Nils Wójcik
+11
Diogenis Damaskinos
Josephine Leveraux
Toro Vikingreisi
Briseis
Priscilla Derichs
Charles Crestor
Julien Jouvenet
Wilbur Goldstein
Blaise Morrell
Marlon Blackwood
Nils Wójcik
15 posters
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Nils Wójcik
C.tesi Nis. 28, 2012 3:19 pm
It's a Cindrella story. Cinderella is also Prince Charming.
Polonya, Kraków
27 Ekim, 1998
Ne erkek, ne kadın.
Gerçek sarışın.
En sevdiği renk kırmızı.
Ressam,
ufak bir sütydosu var,
kötü şöhretli ama gerçekten sanat yapıyor.
Stüdyosu karga ve kuzgunlarla dolu, bir kaç İskoç kedisi var.
Dedesinden dolayı; İbranice, Yunanca, Aramca ve Latince'ye merağı var, süper sayılmaz pek.
İki ana dili var. Üç yaşına kadar bu yüzden konuşamadı.
Parlak şeylere müthiş bir merağı var, tatlıdan başka şey yemez neredeyse.
Mad Hatter en sevdiği hayali kahraman.
Necronomicon'un varlığına inanıyor.
27 Ekim, 1998
Ne erkek, ne kadın.
Gerçek sarışın.
En sevdiği renk kırmızı.
Ressam,
ufak bir sütydosu var,
kötü şöhretli ama gerçekten sanat yapıyor.
Stüdyosu karga ve kuzgunlarla dolu, bir kaç İskoç kedisi var.
Dedesinden dolayı; İbranice, Yunanca, Aramca ve Latince'ye merağı var, süper sayılmaz pek.
İki ana dili var. Üç yaşına kadar bu yüzden konuşamadı.
Parlak şeylere müthiş bir merağı var, tatlıdan başka şey yemez neredeyse.
Mad Hatter en sevdiği hayali kahraman.
Necronomicon'un varlığına inanıyor.
Polonya'nın en güzel şehri ve en tiksinti uyandıran ailesi. Yahudi dönmesi, devrimci şiirleriyle ülkesinden sürülen ve pek acılı bir aile geçmişi olan bir anne. Deli bakışlarına rağmen eşinden daha güzel olan ve büyüyü, büyücülerden daha iyi bilen bir baba. Nesilden nesile aktarılan güçleri zavallı denekler üzerinde uygulayıp güçlü akademik kariyer elde elden akrabalar. Son olarak altı yıl sonunda aileye bahşedilen, hepsinin karışımı Nils.
Annesinin ölümüne şahit olduğunda ilk keşfediyor sahip olduğu ayrıcalığı. Her zaman hayran olduğu kadının aşağılanmış, ölü bedeninin başında öğreniyor kurbanların zihinlerini zehirlemeye. Babası, başlarına gelen felaketlerden sonra aldığı tehditlerle evi terkedip, Nils'i büyükanne ve babasına bırakıyor. Altı ay sonra kederden ve sahip olduğu gücün zararlı hale gelişinden ötürü ölüyor.
Metinsel Eleştirmen olan büyükbabası ve Sosyal Psikolog olan büyükannesinin elinde büyürken şahit olduğu şeyler annesinin ölümünün iğrençliğini bile unutturuyor kendisine. Güçleri bir denek gibi kullanıldıktan sonra ustalaşmaya başlıyor, son olarakta sahip olduğu nimetin eğlenceli yanlarını keşfediyor.
Kişiliği oldukça karmaşık. Hafif kaçıktır ve fazla liberal bir ailede büyüdüğünden sınırları yoktur. Laubali biri sayılmaz, her konuda söyleyecek bir lafı vardır çoğu zaman. Hiçbir zaman duygusal bir ilişki yada bağı olmadı. Çoğu şeyin büyüsü dile getirdikten sonra kaçtı ve sıkıldı. Ailesinin ölümünden hiç bahsetmez, hatta soranlara kafasından uydurduğu hikayeleri anlatıyor, her defasında farklı bir şey tabii. Dış görünüşü erkekten çok bayana benzediği için pek tercih edilen bir tip olmadı. Çekingenliğinden kurtulmaya başladığı dönemlerde parladı yıldızı ve akıl bulandırıp, etkilemede başarılı olduğu için epey ün yaptı. Yer yer alaya varan şımarık davranışları gayet ölçülüdür ama. İşveli bir gülüşle insanları çağırmayı sever, dokunmak zordur ama. Görgü kurallarını bilir, her insanla anlaşma kabiliyeti vardır. En sevdiği iş insanların yüzündeki mimik değişimidir, şaşkınlık, dehşet biraz korku. Oturup adam akıllı dinlediğinizde gerçekten bilge bir tip, sadece yöntemleri sıradışı. Kendi kendine kaldığı zamanlarda fazlaca sessiz ve sakindir çoğunlukla bir şeyler okur. Kraków'daki hayatını çok sevmesine rağmen eğitim için Londra'ya taşındı. Resim bölümünden mezun olunca ilk iş sahip olduğu yeteneği özel güçleriyle birleştirmek oldu. Tabii, bizim normal anlamda algıladığımız sanattan ziyade biraz ötekileştirilmiş ve korku uyandıran bir sanatçı oldu.
Şimdi aradıklarıma geçersek;
Güçlerini eğlenmek için kullanırken keşfediliyor aslında. De Vries'e katılması için bir aracı olabilir.
Pek fazla katliam insanı sayılmaz, daha çok tek başına görev almayı tercih eder bu yüzden uğraşacağı kurbanlar da özeldir. Görev buyuran birileri olabilir ve tabii uğraştığı insanlar.
Devamlı dizinin dibinde oturduğu böyle karizmatik birileri olabilir, Nils pek itici olmasa da lafını esirgemez ama;
- Josephine Leveraux, beraber sıkça sanatsal faaliyetlerde bulunuyorlar. Tablolarını yapmak için ondan daha şahane bir parça bulamazdık. Nils onun için Muse mı yoksa Jester mı ilerleyen sezonlarda göreceğiz. Ayrıca bu hanımın ev kedisi oluyorum, sanırım?
Akrabalar da isterim ama çok az ve bir şeyler yazılacak tipler olsun;
- Marlon Blackwood, uzaktan akraba. Aile yemeğiydi, kış balosuydu derken ailesinden olduğunu öğrendiği bir başka kişi. Ailesinin renk skalası fazlasıyla geniş. Kendi kaçıklarından ziyadesiyle farklı, hafiften Poe esintili olduğu için dikkat çeken efendi bir zat. Ailenin dinazorlarından farklı oluşu davetlerin en az safhada bayık geçmesine neden oluyor, ne güzel. Kulaktan dolma dedikodularla uzun zaman önce eşini kaybettiğini öğrendik, ne acı, benzer bir geçmiş. Merak uyandıran ama dokunmaya kıyamadığınız insanlardan; çabuk kırılacak gibi. Sığındığı ve güvendiği liman Cozefin'in, kendi ailesine de el attığını bilse, Nils'in güzel yüzünde nasıl bir şimşek çakardı acaba? Lost kadar çetrefilli olmasa da yakında öğrenmeyi umuyoruz.
Arkadaşları da olsun ama çok pofuduk değildir kendisi, mesafeli ilişkiler.
Ondan hiç hoşlanmayan, görüntüsünden dolayı nefret edenler ve tabii beğenenler olabilir.
- Blaise Morrell, Nils'in görüntüsünü beğeniyor anladığım kadarıyla, genel hatlarıyla onu kim beğenmez zaten. Ama davulun sesi uzaktan güzeldir tabii. Nils onun hakkında kesin yargılara varamıyor, fazla ciddi, mesafeli, hayatı gayet planlı. Kendisine uymasa da saygı duyuyor, takdir ediyor. Onun hayatını yaşamadığı için şükrediyor gizliden.
Stüdyosunu sabote edenler de olabilir. XD
Şimdi, biraz tacizci bir yönü vardır. Kötü anılarıyla oynamayı sevdiği kişiler olabilir. Bol bol. o.o
Bu zamana kadar bir kaç ilişkisi olmuştur herhalde, masum yüzüne kanmış birileri falan.
- Julien Jouvenet, annesinin akrabalarından biriydi, uzaktan ama gereğinden fazla yakındı her zaman. İlk başlarda eğlenceli olacağını düşünmüştü Nils; fazla zeki olmadığını keşfetti tabii, düşünme işine ondan sonra son verdi. Londra'ya yerleşme sebebimiz oldu. Kaçmak istediği ama yapamadığı, korktuğu tek varlık Julien. Onun hakkında bildikleri sınırlı neyseki. Adamın hissettiği saplantılı aşk belki de kurbanlarından biri yapmıyor zavallı Nils'i.
Pek fazla gerçek aşk dolaylarında gezeceğini sanmıyorum ama cidden sevipte kavuşamadığı biriyle drama yapabiliriz. Böyle bol çetrefilli şeyler.
Ailesi büyücüler yüzünden katlediliyor, belki o katillerden birisi olmak isteyen çıkabilir.
De Vries'den uzak tutup başka meşgaleler bulması için kafasını ütüleyen birileri de olabilir. :p
Nils fazla popüler sanat üreten biri sayılmaz böyle aman aman yaklaşmayalım gibi bakıyor insanlar, bu yönüyle iyi malzeme çıkabilir.
De Vries'de bir büyücü;
- Attila Qinghai, Büyücülere olan bakış açısı çok kesindi diyemeyiz Nils için, fakat bu De Vries içinde barınan tipten gerçekten rahatsızlık duyuyordu. Güvenmiyordu da, kendi insanlarıyla birlik olamayan birinin yıllarca ezilmiş ve katliamdan çekinmeyecek bir diğer topluluğa girme çabası da neydi? Öfkesini yenmesi zaman almıştı, sonrasında göz hapsine aldı onu. Belli belirsiz takipleri, üstüne çekinmeden diktiği gözleri. Rahatsız ettiğini ve kızdırdığını umursamadan üstüne gitti aylarca. Görüntüsünün ve davranışlarının Attila üzerindeki etkisini de biliyordu, yer yer gösterdiği hırçın inadı ve kızgınlık; ama Nils keyif duyuyordu bu belirtilerden. Çünkü Nils'e duyduğu her hissi Attila'da hak ediyordu, neredeyse farksızdılar sahip oldukları nimetler konusunda. Zihniyle oynamak zordu, doğuştan yetenekliydi ama kendisini durdurmazdı. Ondan kurtulmak yerine bir açığını yakalayıp linç ettirmeyi tercih ederdi. Tam aksi oldu ama. Yanına sevimli bir suratla gelip muska hediye ettiğinde eline tutuşturulan şeye gülmüştü. Hala cebinde bir yerlerde. Hikayesini artık biliyor, ama Jesus yerine Antichrist olmak ona daha çok yakışacak. Büyücüleri ailesinin kirli deneyleri yüzünden çok iyi tanıyor, fakat yanı başında olanı incelemek çok daha yararlı. Ondan göreceği her yeniliğe karşı sabırsız ve istekli.
BFF;
- Wilbur Goldstein, Portre ödevinin kurtarıcısı, Yahudi veledi Mr. Parker. Nils'in sayılı sevenlerinden ve sevdiklerinden, kimyaları fazla tutuyor yani. Kütüphane ve sigara talan etmekte üstüne yok, şikayetçi miyiz, hayır. u.u Morrissey'e ne kadar benziyor, farkettiniz mi? *.*
Özel kurgulara da açığım, benim üretebildiklerim şimdilik bu kadar. Tek ricam karakterinizi tanıtın. Saygılar.
Annesinin ölümüne şahit olduğunda ilk keşfediyor sahip olduğu ayrıcalığı. Her zaman hayran olduğu kadının aşağılanmış, ölü bedeninin başında öğreniyor kurbanların zihinlerini zehirlemeye. Babası, başlarına gelen felaketlerden sonra aldığı tehditlerle evi terkedip, Nils'i büyükanne ve babasına bırakıyor. Altı ay sonra kederden ve sahip olduğu gücün zararlı hale gelişinden ötürü ölüyor.
Metinsel Eleştirmen olan büyükbabası ve Sosyal Psikolog olan büyükannesinin elinde büyürken şahit olduğu şeyler annesinin ölümünün iğrençliğini bile unutturuyor kendisine. Güçleri bir denek gibi kullanıldıktan sonra ustalaşmaya başlıyor, son olarakta sahip olduğu nimetin eğlenceli yanlarını keşfediyor.
Kişiliği oldukça karmaşık. Hafif kaçıktır ve fazla liberal bir ailede büyüdüğünden sınırları yoktur. Laubali biri sayılmaz, her konuda söyleyecek bir lafı vardır çoğu zaman. Hiçbir zaman duygusal bir ilişki yada bağı olmadı. Çoğu şeyin büyüsü dile getirdikten sonra kaçtı ve sıkıldı. Ailesinin ölümünden hiç bahsetmez, hatta soranlara kafasından uydurduğu hikayeleri anlatıyor, her defasında farklı bir şey tabii. Dış görünüşü erkekten çok bayana benzediği için pek tercih edilen bir tip olmadı. Çekingenliğinden kurtulmaya başladığı dönemlerde parladı yıldızı ve akıl bulandırıp, etkilemede başarılı olduğu için epey ün yaptı. Yer yer alaya varan şımarık davranışları gayet ölçülüdür ama. İşveli bir gülüşle insanları çağırmayı sever, dokunmak zordur ama. Görgü kurallarını bilir, her insanla anlaşma kabiliyeti vardır. En sevdiği iş insanların yüzündeki mimik değişimidir, şaşkınlık, dehşet biraz korku. Oturup adam akıllı dinlediğinizde gerçekten bilge bir tip, sadece yöntemleri sıradışı. Kendi kendine kaldığı zamanlarda fazlaca sessiz ve sakindir çoğunlukla bir şeyler okur. Kraków'daki hayatını çok sevmesine rağmen eğitim için Londra'ya taşındı. Resim bölümünden mezun olunca ilk iş sahip olduğu yeteneği özel güçleriyle birleştirmek oldu. Tabii, bizim normal anlamda algıladığımız sanattan ziyade biraz ötekileştirilmiş ve korku uyandıran bir sanatçı oldu.
Şimdi aradıklarıma geçersek;
Güçlerini eğlenmek için kullanırken keşfediliyor aslında. De Vries'e katılması için bir aracı olabilir.
Pek fazla katliam insanı sayılmaz, daha çok tek başına görev almayı tercih eder bu yüzden uğraşacağı kurbanlar da özeldir. Görev buyuran birileri olabilir ve tabii uğraştığı insanlar.
Devamlı dizinin dibinde oturduğu böyle karizmatik birileri olabilir, Nils pek itici olmasa da lafını esirgemez ama;
- Josephine Leveraux, beraber sıkça sanatsal faaliyetlerde bulunuyorlar. Tablolarını yapmak için ondan daha şahane bir parça bulamazdık. Nils onun için Muse mı yoksa Jester mı ilerleyen sezonlarda göreceğiz. Ayrıca bu hanımın ev kedisi oluyorum, sanırım?
Akrabalar da isterim ama çok az ve bir şeyler yazılacak tipler olsun;
- Marlon Blackwood, uzaktan akraba. Aile yemeğiydi, kış balosuydu derken ailesinden olduğunu öğrendiği bir başka kişi. Ailesinin renk skalası fazlasıyla geniş. Kendi kaçıklarından ziyadesiyle farklı, hafiften Poe esintili olduğu için dikkat çeken efendi bir zat. Ailenin dinazorlarından farklı oluşu davetlerin en az safhada bayık geçmesine neden oluyor, ne güzel. Kulaktan dolma dedikodularla uzun zaman önce eşini kaybettiğini öğrendik, ne acı, benzer bir geçmiş. Merak uyandıran ama dokunmaya kıyamadığınız insanlardan; çabuk kırılacak gibi. Sığındığı ve güvendiği liman Cozefin'in, kendi ailesine de el attığını bilse, Nils'in güzel yüzünde nasıl bir şimşek çakardı acaba? Lost kadar çetrefilli olmasa da yakında öğrenmeyi umuyoruz.
Arkadaşları da olsun ama çok pofuduk değildir kendisi, mesafeli ilişkiler.
Ondan hiç hoşlanmayan, görüntüsünden dolayı nefret edenler ve tabii beğenenler olabilir.
- Blaise Morrell, Nils'in görüntüsünü beğeniyor anladığım kadarıyla, genel hatlarıyla onu kim beğenmez zaten. Ama davulun sesi uzaktan güzeldir tabii. Nils onun hakkında kesin yargılara varamıyor, fazla ciddi, mesafeli, hayatı gayet planlı. Kendisine uymasa da saygı duyuyor, takdir ediyor. Onun hayatını yaşamadığı için şükrediyor gizliden.
Stüdyosunu sabote edenler de olabilir. XD
Şimdi, biraz tacizci bir yönü vardır. Kötü anılarıyla oynamayı sevdiği kişiler olabilir. Bol bol. o.o
Bu zamana kadar bir kaç ilişkisi olmuştur herhalde, masum yüzüne kanmış birileri falan.
- Julien Jouvenet, annesinin akrabalarından biriydi, uzaktan ama gereğinden fazla yakındı her zaman. İlk başlarda eğlenceli olacağını düşünmüştü Nils; fazla zeki olmadığını keşfetti tabii, düşünme işine ondan sonra son verdi. Londra'ya yerleşme sebebimiz oldu. Kaçmak istediği ama yapamadığı, korktuğu tek varlık Julien. Onun hakkında bildikleri sınırlı neyseki. Adamın hissettiği saplantılı aşk belki de kurbanlarından biri yapmıyor zavallı Nils'i.
Pek fazla gerçek aşk dolaylarında gezeceğini sanmıyorum ama cidden sevipte kavuşamadığı biriyle drama yapabiliriz. Böyle bol çetrefilli şeyler.
Ailesi büyücüler yüzünden katlediliyor, belki o katillerden birisi olmak isteyen çıkabilir.
De Vries'den uzak tutup başka meşgaleler bulması için kafasını ütüleyen birileri de olabilir. :p
Nils fazla popüler sanat üreten biri sayılmaz böyle aman aman yaklaşmayalım gibi bakıyor insanlar, bu yönüyle iyi malzeme çıkabilir.
De Vries'de bir büyücü;
- Attila Qinghai, Büyücülere olan bakış açısı çok kesindi diyemeyiz Nils için, fakat bu De Vries içinde barınan tipten gerçekten rahatsızlık duyuyordu. Güvenmiyordu da, kendi insanlarıyla birlik olamayan birinin yıllarca ezilmiş ve katliamdan çekinmeyecek bir diğer topluluğa girme çabası da neydi? Öfkesini yenmesi zaman almıştı, sonrasında göz hapsine aldı onu. Belli belirsiz takipleri, üstüne çekinmeden diktiği gözleri. Rahatsız ettiğini ve kızdırdığını umursamadan üstüne gitti aylarca. Görüntüsünün ve davranışlarının Attila üzerindeki etkisini de biliyordu, yer yer gösterdiği hırçın inadı ve kızgınlık; ama Nils keyif duyuyordu bu belirtilerden. Çünkü Nils'e duyduğu her hissi Attila'da hak ediyordu, neredeyse farksızdılar sahip oldukları nimetler konusunda. Zihniyle oynamak zordu, doğuştan yetenekliydi ama kendisini durdurmazdı. Ondan kurtulmak yerine bir açığını yakalayıp linç ettirmeyi tercih ederdi. Tam aksi oldu ama. Yanına sevimli bir suratla gelip muska hediye ettiğinde eline tutuşturulan şeye gülmüştü. Hala cebinde bir yerlerde. Hikayesini artık biliyor, ama Jesus yerine Antichrist olmak ona daha çok yakışacak. Büyücüleri ailesinin kirli deneyleri yüzünden çok iyi tanıyor, fakat yanı başında olanı incelemek çok daha yararlı. Ondan göreceği her yeniliğe karşı sabırsız ve istekli.
BFF;
- Wilbur Goldstein, Portre ödevinin kurtarıcısı, Yahudi veledi Mr. Parker. Nils'in sayılı sevenlerinden ve sevdiklerinden, kimyaları fazla tutuyor yani. Kütüphane ve sigara talan etmekte üstüne yok, şikayetçi miyiz, hayır. u.u Morrissey'e ne kadar benziyor, farkettiniz mi? *.*
Özel kurgulara da açığım, benim üretebildiklerim şimdilik bu kadar. Tek ricam karakterinizi tanıtın. Saygılar.
- Marlon BlackwoodKonsey Üyesi, Leondier Temsilcisi
- Mesaj Sayısı : 222
Kayıt Tarihi : 15/04/12
Geri: Nils Wójcik
Paz Nis. 29, 2012 11:02 am
Marlonla akrabamsı bir şeyler demiştik sanki. Daha fazla bilgi için Marlon'un başlığı ki sen görmüştün.
Cozefin'le de şöyle bir şey geldi aklıma. Cozefin böyle resimdi, operaydı, edebiyattı çok düşkün böyle şeylere. Bu vesileyle de tanışmış olabilirler, o konuda bir hayli fikirlerim var, bilahare konuşuruz. Cozefin kimseye göstermediği portrelerini yaptırsın Nils'e eğer portre yapıyorsa. Bu portre yaptırmalar falan ikisi için de bir terapi, seans gibi rahatlama zamanı olabilir mesela? Nils kabul ederse Cozefinin kedisi olsun böyle. Ahah. Muse gibi bir şey yani. Hatta Cozefin Nils diye seslenmez de dokuz muse'dan birinin adıyla seslenirBöyle etrafında dolaşsın sürekli bilmem ne. Anlatamadım gerçi.
Cozefin'le de şöyle bir şey geldi aklıma. Cozefin böyle resimdi, operaydı, edebiyattı çok düşkün böyle şeylere. Bu vesileyle de tanışmış olabilirler, o konuda bir hayli fikirlerim var, bilahare konuşuruz. Cozefin kimseye göstermediği portrelerini yaptırsın Nils'e eğer portre yapıyorsa. Bu portre yaptırmalar falan ikisi için de bir terapi, seans gibi rahatlama zamanı olabilir mesela? Nils kabul ederse Cozefinin kedisi olsun böyle. Ahah. Muse gibi bir şey yani. Hatta Cozefin Nils diye seslenmez de dokuz muse'dan birinin adıyla seslenirBöyle etrafında dolaşsın sürekli bilmem ne. Anlatamadım gerçi.
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Paz Nis. 29, 2012 11:19 am
Evet o akrabalığı ekleyeceğim ama bir olay uydurmaya çalışıyorum. İlginç bir şey gibi.
Sanatsal kurguların hepsine açık, portrede yapar diploması sağlam :D Nils'den daha iyi Muse bulabilir bence ama istersen olsun, ev kedisi triplerine çok müsaittir, dizinin dibinde oturur. Biraz saray soytarısı nüktedanlığı da vardır ama alışverişleri iyi olduğu sürece Cozefin'e çok yardımı dokunabilir. Hatta Nils'i keşfeden kişi de olabilirsin, polis memuruna göbek attırıp eğleniyordur, sen de gel harcanma buralarda ananı babanı katledeni bulalım diyerek çelmişsindir aklını. Espiri anlayışı biraz gariptir ama. u.u
Sanatsal kurguların hepsine açık, portrede yapar diploması sağlam :D Nils'den daha iyi Muse bulabilir bence ama istersen olsun, ev kedisi triplerine çok müsaittir, dizinin dibinde oturur. Biraz saray soytarısı nüktedanlığı da vardır ama alışverişleri iyi olduğu sürece Cozefin'e çok yardımı dokunabilir. Hatta Nils'i keşfeden kişi de olabilirsin, polis memuruna göbek attırıp eğleniyordur, sen de gel harcanma buralarda ananı babanı katledeni bulalım diyerek çelmişsindir aklını. Espiri anlayışı biraz gariptir ama. u.u
- Marlon BlackwoodKonsey Üyesi, Leondier Temsilcisi
- Mesaj Sayısı : 222
Kayıt Tarihi : 15/04/12
Geri: Nils Wójcik
Paz Nis. 29, 2012 11:32 am
Ahahah, olur olur. Cozefin muhafazakar olsa da odun falan değil zira. Orta evropa gezilerinden birinde Nils'in izine rastlayıp peşine düşmüştür. Ayrıca muse olur bence olur olur. Çünkü oradaki muse sanatsal bir şeyden ziyade melez-büyücü çatışmasında ilham verecek bir şey. Nils de bu olayda çok simgesel bir yerde duruyor bence. Anası babası öldürülmüş ve sair...
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Paz Nis. 29, 2012 11:37 am
Eheh peki ekledim yüzeysel bir biçimde. Ah, böyle şeyler söyleme Nils şımarmaya çok müsaittir. :p
- Blaise MorrellSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt Tarihi : 29/04/12
Geri: Nils Wójcik
Paz Nis. 29, 2012 2:32 pm
Görüntüsünü beğenenlerden olabilir Blaise. Çok ilginç rpler çıkar diye düşünmekteyim. Tabi bu küçük dersen yeni karakter açmayı da planlıyorum, o da olabilir.
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Paz Nis. 29, 2012 3:12 pm
Bana uyar iki türlü de. Ama yetişkin olursa da daha iyi gider RP'ler evet. :]
- Wilbur GoldsteinŞarkıcı
- Mesaj Sayısı : 186
Kayıt Tarihi : 30/04/12
Lakap : Willie.
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 6:45 pm
Aaa merhaba ben geldim. *-*
Şimdi Wilbur yahudi. Ailesi 1930ların sonuna doğru britanyaya göçmüş, mençıstırda yaşamışlar. Sonra Wilbur'da ailenin arada hortlayan büyücülük özelliği görülünce bunu okula postalıyorlar tabi. 5te2 gibi bir görülme sıklığı var büyücülüğün ailede. Neyse eğitimi başlayınca Wilbur fotoğrafçı olan dayısı Rubens'in yanına taşınıyor Londra'ya. Sadece Hannukah'da falan gidiyor ailesinin yanına, onun dışında tatillerde hep Londra'da. Ailesinin yanında sadece ibranice konuşuyor çünkü ailesi öyle istiyor. O evde ingilizce çok az konuşulur.
Sanattı manattı hep böyle şeyleri sever Wilbur. Kitaplarla arası çok iyi. Kimsenin bilmediği/sevmediği şeyleri okumaktan hoşlanıyor ve dini metinlere bayılıyor. Uysaldır, Herkesle iyi geçinmek gibi bir derdi yoktur ama hadi şuna bulaşayım da gününü görsün hövöböhö havası da yok. Orta şekerli yani.
On yaşından beri şişe dibi gözlük kullanıyor, on beş yaşından beri de sigara içiyor. Ama parası olunca. Yoksa birilerinden otlanıyor falan. Her yere girip çıkacak kadar güven sahibidir ama ters bişiler görünce de ortamdan kayboluvermesini bilir.
Kendisine kalsa İngiliz dili ve edebiyatı okuyacaktı ama büyücülük işi çıkınca kaldı öyle. Belki sonra diye hayal kuruyor. Evet bir de çok hayal kurup çok soru sorar. Biraz garip bir çocuktur esasında. Olmadık şeyleri çat diye sorar, patavatsız azıcık ucundan.
İşte böyle bir şey
Şimdi Wilbur yahudi. Ailesi 1930ların sonuna doğru britanyaya göçmüş, mençıstırda yaşamışlar. Sonra Wilbur'da ailenin arada hortlayan büyücülük özelliği görülünce bunu okula postalıyorlar tabi. 5te2 gibi bir görülme sıklığı var büyücülüğün ailede. Neyse eğitimi başlayınca Wilbur fotoğrafçı olan dayısı Rubens'in yanına taşınıyor Londra'ya. Sadece Hannukah'da falan gidiyor ailesinin yanına, onun dışında tatillerde hep Londra'da. Ailesinin yanında sadece ibranice konuşuyor çünkü ailesi öyle istiyor. O evde ingilizce çok az konuşulur.
Sanattı manattı hep böyle şeyleri sever Wilbur. Kitaplarla arası çok iyi. Kimsenin bilmediği/sevmediği şeyleri okumaktan hoşlanıyor ve dini metinlere bayılıyor. Uysaldır, Herkesle iyi geçinmek gibi bir derdi yoktur ama hadi şuna bulaşayım da gününü görsün hövöböhö havası da yok. Orta şekerli yani.
On yaşından beri şişe dibi gözlük kullanıyor, on beş yaşından beri de sigara içiyor. Ama parası olunca. Yoksa birilerinden otlanıyor falan. Her yere girip çıkacak kadar güven sahibidir ama ters bişiler görünce de ortamdan kayboluvermesini bilir.
Kendisine kalsa İngiliz dili ve edebiyatı okuyacaktı ama büyücülük işi çıkınca kaldı öyle. Belki sonra diye hayal kuruyor. Evet bir de çok hayal kurup çok soru sorar. Biraz garip bir çocuktur esasında. Olmadık şeyleri çat diye sorar, patavatsız azıcık ucundan.
İşte böyle bir şey
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 6:53 pm
Merhaba, hoş geldin. Pek şirin bişeysin sen. *-*
Nils'in anası yahudiydi. Büyükbabası da Metinsel Eleştirmen, belki bilirsin ne işe yaradığını. Bu yönden uyum yakalarız her türlü. İbranice de cepte, aslında ana dile karar verememiştim belki İbranice olabilir. :D Kimsenin sevmediği şeyleri seviyorsa Nils aradığı tiptir. Önce sokak ressamlığına başladı, para buldukça tırmanışa geçti. Tanışma olayı çok lord edalarında olmaz bence. Hatta sana laf atarak başlar. "Pişt çocuk, kesin yahudisin sen keh keh, çıkar peter parker gözlüklerini de resmini yapayım" diye gülebilir. İlk-Bakışta-Yahudi-Tanıma olayını gerçekleştirmek istiyor o.o
Sonraaa, ana dili ibranice olmazsa ve mutlaka bilmeyenlere artistlik yapacaktır Nils. Böyle yarım yamalak ibranice, saçma sapan kelimeler ekleyip sırıtırken havasını alabilirsin. Kütüphanesi ilgini çeker bence epey geniş, sigaralara parası yetecek kadar da yetişkin. Yalnız üstü kız, altı erkek nası oluyor böyle soruları sorarsan edepsiz cevaplar alabilirsin. :D
Böyle şeyler uygun mu? Ne uzun yazmışım. u.u
Nils'in anası yahudiydi. Büyükbabası da Metinsel Eleştirmen, belki bilirsin ne işe yaradığını. Bu yönden uyum yakalarız her türlü. İbranice de cepte, aslında ana dile karar verememiştim belki İbranice olabilir. :D Kimsenin sevmediği şeyleri seviyorsa Nils aradığı tiptir. Önce sokak ressamlığına başladı, para buldukça tırmanışa geçti. Tanışma olayı çok lord edalarında olmaz bence. Hatta sana laf atarak başlar. "Pişt çocuk, kesin yahudisin sen keh keh, çıkar peter parker gözlüklerini de resmini yapayım" diye gülebilir. İlk-Bakışta-Yahudi-Tanıma olayını gerçekleştirmek istiyor o.o
Sonraaa, ana dili ibranice olmazsa ve mutlaka bilmeyenlere artistlik yapacaktır Nils. Böyle yarım yamalak ibranice, saçma sapan kelimeler ekleyip sırıtırken havasını alabilirsin. Kütüphanesi ilgini çeker bence epey geniş, sigaralara parası yetecek kadar da yetişkin. Yalnız üstü kız, altı erkek nası oluyor böyle soruları sorarsan edepsiz cevaplar alabilirsin. :D
Böyle şeyler uygun mu? Ne uzun yazmışım. u.u
- Wilbur GoldsteinŞarkıcı
- Mesaj Sayısı : 186
Kayıt Tarihi : 30/04/12
Lakap : Willie.
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 6:59 pm
AHHAHAHAHA yes pıliz. Her türlü şeyler uygun Wilbur'a. Öyle uyar o her türlü.
Ben çok sevdim karakterini. Best fırendz forevır olalım mı? *-* Olmaz dersen de Wilbur peşinden koşar hep böyle sorun değil yani. :D
Ben çok sevdim karakterini. Best fırendz forevır olalım mı? *-* Olmaz dersen de Wilbur peşinden koşar hep böyle sorun değil yani. :D
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 7:00 pm
Ahaha olalım peki :D
Edit, olduk hatta O.o
Edit, olduk hatta O.o
- Julien JouvenetSeri Katil
- Mesaj Sayısı : 9
Kayıt Tarihi : 29/04/12
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 7:16 pm
Geldim yeni karakterle.
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 7:18 pm
Hoş geldin ama korktum ben. Nefret cinayetine kurban gitmek istemem ehe. :'D
Nasıl bir yer bakmıştınız? :p
Nasıl bir yer bakmıştınız? :p
- Julien JouvenetSeri Katil
- Mesaj Sayısı : 9
Kayıt Tarihi : 29/04/12
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 7:22 pm
Şöyle bir takıntılı aşık tarzı olabilir. Julien'in elinden kurtulan şanslı kurbanlarından olabilir. Ensest ilişkilerle dolu bir akrabalık olabilir. Julien'in asıl kimliğini bilmeyen yeni kurbanı olabilir. Artık nasıl istersen yani seçenek bol.
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Ptsi Nis. 30, 2012 7:30 pm
Bence mixleyelim çoğu olsun. Saplantılı aşık akraba fikri eğlenceli bence. Hem canımız da tatlıdır. Nils'in Londra'da okumayı seçme nedeni ol hatta, kaçsın dursun, maharetlerini bilmediği halde korksun senden. O kaçıp korktukça sen daha çok havaya gir hatta. '-' (Belamı arıyorum farkındayım :p)
- Julien JouvenetSeri Katil
- Mesaj Sayısı : 9
Kayıt Tarihi : 29/04/12
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 9:11 am
Tamam güzel olur.
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 10:11 am
Tamamdır, iki karakter de eklendi. *^*
- Charles CrestorKurtadam
- Mesaj Sayısı : 88
Kayıt Tarihi : 24/04/12
Yaş : 31
Lakap : Animal
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 10:27 am
Hmm, kendime yer seçemedim ama istersen ayarlayabiliriz bi şeyler
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 10:57 am
Olurdu da Nils garibandır öyle kurtadamla falan ne işi olur bilmem XD
- Charles CrestorKurtadam
- Mesaj Sayısı : 88
Kayıt Tarihi : 24/04/12
Yaş : 31
Lakap : Animal
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 11:05 am
Elbet bir işi düşer :P
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 11:41 am
Çarls nasıl biri hiç bilmiyorum ama ben. :D Kötü müdür, tarafsız mıdır? Bir de Kurtadam sonuçta bir dönüşüm yaşarsa Nils korkudan bayılır yani :P De Vries olaylarım gizli, eğer kötülüğe meyil varsa tarafına çekmeye çalışabilir seni. Pek ekşın adamı(?) sayılmayız, basit ve sığ olmak tercihim.
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 11:51 am
Pris ile aslında çakkizel anlaşırlar ama bir sebepten dolayı kızın kötü anılarıyla oynamış falan olsun bence Nils, o ana dek gayet iyi konuşmalı falan olsalar da Pris çirkefleşip "BAK BANA BAK BANA BURALARDA Bİ DAHA GÖRMİYİM SENİ TOPUNU PATLATIRIM" modunda salak salak konuşabilir. Nils de takmaz tabii usturuplu falan o ehe. Uyar mı ki?
- BriseisVampir
- Mesaj Sayısı : 23
Kayıt Tarihi : 29/04/12
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 12:07 pm
Briseis, kötü anılarıyla oynamayı sevdiği bir kişi olabilir. Malum, her gece rüyasında Truva'nın yandığını gördüğü için. Ailesinin ve halkının yok oluşunu ve vampire dönüşümüyle ilgili kötü anılarıyla oynayabilir sanırım.
- Nils WójcikDe Vries
- Mesaj Sayısı : 1142
Kayıt Tarihi : 13/04/12
Yaş : 34
Geri: Nils Wójcik
Salı Mayıs 01, 2012 12:25 pm
@Pris, harika süper, bana böyle denek lazımdı zaten. Çok aşırıya gitmem ama, gizliden gizliye düşlerine sızarım bir süre. Olayı bir şekilde çakınca didişmeye başlarız. Takmaz değil de böyle kızgın hallerin hoşuna gidebilir insanlarla uğraşmayı seviyor çünkü. o.o
@Briseis, bir vampirin anılarıyla oynayıp korkutmak... Yapmazsam ölürüm ahah, ama Nils'in suçu olduğunu bilme, şüphelen ama kaypaklık yapıp Jester modda "kim kudretli ve kadim bir vampirin karanlık geçmişine dil uzatmaya kalkabilir ki?!" gibisinden cevaplar alıp kızma Nils'ime. T_T
Çok kızarsanız ikinizi birbirinize düşürürüm Prisle ha *.*
@Briseis, bir vampirin anılarıyla oynayıp korkutmak... Yapmazsam ölürüm ahah, ama Nils'in suçu olduğunu bilme, şüphelen ama kaypaklık yapıp Jester modda "kim kudretli ve kadim bir vampirin karanlık geçmişine dil uzatmaya kalkabilir ki?!" gibisinden cevaplar alıp kızma Nils'ime. T_T
Çok kızarsanız ikinizi birbirinize düşürürüm Prisle ha *.*
- Toro VikingreisiSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 200
Kayıt Tarihi : 24/04/12
Lakap : Λεαρτεσ Ρουμπανης
Geri: Nils Wójcik
Perş. Mayıs 03, 2012 3:22 am
Kurguyu değiştirdim ama temel olarak aynı. Büyücüler tarafından ailesi öldürülen Nils'in başta örgütte garipsediği biri olmuştur Attila. Ancak öfke ile yaklaşmak yerine onun her daim masum ifade taşıyan yüzünde mimik oluşturmaya kalkışmıştır. (Zihinefendar ve zihinbendden birini ya da ikisini almayı planlıyorum özellik olarak, o yüzden tam sonucu söylemeyeceğim zira senin yeteneğin zihine girerek oluyor anladığım kadarıyla) İşe yaramıştır ya da yaramamıştır, kesin olan şu, Attila gücünü bildiği için o olduğunu anlamış, bu huyundan da pek hoşlanmamıştır. Ayrıca senin gibi birinin ön yargılı olmasına akıl sır erdiremez ve sana bir zararı olmadığı halde sadece büyücü olduğu için senden bu muameleyi gördüğüne inanamaz. Ayrıca en başta fiziksel görünümünden de etkileneceği için sana duyacağı öfkeyi iyice katlar bu tavrın.(Bu tarz şeyler bana bile çok sık oldu) Bir de yetmiyor gibi senin kendine güvenine, tavırlarının hatta bakışlarının bu kadar etkileyici olmasına, fiziksel görünümünü avantaja çevirmene haset duyar, kendi bunu pek beceremediğinden. Önce karşılıklı bir itişme başlar. Senin karakterin delice alaycılığı, benim karakterin kıskanç inadı ile bir araya gelince trajikomik bir sürü olay çıkmış olabilir.
Buraya kadar düşman kurgusu ama sonra bir gün, senden değil de başka bir yerden senin ailenin akibetini öğreniyor. Büyücüye neden güvenmediğini anlıyor, neden öfke duyduğunu da. Elbette acını tam manasıyla anlamış olması mümkün değil çünkü hayatındaki en trajik olay babasının annesinin üstüne kuma getirmeye kalkıp da boşanmaya sebep olması ki olayın sadece kendi açısından travmatik yanı var. Sonra sana bir gün tatlı şekilde gülümseyerek muska getiriyor ve hediye ediyor seni koruması için yaptığı.(Çünkü karakterini içten içe kırılgan bulacak ve bu sayede o kırılgan yanını kollayacağını göstermek isteyecek) Sen başta dirensen de ne yapıp edip aklına ve kanına giriyor. Sen ona Hz. İsa tribini bırakmasını söylerken, o öyle olmadığını, büyücü bile olsa kendini içlerinden biri gibi hissettiğini(anne baba lafını asla ağzına almadan) eğer ön yargını bırakıp da kendisine büyücü sıfatı ile değil de kendisinin olarak bakarsa anlaşamayacakları hiç bir şeyleri olmadığını söyler. Bu da olmadı başka şeyler dener. En son karşılıklı bir anlaşma, işbirliği olana kadar. Zira hiç olmazsa bir ortak yanları vardır, fiziksel görünümleri yüzünden zamanında aldıkları tepki. (Gerçi Attila henüz o kısmı aştığını düşünmüyor, zira Nils'in yaşadıklarını yaşamadığı için bu kadar çabuk olgunlaşmak zorunda kalmadı)
Buraya kadar düşman kurgusu ama sonra bir gün, senden değil de başka bir yerden senin ailenin akibetini öğreniyor. Büyücüye neden güvenmediğini anlıyor, neden öfke duyduğunu da. Elbette acını tam manasıyla anlamış olması mümkün değil çünkü hayatındaki en trajik olay babasının annesinin üstüne kuma getirmeye kalkıp da boşanmaya sebep olması ki olayın sadece kendi açısından travmatik yanı var. Sonra sana bir gün tatlı şekilde gülümseyerek muska getiriyor ve hediye ediyor seni koruması için yaptığı.(Çünkü karakterini içten içe kırılgan bulacak ve bu sayede o kırılgan yanını kollayacağını göstermek isteyecek) Sen başta dirensen de ne yapıp edip aklına ve kanına giriyor. Sen ona Hz. İsa tribini bırakmasını söylerken, o öyle olmadığını, büyücü bile olsa kendini içlerinden biri gibi hissettiğini(anne baba lafını asla ağzına almadan) eğer ön yargını bırakıp da kendisine büyücü sıfatı ile değil de kendisinin olarak bakarsa anlaşamayacakları hiç bir şeyleri olmadığını söyler. Bu da olmadı başka şeyler dener. En son karşılıklı bir anlaşma, işbirliği olana kadar. Zira hiç olmazsa bir ortak yanları vardır, fiziksel görünümleri yüzünden zamanında aldıkları tepki. (Gerçi Attila henüz o kısmı aştığını düşünmüyor, zira Nils'in yaşadıklarını yaşamadığı için bu kadar çabuk olgunlaşmak zorunda kalmadı)
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz