leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Berthé A. Glamour
Berthé A. Glamour
Gryffindor IV. Sınıf
Gryffindor IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 393
Kayıt Tarihi : 24/04/12
Yaş : 28
Lakap : Glam.

Antik Tılsımlar Empty Antik Tılsımlar

Paz Haz. 03, 2012 9:32 pm
    Sabah serinliğinin tenine değişiyle uyandı. Ayaklarına toparladığı battaniyesini hızla üstüne çekip kendini tekrar uykuya teslim etmek istediysede zihni tılsımlarla ilgili bir çok saçmalıkla meşgul olduğundan buna izin vermedi. Hızla toparlanıp her daim yatağının yanında tuttuğu sabahlığını üzerine geçirdi ve diğerlerini rahatsız etmeyecek kadar sessizce pencereye yürüdü. Henüz gri gökyüzünde güneşten eser yoktu. Kollarını vücudunda kavuşturup oldukça ağır adımlarla ortak salona yöneldi. Merdivenleri inerken bedeninin her noktası miskinlikle mücadele ediyordu. Akşamdan onlarca dökümanını üzerinde bıraktığı çalışma masasına yöneldi. Kütüphaneden aldığı ' Zor Bulunur Tılsımlar'ın işaretlediği sayfasını açtı. Güneş dakikalar içerisinde gökyüzünde yerini aldı,pencereden süzülerek salona ışığını yansıttı. Cadı elini yüzüne siper etti,güneş tüm bedenine mayhoş hissettiren bir sıcaklık işlemişti. Güzel ve sıradan bir Pazar günüydü. Kolu yavaş yavaş masayla kafası arasında siper oldu,uykuya daldı...

    Basamakları hızlıca geçen ayakların patırtısıya uyandı. Gözünü kırpıştırıp saatine baktı ve Larissa'yla önceki gün kararlaştırdıkları buluşmaya geç kalmadığını görüp rahatladığını belirtircesine nefesini bıraktı. Hızla yatakhaneye çıktı,üstünü değiştirip tekrar salona indi. Parşömenlerini çalışma masasından toparladı ve kütüphaneye hızlı adımlarla yol almaya koyuldu. Tavana kadar uzanan rafların çevrelediği kütüphaneye vardığında açık kumral saçlarıyla etrafında bulunan herkesin dikkatini çekebilecek güzellikteki arkadaşının bir kaç adım önünden ilerlediğini farketti. Tıpatıp aynı aile yapısıyla yetiştirilmiş bu iki kız,çoğu zaman konuşmaya bile gerek duymadan birbirilerinin ailevi sıkıntılarını anlarlardı. İkiside oldukça disiplinli ve köklü ailelerin yoğun baskı ve beklenti içerisinde yetiştirilmiş,damarlarında akan kana asalet ve zarafet bulaşmış kızlardı. Ailelerinin sözlerinden çıkmayıp gelecekte tıpkı ebeveynleri gibi olmaları beklenirdi. Açıkçası dışardan bakıldığında bu iki kız,kendilerinden beklenen her şeyi usülüyle yerine getirmiş gibi gözüküyordu. Yürüyüşlerinden konuşmalarına kadar zarafetle donatılmışlardı. Kimse Glamour ve Peverell malikanelerinde bu iki kızın başkaldırılarıya şiddetlenmiş kavgaları tahmin edemezdi. Özetle ikiside kendilerine verilen eğitimin hakkını vermiş,ancak asla ailelerinin boyundurluğu altına girmemişlerdi. Onlar sadece kendilerine göre yaşıyorlardı.

    Hızla yürümeye başlayıp arkadaşına yetişirken ellerinden etrafa saçılmak için direnen çantası ve parşömenlerini zapt etmeye çalışıyordu. Larissaya ulaştığında herhangi bir işarete gerek duymaksızın koluna girdi,miskinliğini üzerinden atmasının ardından gelen enerjiyle gülümsedi ve konuşmaya başladı. "Günaydınlaar! Dur sakın söyleme,kahvaltıyı kaçırdım ve umrumda değil." umarsızlığını belirtircesine dudağını ısırdı. "Duydum ki Peverell ailesinden çığırtkanları aratmayacak kadar utandırıcı bir mektup almışsın. Bayan Peverell'in kibarlığından ödün vermeyen ama imalı konuşması kulaklarımda yankılanıyor. İşte bunu kaçırdığıma üzüldüm!"
Larissa D. Peverell
Larissa D. Peverell
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 125
Kayıt Tarihi : 22/05/12

Antik Tılsımlar Empty Geri: Antik Tılsımlar

Ptsi Haz. 04, 2012 2:13 pm
Orenthia’nın yüksek kulelerinden olan Forestier Binasının Kızlar Yatakhanesinde, dieğr yataklardan çok daha gösterişli ve prenses yataklarını anımsatan bir yatağın içinde kumral bir genç kız gözlerini araladı. Güneş gözlerini okşarcasına uyandırmıştı onu. Genç kız asil bir şekilde yatağından doğrulmuş ve kollarını iki yana açarak huzurlu bir şekilde gerinmişti. Lakin bu mutluluğu, yatağının tam karşısında henüz uyumakta olan ve hayatındaki en büyük gerçeklik olan kişiyi görmesine kadar sürmüştü. Larissa somurtuk bir şekilde ayağa kalktı ve kırmızı, dantel işlemeleri olan elbisesini üzerine geçirdi, ardından sa mor renkli çoraplarını giydi ayağına. Saçlarını asası yardımıyla dalgalandırarak fıstık gibi bir görünüm kazandırdı kendisine. Normalde, salaş bir haldeyken bile asaleti ve güzelliği herkes tarafından bir anda fark edilirdi. Üzerine düzgün bir kıyafet giydiğinde ise gerçekten de çok güzel olurdu. Bunu kendini beğenmiş biri olduğu için sadece kendisi söylemezdi, etrafındakiler de söylerdi ve çoğu kişi onun nasıl olmuştu da Forestier Binasına seçilmiş bu kız diye düşünüyordu. Binasındakilere göre oldukça zarif, kibar ve asil bir kızdı. Güçlü, kuvvetli hiç değildi. Ama kavgacıydı. İstediği olmadığı zaman her şeyi yakıp yıkacak bir kuvvete sahipti. Belki de bu nedenle seçilmişti bu binaya. Tabi bir de asiliği vardı. Ailesinde ona söylenenlerin daima tersini yapma gibi bir huyu vardı, kendisine emir verilmesinden nefret eder, ama emir vermeye de bayılırdı. Dünyanın onun etrafında dönüyor olduğuna inanırdı çoğu zaman. Ortak Salondan çıkarken ondan önce uyanmış kişilerin bakışlarına hedef oldu. Bazı insanlar ona bakıp fısıldanıyorlardı kendi aralarında. Kesin onun hakkında konuşuyorlardı. Ailesinin o rezil karışıklığı hakkında. Babasının yediği haltı ve o haltın en büyük meyvesi olan kişiyle aynı binada olmasını konuşuyorlardı belki. Eslina denilen o kızdan nefret ediyordu Larissa ve onu asla kardeşi olarak görmüyordu, görmeyecekti de. Bu fikirleri aklından eliyle savuşturarak Büyük Salon’a girdi. Binasına ayrılan masadan kendine bir yer seçerek oturup kahvaltısını etme başladı. Tam da o sırada boz, oldukça iri ve gösterişli bir baykuş Orenthia Büyük Salonunun pencerelerinden içeriye girdi. Larissa bu baykuşu tanıyordu. Annesinin her Pazar yolladığı baykuştu bu. Yine ne haberler getirdi diye düşündü içinden Larissa. Baykuş büyük bir gürültüyle Larissa’nın önünde durdu ve elindeki mektubu bıraktı. Herkes şimdi Larissa’ya bakıyordu. ‘Aptal Baykuş seni!’ dedi kısık bir sesle. Mektubu eline aldı, durun bir dakika bu bir mektup değildi, bu bir çığırtkandı. Mektup birden havalandı ve konuşmaya başladı;

Canım kızım,
Sana bunları söylemekten gerçekten de utanç duyuyorum, ama baban o kadını evimize getirdi. İ-NA-NA-Bİ-Lİ-YOR MU-SUN? Bizim malikânemizde o kadın… Buna nasıl cüret etti anlamıyorum. Ben varken, üstelik de ikimizin ortak haklara sahip olduğu malikânemize getirdi. Neymiş efendim, anne ve babası merak etmiş onu. Ben varken bunu nasıl düşünebilirler! Ailemden aldığım terbiye ve edep olmasa gerçekten de o kadına oldukça etkili bir lanet savurabilirdim, kimsenin çözemeyeceği bir lanet! Ah canım kızım, biraz sakinleşmek amacıyla Fransa’ya gidiyorum. Senden istediğim şey; o ucuz kadının kızıyla aynı ortamda bile bulunmayacaksın.

Annen.


Çığırtkan mektup bir anda kendi kendini yok etti. Herkes Larissa’ya bakıyordu yine. Larissa kendini ağlamamak için zor tuttu. Annesinin evi terk ettiğini yazan bir mektuptu bu. Neden ağlamayacaktı ki! Ama yine de güçlü olmaya çalışarak, ailesinden aldığı terbiye neticesinde hiçbir şey olmamış gibi, kahvaltısını da etmeden Büyük Salondan ayrıldı. Göz yaşlarını hışımla sildi ve yatakhanesine gidip, hiç kimseye hiçbir şey demeden kendini çalışmaya vermek amacıyla ders kitaplarını alıp kütüphaneye gitti. İnsanların ona bakmalarına aldırmayarak bu saatte bile, nasıl oluyordu bu duruma şaşmıştı, dolu olan kütüphane içinde ilerlemeye başladı. Tam da o sırada arkasından yaklaşıp koluna giren bir diğer kolun sıcaklığını hissetti. Berthé’di bu. her şeyini bilen iki üç kişiden en önde geleniydi Berthé. Larissa kıza soğuk bir gülümseme ile karşılık verdi ve nihayet boş bir masa bulup oturdular. Larissa Berthé’ye eğilerek, ‘Annem Fransa’ya gidiyormuş.’ Dedi.
Berthé A. Glamour
Berthé A. Glamour
Gryffindor IV. Sınıf
Gryffindor IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 393
Kayıt Tarihi : 24/04/12
Yaş : 28
Lakap : Glam.

Antik Tılsımlar Empty Geri: Antik Tılsımlar

Ptsi Haz. 04, 2012 3:14 pm
    Cadının eğlenceli girişine karşın arkadaşı zoraki bir gülümsemeyle ona eşlik etmişti. Bu soğuk selamlaşmanın ardından bir masa bulup oturdular. Kız,her zaman -özellikle çalışırken- yüzüne düşen dağınık saç tutamlarını önlemek için çantasından kalın,çiçek desenli bir kurdele çıkarttı ve üstünkörü başına bağladı. Kurdeleleri ve bantları oldum olası sevmişti. Evinde belki yüzlerce çeşidinin bulunduğu saç aksesuarlarından yalnızca on-onbeş tanesini yanında getirebiliryordu zira bir çok kişiyle paylaştığı yatakhanede etrafa dağılmaya meyilli kurdeleler hoş karşılanmıyordu. Saçını elverişli hale getirmesinin ardından Larissa usulca Berthé'ye eğilerek bir şeyler fısıldadı. Berthé duyduğu karşısında şaşkına dönmüştü. Bayan Peverell'in Fransa'ya tek başına gitmesi,ebeveynleri arasında ufakta olsa bir ayrılık yaşanması demekti. Nitekim cadının tartışmanın boyutundan henüz haberi yoktu. Buraya tılsımlar için gelmişlerdi ancak öncelikli gündem bu konu olacağa benziyordu. Yüzündeki şok ifadesini keskin bir geçişle olağana çevirdi. Sözlerinde olgunluk ve sakinlik hakimdi. "Hmm. Niçin olduğunu öğrendin mi? Belki sadece bir kaç işini görmek içindir. Tamam bu fazla optimist bir yaklaşım oldu farkındayım ama hemen telaşlanma." Cümlesinin ardından elini alnına koyup bir of çekti. Larissa'nın ailevi sorunları biliyordu. Özellikle son zamanlarda öğrendiği sarsıcı gelişmeleri atlatması zorken her hafta atlatmaya çalıştığı yeni bir haber daha arşivine ekleniyordu. Berthé kendisi olsa ne yapacağını kestiremediği bu durumla karşılaşmayı asla istemezdi. Aralarından su sızmayan arkadaşını bu halde görmek onu oldukça endişelendiriyordu.
Larissa D. Peverell
Larissa D. Peverell
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 125
Kayıt Tarihi : 22/05/12

Antik Tılsımlar Empty Geri: Antik Tılsımlar

Çarş. Haz. 06, 2012 9:13 am
Larissa Berthé’ye baktı bir an için. Birbirlerinin her şeylerini bilirlerdi, ailevi dertlerini, hoşlandıklarını, nefret ettiklerini.. her şeyi ama her şeyi paylaşmışlardı bugüne kadar, çocukluklarından itibaren. Birbirlerini hiçbir zaman kıskandıklarını hatırlamıyordu Larissa. Bu durum onları kardeşten de öte yapıyordu. Anneleri de aynı şekilde büyümüşlerdi, kardeş gibi. Annesinin Fransa’ya gittiğinde Glamour ailesinin malikanesine uğrayıp uğramayacağını merak ediyordu Larissa. Annesi kim bilir ne derin bir üzüntü içindeydi. Bu anlarında annesinin yanında olamadığı için kendini oldukça kötü hissediyordu. Annesinin artık babasına aşk duygusunu hissetmediğini biliyordu Larissa ve sırf kızı için kalan annesi bu son olaydan sonra temelli oraya dönecekti ve bu durum Larissa’nın-anne ve babasını sürekli beraber görmüş, onların hiç ayrılığına tanık olmamış olan Larissa’nın- canını oldukça sıkmaktaydı. Tam Berthé’ye durumu anlatacaktı ki kendi binasından değişik-bu tanımı iyi giyinimli olmayanlar için kullanırdı Larissa- kıyafetli bir kız gelmişti yanlarına. Kız, Larissa’ya ‘Larissa, Eslina’yı gördün mü? Kahvaltıya da inmedi merak ettim.’ Dedi. Larissa hışımla kıza baktı. Bu sabah aldığı haber yetmezmiş gibi bir de üstüne o kızı soran bir arkadaşına rastlamıştı. ‘Ben nereden bileyim ya, sanki Eslina’nın bekçiliğini yapıyorum. Git başkasına sor!’ Kız homurdanarak Larissa’ların yanından uzaklaştı. Larissa sinirden kocaman olmuş gözlerini eski haline döndürmeyi başardığında ondan hala cevap bekleyen arkadaşını fark etti. Ciddi bir yüz ifadesi takınmıştı şimdi, sözcükler ağzından çıkmamak için direniyor gibiydi. ‘Babam o kadını getirmiş bizim malikaneye!’. Her bir hece boğazını acıtarak dökülüyordu ağzından.
Berthé A. Glamour
Berthé A. Glamour
Gryffindor IV. Sınıf
Gryffindor IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 393
Kayıt Tarihi : 24/04/12
Yaş : 28
Lakap : Glam.

Antik Tılsımlar Empty Geri: Antik Tılsımlar

Cuma Haz. 08, 2012 9:47 pm
    Berthé’nin sonuçsuz teselli çırpınışları bittiğinde bir Forestier’in yanlarına yaklaşıp arkadaşına bir şeyler sorduğunu gördü. Yüzü tanıdık olan kızın sözleri kulağına çalındığında Larissa’dan verdiğinden çok daha büyük bir tepki beklediyse de kız,küçük bir terslemeyle patavatsız Forestier’i başından savuşturmuştu. Tekrar yalnız kaldıkları anda Larissa annesinin ayrılışına dair bir açıklama ihtiyacı duymuş olmalıydı ki konuşmaya koyuldu. İfadesizce söylediği sözleri bittiğinde Berthé hayretini belirtircesine ağzını araladı. Saliseler içerisinde beyninde yaşananları döndürdü ve her adımda duyduğu bu yeni habere daha bir şaşırır oldu. Empati duygusu her zaman yüksek olan cadı için bu durumun en olumsuz yani kendini fazlasıyla olayların içinde hissetmesiydi. Çok sevdiği arkadaşının yaşadığı bu çalkantılı dönem onu olağandışı etkilemişti. En kötüsü de etrafında dönüp durduğu çemberde çaresiz oluşuydu. Larissa’nın da bu hisse aşina olduğunu biliyordu zira geçtiğimiz yaz Glamour’lar içinde sakin geçmiş sayılmazdı. Yapabildiği tek şey bu korkunç durum içerisinde arkadaşını biraz rahatlatmak,başarısız teselli cümlelerini ardı ardına sıralamakken bir de Bay Peverell’e olan öfkesini kızla paylaşıp Larissa’yı iyiden iyiye sinirlendirmek istemedi. Elini kafasına doğru uzatıp kaşıdı. Ustalıkla öfkesini geriye atıp sükunetle konuşmaya başladı. ” Tamam bunun kabul edilebilir olduğunu söyleyecek değilim. Sanırım biraz uzaklaşmak annen için fazlasıyla iyi olacaktır. Evet,şimdilik yapılacak en iyi şey kafamızı tılsımlara odaklayıp problemlerimizi biraz olsun geriye atmak!” Bir mırıltı koyvermesinin ardından küçük bir kahkaha attı. Ardından kitaba yöneldi,işaret parmağını altını çizdiği satırlar arasında gezdirmeye başladı.
Larissa D. Peverell
Larissa D. Peverell
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 125
Kayıt Tarihi : 22/05/12

Antik Tılsımlar Empty Geri: Antik Tılsımlar

Salı Haz. 19, 2012 9:25 pm
Larissa da arkadaşının son sözleri üzerine kitabına döndü. Burasının bir kütüphane olduğunun yeni farkına varmış gibiydi. Berthé ile konuşmadan önce aslında kütüphaneye gelip şu Antik Tılsımlar ödevini yapmak için geldiğini bal gibi de bilincindeydi. Zaten kütüphaneye ödev yapmak dışında ne için uğruyordu ki! Malum kitap aşkını okuldan kimsenin bilmesini istemiyordu. Biraz rol yapmak kimseye zarar vermezdi, değil mi? Hatta bu kitap aşkını Berthé bile bilmezdi. Ama bir türlü derse, araştırma ödevine odaklanmayı başaramıyordu Larissa. Aklının bir kıyısında hep annesinin evi terk etmesi ve o cadalozların Eslina ve annesinin eve yerleşmesi düşüncesi vardı. Bu ifrit kadar korkunç bir şeydi Larissa için. Hem belki o da annesinin yanına Fransa’ya giderdi temelli. Berthé ile yazın da birlikte olurdu eskiden odluğu gibi. Ama bir dakika neden onlar evi terk ediyorlardı ki? O ev Larissa’nın amcasından Larissa’ya ve annesine miras kalmıştı. Evet, bu doğruydu! Larissa’nın amcası, abasını hiç sevmezdi ve Larissa2nın annesini ise çok severdi. Hani annesi ile babası evli olmasa amcasıyla annesi arasında her zaman var olan bir aşkın olduğunu düşünecekti. Dur bir dakika! Amcasının öldüğü zaman, annesi günlerce hatta haftalarca ağlamıştı gizli gizli. Bu olabilir miydi ki? Acaba annesi o yüzden mi babasının aldatmasını öğrendiğinde bu kadar az bir tepki vermişti? Belki de asıl babası amcasıydı, kim bilir? Yok canım bu olamazdı. Olmasına ihtimal dahi veremezdi Larissa. Ama her ne olursa olsun ne annesi ne de Larissa o evi terk etmemeliydi. Annesini bu kadar üzülmesine sebep odluğu için de o cadalozdan hesap sormalıydı, annesinin işini de tatilde hallederdi. Bir hırsla kitabını kapattı Larissa birden. Berthé’nin yerinden sıçradığını fark etmemişti bile! Tek söylediği, “O Eslina denilen cadaloz ve annesi bizim eve yerleşmeyecek. Buna izin vermeyeceğim” idi.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz