 2012 9:56 pm
    Cadının masum ve kırılgan bedeni bakışlarına eşlik ediyordu. Dokunmaya kıyamayacağı teni ay ışığında parıldarken büyücünün gözleri cadıdan uzaklaşmayı reddedercesine direniyordu. Mavi bakışları cadınınkilerden ayrılmamakta kararlıydı. Bden kendisinden uzaklaşırken iç geçirdi ve onu takip ederek biraz önce bulunduğu noktaya kadar ilerledi. Cadının gözlerinden inen damlayla büyücünün merakı ve endişesi git gide artmaya başlamıştı. Herhangi bir şey söyleyebilme umuduyla dudaklarını aralasa da, onu destekleyebilecek herhangi bir sözcük sarf edememişti. Onu bulunduğu durumdan kurtaransa Alixes'in sözleri olmuştu. Potter cadının söylediklerinde samimi olduğunu biliyordu, fakat yanıldığına emindi. Malfoy ilk kez bu konuda haklıydı ve James'in bir kez olsun susması gerekiyordu. Tarih gerçekten de tekerrürden ibaret değildi ve bu kez bir Malfoy'un sözleri Potter2ı derinden yaralayabilmişti. Belki de tek zaafı olan babasını kullanması canını yakmıştı. Onun gibi olamaması, Hogwarts'ı kaybetmeleri, değil okulunu, orada hayatını kaybeden onca öğrenciyi kurtaramamış oluşu... Hepsi James'in suçuydu. Ne Albus'a, ne Lily'e ne Rose'a ne de Hugo'ya yıkamazdı bu olanların sorumluluğunu. En büyükleri olarak, okula ilk başlayan Potter olarak dimdik ayakta durması gereken, başarılı büyüleriyle herkesi kendine hayran bırakmak zorunda olan oydu. Muziplikleri ve maceraperestliğiyle kızların dikkatini çekmek değil, başarısı ve asaletiyle öğretmenlerin, bütün büyü dünyasının ilgisini çekmek istemişti. Ne var ki o bir Potter olmayı hak etmiyordu. Albus'u korurken ne kadar babasını yanında hissetse de, aynı başarıyı ve azmi gerçekten göstermesi gereken yerlerde göstermekten acizdi. yok olan gülümsemesiyle cadıya iyice yaklaştı ve Alixes'in elini sıkıca kavradı. Genç kız büyücünün dokunuşuyla bir kez daha irkilmişti ve bu konuda yalnız değildi. James de cadıya her dokunduğunda aynı ürpertiye kendinden geçiyordu. İliklerine işleyen koku Alixes'e aitti ve hiç içine çekemediği o kokuyu günlerdir, hatta fark etmemiş olsa da aylardır özlüyordu. Diğer elini yavaşça kaldırdı, Alixes'in pürüzsüz teninde, yanağında gezdirmeye başladı. Kendinden emin bakışları yine masumiyetini gözler önüne seren ela gözlere odaklanmıştı. Cadının nasıl bu kadar saf ve iyi niyetli olabildiğini düşünüyordu. Belki de cesaretinden ödün vermeyerek bu iyi niyetiyle bir Potter olması gereken kişi tam da karşısında duruyordu. Düşüncelerinden kendini arındırırken kendine geldi ve yavaşça elini cadının yanağından çekti. Rüzgar artmış, iki büyücünün de saçlarını savurmaya başlamıştı. Hala elini bırakmamış olduğu cadıya iyice sokulup gülümsedi. Alixes'in düzensiz nefesleri göğsünün hızla inip çıkmasına sebep oluyordu, ve genç kızın bu kadar heyecanlanmış olduğunu bilmek, James'i daha da mutlu ediyordu. "Bana ne hissettirdiğin hakkında en ufak bir fikrin yok değil mi?" Nefesi cadının tenine çarparken, fısıltısı rüzgarın uğultusuyla tınlamıştı. Genç bedene biraz daha yanaşıp dudağının kenarına bir öpücük kondurdu. Ardından tekrar gözlerinin içine baktı ve Alixes'in tepkisini ölçmeye çalıştı. Onu ürkütmediğinden emin olmaya çalışıyordu.
Alixés Marjoline
Alixés Marjoline
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 77
Kayıt Tarihi : 27/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Alix

Artık Kaçma. Empty Geri: Artık Kaçma.

Paz Nis. 29, 2012 10:35 pm

    Genç kız arkasında hissettiği bedenle bir an irkilmişti. Sözlerinin ne kadar etki ettiğinden emin değildi ama bu sıcaklığı hissetmek hoşuna gitmişti. Yıllardır bu genç adamdan kaçtığına inanamıyordu. Ona karşı olan hisleriyle bunu başarabilmek onun için büyük bir şeydi. Eline dokunan elle bir anda irkilmişti, genede bu sefer geri çekilmeye çalışamıyordu. Zaten bir kere içine çektiği bu kokuyla bunu yapmak imkansızlaşmıştı. Yanağına değen diğer elle titremesi geçmiş, yerini derin nefeslere bırakmıştı. Genç adam bir süre ona baktığında Alix'de karşısındaki bedeni birkez daha incelemişti. Gelişkin vücuduyla karşısında duruyordu. Yapılı duruşu okul gömleğinin altından bile belliydi. Biçimli yüz hatları bu vücudun güzelliğini tamamlıyordu. Dudakları öylesine kıvrımlıydı ve düzgünlüğünden hiçbir eşy kaybetmiyordu konuşurken. Gözleri yeşil mavi arası bir parlaklıkta gidip geliyordu ama her seferinde aynı mükemmel ışıkla parlıyordu. Cesaretin, hoşgörünün ve kahramanlığın ışığıydı bunlar. Oysa yüzüne düşen kederi görebiliyordu genç kız. İlk yıl olanlardan hala kendini sorumlu tuttuğunu biliyordu ve bu hiç hoşuna gitmiyordu. Oysa şimdi genç adamın kendisinden başka bir şey düşünemiyordu. Ona daha fazla sokulan bedenle bir anlığına gözlerini kapadı. Ne olduğunu anlamadan dibinde duyduğu ipeksi sesle hafifçe gülümseyerek gözlerini açtı. İnanamayan bir haldeydi ve dudağının kenarına gelen öpücükle gerçekten kendinden geçmiş gibiydi. Yıllardır her saniyesinde onu düşündüğü genç adam, harika Potter ona böylesine yakındı şimdi. Genç kız kızarmış bir yüzle duruyordu şimdi karşısında. Dizleri her an çözülecekmiş gibiydi. Bu yuzden boşta olan eliyle istemsizce genç adamın beline tutundu. Öylesine yakın duruyorlardı ki genç kız James'in nefesini dudaklarında hissedebiliyordu. Gözlerini birkaç defa kırpıştırmasının ardından "Ben..." şeklinde bir şey dedi ama bunun saçmalığını anlayınca bir daha asla cesaret edemeyeceği bir şeyi yaptı. Belki Leondier olmasındaki Selfier'lerin dediği gibi aptal cesaretiydi bu ama onca yıldan sonra böylesine yakınken engelleyememişti işte. Ufak dudaklarını genç adamın dudaklarına bastırdığında daha demin korkuyla tuttuğu beli şimdi kendine çekmişti. Tek elini genç adamın elinden diğerini belinden çekerek boynunun arkasında birleştirdi. O an ne yaptığının veya nerede olduğunu unutmuştu. Gerçekten yapabileceği en aptalca şeydi belki ama yapmıştı işte. Şimdi tek beklediği karşsında duran bedenin cevap vermesiydi. Eğer böyle bir şey olursa hayalleri gerçeğe dönüşmüş olacaktı.
James Potter
James Potter
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 36
Kayıt Tarihi : 25/04/12

Artık Kaçma. Empty Geri: Artık Kaçma.

Salı Mayıs 08, 2012 11:01 am
    Gözlerinde kendisini gördüğü bedenle aralarında aşılması gereken bir uzaklık kalmamıştı. Nefeslerinin birbirine çarptığı dakikalarda, cadının her sözü büyücünün kendinden geçmesini sağlıyordu. Bu konuda cadıdan daha tecrübeli olmasına karşın ilk kez bu kadar yoğun hisler beslediğinden emindi ve bu tutku karşısında nutku tutulmuştu. Tek bir kelime etme gereksinimi duymadan uzun müddet cadının gözlerine bakabilir, baş döndüren bir çekiciliğe sahip olan Alixes'in elini hiç bırakmayabilirdi. Biraz önce sıyrıldığı kargaşanın tesirinden yeni yeni kurtuluyordu. Fakat Malfoy'un iğneleyici sözleriyle açtığı yara çoktan kapanmıştı. Sarışın cadının bakışları bulundukları zaman dilimini unutturmaya yetecek kadar derindi. Okulun henüz ilk gününde, yıllardır bu anı bekliyormuşçasına sokulmuştu cadıya. Tren istasyonunda kompartımandaki yerini alıp, okuldaki son yılını değerlendirmesi gerektiği düşüncesiyle baş başa kalmak zorunda olmasının üzerinden henüz bir kaç saat geçmişti, fakat genç kızın yanında bu olanlar sanki yıllar öncesine ait hatıralarmış gibi gelmeye başlamıştı.

    Büyücü, cadının bakışlarındaki çekingenliğin kaybolmaya başlamasıyla biraz daha rahatladı. Gözleri cadının dudaklarında ve gözlerinde gidip geliyordu. Her nefes alıp verişinde suratına çarpan nefes, ardında bıraktığı meyvemsi kokuyla büyücünün başını döndürmeye devam etmekte ısrarlıydı. Buna ne zaman alışabileceğini merak etti büyücü. Belki de alışmamayı, her seferinde bu kadar heyecanlanıp kendinden geçmeyi diliyordu. Cadının bakışlarının tesiri altındayken, bedeninden bir kaç saniye için uzaklaşan dokunuşlar, bu kez büyücünün boynuna dolanmıştı. Cadının dokunuşları James'in tüylerini ürpertirken, Alixes'in gittikçe hızlanan kalp atışlarına odaklandı. Soğuk dudaklarına temas eden ılık nefes, büyücüye asla tahmin edemeyeceği bir zevk vermişti. İçindeki şehvetin alevlenmesiyle, cadının dudaklarına bastırdığı dudaklarına karşılık, genç bedeni belinden sımsıkı kavrayarak hızla kendine çekti. James'in dakikalardır bu anı bekliyor oluşu bu hamlesiyle gözler önüne serilmişti. Alixes'in öpücüğüne içindeki bütün tutkuyla karşılık verirken, düzensizce alıp verdiği nefeslerini ve kalp atışlarını düzene sokmak için herhangi bir çaba harcama gereksinimi duymuyordu. Şayet kolları arasındaki genç kızın da aşağı kalır yanı yoktu. Zaman genç kızın dudaklarında kendini kaybetmişken geçmek bilmiyordu, ve rüzgar esintileri içinde alevlenmeye devam eden hislerle orantılı olarak şiddetleniyordu. Cadının yavaşça kendisini çekmesi, belki saniyeler almış olsa da her iki tarafa da saatler gibi gelmiş olmalıydı. Yüzündeki gülümsemeyle gözlerini araladı ve genç kızın suratına büyük bir aşkla baktı. Alixes'in kıpkırmızı olmuş yanaklarını fark etmemek mümkün değildi. Bundan sona ne olacağını düşünemiyordu. Cadıyla neler yaşayabileceklerini hayal etmesi mümkün değildi. Herhangi bir şey düşünmekten acizdi büyücü. "Sanırım şimdi biraz da olsa fikir sahibi oldun."
Alixés Marjoline
Alixés Marjoline
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 77
Kayıt Tarihi : 27/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Alix

Artık Kaçma. Empty Geri: Artık Kaçma.

Çarş. Mayıs 09, 2012 7:42 pm


    Karanlık gecenin kısa saçtığı ışık şimdi bütün hücrelerine işlemişti. Öpücüğün ardındaki zarafeti dudaklarında hisseden genç kız gözlerini yummuştu. Kolları arasında eridiği, bittiği, yıkıldığı gence tamamiyle dayanmıştı. Ona karşılık veren bedenin titremesinin verdiği hazla gözleri açılmayacak gibiydi. Öpücüklerin derinliği bir süre devam ettiğinde karanlıkta etkili olan tek şey duygularıydı. Oysa Alix bir saat öncesinde böyle bir şeyin imkansızlığı içinde boğuluyordu. Şimdiyse ufacık bedeni güçlü Potter'ın kolları arasına huzur buluyordu. Mavi gözleri karşısındakinin yeşillikleriyle birleştiğinde alınları birbirinine dayalı iki gencin nefesleri karışıyordu havada. Gözler hiçbir şeyi atlamak istemiyor gibi bütün özeniyle inceliyordu karşısındaki gözleri. İkisinin parlaklığı geceyle karıştığında bir grilik sunuyordu sabaha. Oysa güneşin doğmasına daha öyle çok vardıki. James'in babasının onlara sunduğu mükemmel dünya yoktu karşılarında, melezlerin saldırılarıyla yıkılma tehditi yaşayan bir dünya vardı. Bu dünya içindr genç kız hiçbir şey hatırlamayacak gibiydi duyduğu sesle. Şarkı gibi kulaklarına işleyen kısık sesle birlikte gözleri sakince çevrildi yeniden karanlığa. Ufak bedeni uzaklaştı sevdiği kokudan. Dünyaya döndü ve o an bir şeyler kafasına dank etti genç kızın. Beş yıl boyunca peşinden koştuğu ama utancından kendine bile söyleyemediği aşkını yaşamıştı daha demin. Oysa şimdi ona öylesine uzak geliyorduki yeniden. Bir beş yıl daha uzaklara uçacakmış gibiydi James. Oysa karşısında duran büyücü genç kızın artık hissettirdikleri konusunda bilgili olduğunu biliyordu. Oysa bu bilginin altında eziliyordu genç kızın ufak bedeni. Genç Potter'ın onu sevmesi öylesine güzel ve aynı zamanda öylesine korkutucuydu ki bir anda ne olduğunu şaşırdı güzel kız. Heyecanı yarıda kalmış dudakları alev alev konuştu. "Ben de. Ama bu öyle zor ki... Acı verici ama düşünmeliyim. Bu çok ani oldu ve sen..." Gözlerini yumdu ve son sözlerini savurdu. "Sen beni sevemezsin. Ben sıradan bir kızdan başka bir şey değilim oysa sen gerçekten harikasın. Bilemiyorum bu öylesine hayal gibiki gideceğim ve uyanacağım." Sözcükleri bittiğinde tek bir laf daha etmeden çocuğa yaklaştı. Sıcak dudaklarına son bir öpücük bırakmasının ardından işaret parmağını susması adına aynı dudaklara götürdü. Mavi gözlerini yeşilliklerle buluşturdu ve bir süre beynine kazıdığı bu anı yaşadı. Sonunda kaçak kız yeniden kaçmaya başladı. Hızlı adımlarıyla okula girip gözden kayboldu.



SON
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz