- Delilah OrchidSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 3
Kayıt Tarihi : 20/06/12
Delilah
Çarş. Haz. 20, 2012 9:12 pm
İstenilen bina; Selfier
Kısaca karakteristik özellikler; Sessiz sakin ve içine kapanık birisidir. Geçmişinde yaşadığı olaylar içine kapanmasını sağlamıştır. Anne ve babasının onu evlatlık vermesi sonucu Dünyası başına yıkılmış ama sonra onları arayıp bulmuştur. Gerçek ailesine tam kavuşmuşken anne ve babası gözleri önünde öldürülmüştür; bu Delilah için büyük bir yıkım olmuştur. Delilah'ta acısını içine gömmüş kendisini kitaplara ve derslere adapte etmiştir.
İstenilen dönem; V. Sınıf
[b]Örnek RP;[b]
1992-İngiltere
Yağan yağmur büyük Langdon Malikanesinin camlarına vuruyordu. Bahçedeki çiçekler ve ağaçlar yağmurun onların ıslatmasından hoşnuttular. Kendilerini yağmura teslim etmişlerdi. Malikanede ışığı açık tek bir oda vardı. Bütün Langdon ailesinin başı anne Eleanor Langdon'un odası. Eleanor Langdon yeni doğan bebeğini kucağına almış ona bakıyor, yüzünü hafifçe okşuyordu. Yuvarlak yüzlü ve altın sarı saçları olan en son Langdon ela gözlerini büyükçe açmış annesine bakıyordu. Annesi ise acıyla bebeğine bakıyor onu evlatlık vermenin acısını yaşıyordu. Kocası Antonius Langdon onu ve diğer çocuklarını terk edip gitmişti. Ve Eleanor çocuğunun babasız bir şekilde büyümesini istemiyordu.
Büyük yatak odasındaki büyük yatağın yanında geldi. Üzerinde bir gömlek vardı ve gömleğin üzerine siyahla lacivert arasında bir elbise giymişti. Onun altında siyah hafif topuklu çizmeler vardı. Kahverengi saçlarını sıkı bir topuz yapmıştı. Eleanor'un yattıpı yatağın kenarına geldi ve bebeği almak için kollarını uzattı. Eleanor ona bir el işareti yaptı uzaklaşması için. Bebeğiyle vedaşmalıydı. Bebeği almaya gelen kadın bir kaç adım uzaklaştı yatağın ucundan.
Eleanor bebeğine iyice sarıldı. Bu vedalaşma ne kadar çabuk biterse o kadar iyi olacaktı. Bebeği hizmetçinin kucağına verdi. Kadın tam gidiyordu ki ona ''Seni evden çıkarken sakın kimse görmesin.'' diye emir verdi kadına ve yastığını yatay pozisyona getirerek uyumaya başladı. Bebeği ise yeni ailesi ile tanışmak üzere yolculuğa başlamıştı; tıpkı annesi gibi oda uyumaya başlamıştı.
---------------------------------------
2011 Fransa
''Anneee!'' diye haykırdı küçük kız. Odasından hızla çıktı ve annesinin bulunduğu mutfağa doğru olan koşusunu daha hızlı bir ritimle devam ettirdi. Annesi telaşla ona baktı. ''Ne oldu?'' diye sordu. Şaşırmıştı neden bağırmıştı kızı? Genç kadının üzerinde bulunan mutfak önlüğü kırmızıydı ve üzerinde beyaz kareler vardı. Yüzünde kızının haykırışından kaynaklanan bir şaşkınlık vardı. Masmavi göz bebekleri hayretle büyümüştü. ''Az önce çok garip bir şey oldu,'' nefesi kesilmişti bir anda küçük kızın. Yüzünde hem hayret hem mutluluk belirten bir şekil vardı. Derin nefesler aldı ve nefes alış verişini bir düzene soktu; tekrar konuşmaya başladı ''Çalışma masamda oturuyordum. Kitaplığımdaki dergiyi almaya üşendim biraz ama sonra dergiye biraz konsantre oldum ve uçarak çalışma masamın üzerine düştü.'' diye tamamladı sözlerini. Annesi şaşkınlıkla kızına baktı.
Tahmin ettiği şey başına geliyordu. Blair'ı evlatlık alırken büyüdüğünde kendiliğinde büyü güçlerinin kendilerini göstereceklerini önemle belirtilmişti ona. Ve şimdi Blair aile genlerinden gelen cadılığı yaşıyordu. Şimdi ne olacaktı?
Artık yolun sonuna gelinmişti. Blair'ın gerçekleri öğrenme vakti.
''Blair seninle bir şey konuşmalıyım, tatlım.''
---------------------------------------------
Günümüz-Fransa-Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesinin yakınında bir yerde oturmuş kahvesini yudumluyor bir yandan Langdon Aile kitabını okuyorken yanına kumral saçlı, kahverengi gözlü birisi gelmişti. Ailesiyle neden ilgilendiği gibisinden sorular sormuştu ve Blair ona kitapta adının geçtiği sayfayı göstermişti. Effy o satırları okurken gözbebekleri büyümüştü. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez halde konuşmaya çalışıyordu ''Ne yani biz kardeş miyiz?'' dedi Effy, diğer bir deyişle ablası. ''Öyleymiş.'' dedi Blair da.
Effy onu dikkatle süzmüştü. Blair'ın üzerinde lacivert renk bir tayt vardı. Üzerine askılı beyaz renk bir kısa bir elbise giymişti. Onun üzerinde ise kot yelek giymişti. Saçları sıkı bir at kuyruğuydu ve ayakkabı olarakta siyah bot giymişti.
Effy'nin ona neden bu kadar dikkatle baktığını anlayamamıştı Blair. İkisinin fiziksel anlamda ortaklıklarını bulmaya çalışıyor olabilirdi. Saçları aynı gibiydi ama Effy'nin saç rengi daha koyuydu ve Blair'ın saçları biraz daha parlaktı. Sonra Blair Effy'den kısaydı. Kiloları aynı gibiydi.
Effy ona bakmayı kesti ayağa kalktı; Blair'da onunla beraber ayağa kalktı ve birbirlerina sarıldılar. İki abla kardeş nihyet birbirlerini bulmuştu.
-------------------------------------------
Aynı günün akşamı-Langdon Malikanesi
''Evet çocuklar bu kardeşimiz Blair.'' dedi Effy bir kaç dakika önce onlara olayı daha detaylı anlatmıştı ve konuşmasını bu şekilde tamamlamıştı. Karşısında duran insanlar, daha doğrusu kardeşleri hem Effy'e hem kendisine şaşkınlıkla bakıyordu. Effy'nin onlara anlattığı durumu daha sindirememiş gibi görünüyorlardı. Sonuçta 19 yıl bir kardeşleri olduğundan haberleri yoktu ve bir anda bir kız geliyor ve ablaları onlara bu kızın kardeşleri olduğunu söylüyordu. Çok zor bir durumdu.
Bir kaç dakika daha kardeşler birbirlerine baktılar. Sonra hepsinin yüzüne sıcak bir gülümseme yayılmıştı. Langdon ailesi kardeşleri biribirlerine kavuşmuştu, uzun süren ayrılık bitmişti. Bir daha ayrılmamak üzere bir araya gelmişlerdi.
Kısaca karakteristik özellikler; Sessiz sakin ve içine kapanık birisidir. Geçmişinde yaşadığı olaylar içine kapanmasını sağlamıştır. Anne ve babasının onu evlatlık vermesi sonucu Dünyası başına yıkılmış ama sonra onları arayıp bulmuştur. Gerçek ailesine tam kavuşmuşken anne ve babası gözleri önünde öldürülmüştür; bu Delilah için büyük bir yıkım olmuştur. Delilah'ta acısını içine gömmüş kendisini kitaplara ve derslere adapte etmiştir.
İstenilen dönem; V. Sınıf
[b]Örnek RP;[b]
1992-İngiltere
Yağan yağmur büyük Langdon Malikanesinin camlarına vuruyordu. Bahçedeki çiçekler ve ağaçlar yağmurun onların ıslatmasından hoşnuttular. Kendilerini yağmura teslim etmişlerdi. Malikanede ışığı açık tek bir oda vardı. Bütün Langdon ailesinin başı anne Eleanor Langdon'un odası. Eleanor Langdon yeni doğan bebeğini kucağına almış ona bakıyor, yüzünü hafifçe okşuyordu. Yuvarlak yüzlü ve altın sarı saçları olan en son Langdon ela gözlerini büyükçe açmış annesine bakıyordu. Annesi ise acıyla bebeğine bakıyor onu evlatlık vermenin acısını yaşıyordu. Kocası Antonius Langdon onu ve diğer çocuklarını terk edip gitmişti. Ve Eleanor çocuğunun babasız bir şekilde büyümesini istemiyordu.
Büyük yatak odasındaki büyük yatağın yanında geldi. Üzerinde bir gömlek vardı ve gömleğin üzerine siyahla lacivert arasında bir elbise giymişti. Onun altında siyah hafif topuklu çizmeler vardı. Kahverengi saçlarını sıkı bir topuz yapmıştı. Eleanor'un yattıpı yatağın kenarına geldi ve bebeği almak için kollarını uzattı. Eleanor ona bir el işareti yaptı uzaklaşması için. Bebeğiyle vedaşmalıydı. Bebeği almaya gelen kadın bir kaç adım uzaklaştı yatağın ucundan.
Eleanor bebeğine iyice sarıldı. Bu vedalaşma ne kadar çabuk biterse o kadar iyi olacaktı. Bebeği hizmetçinin kucağına verdi. Kadın tam gidiyordu ki ona ''Seni evden çıkarken sakın kimse görmesin.'' diye emir verdi kadına ve yastığını yatay pozisyona getirerek uyumaya başladı. Bebeği ise yeni ailesi ile tanışmak üzere yolculuğa başlamıştı; tıpkı annesi gibi oda uyumaya başlamıştı.
---------------------------------------
2011 Fransa
''Anneee!'' diye haykırdı küçük kız. Odasından hızla çıktı ve annesinin bulunduğu mutfağa doğru olan koşusunu daha hızlı bir ritimle devam ettirdi. Annesi telaşla ona baktı. ''Ne oldu?'' diye sordu. Şaşırmıştı neden bağırmıştı kızı? Genç kadının üzerinde bulunan mutfak önlüğü kırmızıydı ve üzerinde beyaz kareler vardı. Yüzünde kızının haykırışından kaynaklanan bir şaşkınlık vardı. Masmavi göz bebekleri hayretle büyümüştü. ''Az önce çok garip bir şey oldu,'' nefesi kesilmişti bir anda küçük kızın. Yüzünde hem hayret hem mutluluk belirten bir şekil vardı. Derin nefesler aldı ve nefes alış verişini bir düzene soktu; tekrar konuşmaya başladı ''Çalışma masamda oturuyordum. Kitaplığımdaki dergiyi almaya üşendim biraz ama sonra dergiye biraz konsantre oldum ve uçarak çalışma masamın üzerine düştü.'' diye tamamladı sözlerini. Annesi şaşkınlıkla kızına baktı.
Tahmin ettiği şey başına geliyordu. Blair'ı evlatlık alırken büyüdüğünde kendiliğinde büyü güçlerinin kendilerini göstereceklerini önemle belirtilmişti ona. Ve şimdi Blair aile genlerinden gelen cadılığı yaşıyordu. Şimdi ne olacaktı?
Artık yolun sonuna gelinmişti. Blair'ın gerçekleri öğrenme vakti.
''Blair seninle bir şey konuşmalıyım, tatlım.''
---------------------------------------------
Günümüz-Fransa-Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesinin yakınında bir yerde oturmuş kahvesini yudumluyor bir yandan Langdon Aile kitabını okuyorken yanına kumral saçlı, kahverengi gözlü birisi gelmişti. Ailesiyle neden ilgilendiği gibisinden sorular sormuştu ve Blair ona kitapta adının geçtiği sayfayı göstermişti. Effy o satırları okurken gözbebekleri büyümüştü. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez halde konuşmaya çalışıyordu ''Ne yani biz kardeş miyiz?'' dedi Effy, diğer bir deyişle ablası. ''Öyleymiş.'' dedi Blair da.
Effy onu dikkatle süzmüştü. Blair'ın üzerinde lacivert renk bir tayt vardı. Üzerine askılı beyaz renk bir kısa bir elbise giymişti. Onun üzerinde ise kot yelek giymişti. Saçları sıkı bir at kuyruğuydu ve ayakkabı olarakta siyah bot giymişti.
Effy'nin ona neden bu kadar dikkatle baktığını anlayamamıştı Blair. İkisinin fiziksel anlamda ortaklıklarını bulmaya çalışıyor olabilirdi. Saçları aynı gibiydi ama Effy'nin saç rengi daha koyuydu ve Blair'ın saçları biraz daha parlaktı. Sonra Blair Effy'den kısaydı. Kiloları aynı gibiydi.
Effy ona bakmayı kesti ayağa kalktı; Blair'da onunla beraber ayağa kalktı ve birbirlerina sarıldılar. İki abla kardeş nihyet birbirlerini bulmuştu.
-------------------------------------------
Aynı günün akşamı-Langdon Malikanesi
''Evet çocuklar bu kardeşimiz Blair.'' dedi Effy bir kaç dakika önce onlara olayı daha detaylı anlatmıştı ve konuşmasını bu şekilde tamamlamıştı. Karşısında duran insanlar, daha doğrusu kardeşleri hem Effy'e hem kendisine şaşkınlıkla bakıyordu. Effy'nin onlara anlattığı durumu daha sindirememiş gibi görünüyorlardı. Sonuçta 19 yıl bir kardeşleri olduğundan haberleri yoktu ve bir anda bir kız geliyor ve ablaları onlara bu kızın kardeşleri olduğunu söylüyordu. Çok zor bir durumdu.
Bir kaç dakika daha kardeşler birbirlerine baktılar. Sonra hepsinin yüzüne sıcak bir gülümseme yayılmıştı. Langdon ailesi kardeşleri biribirlerine kavuşmuştu, uzun süren ayrılık bitmişti. Bir daha ayrılmamak üzere bir araya gelmişlerdi.
- Claudia van BussenYönetici, Melez
- Mesaj Sayısı : 126
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Delilah
Ptsi Haz. 25, 2012 8:55 am
Rütbe veriliyor, gözden kaçtığı için özür dilerim.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz