Clytaemnestra

Uzun zamandır gelmediği bir yer olarak tanımladığı Glamour Pleasures'ın kimsenin uğramadığı arka sokaklarından birinde bekliyordu Claudia. Sırtını kirli ve üzerine graffitiler yapılmış rengi bile belli olmayan duvara dayamış tırnaklarıyla oynuyor ve bir yandan da ayakkabısının topuğunu yere vurarak rahatsız edici sesler çıkartıyordu. Aslında beklemekten sıkıldığı bir hayli belli oluyordu ki eğer Claudia gibi beklemekten nefret eden biriyseniz, büyük olasılıkla bu duruma sinir olur ve beş dakika sonra randevunuzu ekersiniz. Claudia'nın da tam olarak düşündüğü buydu işte. Bu lanet ve çirkin muggle arka sokağını hemen terk etmek, ama gitmemesini sağlayan bir şey vardı. Uzun zamandır görmediği biri... Bu yüzden içindeki o ses ona "Kalmalısın..." diye fısıldıyordu. Claudia da o sesi dinliyordu tabi ki!

Burada olmasının asıl sebebi olan baykuş postasını daha dün almıştı. Bu sabah da ilk işi Glamour Pleasures'a cisimlenmek olmuştu. Buraya geldiğini ise sadece kendisi biliyordu. Ailesine bir şey söylemişti ki zaten onları görmüyordu bile. Yani söyleyecek zamanı bile olmamıştı. O bunları düşünürken güçlü bir rüzgar onu düşüncelerinden koparıp kendisine getirdi. Birden yaslandığı duvardan kendisini çekti ve uçuşan sarı saçlarını hafifçe tutarak uçuşmalarını engelledi.

Rüzgarın kuvvetli ve soğuk esintisi bittikten sonra Claudia yağmurun yağacağı son derece belli eden bulutlara baktı. "Lanet olsun, nerede bu?!" Bu isyanı randevusuna hala gelmeyen sevgili akrabasınaydı. Claudia sinirlendiğini belli eden bir yüz ifadesiyle duvara yasladığı sırt çantasına yöneldi ve içinden bir şapka çıkarttı. Böylece en nefret ettiği şeylerden birini yani saçlarının uçuşmasını engellemiş olacağını düşündü. Ama şapkasını taktıktan sonra kafasını kaldırdı ve bir şeyi farketti ki bu dondurucu rüzgar aslında bir şeyi simgeliyordu. Bir işaretti.

"Demek gelebildin!"