Kurtarıcı
2 posters
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Kurtarıcı
Ptsi Nis. 30, 2012 1:30 pm
Katy Perry ~ Firework
- Gece bütün benliğini ortaya koyduğunda Orenthia'nın taş binası içinden cılız bir beden çıktı. Süzülürcesine ilerleyen bedenin kıvrımlı hatları ay ışında her belirdiğinde gençlığının tazeliğini etrafa saçıyor gibiydi. O an bahçenin boşluğunda olmasa bütün gözleri üzerine çekebilecek kadar harikaydı fiziği. Biçimli yüz hatlarının sunduğu mükemmelliyet ay ışını beyaz tenine çekiyor gibiydi. Yeşil gözleri karanlığın içinde bile parlayacak parıltılara sahipti. Işığın gözlerine yansımasıyla parıldayansa bambaşka bir şeydi. Işığın kırılmasıyla oluşan kristallenmenin gözler önüne serdiği renkler arasında en keskini hala yeşildi. Kristallenen damlalar genç kızın adımları arasında süzülerek çimenlere ulaştığında zemine bıraktıkları nemden başka bir şey değillerdi artık. Ufak ayaklar her zamankinden farklı olarak babet giymişlerdi şimdi. Üzerinde bulunan yeşil kumaş elbise öylesine bir elbise gibiydi. Oysa bu haliyle bile dünya dışı bir güzelliğe sahipti genç kız. Topladığı saçlarının kenarlarından çıkan kısa teller dudaklarının kırmızınlarıyla uyum içinde duruyordu. Elleri iki yayına düşmüş Yasak Orman'a doğru hareketlenmekteydi şimdi. Normalde buraya gitmek onun için dert olmazdı ama sarsılan bedeninde güçten eser yok gibiydi. Genede bilinçsiz ilerlediği karanlığın koynunun neler getireceğinin farkında değildi.
Yarım saate yakın yürüdüğü patika yol yok olmuştu artık. Yeşil gözler ağlamasını durdurmuş, kurumaya yüz tutmuş boşlukta bakıyordu. Ay ışığı sık ağaçların arasından daha az çarpıuyordu genç kızın sarı saçlarına. Yaprakların tazelik saçan kokusunu nefes alıp verirken içine çeken genç kız aldığı oksijenle biraz daha kendine gelmiş gibiydi. Genede bu durum bir dala takılıp tökezlemesine engel olamamıştı. Düzleri üzerine düştüğünde sürttüğü dizinin kanadığını hissetti bir an. Toprağın pütürlü dokusunu kanayan yarasında hissetmişti. Elleriyle kalkmaya çalışırken tepesinden gelen sesle bir anda irkildi. Daha demin takıldığı ağaç köküne doğru hamle yaptı. Üzerine gelen yaratığın ne olduğunu anlamaya bile vakti olmamıştı. Gözlerini kısıp geriye doğru çekilirken asasına uzanmayı bile akıl edemiyordu boş beden. Yıllardan sonra bu şekilde ölücek olmasını adil buluyordu belkide. Ağacın gövdesine dayanan sırtıyla olduğu yerde kaldı genç cadı. Yeşil gözlerini korkuyla yaratığa dikti ve ufak ellerini başına siğer edercesine kaldırdı. O an ne olduğunu bilmiyordu ama birkaç saniye sonra ilk darbenin acısına hazırlıklı olmasını gerektiriyordu. Kanayan dizi ona bu acının daha güçlü olacağını hatırlatır gibiydi. Gözlerini kısarak duran beden yarı kapanmış bilincinde yaratığın ilk darbesini bekliyordu. Tek umuduysa ilk darbeden ölerek acısını azaltmaktı.
- Nathan DepardieuVampir
- Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah
Geri: Kurtarıcı
Ptsi Nis. 30, 2012 6:19 pm
Kan çanağına dönmüş gözleri, açlığını hat safhada olduğunu işaret ediyordu. Yerinde yavaşça doğruldu, barın üzerindeki bardakta olan viskisini son damlasına kadar içmiş ve barmene bir işaret çakıp, kapıdan dışarı çıkmıştı. Saat gece yarısına geliyordu. Karanlık havada esen ılık rüzgar, saçlarını biraz havalandırmıştı. Üç gündür beslenmiyordu ve bir insan katletmeden, ormana doğru yola çıkmalıydı. En azından birkaç ayı ya da ona benzer bir şeyler bulabilirdi dişine uygun.
Hogwarts yakınlarındaki Yasak Orman’a adımını atmıştı. Knockturn’dan buraya gelmesi, sadece birkaç saniyesini almıştı o kadar. Dikkatini sadece kana odaklamıştı. Gözleri gittikçe kırmızılaşıyordu ve açlık, dayanılmaz bir hal alıyordu onun için. Ormanın derinliklerine gittikçe ortam sessizleşiyordu. İleride, önünde uyuyan bir at adam görünce, her şey birkaç saniye içinde oluvermişti. Tatlı uykusunda, tatlı bir ölüm vermişti ona. Boynunu kırmıştı. Kanının son damlasına kadar sömürdüğü varlığı bir çöp gibi kenara fırlatmış, cebinden çıkardığı beyaz mendiliyle, ağzının kenarlarını temizlemişti. Gözleri tekrar eski haline, buz mavisi rengine dönmüştü. Tam işim bitti, gidiyorum derken, burnuna çalınan kan kokusuyla olduğu yere mıhlandı. Koku, ona bir şeyi hatırlatıyordu. Birisini… Hiç vakit kaybetmeden kan kokusunun olduğu yere yöneldi. Ağaçların arasından süzülen ay ışığında, bir devin sarı saçlı bir kızı ağaç gövdesine sıkıştırdığını gördü. Dev, elini tam kaldırmış kıza doğru sallarken, vampir gecenin içinden hızla çıktı ve devin arka kaburgasından hızlıca elini sokup, yüreğini çıkarttı. Dev, ne olduğunu anlamamış bir halde, yüzünde kızgın bir bakış, gözleri açık geriye doğru yığılmıştı. Nathan, elindeki kalbi devin yanına fırlattı kanlı olan elini üzerine sildi ve ağaç gövdesine sinmiş olan genç cadının önünde diz çöktü. Kız, korkudan mı bilinmez titriyordu. Dizleri paralanmıştı ve gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Nate, kızın çenesini eliyle tuttu, başını yukarı kaldırdı. O an, onun seksi veela olduğunu fark etmişti. Genç kız, gözlerini sıkı sıkı kapatmış açmaya korkuyor gibiydi. Vampir, gülümsedi. “Sarışın veela. Gecenin bu saatinde, bu ormanda ve bu devle ne işin olabilir çok merak ediyorum doğrusu.”
Hogwarts yakınlarındaki Yasak Orman’a adımını atmıştı. Knockturn’dan buraya gelmesi, sadece birkaç saniyesini almıştı o kadar. Dikkatini sadece kana odaklamıştı. Gözleri gittikçe kırmızılaşıyordu ve açlık, dayanılmaz bir hal alıyordu onun için. Ormanın derinliklerine gittikçe ortam sessizleşiyordu. İleride, önünde uyuyan bir at adam görünce, her şey birkaç saniye içinde oluvermişti. Tatlı uykusunda, tatlı bir ölüm vermişti ona. Boynunu kırmıştı. Kanının son damlasına kadar sömürdüğü varlığı bir çöp gibi kenara fırlatmış, cebinden çıkardığı beyaz mendiliyle, ağzının kenarlarını temizlemişti. Gözleri tekrar eski haline, buz mavisi rengine dönmüştü. Tam işim bitti, gidiyorum derken, burnuna çalınan kan kokusuyla olduğu yere mıhlandı. Koku, ona bir şeyi hatırlatıyordu. Birisini… Hiç vakit kaybetmeden kan kokusunun olduğu yere yöneldi. Ağaçların arasından süzülen ay ışığında, bir devin sarı saçlı bir kızı ağaç gövdesine sıkıştırdığını gördü. Dev, elini tam kaldırmış kıza doğru sallarken, vampir gecenin içinden hızla çıktı ve devin arka kaburgasından hızlıca elini sokup, yüreğini çıkarttı. Dev, ne olduğunu anlamamış bir halde, yüzünde kızgın bir bakış, gözleri açık geriye doğru yığılmıştı. Nathan, elindeki kalbi devin yanına fırlattı kanlı olan elini üzerine sildi ve ağaç gövdesine sinmiş olan genç cadının önünde diz çöktü. Kız, korkudan mı bilinmez titriyordu. Dizleri paralanmıştı ve gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Nate, kızın çenesini eliyle tuttu, başını yukarı kaldırdı. O an, onun seksi veela olduğunu fark etmişti. Genç kız, gözlerini sıkı sıkı kapatmış açmaya korkuyor gibiydi. Vampir, gülümsedi. “Sarışın veela. Gecenin bu saatinde, bu ormanda ve bu devle ne işin olabilir çok merak ediyorum doğrusu.”
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kurtarıcı
Ptsi Nis. 30, 2012 9:05 pm
Gözlerim kapanmış genç kızın bedeni karanlıkta titremeye başladığında darbenin her an gelebileceğini düşünüyor gibiydi. Gecenin getirdiği rüzgarlı havanın yüzüne çarpması dışında başka bir şey hissetmiyor oluşu bekleyişini n uzunluğunu da gösteriyordu genç cadıya. Titreyen beden sanki ölümü çağrıyor gibiydi. Bir an gelecek ve karanlığa düşecekti. Bir daha veela gücünü kullanıp insanları kendine çekemeyecekti. Belkide onu en fazla rahatlatan bu durum olacaktı. Kimseye bir hesap vermeyecekti, onun üstüne gelinmeyecekti, arkadaş olduğu erkekler üzerine saldırdığında korkuyla gücünü açığa çıkarmayacaktı. Bu durumların hiçbirini daha fazla yaşamak istemiyordu. Kimseyi suçlayamıyordu genç kız zaten. Doğumundan hatalıydı ve bu durum onun yaşamıyla birlikte etrafındakileri de zorluyor gibiydi. Şimdiyse acısını karanlığa bırakmak adına geldiği ormanda ölüme mahkum edilmişti. Bu saatten sonra bağırsa bile duyan biri olunca yetişinceye kadar ölmüş olurdu. Hem bu durum devi daha fazla korkutacağı için ölümü daha acı verici olabilirdi. Oysa şimdiye kadar gelmiş olması gereken ölümü bir türlü gelmemişti.
Saniyeler içinde onun çenesine değen elle genç kız bir an ne olduğunu şaşırmıştı. Titreyen bedeni daha büyük bir korku almıştı sanki. Bu devden beklediği bir davranış değildi ve ne olduğunu anlayamadı. Kulağına çalınan ipeksi sesle kızarmış gözlerini açtı. Kasılmış kasları gevşerken karşısında duran bedenin imkansızlığına baktı. Geçen gece bbarda tanıştığı vampir ona bakıyordu şimdi. Ona sorular yöneltiyordu ve hemen arkasında biraz önce onu öldürecek olan dev ölmüş haldeydi. Genç kız bütün vücudunun acıdığını hissediyordu sanki. Karşısında duran adamın mükemmel duruşuna hayran olma sırası ondaydı ve bu gerçekten umurunda değildi. Adamın ona eğilmiş bedenine şöyle bir göz gezdirdi. İnanamayan gözleriyle beraber biraz önce sıkılmış olan kan kırmızısı dudakları hareketlendi. "Sen!" Şaşkınlığını belli edecek başka bir şey bulamadığı aşikar olan cadı sözcükleri seçmeyi bile unutmuştu. Gözlerini adamdan ayırmadan dediklerini idrak etmeye çalıştı bu sefer. Daha demin ona burada ne yaptığını sormuştu adam ve genç kız hala cevaplamamıştı. Bu soruyu aslında cevaplayamayacaktı. Bunu biliyordu ama o an üzerine gelen bütün cevaplar bedeninin daha fazl sarsılmasına sebep oluyordu. Sonunda gözlerinden akan yaşlarla "Ben..." diyebildiğinde daha fazla dayanamayarak soğuk bedene doğru atıldı. Taş gibi sert bedeni tutuğ soğukluğunu üzerine çekerken hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Daha demin kasılmış bütün kasları sarsılırken Améth uzun süreden sonra ilk defa bu kadar kötü bir patlama yaşıyordu. Yaşadıkları ve yaşayacaklarını düşündükçe daha demin ölmüş olmayı diliyordu ama bir şekilde bu adamın yanında olduğuna da seviniyordu. Onun yanında normal hissediyordu sanki, ondan etkilenmeyen birini bulduğuna inanamıyordu. İnandığı ufak beyin kırıntısı da kendini ona karşı zayıf, normal bir kız olarak görüyordu. Bu durumda genç cadının hoşuna gidiyordu. Belkide bu yüzden adamın soğuk bedeni cedıya aslında böylesine sıcak geliyordu.
Saniyeler içinde onun çenesine değen elle genç kız bir an ne olduğunu şaşırmıştı. Titreyen bedeni daha büyük bir korku almıştı sanki. Bu devden beklediği bir davranış değildi ve ne olduğunu anlayamadı. Kulağına çalınan ipeksi sesle kızarmış gözlerini açtı. Kasılmış kasları gevşerken karşısında duran bedenin imkansızlığına baktı. Geçen gece bbarda tanıştığı vampir ona bakıyordu şimdi. Ona sorular yöneltiyordu ve hemen arkasında biraz önce onu öldürecek olan dev ölmüş haldeydi. Genç kız bütün vücudunun acıdığını hissediyordu sanki. Karşısında duran adamın mükemmel duruşuna hayran olma sırası ondaydı ve bu gerçekten umurunda değildi. Adamın ona eğilmiş bedenine şöyle bir göz gezdirdi. İnanamayan gözleriyle beraber biraz önce sıkılmış olan kan kırmızısı dudakları hareketlendi. "Sen!" Şaşkınlığını belli edecek başka bir şey bulamadığı aşikar olan cadı sözcükleri seçmeyi bile unutmuştu. Gözlerini adamdan ayırmadan dediklerini idrak etmeye çalıştı bu sefer. Daha demin ona burada ne yaptığını sormuştu adam ve genç kız hala cevaplamamıştı. Bu soruyu aslında cevaplayamayacaktı. Bunu biliyordu ama o an üzerine gelen bütün cevaplar bedeninin daha fazl sarsılmasına sebep oluyordu. Sonunda gözlerinden akan yaşlarla "Ben..." diyebildiğinde daha fazla dayanamayarak soğuk bedene doğru atıldı. Taş gibi sert bedeni tutuğ soğukluğunu üzerine çekerken hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Daha demin kasılmış bütün kasları sarsılırken Améth uzun süreden sonra ilk defa bu kadar kötü bir patlama yaşıyordu. Yaşadıkları ve yaşayacaklarını düşündükçe daha demin ölmüş olmayı diliyordu ama bir şekilde bu adamın yanında olduğuna da seviniyordu. Onun yanında normal hissediyordu sanki, ondan etkilenmeyen birini bulduğuna inanamıyordu. İnandığı ufak beyin kırıntısı da kendini ona karşı zayıf, normal bir kız olarak görüyordu. Bu durumda genç cadının hoşuna gidiyordu. Belkide bu yüzden adamın soğuk bedeni cedıya aslında böylesine sıcak geliyordu.
- Nathan DepardieuVampir
- Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah
Geri: Kurtarıcı
C.tesi Mayıs 05, 2012 7:08 pm
Vampirin dudakları çehresindeki gülümsemeyi silerken, ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Karşısındaki genç veela, ağlamaktan kızarmış gözlerini yavaşça açtı ve karşısında diz çökmüş adamı görünce, yüzündeki şaşkınlık ifadesi daha da yayılmıştı. Söylediği kelime, o anki korkusunun ya da şaşkınlığını belirtisi de olabilirdi. Genç adam –tabi ya, kaç yüz küsür yaşında, hala daş gibi daaş- karşısındaki kızın ağzında bir şeyler geveleyip bir şeyler anlatmasını, kendini ifade etmesini bekliyordu. Ama olmadı. Genç cadı, vampir daha ne olduğunu anlayamadan kollarına atıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Veelanın vücudu sarsıldıkça, genç adam ne yapacağını kestiremiyordu. Ufak bir hareketle genç cadıyı kucağına aldı ve kendisi de yere oturmuştu. Şimdi, vampir ağaca dayanıyor, genç cadı onun kucağında oturuyordu. Nathan, ellerini kızın saçına götürdü ve yavaşça okşamaya başladı. “Geçti. Benim tanıdığım, yani yeni tanışmış olduğum veela böyle değildi. Kendine güveniyordu ve güçlüydü.” Teselli edici hiçbir söz bilmiyordu Nathan. Hayatında teselli edeceği kimsesi olmadığındandı belki de bu, ya da birilerini teselli edeli birkaç yüzyıl olmuştu. Genç kız, hala hıçkırarak ağlamaya devam ediyordu. Nathan, genç kızın çehresinden tutup, yüzünü görebileceği kadar uzağa çekti ve ağlamaktan kızarmış, bir çift gözle karşılaşmıştı. Karşısındaki cadı, yüzünü yere eğiyor ve ağlamaya devam ediyorken, vampir kızın başını hafifçe yukarı kaldırdı ve yanaklarındaki yaşları sildi. Hafif neşelendirici bir tonla konuşmaya başlamıştı şimdi. “Sana ağlamak hiç yakışmıyor. Şu an, gözüme hiç çekici görünmedin.” Genç cadı, vampirin gözlerinin içine bakınca, adam gülümsedi ve devam etti. “Unuttun mu, sana bardan çıkarken söylemiştim. Seni bulurum demiştim ve sözümde de durdum değil mi?” Sorduğu soruya cevap beklemiyordu Nathan. Ama, cevap alabilmeyi de isterdi.
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kurtarıcı
Salı Mayıs 08, 2012 9:35 pm
Genç kız gözlerinin artık acımaya başladığını hissediyordu. Karanlık ormanda sarıldığı adam tarafından kucaklanırken dünyada rahat olabileceği başka bir yerin olmadığını düşünüyor gibiydi. Şu anda başka bir erkek olsa gene Améth'den etkilenecek ve elinde olmadan bu durumda bile genç kıza karşı bir şeyler düşünecekti. Oysa bu beden yalnızca ona destek verisi olmaya çalışıyordu. En ölümcül anda onu bulmuş, soğukluğu bile sıcacık gelirken genç kızın saçlarını okşuyordu. Kucağında oturduğu adamın gözlerine baktığında elinde olmadan gülümsedi genç cadı. Adamın gözleri kendi bal rengine bürünmüştü, bu da yeni beslendiği anlamına geliyordu. Yanında rahat olabileceği bir an olduğundan genç kız bedeninin sert göğüse biraz daha bastırdı. Adamın sözlerini dinlerken ilk defa biri çekici olmadığını söylediği fark ediyordu. Hayatı boyunca herkes ne kadar mükemmel, ne kadar güzel olduğundan bahsetmişti. Oysa belki adamın söylediği bu kırıcı söz Améth'e söylenen en güzel şeydi. Genç kız bunun düşüncesiyle hafifçe kıkırdadığında adamın onu bulduğuna dair sözleriyle konuşması gerektiğini anladı. Gözlerini silerek hafifçe gülümsemeye devam etti. Adamın kucağına iyice yerleşmesinin ardından kokusunu içine çekerek konuşmaya başladı. "Elbette unutmadım. Benim kurtarıcı vampirim. Gerçekten yeteneklisin." Bir süre durum karanlığı izledi. Sonunda o karanlıkta hapsolmuş ruhuyla konuşmasına devam etti. "Aslında ne kadar garip. İkimizde yetenekliyiz ama sonun yeteneğin bir ödül, benimkiyse bir eziyet." Sözcüklerin ardından bıraktığı ufak gülümseme sesiyle birlikte sustu genç cadı. Yaşadıklarını ve bu yetenek yüzünden başına gelenleri düşündükçe başka bir şey aklına gelemiyordu doğrusu. Başta annesi olmak üzere yeteneği yüzünden ona acı yaşatmayan kalmamıştı. Şimdiyse bir vampirin kucağında ona yaslanmış belkide dünyanın en güvenli yerinde gibi hissediyordu.
- Nathan DepardieuVampir
- Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah
Geri: Kurtarıcı
Salı Mayıs 15, 2012 4:30 pm
Kollarındaki genç cadı, kafasını kaldırıp gülümsediğinde Nathan’ın da dudaklarının kenarları kıvrıldı. Bu genç kız için iyi geldiğini düşünmeye başladı içten içe. En azından, onun yanındayken mutlu olduğunu sezebiliyordu. Nathan, genç cadının söylediği cümleye şen bir kahkaha ile cevap verdi ve ardından göz kırptı. Yetenekli olduğunu o da biliyordu, ama onu birinin benimsemesi ve vampirim demesi, ona garip geldi. Daha önce hiç kimse tarafından benimsenmemişti. Düşününce, gerçekten oldukça çılgın bir düşünceydi. Bir ölümlünün ölümsüz vampiri olma duygusu. Omuzlarını hafifçe silkti ve bakışlarını tekrar kucağındaki cadıya çevirdi. Bir nefes çekti dudaklarından ölü ciğerlerine. Nefes alması gerekmezdi gerçi, yine de bir alışkanlık olmuştu işte onun için. Cadının kurduğu cümleye sinirlendi. Kim, kendisi hakkında, yetenekleri hakkında bu kadar kötü düşünebilirdi ki? “Böyle düşünmene ne sebep oldu bilmiyorum. Ama, herkesin yeteneği ya da kaderi önceden yazılmıştır. Kadere pek inanan biri değilim ama sana bahşedilen bu yeteneği kötülememelisin. Sen özel birisin. Ve yetenekler, özel kişilerde olur. Aksine, bendeki bir yetenek değil. Bir ceza. Dünyanın sonuna kadar buraya kazık çaktım. İnsanlar benim kim olduğumu öğrendiğinde, yaklaşmaya korkuyorlar. Ben de yaklaşmalarını istemiyorum. Sen özelsin, veela. En azından bana yaklaşacak kadar, ya da benim yanımda kendini güvende hissedecek kadar cesaretlisin. Yeteneğinin bende işlemiyor olması ve senden bin kat daha hızlı olmam benim için bir avantaj. Seni bir saniyede öldürebilirim. Ama yapmıyorum. Sen bana iyi davrandın.” Dudaklarıma tekrar bir gülümseme oturttu vampir. Yerinde biraz kıpırdandı ve sözlerine devam etti. “Ve ben, bana iyi davranan kişilere zarar vermem. Özellikle de güzel bayanlara. Şimdi, burada ne işin olduğunu bana söyleyecek misin genç veela?”
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kurtarıcı
C.tesi Mayıs 19, 2012 1:56 pm
Gözlerini kapattı genç kız. Ona söylenen kızgın sözcüklri dinlerken beyni başka bir şeye komut veremiyordu çünkü. Geçip giden birkaç saniye yeteneğini sevmesi gerektiğini fısıldıyordu ona. Bazı zamanlar seviyorduda aslında ama yükü zevkinden daha apırdı onun için. Yaşadığı gel-gitler onda hep bir iz bırakmıştı. Yeteneği yüzünden yıpranmış, fırlatılmış bazen delicesine sevilmişti. Onun için intihar edenler, şehvetine hakim olamayıp onu kullananlar... Derken hayatı boyunca bir şekilde yeteneğinden soğutulumştu genç cadı. Şimdi onun bir hediye olduğunu düşünmek öylesine uzaktı ki vampirin dudaklarından dökülenlerin hiçbir tesiri olmadığını biliyordu bilinci. Genede karşılık veremiyordu. Belki karşılış versede hiçbir şeyin değişmeyeceğinden emin durmak istiyordu karanlıkta. Dufduda. Kucağında oturduğu adamın sözleri bitene dek bekledi. Dinledi yalnızca. Sonunda sözcükleri doğu seçerek karşılık vermesi gerektiğini anladı. Çünkü bir soru sormuştu vampir. Hem cevabını beklercesine bakıyordu şimdi genç cadıya. Dudaklarını araları Améthyste. Birine burada ne aradığını açıklayacağını düşünmemişti hiç, çünkü birazdan dev tarafından parçalanacak olduğuna emin gibiydi. Şimdiyse rahat, güvende bir cevap arıyordu. Hayatın ne getirdiğine emin olamamış gibiydi. Gözlerini açtı adamın gözlerine baktı. Dudaklarından tek bir sözcük döküldü. "Kaçıyordum." Bir an bunun doğru olduğunu düşündü. Hemen sonra bir tehlikeden kaçmadığını, adamın yanlış anlayabileceğini de düşünerek tekrar konuştu. "Yani tehlikeden filan kaçmıyordum." Gözleri ölü deve odaklandı. "Hayatımdan kaçıyordum." Sözcükleri bittiğinde bu sefer doğru cevabı verdiğini anladı. Neden bilmiyordu ama sürüyle oğlanın peşinden koştuğu o okula geri dönmek istemiyordu. Gecenin bir vakti burada yalnız kalmak ve ölümü beklemek daha doğru gelmişti ona. Şimdiyse ölümden uzakta mutlu olduğuna emindi. Diğerlerinin yokluğunda, kucağında oturduğu güçlü adamla mutluydu.
- Nathan DepardieuVampir
- Mesaj Sayısı : 40
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Rippah
Geri: Kurtarıcı
Ptsi Mayıs 28, 2012 12:57 pm
Gözlerine baktığı kızın dudaklarından dökülen bir kelime, büyük sorunlar açabilirdi. Kaçmak… Kimden, neyden? Nathan’ın suratında belli belirsiz bir belirsizlik belirdi. - Bu ne biçim cümle oldu ulen. - Asıl cevabı işittiğinde ise, şaşırdı. Bu yaşta, hayatın en güzel döneminde insanın hayatından kaçması delilikti. Bu, saçmalıktan başka bir şey değildi Nate için. O olsaydı, kalıp savaşırdı. Vampir olduğunda da savaşmak istedi, ölmek. İzin vermediler. Zorlandı, zorla bir şeyler yaptırtıldı. Şimdi, bundan pişman değildi. Yüzyıllar boyunca olduğu kişiden kaçmış, benliğini unutma derecesine bile gelmişti. Ellerini genç kızın omuzlarına koydu ve cadının kendisine bakmasını sağladı. “Gerçekten, bu saçmalık. Senin yaşında bir genç kızın hayatından soğuması çok anlamsız. Önünde yaşamaya dair o kadar anı varken. Ben olsaydım, kaçmazdım biliyor musun? Savaşırdım. Yüzyıllar önce, benim savaşmama izin vermediler. Eğer verselerdi, şu anda bir dev tarafından ölürdün.” Göz ucuyla az ileride ölü olan deve baktı ve kendi kendine güldü. “Bahsettiğin, yeteneğinden kaçmaksa, yapma. Ben uzun yıllar boyunca kaçtım. Kim olduğumu, ne olduğumu, canavar olduğumu unutmak için binbir türlü yol denedim. Ama kendime yenildim. Ölümün kıyısından döndüm. Bu sana saçma gelebilir belki ama evet. Şimdi ise, aynı şeyi sende görüyorum. Gözlerindeki tükenmişliği, ruhundaki acıları hissediyorum. Bunu kendine yapmamalısın. İstesen, harikalar yaratabilirsin.” Nathan, ellerini genç kızın saçlarında biraz gezdirdi ve cadı ile birlikte ayağa kalktı. Onu buradan yollamalıydı. Kendisiyle yüzleşmesini sağlamalıydı. “Şimdi genç cadı, arkanı dönüp okuluna geri gidiyorsun. Seni bir daha bu ormanda görmek istemiyorum. İlk karşılaşmamızda olduğu gibi, hayat dolu ve umutlu olmanı istiyorum. Her zaman, umutlu olmalısın. Benim için çok geç olsa bile, yaşayan her canlı için bir umut vardır. Umudunu arayıp bulmanı istiyorum. O zaman, beni tekrar görebilirsin.” Hafifçe göz kırptı ve genç cadıyı okula doğru yavaşça itti. Canının ara ara arkasına bakarak ilerlemesini izledi ve görüş alanından çıkıncaya dek orda bekledi. Anlamıyordu. Büyük ihtimalle anlayamayacaktı da. Yaşamak, tüm duygulardan daha güzeldi, daha özeldi. Kalbinin atışını hissetmek. Artık onun için çok geç olsa da, karşısındaki için bir başlangıçtı hayat. Sadece başlangıç…
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kurtarıcı
Çarş. Mayıs 30, 2012 3:17 pm
~ Rp Sonu ~
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz