leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Lucio Fontane
Lucio Fontane
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 69
Kayıt Tarihi : 13/04/12

Üç Silahşörler Empty Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 10:49 am
Üç Silahşörler 5dll2 x Üç Silahşörler 5dllt x Üç Silahşörler 5dlml

Fasulye çocuk.
Lakapsız Dimitri.
Doritos.
Lucio Fontane
Lucio Fontane
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 69
Kayıt Tarihi : 13/04/12

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 11:01 am
    Lucio hiç bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordu. Hem de hiç! Gözlerini kapatarak sakin olmaya çalışırken, Dimitri'nin tam aksine bağıra bağıra şarkı söyleyerek onunla ilgilenmediğini fark etti. Çılgına dönmüştü, çılgına. Hayatında ilk defa cezaya kalıyordu. Bu tam bir rezaletti. Notları beklenenin üstünde dışında daha düşük olmamıştı. Profesörleri -ötmenleri- onu çok severdi. Tılsım dersinin performans görevini Dimitri ile yapmak en başından beri hataydı. Neymiş efendim, profesörün babası ölmüş-müş, derse gelemeyecekmiş, bahçede quidditch oynayabilirmişiz. Ah be geri zekalı! Chancellorların babası doksan yıl önce ölmüş zaten. Neyin kafasındasın sen? Troll bilimi okuya okuya seni de mi bu hale getirdiler, ha? Tabi Lucio, o anki heyecanla bunu düşünememiş, Dimitri'ye inanmıştı. Ardından profesör gelince hiçbir şey yapmadan zayıf almışlar, duvara arkalarını dönüp tek ayak üzerinde durmuşlardı. Bununla da kalmamış, Bay Chancellor onları mutfakta bulaşıkları yıkamaya göndermişti.

    Lucio, yemek tabaklarını yıkarken zamanını çalan bulaşık deterjanı reklamına küfür savurdu. " Mr. Muscle, sen tam bir pisliksin dostum. Hani tüm tabakları bir dakikada yıkardık, al işte. Cılkım çıkana kadar, Pottermore'da hufflepuff birinci olana kadar yıkayacağım bunları! " Lafının üzerine, bir de Dimitri'nin gülmesi onu çileden çıkarmıştı. AH! Bu kadarı yeter ama. Bu lakapsız Dimitri çok oluyordu. Elinde tuttuğu hortumu çocuğa tutarak hıncını aldı. Çocuk kendini korumaya çalışırken garip sesler çıkarıyordu. " ALLAH DİYEN SOĞAN HALKASI ADINA. SALDIRIIN! " dedi Lucio tüm hırçınlığı ile.
Dimitri Kristopulos
Dimitri Kristopulos
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 87
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : Neverland
Lakap : Jesus

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 12:28 pm
    Lucio gibi saf bir ineğe dersin işlenmeyeceğini söylerken ciddiye alınmak gibi bir beklentisi yoktu fakat hayatında daha önce hiç ceza almamış olan Lucio (bu bakire olmak gibi bir şeydi!) kendisiyle tıpış tıpış okul arazisine doğru yürümeye başladığında Tılsım dersine geri dönecek hâli de yoktu. Beklediği üzere ceza aldıklarında ise, zilyon saat boyunca tek ayak üzerinde durmanın Dimitri’nin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu mağdurluğuna iyi yönde katkısı olmadığı kesindi. Tek ayak üzerinde durmakmış, yani kaç yaşındaydı ki bu adam? Bir milyon? Profesör Hesap Makinesi’ni En Az Yaratıcı Öğrenci Cezaları dalında Oscar alabilecek kadar unyaratıcı* olduğu için Hulk’un Loki’yi yerden yere vurduğu gibi parçalamak istiyordu.** Yine de Lucio’nun ilk kez ceza almasına sebep olarak onun hayatında yeni ve daha az acınası bir sayfa açtığından kendisiyle gurur duyuyordu. “Rica ederim, bro.”

    Tek ayak üzerinde durma eylemi bitince kurtulduğunu zannetmesine rağmen bir de üstüne Muggle usulü bulaşık yıkayacaklarını öğrenince moralini bozmamak zorlaştı. İSYEEEEAAAAAAAAAN! Fakat kendi hisleri Lucio’nunkiler yanında hiç kalırdı. Onun elinde Muggle bulaşık deterjanı ile boğuşurken sinirden neredeyse ketçaplı Lucio makarnasına dönüştüğünü gördükçe keyfi yerine geliyordu doğrusu. Şimdiye kadar kendi patlattığı tuvaletleri temizlemek dahil her türlü cezaya kaldığından, birkaç bulaşık yıkamak çok oyuncağı gibiydi. Bu yüzden bağıra bağıra şarkı söylemeye bağladı; “HONKİ PONKİ TORİNO, ÇALINO BİMBO PORİNO, MUŞİ MUŞİ POPOPO KOZİZO!”
    Epey eğlendiğini söyleyebilirdi, ta ki Lucio gözleri önünde eriyip gidene ve Pikaçu’nun kırmızı ve hiç de sevimli olmayan bir versiyonuna dönüşene kadar. Tam onun bu hâliyle dalga geçmeye başlayacaktı ki, Lucio’nun elindeki hortumu kendisine doğru çevirmekte olduğunu gördüğü. “Yoo dostum, yoo!” Fakat donuna kadar ıslanmıştı. BU SAVAŞ DEMEK! Elindeki ağzına kadar dolu olan sıvı bulaşık deterjanını silahlanarak Lucio’nun yüzüne nişan aldı ve jel kıvamındaki deterjanın tümü Lucio’yu kapladı. “Bu oyun böyle oynanır bebeğim!”

*unyaratıcı=yaratıcının zıttı
**orada link var
Liljana Doritsch
Liljana Doritsch
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 250
Kayıt Tarihi : 11/04/12
Lakap : doritos!

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 1:22 pm
    Kocccaman okulda asla nerede olacağı belli olmayan bir büyücüyü aramayı zorlaştırabilecek bir şey varsa o da sinirden köpürüyor olmaktı herhalde; fasulye çocuğun kompartımanda arkasına bakmadan kaçması yetmiyormuş gibi bir de okulda yüzüne bakmamasına katlanamazdı. Bir yaramazın en kutsal varlığı olabilecek Çapulcu Haritası onun elinde olsa ne olurdu sanki? Okulu tanıması için verilen ufak çizimlerin her birinde adımların ve isimlerin ortaya çıkmasını beklemişti ama ne asasıyla vurduğunda ne de sözsüz büyüleri denediğinde böyle bir şeyle karşılaştı. Yeni kızın artık bu sıfattan kurtulması gerekiyordu ve uçan spagetti canavarının bugüne kadar kendisine yardım adı altına sokabilecek bir hediyesi olmamıştı. Eh, böylece işin başa kaldığını anlayan cadı nasıl biri olduğunu anlamaları için ufak eşek şakalarından en eğlencelilerini yavaşça ortaya çıkararak kendisi gibi insanların dikkatini çekmeyi başarmıştı. Semra Kaynana taklitlerinin ona böyle bir sükse getireceğine kim inanırdı sanki? Şimdiyse kızın sinirli hallerine en uygun olacak davranış Caner gibi "Yeter artık!" diye bağırarak kafasında bardak kırması filan olurdu herhalde. Zihninin evlilik programları ile bu kadar dolu olmasından adeta utanarak koridorun köşesinden dönüp aldığı duyumlara göre mutfakta olan çocuğu bulmak için merdivenlere yöneldi.

    Aldığı alkol miktarı o geceye dair görüntülerinin üzerine bir sis çöktürse de çocuğu unutmasının imkanı yoktu. Jack'i unuturdu da onu unutmazdı! Oğ yoğ bu çok fazla olmuştu. Her ne kadar şıllık bir Rose uğruna hayatını feda etmiş olsa da bir gün geri dönüp Liljana'yı da onun Fransız kızlarından biri olarak çizeceği umudunu hiç kaybetmemişti. Pislik Rose. Mutfağa girişini sağlayacak tablonun önünde dururken arkasından gelip "Bö!" yapan şeyden öyle çok korkmuştu ki tiz bir çığlık atıp yumruk yaptığı sol yumruğunu refleks olarak arkasındaki kişinin alnının ortasına geçirivermişti.* Acıyla inleyen selfierden bir ufaklıktan özür dilerken reflekslerinin kelebek gibi uçup arı gibi soktuğunu bir yere not alması gerektiğini düşünüyordu, kimse zarar görsün istemezdi... Çocuğu geride bırakıp içeri girerken ev cinleri ile öncesinden sahip olduğu tanışıklığı kullanarak direk bulmak istediği büyücüye doğru ilerlemeye başladı. Kafasında söyleyeceklerini planlamıştı bile. "I'M CLEANING UP MY CLOSET!" diye başlayarak içini dökecekti, o kim oluyordu ki allah diyen soğan halkası aşkına kendisinden kaçıp gidiyordu! Ne yapmayı çalıyordu fasulye çocuk, kendisini atayiz yapmaya falan mı? Karşısında gördüğü iki büyücünün halleri ile attığı kahkahanın haddi hesabı yoktu. Lakapsız olduğu kadar aynı zamanda ıslak Dimitri ve baştan aşağı deterjana bürünmüş Lucio ikilisine "Tell me baby are you wet, i wanna make you wet!" şarkısını gönderip içinde zeytinyağlı fasulye olduğuna inandığı tencereyi Leondierli oğlanın kafasından aşağı boşalttı. "Kirlenmek güzeldir!" Hissettiği sinirin kelimelerine yansımasına özen gösterdikten sonra fasulye çocuğun görünüşüne gülmeden edemedi.
Lucio Fontane
Lucio Fontane
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 69
Kayıt Tarihi : 13/04/12

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 5:19 pm
    Lucio o kadar sinirliydi ki, Dimitri denen Rus kabadayıyı, kendisini alemin kralı sanan, manyak ötesi, spastik, heterotrof canlıyı bir saniyede öldürmek istiyordu. Televizyonu yeni gören şaşkın bir bebek gibi* hissediyordu. Tam Dimitri'nin üzerine gidip Allah diyen soğan halkasını çocuğun üzerine fırlatacakken başından aşağı, geceleri pis bir koku yaratacak, dünya kabadayıları derneğinin baş yemeği fasulye döküldüğünde kendisini hiç olmadığı kadar mide bulandırıcı hissediyordu. Önce bunun Dimitri'nin yaptığını sanıp yumruklarını havaya dikerek, sipirmin usulü dalışa geçecekken vazgeçip gülmeye başladı. Kahkahalarla gülüyordu artık. Bu o kadar komik bir durumdu ki kim olsa gülerdi. Lucio ve Dimitri'nin halleri, i'm cleaning up my closet diyen abaza çocuktan bile daha gülünçtü. Tam kahkahalarla gülerken uzaktan hatırladığı, her ne kadar hep onu düşünse de duymak istemediği sesi duyunca arkasını döndü. Hafif hafif gülerken birden yerinden sıçradı ve deli bir ifade takındı.* " AMAN TANRIĞM! " Her yerini fasulyeler kapladığından konuşmaya, daha doğrusu haykırmaya başladığında ağzına fasulye taneleri girmişti. Ağzındakileri yere tükürerek etrafa jel ve fasulyeler saçarken bir Dimitri'ye, bir de o kıza bakıyordu. " Senin burada ne işin var Jack manyağııı?! " Bu sırada Pınar adlı zatın lakap bulmaya üşendiği için lakapsız kalan Dimitri, kahkahalarla Lucio'ya bakıp gülüyordu. Lucio utandığı ilk aşkının yanında kendisini tutmalıydı; fakat bu çok ağır gelmişti. Kimse beni küçük düşüremez kaarşim. dedi içinden. " Gel lan buraya Cüneyt! " diyerek lakapsız çocuğun üzerine atladı.


*Gifler.
allah diyen soğan halkası
allah diyen soğan halkası
Keyfinin Kahyası
Keyfinin Kahyası
Mesaj Sayısı : 32
Kayıt Tarihi : 05/05/12
Nerden : Cami.

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 6:13 pm
    İsminin zikredildiği anda kendini kara kaşlı kara gözlü bir büyücünün ellerinde bulurken az kalsın lakapsız bir Yunan'ın kafasında yerini alacaktı. Tam da atayiz kızın dinsiz imansız planlarını öğrenmek üzereyken bu ufaklıkların arasına düşmek onu memnun etmemişti. Buram buram fasulye kokan büyücüye ve bunu sağlayan cadıya baktı. "Nimetle şaka olmaz!" Kendilerini ne sanıyorlardı bunlar? Hepsi de cayır cayır yanacaklardı! Büyüymüş, peh! Şimdi milattan önceki yıllarda olsalardı hepsini kazığa bağlayıp yakarlardı. Zaten şu cadının halini gördüğünde az kalsın üzerindeki çıtır taneciklerini düşürecekti! Kimse herhalde ona saçlarını örtmezse öbür dünyada her saç telinin birer yılana dönüşüp onu sokacağını söylememişti. İlhan Mansız, dinsiz imansız bile bu üç silahşörden daha dini bütündü! "Tövbe tövbee..." diyerek atayiz kızın soğanları katledişini engellemek için oradan ayrıldı.
Dimitri Kristopulos
Dimitri Kristopulos
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 87
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : Neverland
Lakap : Jesus

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

Paz Mayıs 06, 2012 7:21 pm
    Tam işler bundan daha da absürt bir hâl alamaz diye düşünürken, faili meçhul bir kişi tarafından yüzü gözü sıvı bulaşık deterjanı ile kaplanmış Lucio’nun başından aşağı bir tencere fasulye dökülmesiyle tezgâhtan destek almak zorunda kaldı çünkü öyle şiddetli kahkahalar atıyordu ki böğrüne bir sancı girmişti. Bu olsa olsa okulun çatlak hayaleti olurdu; adamım Dulcamara! Fakat Dulcamara’nın sesi onu görmediği zamandan beri oldukça inceleşmiş gibiydi, muhtemelen Vladimir hayalete, ziyafette kendini tutamayıp herkesin geçici sağırlık yaşamasına sebep olacak kadar tiz bir notayı haykırdığı için büyü yapmıştı. Fakat karşısında gördüğü sanat eseriyle gururlanması gereken kişi, yazın onu boğulmaktan kurtarmasından sonra kendisine tav olacağı konusundaki ihtimali yüzde yüz tutmasına rağmen, ihtimali yok etmekle kalmayıp kendisinden dayak yediği Kıymalı Börekten (lakabının doritos olduğunu bilmiyor, napalım yani?) başkası değildi. Gözlerinde biriken yaşları silerken, bir yandan da Liljana’nın yanına yaklaşarak elini havaya kaldırdı ve “Çak!” dedi.* Bu noktadan sonra ağlayarak uzaklaşmasını beklediği fasulye çocuğun bir kendine, bir Dimitri'ye bakarak güldüğünü görünce, onun arkadaş olmak için çok da kötü bir seçim olamayabileceğini düşünmesiyle, Lucio'nun kırmızı pikaçu boyutlarına geri dönerek üzerine atılması bir oldu. Hadi ama, fasulye çocuğun kendi cazibesine kapılan bir gay olma ihtimali çok yüksek olmasına karşın bunu göstermek için çok yanlış bir zaman seçmişti! İncinmiş numarası yaparak, “BEN SENİN FAHİŞEN DEĞİLİM!”* diye haykırdı ve onu üzerinden atmaya çalıştı. Kaç kilo la bu? Fakat Dimitri'nin sıska bedeni Lucio'nun altında ezilirken alnının ortasına yediği yumruk* sersemlemesine sebep oldu. En iyisi bayılma numarası yapmaktı, böylece Liljana'nın dikkatini kendisi üzerine çekebilirdi!
Liljana Doritsch
Liljana Doritsch
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 250
Kayıt Tarihi : 11/04/12
Lakap : doritos!

Üç Silahşörler Empty Geri: Üç Silahşörler

C.tesi Mayıs 12, 2012 2:49 pm
    Ellerinde kalan tencereyi tezgahın üzerine yerleştirirken hücreleri intikam almanın getirdiği mutluluk ile birlikte kendi aralarında damat halayı çekip zenci bebek gibi dans ederek* eğleniyorlardı. Magandalardan birinin kurşununa kurban giderek yok olmuş öfkesini özleyecek gibi görünmeyen neşe, attığı kahkahanın her tınısında hissedilebiliyordu. Fasulye çocuk bunu hak etmişti. Sanki birisi ona gidip "Liljana'yı meseneden sileceğesin!" diyerek tehdit etmiş gibi kaçıp gitmese olmazdı sanki. Cadı bir an tereddüt etti; belki de dünyanın en çirkin, ergen, aptal ve patavatsız kişisi olduğu için büyücü ondan kaçmıştı... Hah, eğer öyleyse önce kendi hâline bakması gerekirdi, en son regl olamadığı için ağladığını ona hatırlatmaktan büyük bir zevk alabilirdi. Kendisine Jack manyağı diyen çocuğa gözlerini kısıp nefretle bakmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. Hem tabii ki Jack manyağı olacaktı, başka ne olacaktı? Onun manyağı mı olacaktı sanki! Pis, kendini beğenmiş ve zeytinyağlı fasulye kokan birinin manyağı olmak Liljana'ya göre değil Rose'a göre bir şeydi. Jack kendisine kaldığı sürece hiç de problem etmezdi onun kiminle olacağını. Bir anda şişen egosunu* kendi haline bırakarak şimdi ikisi de yerde yatan büyücüleri izlemeye koyuldu. Hımm, ilginç! Regl olamadığı için ağlayan Lucio'dan bunu elbette beklerdi ama Dimitri'nin yazın kızı tavlamak için attığı onlarca taklanın ardından kendini bir leondier büyücüsüne kaptırmasına oldukça şaşırmıştı. İçine garip bir yumru gibi oturan gözlerinin önünde yaşadıkları aşk dolu dakikaları "Aile var!" diyerek sonlandıracakken manzaranın değişmesini sağlayan beklenmeyen bir yumruk oldu. Tiz bir çığlık ile gözleri kapanmış Dimitri'ye odaklanırken çocuğun her ne kadar lakapsız da olsa bir yumruğu hak edeceğini düşünmüyordu. Ah işte, insan fasulye olunca demek ki beyni de ancak fasulye taneciği kadar oluyordu; böyle tatsız tuzsuz saçma bir şeyin kilosunun yedi buçuk lira olması bile hataydı zaten! "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diyerek binadaşı olan çocuğun yanına otururken az önceki magandanın öldürdüğü öfke, zombi olarak geri dönmüş ve tamamen Lucio'ya yönelmişti. Yunan asıllı Cüneyt'i uyandırmak için yüzüne boşalttığı suyun yeterli olmasını umarken içinden allah diyen soğan halkasına dua ediyordu. Tarafını seçmişti, fasulye çocuk atayiz kızı tutuyorsa doritos tabii ki allah demeliydi!
    Öeh, iğrenç oldu kenksler, idare edivereceksiniz.
    İki yüz yirmi ikinci mesajım, ayık olun.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz