- Vega Veronique GarnierHufflepuff IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 7
Kayıt Tarihi : 15/05/12
Yaş : 29
Nerden : Hogwartsdan.
Vega Veronique Garnier
Salı Mayıs 15, 2012 7:08 pm
İstenilen bina; Mercier.
Kısaca karakteristik özellikler; Oldukça zeki ve eğlencelidir. Sakin bir yapısı olmasına rağmen tanıdığı kişilerin yanında bir anda çok konuşan bir kıza dönüşü verebilir. Biraz tembeldir ancak yaşamını şekillendirmek için çalışması gerektiğinin farkındadır. Hayvanları her şeyden çok sever. Ailesine ve arkadaşlarına karşı korumacı ve kıskançtır.
İstenilen dönem; IV.sınıf
Örnek RP;
Kısaca karakteristik özellikler; Oldukça zeki ve eğlencelidir. Sakin bir yapısı olmasına rağmen tanıdığı kişilerin yanında bir anda çok konuşan bir kıza dönüşü verebilir. Biraz tembeldir ancak yaşamını şekillendirmek için çalışması gerektiğinin farkındadır. Hayvanları her şeyden çok sever. Ailesine ve arkadaşlarına karşı korumacı ve kıskançtır.
İstenilen dönem; IV.sınıf
Örnek RP;
- Spoiler:
- * Bir başka Rp sitesi için yazmıştım bu yüzden karakter isimleri ve bina isimleri farklı.
Minik ayaklarını karnına doğru çekmiş, oturmuş olduğu turuncu koltukta kitap okuyordu. Büyük kapılı geniş oda yalnızca bir mum ışığıyla aydınlanıyordu. Pencereden içeri sızmaya çalışan parlak güneş ışınları odayı yeterince aydınlatamıyordu. Sessiz oda, genç cadının titrek sesinde yavaş yavaş hayat buluyordu. Okumuş olduğu kitabı gereğinden yüksek sesle okuyor ve yalnızlığının tadını çıkarıyordu. Kitap okumayı severdi genç cadı. Okuduğu kitabın içine dalmayı ve orada başkahramanlarla birlikte olup, onlarla birlikte kötülerle savaşmayı severdi. Belki de hiç yapamayacağı onlarca şeyi kitaplarının içinde rahatlıkla yapıyor olduğu için kitapları bu kadar çok seviyordu. Sayfanın sonuna gelince parlak deri ciltli kalın kitabını kapatıp, ahşap kahverengi, kırmızı ve mavi parlak taşlarla süslenmiş olan sehpanın üstüne koydu. Yumuşak terliklerini üşümüş ayaklarına geçirip aynanın karşısına geçti. Kabaran sarı saçlarını özenle topladı genç cadı. Narin parmak uçları yumuşak saçlarını hafifçe okşadı ve kendisine aynada dikkatlice baktı. Solgun ancak toparlanmaya çalışan beyaz yüzü, aynada onu süzen bir çift mavi göz ve tüm bu olanları inatla umursamadığını söyleyen dolgun kırmızı dudaklar… Evet, genç cadı oldukça güzeldi. Ancak hala ne yaptığını ve ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu. Düşünceleri sanki onu ele geçirmiş ve onu tutsak etmişti. Her ne kadar içinde yanan kor ateş ona gerçekleri sert bir şekilde haykırsa da o tüm bu olanları hala kabullenemiyordu. Ne olmuştu? Nasıl bu kadar değişmişti? Hiçbir fikri yoktu… Tek bildiği bu taraf kavgalarının artık onu yıpratıyor olmasıydı. O kendi tarafını seçmişti tabii kardeşi de… Onunla aynı tarafta olup birlikte savaşmak isterdi. Tüm bu düzen, tüm bu saçma kurarlar ve tüm bu saçma kavgalar yüzünden aynı tarafta değillerdi. Ama genç cadıya göre iyi ya da kötü yoktu, sadece güçlü veya güçsüzler vardı…
Karanlık odasından çıkıp alt kata mutfağa indi. Geniş mutfağa yayılan lavanta kokuları ona en sevdiği kişiyi anımsattı. Düşüncelerinden sıyrılmaya çalışarak önüne almış olduğu beyaz porselen tabağa biraz peynir, iki adet zeytin ve bir adet haşlanmış yumurta koydu. Yemeğini afiyetle yerken bir yandan da bugün yapacağı planı gözden geçiriyordu. Yemekten sonra biraz yürüyecek, ardından cafeye gidip arkadaşlarıyla buluşacak ve eve gelip biraz ders çalışacaktı… Geçen sene öğrenmiş olduğu büyüleri bir gözden geçirip tekrar edecek ve yeni büyülere çalışacaktı. Genç cadı oldukça meraklı biriydi. Yepyeni büyüler öğrenmek ve o büyüleri geliştirmeyi çok seviyordu. Aslında ilgisini çeken tek şey iksirler, karanlık büyüler ve oldukça nadir bulunan sihirli yaratıklardı. Dışarıdan bakıldığınca çok çalışkan gözüküyor olabilirdi ama aslında o sadece ilgisini çeken derslere odaklanıyordu. Diğer dersleri fazla önemsemiyordu ancak yinede elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıp o dersleri de kurtarmaya çalışıyordu. Boş tabağını lavobaya koyup ev cinine seslendi, ev cini itaatkâr bir şekilde gelip genç cadının ona vermiş olduğu emri yerine getirdi. Ev cinlerini sevmezdi ama hiçbir zaman onlara kötü davranan o sersemlerden biride olmamıştı. Ona göre her canlı iyi davranılmayı hak ediyordu. Genç cadı adaletli olmaya çalışan birisiydi ve bu konuda oldukça duyarlıydı. Hole inip kabanını giydi ve kendisini bir hayli soğuk olan sokaklara attı.
Ormana geldiğinde çeşitli duygularla karışık olan kalbi, beyni ve bedeni biraz olsun rahatlamaya başladı. Yürüyüş onu her zaman rahatlatır ve gereksiz düşüncelerinden kurtarırdı. Yorgun adımları hızlı ve enerjikti. Soğuk havanın aksine o oldukça keyifliydi.
‘’ Adelina! ‘’
Duymuş olduğu ses onu olduğu yere sabitledi. Bir süre beyni durdu ve çalışmaz hale geldi. Bugün güzel geçecekti, söz vermişti genç cadı kendisine. Ama o yine her şeyi mahvetmişti. Dününü, bugününü ve yarınını… O Adelina’nın bitmeyen kâbusuydu. Sonra beyni tekrardan çalıştı ve genç cadı hızla arkasına dönüp ona seslenen esmer kıza döndü. Karşısında duran melez cadıyı sert ve iğneleyici bakışlarla süzdü. Adelina hiç kimseye bu kadar kin ve nefret beslemiyordu. Melezlerle ilgili bir problemi yoktu ancak bu melez onun sinirini bozuyordu. Ona göre ölmesi gereken tek melez bu küstah kendini bir şey sanan aksi kızdı. Genç cadı hemen elini cebine soktu ve küstah melezden önce davranıp asasını ona doğrulttu. ‘’ Asanı çıkart, sersem. ‘’ dedi genç cadı buz gibi soğuk sesiyle. Adelina asasız olan hiç kimseye saldırmazdı. Eğer bir düello yapmaları gerekiyorsa her şey olabildiğince eşit şartlarda olacaktı. Ve tabii dürüstçe… Melez cadı asasını çıkarıp, Adelina’a baktı ve, ‘’ Bak sen! Bu adaletli numaraların artık çok canımı sıkıyor. Senin yerinde bir başkası olsaydı beni çoktan öldürmüştü. Amacın ne? Söyle bakalım. ‘’ dedi. ‘’ Amacım filan yok McGreese. Benim karşıma çıkan sensin. Ne istediğini söyle. Eğer düello istiyorsan, savaşalım. ‘’ dedi genç cadı. McGreese derin bir nefes aldı ve, ‘’ Ah, evet! Düello… Tabii bana uyar. Seninle bir Gryffindorlu gibi dövüşeceğim… ‘’ deyip kısık bir kahkaha attı. ‘’ O halde başlayalım. ‘’
Bu iş bugün bitmeliydi. Her şey mümkün olduğunca çabuk olmalı ve birbirlerini mümkün olduğunca çabuk yere sermelilerdi. Kaybeden taraf olmak istemiyordu genç cadı. Kişiliği yüzünden düşmanlarına karşı biraz silik, güçsüz, sessiz ve zayıf gibi görünse de aslında son derece güçlü ve her an saldırmaya hazır zeki bir cadıydı.
Genç cadıların bildikleri tüm büyüler asalarından hızla çıkıyor ve birbirlerini öldürmekten çok yaralamaya çalışıyorlardı. En azından Adelina öyle yapmaya çalışıyordu. Her ne kadar karşısında duran sefil melezi sevmese de onu öldürmek istemiyordu. Çünkü henüz bir katil olmak için çok gençti üstelik düşmanı da ölmek için bir hayli gençti. ‘’ CALVORİO! ‘’ son anda gelen kel bırakma lanetinden kaçmayı başaran genç cadı, ‘’ LEVİCORPUS! ‘’ diye haykırdı. McGreese oldukça şanslı bir kızdı doğrusu, başını eğince büyü onu ıskalayıp arkasında duran ağaca çarptı. Asasını havaya kaldıran McGreese, ‘’ OBSCURO! ‘’ diye haykırdı. Ancak Adelina, ‘’ ORCHİDEOUS! ‘’ diyerek McGreese’in asasının ucundan bir buket çiçek çıkarttırdı. McGreese asasıyla uğraşırken Adelina ise son kozunu kullanıp yeniden, ‘’ LEVİCORPUS! ‘’ diye haykırdı. McGreese birden havaya yükseldi ve sanki onu saran görünmez iplerle bağlanıp havada asılı kaldı. Adelina kazanmanın verdiği küstahlılıkla McGreese’in yanına geldi ve ona bakarak, ‘’ Güzel düelloydu McGreese, tebrik ederim. Ah, ama ne yazık ki senin elini sıkamayacağım. ‘’ deyip az önce düello yaptıkları yerden adeta koşar adımlarla uzaklaştı…
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Vega Veronique Garnier
Perş. Mayıs 17, 2012 11:35 am
Rütbe verildi.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz