- Leonidas Apollo SnakeryRavenclaw V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 10
Kayıt Tarihi : 10/05/12
Kardeşlerin Hikayesi
Salı Mayıs 15, 2012 3:40 pm
Yunanistan
Birbiri ardına atılan kararlı ve öfkeli adımlar bir canın sonu haline gelse de umrunda değildi, olmazdı. Ah Cly...
"Bırak! Lanet olasıca bırak beni!"
"Ah, ne kötü tatlım... Varis burada seni koruyamaz, elimden kurtulmanın ne yazık ki mümkünatı yok. Şimdi rahat dur ve tadını çıkarmaya bak."
Sert bir fermuar sesi, tüm gücüyle direnen ve gafil avlandığı belli olan kızın debelenmeleri.
Kınından çıkan bir kılıç, anlık, boğuk bir haykırış, bir kütlenin yere düşüş sesi.
Derin nefeslerin sesi, kan kokusunun tiksindirici etkisini üzerinden atamamış zayıf bedenin öğürtüsü.
Büyük bedenin küçüğü kucaklayıp götürürken attığı sağlam adımların sesi.
Orenthia, günümüz
Her gün, ama her gün, nasıl oluyordu da yeni biçilmiş çim kokusu, her gelişinde çektiği havada buram buram hissediliyor olabilirdi? Ortalıkta ne çimleri biçen bir ev cini, ne de yeni biçilmiş görüntüsünde herhangi bir çim topluluğu mevcutken, kokunun kaynağını bulabilmek neredeyse mümkün değildi. "Göl Kenarı'nda olmalı. Başına ne dert aldı bakalım." Kederle aldığı bir nefesin ardından Leonidas, başını hafifçe sallayarak ilerlemeye devam etti. Göğsündeki rozete bakan birçok insan ona selam veriyor, kaçamak bakışlar atıyor, yeri geldiğinde laf atarak kışkırtma çabalarına girişiyorken tepkisiz bir şekilde belirli bir doğrultuda yürümek için çaba harcıyor, zembereği boşalmaya her yaklaştığında Clytaemnestra'yı düşünerek içinde kabaran kan arzusunu zapt ediyordu. Sonunda onu gördü, Apollo'nun zırhından çalıntı saçları, düzgün dudakları ve fettan bakışlarıyla kardeşi birkaç uzun adım ötesinde kendisine bakıyordu.
"Hayret, kılıcın kandan yoksun."
"Hayret, yanın kurbanlarımdan yoksun."
Davet beklemeden sertçe çöktüğü ağaç kökünde kızın kokusunu rahatlıkla duyabiliyordu. Şakayla ittirdiği saçlarının yumuşaklığı parmaklarının arasından akarken yeniden konuştu.
"İlk günün nasıl geçiyor prenses?"
* Maksimum iki kişi olmak üzere giriş serbesttir.
- Clytaemnestra SnakerySlytherin IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 5
Kayıt Tarihi : 11/05/12
Geri: Kardeşlerin Hikayesi
Salı Mayıs 15, 2012 4:21 pm
Yunanistan
"Bunlara katlanmak zorunda değilsin, Cly. Tek yapman gereken abine olan biten her şeyi anlatmak."
"Yapamam! Neden anlamak istemiyorsun? Sahip olduğu her şeyi tehlikeye atmasına sebep olamam."
Derin ve hırıltılı bir iç çekiş.
Saklamakla yükümlü olduğu gerçek, sessizliğin eşsiz bir kostümünü giyinip sahneyi devraldığında değersiz bir figüran gibi kenara savruluşuna şahit olmuştu. Yalnızca onun için sessiz kalıyordu, Leonidas'ın ellerinde tuttuğu benzersiz gücü kendi niteliksiz kişiliği için harcamasına izin vermek Clytaemnestra'nın işlemeyeceği türden bir günahtı. Bir kez daha iç çekti ve bu kez, felaketin ne zaman geleceğini hissettiren ağır bir karanlığı ciğerlerine doldurdu.
Orenthia
Kendisine doğru yaklaşan bedeni gördüğünde belirsiz bir şekilde gülümseyip gözlerini berraklığın uzak bir noktasına doğru dikti. Yanına iliştiğinde onun fazlasıyla tanıdık kokusunu, varlığının yarattığı dizginlenemez heyecanı ve tüm bunların getirisi keskin sancıyı hissedip bir şey belli etmemek adına muzipçe takıldıysa da aldığı cevabın ardından kuvvetlice yutkundu. Yanağından yumuşak bir hamleyle kayan saç telleri rüzgara karışmaya başladığında hafifçe kayıp bedenini abisine yaklaştırdı.
"Üzerinden ayrılmayan gözleri takip ederken biraz zorlandığım söylenebilir ama, sanırım idare ediyorum. Gün bittiğinde tekrar rapor verebilirim."
Dudaklarını şımarık bir tavırla yukarı kıvırıp yanına oturmuş adamın diz kapağına koydu elini.
"Senin için nasıl gidiyor?"
"Bunlara katlanmak zorunda değilsin, Cly. Tek yapman gereken abine olan biten her şeyi anlatmak."
"Yapamam! Neden anlamak istemiyorsun? Sahip olduğu her şeyi tehlikeye atmasına sebep olamam."
Derin ve hırıltılı bir iç çekiş.
Saklamakla yükümlü olduğu gerçek, sessizliğin eşsiz bir kostümünü giyinip sahneyi devraldığında değersiz bir figüran gibi kenara savruluşuna şahit olmuştu. Yalnızca onun için sessiz kalıyordu, Leonidas'ın ellerinde tuttuğu benzersiz gücü kendi niteliksiz kişiliği için harcamasına izin vermek Clytaemnestra'nın işlemeyeceği türden bir günahtı. Bir kez daha iç çekti ve bu kez, felaketin ne zaman geleceğini hissettiren ağır bir karanlığı ciğerlerine doldurdu.
Orenthia
Kendisine doğru yaklaşan bedeni gördüğünde belirsiz bir şekilde gülümseyip gözlerini berraklığın uzak bir noktasına doğru dikti. Yanına iliştiğinde onun fazlasıyla tanıdık kokusunu, varlığının yarattığı dizginlenemez heyecanı ve tüm bunların getirisi keskin sancıyı hissedip bir şey belli etmemek adına muzipçe takıldıysa da aldığı cevabın ardından kuvvetlice yutkundu. Yanağından yumuşak bir hamleyle kayan saç telleri rüzgara karışmaya başladığında hafifçe kayıp bedenini abisine yaklaştırdı.
"Üzerinden ayrılmayan gözleri takip ederken biraz zorlandığım söylenebilir ama, sanırım idare ediyorum. Gün bittiğinde tekrar rapor verebilirim."
Dudaklarını şımarık bir tavırla yukarı kıvırıp yanına oturmuş adamın diz kapağına koydu elini.
"Senin için nasıl gidiyor?"
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz