Geri: -

Ptsi Nis. 30, 2012 8:30 pm

-

Ptsi Nis. 30, 2012 9:10 pm

İlk günlerin karmaşasıyla her bölümünde fazlasıyla hareketlilik olan şato günlerdir sık sık olduğu gibi Berthé'ye fazla gelmiş,ihtişamlı duvarlar üstüne üstüne gelmeye başlamıştı. Buna karşın kendine sessiz bir köşe bulmaya niyetli olan kız,henüz kendine gelememiş bedenini biraz olsun diriltmek için gerindi ve okulun en sessiz yeri olarak seçtiği kütüphanenin girişine doğru adım attı. Kendini direk tavan boyunca uzayan raflara yöneltti,her zamanki gibi düşüncelerini başka bir yere odaklamak istiyordu,çoğu zaman yaptığı gibi kitapları seçmişti. Nitekim bilgiye olan açlığı ve daha ilk haftadan verilen tonlarca ödevi düşününce yaptığı seçim oldukça oturaklı gözüküyordu. Tılsımlarla ilgili gözüne kestirdiği ilk kitaba uzandı ve hızla yerinden çekerken çelimsiz bedeni hafifçe yalpalandı. Rafların doğrultusundaki ilk masaya yönelecekken göz ucuyla kütüphanenin kalan göz gezdirmişti ki dikkatini bir şey çekti. Selfier'den Juan Favreau kitaplara gömülmüş kendi kendine mırıldanırken bir şeyler inceliyordu. Çoğu zaman etrafa saldıran Selfierlerin yanında rastlamadığı bu çocukta ayrı bir kibir vardı,kendini tüm okuldan üstün görmekteydi belli ki. Şu sıralar sık sık değişiklik gösteren duyguları onda garip bir muzurluk yarattığından aklından çocuğun yanına gidip bir şeyler söylemek geçti. Saniyeler hızla geçerken kendini çocuğa doğru yönelmiş biçimde buldu. Yanına vardığında hala bir şeyler mırıldanmakta olan Favreau'nun lanetlerle ilgili bir kitap okuduğu aşikardı. Yinede tekrarladığı cümlelerle ilgili dalga geçmek istedi. Fazla düşünmeden lafa koyuldu. 'Kendi kendine mi konuşuyorsun Favreau? On dört kişi ha,bahsettiğin her neyse baya ölümcül olmalı.Dikkat et derim.' Sözlerini bitirdiğinde hafif bir kahkaha atti ve ellerinden destek alarak masaya dayandı. Güneş ışığının yansıdığı kahve tonlarındaki saçları yüzüne düşerken,gözlerini genç adamın kitabına doğrulttu.

not:kisa oldu kusura bakmayiniz efenim

Salı Mayıs 01, 2012 10:09 am

Can sıkıntısı kötü bir şeydi. Üstelik daha okulun ilk haftasında yapacak bir şeyler bulamamak daha kötüydü. Şöyle birkaç arkadaş takılıp bir şeyler yapsalar, ne güzel olurdu aslında! Tabi sabahtan beri kimseyi de bulamamıştı? Sahi ya, neredeydi bu millet? On dakika daha koridorlarda aylak aylak dolaştıktan sonra Juan'ı bulabileceği tek yere gitmeye karar verdi. Pek kitapların arasında takılma havasında olmadığı için çok hevesli sayılmazdı. Belki de bu yüzdendi can sıkıntısı. Adımlarını hızlandırdı ve uçarcasına kütüphaneye girdi. Kitap okuma modunda olmadığını sanıyordu, ama onların kokusu ve ortama kattıkları huzur genç büyücüyü anında etkilemişti. Rafların arasında ilerledi. Çok geçmeden kendini kitaplara gömmüş olan arkadaşını gördü. Ve de yanındaki Leondier'i. Glamour muydu o? Burada işler ilginçleşmiş, diye geçirdi aklından. "Kimler varmış buradaaaa!" diyerek masanın boş tarafına oturdu. Ardından Juan'ın ne okuduğuna bakmak için eğildi. "Uuu Salazar. Fikirlerini çok benimsemesem de, değişik bir adam olduğunu kabul etmeliyim," dedi. "Siz ne konuşuyordunuz?" Boş konuşmak, onun huyu değildi. Yine de bazen çenesini tutamıyordu. Çenesini kapaması gerektiğini düşünüp kollarını önünde çaprazladı. Uzun bir gün olacaktı sanki.

out. Ilgın battığı yerdir. Kusura bakmayın kardeşler. Araya sıkıştırmak zorunda kaldım.

Cuma Mayıs 04, 2012 7:47 pm

-

Paz Mayıs 06, 2012 9:52 am

"Gördüğüm kadarıyla yine oldukça hareketlisin. Ben her zamanki gibi bu çocuğu kütüphanede yakaladım,"

" ve bu kadar çok bilgiyle ne yapmayı planladığını soracaktım ki sen geldin. Şimdide oturmuş lanetleri araştırıyor! Gerçekten Juan bunca bilgiyle ne yapıyorsun?"

"Her şeyden önce,ee siz ikiniz bütün yaz neler yaptınız? Duymak için sabırsızlanıyorum,koskoca üç ay geçti!"