- Jovana KirochkaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 1
Kayıt Tarihi : 29/05/12
Yaş : 28
kirochka, jovana
Salı Mayıs 29, 2012 8:19 pm
İstenilen bina; Selfier Kısaca karakteristik özellikler; (bunun gibi bir şeyler olacak) Sessiz bir kızdır. Kitaplarla ve yabancı dillerle arası oldukça iyidir. Her daim sakin olmaya çalışır. Aslında oldukça sade biridir. Damarlarındaki Rus kanı sebebiyle oldukça çekicidir. Hogwarts'ın gizli yerlerini keşfetmeyi sever. Tılsım konusunda seviyesinin üstündedir, tılsımla yapılan lanetleri yalnızca özel eşyalarını korumak için kullanır. Öyle de şeker bir şey. Dışarıdan öyle bir portre çizer ki, her gören onu Pollyanna sanabilir; ama kimsenin hayatı mükemmel değildir. Jovana her şeyi içine gömüp "olsun, böylesi daha iyi olacaktır" demiyor yalnızca bunu dışarıya vurmuyor. Kendini içten içe yiyen biri. Onu hayattan soyutlayan şeyler de -tam olarak istediği de bu- alkol, tütün, haplar (alması gerekenlerın dışında), kitap, orenthia ve köpeği. İstenilen dönem; V. Örnek RP; Anlatımım hakkında fikir edinmeniz için RPyi kısa tuttum. Koca bir günü daha olaysız atlatmıştı. Eğitimde kullanılan okların uçlarını temizlerken her zaman olduğu gibi yanındaki masanın üzerinde, cam bir kül tablasına konmuş, özenle sarılmış tütünü yanıyordu. Bir okun ucunu daha temizleyince neredeyse yarısı zamanla yanmış olan sigarayı götürdü ağzına. Kuru dudaklarını birbirine bastırdı ve derin bir nefes çekti. Ciğerlerine dolan zehri bir süre içinde bekletti ve yavaşça serbest bıraktı gri dumanı. Bunu yaptığında hâlâ başı dönüyordu. On yıldır içtiği bu meret hâlâ bağışıklık kazanamayacağı kadar güzel hisler veriyordu ruhuna, aklına, hissettiklerine. Sadece tütünün onu bu kadar rahatlattığını düşündüğünde her şey çok kolaymış gibi hissediyordu. Sanki kaçtığı, saklandığı ya da yapamayacağı hiçbir şey yokmuş gibi. Ama nefesi ciğerlerinden boşalttığında tüm pozitifliği de uçuyordu duman gibi. Havaya karışıyor ve Nora’ya bütün geçmişini hatırlatıyordu aniden. Aklından atmak istedikleri, yaktığı sigaraların ilk dumanları gibi kara bir zehirle sarıyordu aklının her köşesini. Sigarayı cam tablaya geri bıraktı ve bir ok aldı eline. Üstüne bir hançerle atılmış işareti görünce dudakları Nora’ya yakışmayan bir masumlukla yukarı kıvrıldı. Titrek bir elin attığı aşikâr olan yamuk ϰ şekli, Nora’nın küçükken Artemis Avcıları’ndan öğrendiği okçuluk derslerindeki ilk düzgün atışını yaptığı oku simgeliyordu. Hedef tahtasının tam ortasına oku sapladığında henüz yedi yaşındaydı. Buğulu hafızasını yokladı ve o anı getirdi gözünün önüne. Sarı saçları yaz rüzgârında hafifçe uçuşuyor ve hiç titremeyen elleri ona büyük gelen yayı büyük bir ustalıkla tutuyordu. Sonra adının Jolena olduğunu hatırladığı avcının oku bırakmasını isteyen yumuşak sesi yankılandı Nora’nın beyninde. Ok küçük kız tarafından serbest bırakıldığında Nora irkilerek çıktı geçmişin onu sardığı yoğun hatıralardan. Elindeki her şeyi yere fırlattı ve hızla sandalyesinden kalktı. Eğitim alanını arkasında bırakırken elindeki beyaz kâğıda tütün doldurmaya çalışıyordu. Beceremedi. Çünkü arkasında onu kovalayan hayallerden kaçmaya çalışırken tek yapabildiği aklını kapatmak ve huzurlu bir yer bulana kadar yürümekti. Göle ulaştığında az da olsa sakinleşmişti. Sessizliğe kavuşmanın verdiği rahatlıkla yavaşça yürüdü ve göle yaklaştı. Gün batımının neredeyse kararttığı göl sularındaki kasveti görmek, içine işlemesini sağlamak için tam olduğu yere oturacaktı ki biraz ilerisindeki gölgeyi fark etti. Hemen tanıdı göldeki aksin sahibini. Yavaşça ona doğru yaklaşırken ayaklarının seyrek çimlere değip çıkardığı hışırtıları dinliyordu. Ritmik. Çocuğun yanına geldiğinde hiçbir şey demeden oturdu. Cebinden çıkardığı küçük siyah cüzdanı açtı ve her bir bölmesinde bulunan, kendi yetiştirdiği otları kokladı. Yine bir beyaz kâğıdın içine en tehlikelilerinden bir tane koyup tütünle karıştırdı. Bu sefer düzgünce sardığı sigarayı ağzına götürdü ve yaktığı kibriti yaklaştırdı ucuna. Sigarayı yakarken derin olmayan ama güçlü bir nefes çekti ve siyah dumanın havaya karışmasını izledi. Cüzdandaki hazır sigaralardan birini de Tybalt’a uzattı. “Merhaba.” |
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz