leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Iago Silvio
Iago Silvio
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 7
Kayıt Tarihi : 11/06/12

Kar ve Oyunlar Empty Kar ve Oyunlar

Ptsi Haz. 11, 2012 10:32 pm

Kar ve Oyunlar Taylors_lims-rd02-ch01-A-icond1 Kar ve Oyunlar 000tg7we
Jena & Iago
Yeni yılın yaklaşdığı karla kaplı bir haftasonu.

Güneşin parıltısını görmeyeli uzun süre olmuştu. Bugün nadirende olsa kendini göstersede, onun verdiği ısı donmuş olan gölü ve civarındaki karları eritmeye yetmeyecekti. Haftasonunun verdiği rahatlıkla günün geç saatlerine kadar uyuyan büyücü eline aldığı çay ve bisküvisüyle doğru göle doğru yürüyordu. Saçlarının bir kısmını örten renkli beresi, boynundan sallanıp bel hizasına kadar uzayan renki atkısı ve uzun siyah bina paltosuyla gülümseyerek yürüyor, bir yandanda sıcak çayını yudumluyordu. Etrafta birçok alt sınıf öğrencileri karın tadını çıkarıyor, kendilerinden geçene kadar kara bürünüp oyunlar oynuyorlardı. Gözlerden uzak bir noktaya çekilip, gölün üzerindeki köprünün kenarına oturdu büyücü. Ormana doğru giden yola bakıyor, bir yandanda buzun üzerinde ellerini suya daldırarak delik açan büyücüleri izliyordu.

Çayını yudumlarken uzaklara doğru dalıyor, kendini bir anda üç dört ay sonra baharın ortasında buluyordu. Yemyeşil bir orman, önünde saf bir suyun olduğu göl. Ellerini göle sokarak yüzünü yıkıyor, daha sonra arkasından gelen sesle irkiliyordu: “ Oğlum, Iago! “ Annesinin o unutamadığı billur sesiyle ona doğru gelişini izliyor ve tam sarıldıkları anda her şey normale dönüyordu. Küçük yaşta kaybettiği annesini o kadar özlüyordu ki onun acısı halen bilinçaltında bir yerlerde yaşıyordu. Iago annesinin intikamı için kendini yetiştirsede, kendisini hiç olmadığı kadar sakin görüyorlardı. Muziplik, şebeklik dendiğinde okulda akla gelecek ilk kişilerden olmasıda bu yönüyle intikam güden biri olmaktan ayırıyordu onu. Plastik bardakta çayın sonunuda içip ileri doğru fırlattıktan sonra elindeki bisküvileride köprünün kenarına koyup arkadaşlarına doğru ilerliyordu. İki tane bina arkadaşı olan kızın yanlarına ulaşmadan, elleriyle yaptığı kar toplarını üzerlerine doğru fırlatıp bağrıyordu: “ Yaşasııın kaaar! “ Kızların gülümsemeleri ve onun üzerine doğru gelmeleriyle olaylar fırtınası başlıyordu.

Iago önde kızlar arkada onu kovalıyor ve sonunda bir ses yükseliyordu: “ Expulso! “ sarışın kız Darya’nın büyüsü Iago’ya çarpmış, Iago bir anda olduğu yerde durup yere düşmüştü. İlginç bir şekilde hissettiği elektriğinde acısıyla daha kafasını kaldırmadan kızların üzerine kar toplarını atıp, onu yerde sıkıştırmaları ilgi çekici bir hal aldırmıştı. Eli yüzü kar içerisinde kalan Iago bir anlık hışımla iki kızıda yere doğru çekmiş, ellerini boğazlarına götürerek: “ Hayırdır güzeller, büyüyle şaka olmaz. “ diye fısıldadı. Ellerini geri çekerek, ayağa doğru kalkan Iago, kızların ayağa kalkmasını bekleyip ikisinede göz kırptı. Diğerinin arkasından giden Darya’nın belinin açık olduğunu gören Iago kahkaha atarak: “ Darya, iç çamaşırın kırmızı hazır yeni yılda yaklaşıyor kim bu talihli ? “ dedi. Darya’nın büyük bir öfkeyle asasını çekmesiyle, Iago korkak bir sesle: “ Ay, pardon şekerim. “ gibisinden bir ses çıkardı ve kızların yoluna devam etmesini izledi. Iago böyleydi, açık sözlü ve ukala; ama bir o kadarda arkadaşlarını seven ve koruyan birisi. Yine yalnız kalan Iago, gözlerini köprüye doğru ilerleyen sarı saçlı kıza kaydırmıştı. Jena, yani Mercierlerin sarışın afetlerinden. Gözleriyle, bakışlarıyla büyüleyen kız. Arkası dönük olarak ilerleyen kıza atmak için yere eğilip, büyük bir kar topu yaptı. Hızlı bir şekilde fırlattığı kar topu daha havadayken çalıların arkasına saklanıp gülümsemeye başladı.
Jena Jankovics
Jena Jankovics
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 31
Kayıt Tarihi : 11/06/12

Kar ve Oyunlar Empty Geri: Kar ve Oyunlar

Salı Haz. 12, 2012 1:49 am
    Bir Sırp kızı olarak kar ve kıştan nefret etmem gerçekten çoğu zaman bana bile saçma geliyor ama kendimi bildim bile soğukla aram pek iyi sayılmaz. Aylarca kalın şeyler giyiyor, komik görünüyor ve penguen gibi yürüyorduk. Kışın en zor sanıysa yaz mevsimine göre kıyafet tasarlamak daha masraflı ve zor bır işti. Kış ve soğuğun üzerimde bıraktığı tek olumlu etkisi Noel balosudur herhalde. Senenin en bomba eğlencesi olarak kabul ederim. Nitekim bu okula girdiğim ilk günden bu yana her Noel o kadar entrikalı geçer ki etkisi en az iki ay koybolmaz. Sabırsızlıkla beklediğim bu gece için şimdiden türlü türlü plan yapmaya başlarız biz kızlar.

    ‘’ Teresa ve Igor gölde paten yapıyorlarmış. Onlar sevişerek donmadan kapıp ortak salona gidelim diyorum.’’ Esmer cadı Norah’nın bir anda cılız, kedi miyavlamasından farksız sesiyle irkildim. Arkamdan hızlıca yaklaştığını hızını alamayıp hafifce sendeleyerek bana çarptığında anladım. Üzerimdeki tüylü monttan pek hoşlanmamış olacak ki çarpmasıyla kendisini çekmesi bir oldu. Norah’yı onaylarcasına sadece başımı sallamakla yetindim. Hava birazdan kararmaya başlayacak ve iyice soğuyacaktı. Neyse ki birazdan ortak salondaki şömineye kurulup dedikodu yaparak kahvelerimizi yudumlayacak olmanın hayali biraz olsun içimi ısıtmaya yetiyordu.

    Karlarla kaplı bahçeden hızlı adımlarla göle doğru ilerlerken botlarımın altına giren karların çıkardığı o rahatsız edici sese olabildiğince tahammül etmeye çalışıyordum. İç gıcıklayıcı bir histi. Çevredeki kartopu çılgınlığını farkettiğim andan bu yana huzursuzluğumun katca artması uzun sürmedi. Herkes haftasonunun verdiği rahatlıkla umursamazca eğleniyor birbirlerini kar’a boğuyordu. Tanrım.. Gerçekten çok rahatsız edici. Kafama kar yememek için adımlarımı dikkatli atmaya çalışıyor ve etrafımdakilerden olabildiğince kendimi korumaya çalışıyordum. Esmer cadı’ysa bana göre daha hızlı adımlarla ilerliyor Teresa’ya olabildiğince çabuk varıp onu çapkın Igor’un elinden kurtarmakla ilgileniyordu. Bir an önce ikna etse diye geçirdim aklımdan. Aksi halde Norah’ın Teresa’yı ikna etme çabalarını beklerken donabilirdim. Başımdaki örgü çapkamın beni pek korumadığı kesindi. En ufak bir uğultu duyduğumda refleks olarak başımdaki şapkayı sabitliyordum.

    Köprüyü geçtiğimde adımlarımı hızlandırdım. Bir yandan koşar adımlarla ilerliyor öbür yandan az uzağımdaki arkadaşlarımı gözlüyordum. Norah çoktan onların yanına varmıştı bile. Buz tutmuş olan gölün üzerine çıkmaya çalışan Teresa ve gölün üzerindeki İgor. Tanrım ne yapıyorlar bunlar böyle. Kafayı yemiş olmalılar diye geçirdim içimden. Komik görünüyorlardı. O an yüzümde beliren hafif tebessüme engel olamadım. Teresa Norah ve Igor’a doğru hızla ilerlerken birden saçlarımda hissettiğim o saniyelik soğuklukla bocaladım. Arkama döndüğümde kimsenin bana bunu yapacak kadar yakınımda olmadığını farkettim. Belli ki gizlenmişti. Hızla saçlarımdaki kar’ı temizlemeye yeltendim. Yüzümde az önceki tebessümden eser yoktu. Etrafıma tekrar baktım ve yine kimse görünmüyordu. Adımlarımı yavaşca geldiğim yola doğru çevirdim. Sinirle derin bir nefes aldım. ‘’ Hadi ama.. Bu kadar ödlek olamazsın değil mi? Çık ortaya ve oyunu kurallarına göre oyna’’

Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz