- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 12:11 pm
"Sadakat, dostluğun temelinde yatar."
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 12:30 pm
Kasvetin, geceye yayılan kokusunu solurken uzun uca doğru kıvrılan saçları; ensesini saçlarının ön kısmını yalayıp geçen hafif meltem ile havalanıyordu. Yüzündeki ciddi ifadenin temelinde yatan neden, bir az sonra zaten gün yüzüne çıkacaktı. Yanındaki büyücü ile beraber, uzun süredir yalnız geçiremedikleri dakikaları yaşamak üzere ilerliyordu korkusuzca. Yakalanabilecekleri ihtimali bulunsa da aklındaki sorun bambaşkaydı. Merdivenleri, gün zamanı gibi rahat; lakin hızlıydı. "Söylediklerimi unutma, bunu uzun süredir planlıyoruz biliyorum; lakin diğerlerine denemeden önce emin olmalıyız. Eğer bize güvenmelerini istiyorsak, onların güvenliğini sağlamalıyız." Dedi ve kafasını yana çevirerek sinsi yılanın gözlerine baktı. Aralarındaki bağın kudreti, göz yaşartacak derecedeydi. Bir dosttan çok kardeş gibiydiler ve bu kardeşlik ikisinin de lehineydi. En sonunda zindanlara vardıklarında, etrafı kontrol ettiler. İşittiği adım sesleriyle irkilen büyücü yanındaki dostunu bir el hareketiyle geri itti ve kendisi de uzandıkları duvara yapıştı. Burada birilerini olma ihtimalinin düşüklüğüne karşın işittiği ayak sesleri kendisini endişelendirdi. Asasını cübbesinin arkasından çıkarırken dar ve uzun koridordan ayak seslerinin yavaş yavaş artmasına tanıklık etti. "Stupefy!" Bedenini koridora soğukkanlılıkla bırakmasının ardından tok sesi çıkaran güzel bir cadının bedeninin yere serilmesini sağladı. Burada ne aradığını merak ederek, özrünü dile getirdi. "Bu kadar asabi bir büyücünün yanında şansın yoktu güzelim, üzgünüm." Scorpius ile ilerlemeye devam etti ve en son kimsenin onlarını bulamayacaklarını düşündüğü kısımda duraksadılar. Gözlerini büyücünün gözlerine dikti birkaç saniyeliğine ve dilini alıcıyı harekete geçirmek için kullanırken büyücü çömeldi. Dostu da çömelince dudaklarında bir tebessüm açtı. Bu sırada sağ kolunun üzerindeki gömleği açmaya başlamıştı. "İşte başlıyoruz."
- Scorpius MalfoySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 20/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiltere
Lakap : Yakın olanlara Scorp.
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 1:09 pm
Soğuk duvarlar Orethia'nın en altında değişime tanıklık ediyorlardı. Yıllardır varlığını sürdüren grubun artık gerçek bir örgüt olma vakti gelmişti. Saat tiktaklarının arasında geçen her saniye bunu biraz daha yaklaştırıyordu. Mezun olan öğrencilerin ileride de bu örgüte bağlı kalmalarını sağlayacak an yaklaşmıştı. Voldemort'un mirası buna olanak sağlıyordu ama bunu karanlıklar arasında ilerleyen iki büyücü dışında daha kimse bilmiyordu. Genç Malfoy dosttan öte olan Petre'yle beraber araştırmalarının meyvelerini yemek adıan hızlı adımlarla ceza zindanlarına inmişti. Orenthia'nin en altında olan bu zindanlar yukarıda yaşayan diğer öğrenciler için oldukça ürkütücü olabilirdi, ama Scorpius ve Petre'nin böyle korkuları çocuk yaşlarında silinmişti. Onlar karanlığın çocukları olarak doğmuşlardı. Soylarıyla beraber damarlarına işleyen karanlık güç her geçen saniye onları içine çekiyordu. Şimdiyse bir kızı sersemleten arkadaşıyla genç Malfoy karanlık tohumlarına ilk suyu dökmek adına ilerliyordu. Her şey geçtikleri yaz başlanmıştı. Büyük Malfoy kütüphanesinde geçecek bir günün sonunda iki genç örgüte olan bağlılığı mühürleyecek bir yol bulmuşlardı bile.
Uçsuz bucaksız görünen kütüphanenin derinliklerinde sarışın bir beden bir süredir hareket dahi etmiyordu. Elinde tuttuğu kalın kitabın üzerinden tekrar tekrar geçen parmağı sonunda bir yerde durmuştu. Anlayamadığı şekilde yazılan dile odaklanan gri-mavi gözleri bir çataldilin çok rahat anlayacağını bildiğinden sakince kapanmıştı. İleride araştırma yapan arkadaşına dönen bakışlar kısa süreden sonra adını söyleyen dudaklarla bütünleşmişti. Siyah saçlı, yapılı genö vücut okuduğu kitabın arasında asasıyla bir işaret bırakıp hızla genç Malfoy'un yanına yaklaşmıştı. Yüksek sesle okuduğu satırları genç büyücü bir süre hiç sesini çıkartmadan dinledi. Sonunda yarıda kestiği sözlerin arasında "Anladığım kadarıyla Morsmordre'nin nasıl kola işlendiği anlatılmış. Bulduk Petre, bulduk dostum." diyerek sevincini belirtmişti. Gözleri çataldili ustalıkla çeviren yakışıklı arkaşının üzerinde dolanmasının ardından heyecanla ilerlediği masadan bir parşomen kağıdı almıştı. Kağıdı koyarak üzerine bir işaret çizdi. Gözleri sonsuzluk işaretine bir süre odaklandı, sonunda parlayarak arkadaşına döndü. Böylece başlayan konuşmalarla alınan kararlar şu yöndeydi. Voldemort ihaneti engelleyememişti ama kaçırdığı şey çağırı adına yolladığı acıyı iki katına çıkartacak bir yol bulunabilirdi. Hatta deriye işleyen büyücü dövme sağ bilekte olduğundan ihanet sırasında atar damara bile zarar verebilirdi. İşlenen dövme kişinin bedenine nüfuz ettiğinden onun bir parçası olurdu ve aklından geçen ihaneti algılayabilirdi. Aynı zamanda Petre'yle beraber yapacakları ufak bir tılsımla işareti görünmez kılabileceklerini düşünüyorlardı. İşte bütün yaz bozunca Karanlık Lord'un onlara sunduğu bu ufak bilgi üzerinde araştırmalar yaparak geçirmişlerdi genç adamlar.
Sonunda buldukları şeyi denemek adına gecenin ilerleyen saatlerinde indikleri ceza zindanlarındaydılar. Petre bileğini sıvayarak başladıklarına dair laflarını savurduğunda Scorpius çoktan asasını çıkartmıştı. Kendi bileğini bir hareketle açtığında aynanda yapacakları büyüye odaklanmaya başlamıştı genç adam. Voldemort'un sunduğu sözcüklere kendi değişimlerini eklemişlerdi. Böylece bütün yaz yaptıkları çalışmaları birkaç saniye sonra deneyeceklerdi. Gri-mavi gözler kahverengiliklerle buluştuğunda gözlerini kıpıştırdı genç adam. Kendi asasını Petre'nin sıyrılmış sağ bileğine dayarken arkadaşının soğuk asasını bileğinde hissetmişti. Genede sahip olduğu güvenle birlikte hiçbir sıçrama göstermemişti. Gözleri buluşan iki genç adam aynanda dudaklarını hareketlendirdiler. "Mors-aeternae, secundum quod est falsum. Ut maneat in me."* Latince sözlerle birlikte bileklerinde beliren sonsuzluk işaretleri karanlıkta parlamaya başlamıştı. Scorpius'un tahmin ettiği gibi bileğine yayılan inanılmaz yanma hissi kendine Cruciatus atılmış gibiydi. Genç adam bu gece kesinlikle hiç hoş rüyalar görmeyeceğinin bilincinde asa tutan elini soğuk duvara yasladı. Sıktığı dişleri acıyı haykırmamasına yardım ediyordu. Gri-mavi gözleri karşısında aynı acıyı yaşadığına emin olan arkadaşındaydı.
*Sonsuz Ölüm, sadakatsiz olana bağlı. Benim olan benimle kalır.
Uçsuz bucaksız görünen kütüphanenin derinliklerinde sarışın bir beden bir süredir hareket dahi etmiyordu. Elinde tuttuğu kalın kitabın üzerinden tekrar tekrar geçen parmağı sonunda bir yerde durmuştu. Anlayamadığı şekilde yazılan dile odaklanan gri-mavi gözleri bir çataldilin çok rahat anlayacağını bildiğinden sakince kapanmıştı. İleride araştırma yapan arkadaşına dönen bakışlar kısa süreden sonra adını söyleyen dudaklarla bütünleşmişti. Siyah saçlı, yapılı genö vücut okuduğu kitabın arasında asasıyla bir işaret bırakıp hızla genç Malfoy'un yanına yaklaşmıştı. Yüksek sesle okuduğu satırları genç büyücü bir süre hiç sesini çıkartmadan dinledi. Sonunda yarıda kestiği sözlerin arasında "Anladığım kadarıyla Morsmordre'nin nasıl kola işlendiği anlatılmış. Bulduk Petre, bulduk dostum." diyerek sevincini belirtmişti. Gözleri çataldili ustalıkla çeviren yakışıklı arkaşının üzerinde dolanmasının ardından heyecanla ilerlediği masadan bir parşomen kağıdı almıştı. Kağıdı koyarak üzerine bir işaret çizdi. Gözleri sonsuzluk işaretine bir süre odaklandı, sonunda parlayarak arkadaşına döndü. Böylece başlayan konuşmalarla alınan kararlar şu yöndeydi. Voldemort ihaneti engelleyememişti ama kaçırdığı şey çağırı adına yolladığı acıyı iki katına çıkartacak bir yol bulunabilirdi. Hatta deriye işleyen büyücü dövme sağ bilekte olduğundan ihanet sırasında atar damara bile zarar verebilirdi. İşlenen dövme kişinin bedenine nüfuz ettiğinden onun bir parçası olurdu ve aklından geçen ihaneti algılayabilirdi. Aynı zamanda Petre'yle beraber yapacakları ufak bir tılsımla işareti görünmez kılabileceklerini düşünüyorlardı. İşte bütün yaz bozunca Karanlık Lord'un onlara sunduğu bu ufak bilgi üzerinde araştırmalar yaparak geçirmişlerdi genç adamlar.
Sonunda buldukları şeyi denemek adına gecenin ilerleyen saatlerinde indikleri ceza zindanlarındaydılar. Petre bileğini sıvayarak başladıklarına dair laflarını savurduğunda Scorpius çoktan asasını çıkartmıştı. Kendi bileğini bir hareketle açtığında aynanda yapacakları büyüye odaklanmaya başlamıştı genç adam. Voldemort'un sunduğu sözcüklere kendi değişimlerini eklemişlerdi. Böylece bütün yaz yaptıkları çalışmaları birkaç saniye sonra deneyeceklerdi. Gri-mavi gözler kahverengiliklerle buluştuğunda gözlerini kıpıştırdı genç adam. Kendi asasını Petre'nin sıyrılmış sağ bileğine dayarken arkadaşının soğuk asasını bileğinde hissetmişti. Genede sahip olduğu güvenle birlikte hiçbir sıçrama göstermemişti. Gözleri buluşan iki genç adam aynanda dudaklarını hareketlendirdiler. "Mors-aeternae, secundum quod est falsum. Ut maneat in me."* Latince sözlerle birlikte bileklerinde beliren sonsuzluk işaretleri karanlıkta parlamaya başlamıştı. Scorpius'un tahmin ettiği gibi bileğine yayılan inanılmaz yanma hissi kendine Cruciatus atılmış gibiydi. Genç adam bu gece kesinlikle hiç hoş rüyalar görmeyeceğinin bilincinde asa tutan elini soğuk duvara yasladı. Sıktığı dişleri acıyı haykırmamasına yardım ediyordu. Gri-mavi gözleri karşısında aynı acıyı yaşadığına emin olan arkadaşındaydı.
*Sonsuz Ölüm, sadakatsiz olana bağlı. Benim olan benimle kalır.
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 1:37 pm
Sağ kolunun kısa ve siyah tüyleri ortaya ifşa olurken, aynısını karşısındaki dostu da yaptı. Akabinde birbirlerine birkaç saniye daha bakışmalarının ardından aynı anda dudaklarını aralamışlar ve dudaklarından süzülen Latince kelimelerle bağlılıklarına kudret katarken bir yandan da asalarının hareketiyle kollarında dikine bir sonsuzluk işareti oluşturmuşlardı. Akabinde bu işaretten sızan ışıkla birlikte verdikleri yanma hissi, Petre'nin kaşının çatılmasına ve dudaklarından acının temsilcisi bir tıslama çıkmasına sebep vermişti. Nefes nefese kaldığını fark ettiğinde bu işaretin ruhuna tesiri olarak istemsiz bir güç sezdi. Asasını yere bırakırken, dik bir şekilde duran sonsuzluk işaretinin üzerinde gezdirdi parmaklarını ki bu sırada işaret çoktan kaybolmuştu. Gözleri tekrar büyücüye kalktığında, dudaklarında yeşeren tebessümle konuştu. "Başardık, dostum. Sana sabırlı olmamız gerektiğini söylemiştim." Diyerek, ben demiştim havasına büründü. Sırtını dayadığında, nefes alış verişinin tekrardan düzene girmesini bekliyordu. Göğsündeki yanmanın ise, verdikleri çaba sonunda tükettikleri oksijen fazlalığından kaynaklandığını düşündü. Birkaç dakika sonrasında, karşısındaki büyücüyle kontrolsüz bir kahkaha tufanına boğulsa da sonunda tekrar işin ciddiyetini kavrayarak, düşüncelerini dile getirdi. "Şimdi sıra emin olmakta. İşe yarayıp yaramadığını kontrol etmeliyiz."
- Scorpius MalfoySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 20/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiltere
Lakap : Yakın olanlara Scorp.
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 2:12 pm
Acının bitimiyle birlikte arkadaşının dudaklarından boşalan sözlerle dişleri serbestliğine kavuşuyordu. Dudaklarında beliren ufak gülümsemenin ardından dinen acısıyla koluna baktı genç adam. Sözcükleri öylesine savurmak istiyordu. "Biliyorum dostum, biliyorum. Başardık!" Ufak sevincinin ardından hızla ayağa fırladı. Şimdi denemeleri gerektiğini biliyordu ama bu karanlıkta dahi dostluklarının aydınlığı bir şeyi kaçırtıyordu. İhanet asla onların arasında olmadı bu yüzden acıyı denemekte imkansızlaşıyordu. Yalnızca çağrılma kısmını deneyebileceklerdi. Scorp gözlerini karşısındaki bedene dikti. Sinsi gülümsemesinin çehresine yaydığı mutlulukla konuştu. "Öyleyle çağrılmaya hazırlan Petre." Sırıtışında gizli olan çocuksu ifade artık oyun zamanlarının geldiğini hatırlatmıştı genç adama. Gözlerini Petre'den ayırmadan soluk aldı ve düşüncelerini dostuna yoğunlaştırdı. Onu yanında istiyordu, gerçi zaten yanında olduğu için bu durumun komikliğiyle sırıtışı arttı. Gözlerini kapattı ve düşüncesini arttırdı. Asasını kendi koluna dayadı. Gözlerini açtığında dövmesinin belirdiğini gördü ve kısa bir süre sonra dostunun kasılan yüzüyle acı hissettiğini anladı. Dostunun bileiğinde de beliren dövmeyle beraber sevinçle asasını çekti.
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 2:36 pm
Scorpius ile beraber çömelir pozisyondan, asasını da alarak ayağa kalktı. Karşısındaki büyücüyle, başarının getirdiği hazzı yutarken, dudaklarından süzülen kelimelerin üzerine yılanın cevabını işitti. Olduğu yerde dururken, gözleri büyücünün göz kapaklarıyla karşılaştı. Yavaş yavaş hissetmeye başladığı acı ile irkildi. Geçen seferki gibi bir tıslama dudakları arasından süzülürken, hafifçe eğildi acının tesiriyle. Göz kapaklarını hızla kırptı ve kafasını hafifçe kaldırıp büyücüye baktı. "Bu acıya, alışacağımdan eminim." Dedi ve tebessüm etti. İşe yaradığını ve bunda kendisinin de faydasının dokunduğunu bilmek de büyücüye iyi geliyordu. Tekrar dizlerini düzleştirerek, dik durdu. Az önce beliren sonsuzluk işaretinin, kaybolduğundan emindi. Dostunun yanına yürüdükten sonra, yüzünü çevirdi. Sırtına bir şaplak yapıştırarak tebessümünü yaydı dudaklarında. Heyecan ve sevincini kontrol edemeyip, büyücüyü sarsmaya başlayınca şakasına; büyücüyle beraber bir duvara çarptı bedenleri. Akabinde duvardan çıkan ses ile beraber bir kırılma sesi işitti. Büyücü bu kadar sağlam bir yapıya karşın bu kadar sert karşı koyduklarını sanmıyordu ki duvarın kırılan bir parçasının yerinden bir ışık gözlerini aldı. Şaşkınlıkla beraber gözlerine yansıyan bu ışığın kaynağını aradı Petre'nin gözleri. Bir adım yaklaşarak, delikten içeri baktı. Bir yer olduğu aşikârdı. Merak, büyücünün damarlarında tekrar dolaşmaya başladığında, gözlerini dostuna çevirmeden konuştu. "Gördüklerimi sen de görüyor musun, Scorp?"
- Scorpius MalfoySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 20/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiltere
Lakap : Yakın olanlara Scorp.
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 2:46 pm
Genç Malfoy dostunun alışacağı söylediği acıyı düşününce bir an duraksadı. Babasının onu bu sebeplerden eğittiğine emindi. Küçüklüğünden beir yerdiği gizli Creatus'ların haddi hesabı yoktu. Bunlar elbette bakanlığın anlamaması adına ufak acılar oluyordu ama babasının diğer yöntemleri de yeterince etkiliydi. Malfoy zindanlarında eğitildiği günleri kolay kolay unutmuyordu genç büyücü. Kendi başına acı içinde geçirdiği günlerdi bunlar. Onu eğittiğini biliyordu ama bunu pek umursamıyordu. Babasından farklı şeylerde beklemiyordu aslında, sonuçta büyükbabasının bir kopyası olarak yetiştirilmişti. Korkak bir kopyası. Belki de bu yüzden Potter Voldemort'u yenmişti. Düşüncelerini belki bu yüzden sabitleyemediğinde arkaşının sarsmasıyla dengesini kaybetti. İlk defa böyle bir şeye hazırlıksızdı ve bedenlerinin çarpmasıyla beraber kırılan duvarın sesini işitti. Gözleri büyüyerek gelen ışığa odaklandı. Öylesine hızlı ve güçlü vurmuş olamazlardı ama içeriden süzülen ışık farklı bir şey söylüyordu. Arkadaşı gördüklerini görüp görmediği sorduğunda çıkan gürültüleri okulun gerisinin duymaya ihtiyacı yoktu. Bu yüzden Scorpius asasını sallayarak "Silencio." dedi. Sonunda sessizlik duvarının çöktüğüne emin olarak dostuna döndü. Işığa bakmakta olan meraklı yüze doğru konuştu. "Görüyorum dostum. Sence bu nedir?"
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 2:55 pm
Kendi sorusuna gelen yanıtın ardından, düşünebildiği tek şey bunun ne olacağı fikriydi ki bir sürü şey olma ihtimali vardı. Dostunun sorusu üzerine dudaklarını cevap vermek için araladı. "Bilmiyorum; lakin öğreneceğiz." Sözlerinin ardından yanındaki yılana çevirdi başını ve geri çekilmesini söyledi. Kendisi de birkaç adım geri adım attıktan sonra, asasını duvara doğrulttu. "Bombarda Maxima!" Asasının ucundan çıkan ışıkla birlikte kırık duvarın tamamı yerle bir olmuştu. Duvarın tamamen yıkılmasının ardından, hamle yapmadan önce tekrardan dostuna baktı. "Ne dersin? Kaşif olmanın vakti gelmedi mi?" Sırıttı. Ardından yavaş yavaş ışığın geldiği yöne ilerledi büyücüyle. Etrafına göz gezdirirken, içindeki şaşkınlık her geçen saniye ve dakika büyüyordu; lakin ne olduğunu öğrendiklerinde pişman olmayacaklarını düşünüyordu.
- Scorpius MalfoySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 20/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiltere
Lakap : Yakın olanlara Scorp.
Geri: Sadakatin Sembolü.
Salı Mayıs 08, 2012 3:30 pm
Duvarın yıkılmasıyla birlikte dağılan toz bulutunda gözünü kapattı genç adam. Yanındaki arkadaşının neşeli sesi ve sırıtışı hoşuna gitmişti. Kendiside arkadaşı kadar heyecanlanmıştı. Gerçekten değişik bir şeyle karşı karşıya gibilerdi. Işığa doğru ilerlediğinde dağılan dumanlarla birlikte önüne gelen manzaraya baktı Scorpius. Camekan bir salon vardı kaşılarında. Karşıda duran iki kapıya benzer şeylerin üzerine toprak yıkılmıştı. Onlar dışında her yer tozluydu ama hiçbir döküntü izi yoktu. Camların arkasından görünen göl tıpkı Selfier ortak salonu gibiydi. Kara gölün derinliklerine aitti burası. Camlarda tek bir çatlama bile yoktu. Köşede şömine tozla kaplıydı. Hemen önünde duran eski koltuk yeşil işlemeliydi. Şöminenin üzerinde duran yılan desenli yeşil bayrak burayı tanımalarına yetmiş gibiydi. Gözleri siyah deri koltuklara, ortada duran sehpaya dikti başta Scorpius. Hemen arkasından neşeyle konuştu. "Merlin aşkına burası Slytherin ortak salonu. Dostum bu inanılmaz, yıkılmamış." Hogwarts'ın tarihi bir kalıntısıydı burası ve tamamiyle Scorpius'a hitab ediyordu. Genç adamın gri-mavi gözleri mutlulukla ışıldadı. Gözlerine çarpan gölün yeşile çalmış yansayan ışığıyla neşesi iyice arttı. Hızla yere saçılmış eski kitapların bulunduğu kütüphaneye yaklaştı. Asasının bir hareketiyle bütün kitaplar geride bir toz bulutu bırakarak ortak salonun bir duvarlık kütüphanesine dizilmişti. Scorpius mutlulukla tozlu kitapları incelemeye başladı. Gerçekten yıkılmış Hogwarts'dan geriye kalan birkaç kitap hoşuna gitmişti. Belkide kaybolan bir kitap olabilirdi ve Scorpius onu burada bulabilirdi. Gözleri sevinçle açılmıştı. Petre'yle gerçekten harika bir şey keşfetmişlerdi.
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
Cuma Mayıs 11, 2012 11:52 am
Duvarın yıkılmasıyla ilerleyen adımları, en sonunda durakladığında gözlerine inanamayan bakışları, göz bebeği büyürken ifşa oldu. Toz tabakasıyla gizlenen şeyleri gün yüzüne çıkarmak için tereddüt etmeden salladı asasını. "Aklapakla." Her şey yerli yerine geçerken, toz tabakaları havaya karışıyordu. Temizleme işleminin akabinde ortaya çıkan oda, olağanüstülükle karşılandı büyücünün gözünde. Kendi düşüncelerini kanıtlar nitelikte cümleler sarf ederken dostu, keşfin tadını çıkarmaya baktı ki bu sırada aklına gelen fikir ile birlikte sarsıldı zihni. Vakit kaybetmek istemediğinden dudaklarını araladı ve dostunun olduğu yöne döndürdü bedenini. "Burada aradığımız her şeyi bulabiliriz. Slytherin'li kardeşlerimizin bizim için bir şeyler bıraktığına eminim. Lakin bunu tüm dünyayla paylaşacak halimiz yok," fikirlerini beyan etmeye devam etmeden önce nefes molası verdi ve dostuna bir adım daha yaklaştı. Scorpius'un yüzündeki ifade, büyücünün zihnindekileri öğrenmek istediğinin bir işaretiydi. "Burası, dostum, bizim kardeşliğimizin yuvası olmalı."
- Scorpius MalfoySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 20/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiltere
Lakap : Yakın olanlara Scorp.
Geri: Sadakatin Sembolü.
C.tesi Mayıs 12, 2012 9:36 am
Dostunun sözleriyle düşünceleri daha da derinleşmişti genç adamın. Eline aldığı eski bir kitabı dikkatlice açtı. Petre'nin sesi eşliğinde gözleri sözcüklerde geziniyordu. Sözcükler gözleri arasından kaçıp giderken diğerleri birbirini kovalıyordu. Yanına gelen genç büyücünün sözleriyle bir an durdu. Kitabı sakince kapatıp etrafına bakındı. Slytherin haliyle kullanamazlardı ama hiçe de sayamazlardı elbette. Durgun çehresine gülümsemesini yerleştirdi, gözleri yanındaki genç dostuna odaklandı. Gülümsemesinin arasında hareket eden ağzıyla konuşmaya başladı. "Mükemmel bir fikir. Öyleyse tılsımlar ve çeşitli büyüler kullanmalıyız. Bu haliyle olmaz." Fikrini beyan etmesinin hemen ardından kapı tarafını göstererek devam etti. "Korunaklı bir giriş olmalı. Kimse bulamamalı, şans eseri bile olsa." Bunu sağlayabileceklerini biliyordu genç adam. Genede biraz yardıma ihtiyaçları vardı. Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar istenmeyen birinin girmesini engellemek için daha çok olmalıydılar. Bu yüzden en yakınlarından destek almalılardı, ama elbette önce işaretler kola kazınmalıydı.
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
C.tesi Mayıs 12, 2012 10:58 am
Dostuna kulak verirken, bir yandan da kimden yardım alacağını bulmuştu bile. Carmella adlı cadının bu konularda bayağı yetenekli olduğu konusunda teoriler gelmişti kulağına. Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı ki bunu deneyeceği de aşikârdı. Onlardan biri olması için de ikna etmeliydi tabii. Gözleri daldığı yerden ayrılırken, dudakları aralandı. "Tamam, ben halledeceğim; bir an önce bunları halletmeliyiz," dedi ve girdikleri delikten çıkmak için hamlede bulundu. Tekrar karanlık zindanlara döndüklerinde duvarın önünde durdular. Büyücü, asasını savurmadan önce gelip gidenin olmadığından emin olmak isteyip, başını kullandı. Ardından gözlerini dostuna çevirdi tekrar. Başını hafifçe aşağı indirdi ardından asasını yerdeki duvardan kopan parçalara çevirerek salladı. Parçalar duvara yerleşirken, dostu da ateş ve ardından soğuk suyla taşlaştırarak sabitleyecekti.
- Scorpius MalfoySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 20/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiltere
Lakap : Yakın olanlara Scorp.
Geri: Sadakatin Sembolü.
C.tesi Mayıs 12, 2012 11:14 am
Petre'nin halledeceğini söylemesi üzerine Genç Malfoy'un içi rahatlamıştı bile. Genç adam dostuna gerçekten güveniyordu hem zaten kollarında bulunan dövmeyle artık güvenmemesi imkansızdı. Ruhsal olarka kanıtı hep bulunuyordu ama şimdi bu güvenin fiziki kanıtıda gözlerinin önündeydi. Bunun gururuyla dostuna daha fazla bağlanmıştı genç adam. Bu bağla beraber dışarı yürürken duvarın kapanmasını izledi. Hemen üstüne sağlamlaştırmak adına asasıyla bir hareket yaptı. Duvar sağlam bir biçim alırken zindan yeniden karanlıklara gömüldü. Scorpius asasını bir kere daha sallayarak fısıldadı. "Lumos." Karanlıktan aydınlığa geçerken karşısında duran yüze baktı. Dostunu bir süre incelemesinin ardından konuştu. "Buraya getireceğimiz kişilerin mutlaka dövmesi olmalı. Dövmeyi yapmadan burayı öğrenmesinler, hainlere ihtiyacımız yok dostum." Sözleri bittiğinde önüne dönerek zindanlarda ilerlemeye başladı. Bu gece çok şey halletmişlerdi. Artık rahat bir uykunun sırasıydı. Oysa Scorpius'un aklında örgütten çok daha farklı şeyler vardı. Ortak Salona girdiğinde gözüne çarpan Rose Weasley gibi.
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Sadakatin Sembolü.
Paz Mayıs 13, 2012 11:49 am
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz