Vasilyev, Feodor

Çarş. Nis. 18, 2012 2:47 pm

Stage 1: Welcome to the machıne
. Tam adıyla Feodor Valentin Vasilyev 13 Kasım 2004 tarihinde Kaliningrad'da doğuyor. Babası Milan, Moskova'nın sayılı sihirsel soylularından kötü şöhretleriyle en çok konuşulanı Vasilyevlerin küçük oğlu. Ailenin geri kalanı gibi eğitimine Durmstrang'ta başlıyor, ancak SBD'sini aldıktan sonra devam etmiyor. Bu umarsız davranışıyla itibarlarını sarstığı gerekçesiyle evden kovulan Milan oldukça yetenekli olmasına karşın oyunculukta dikiş tutturamayınca diğer hayalinin peşinden Kaliningrad'a gidiyor; balıkçılık. Burada ufak tiyatro topluluklarında birkaç görev alıyor, ancak balıkçılık kariyeri de pek parlak gitmiyor, zira kendisini deniz tutmakta. Yeni hayatına başlayışının dördüncü yılında fahişelik yaparak hayatını kazanan Doina ile tanışıyor ve evleniyorlar. Doina Romanski babası Druid olan bir Çingene. Babası hiçbir okula güvenmediğinden kızının eğitimini kendi üstleniyor, ancak Doina damarlarında dolaşmakta olan kanın sihirsel kudretindense bacak arasında taşıdığı gücü tercih ederek Varşova'dan kaçıp Kaliningrad'a, babasının ulaşamayacağını düşündüğü tek yere, kaçıyor. Milan ile tanışana dek âşık olabileceğine inanmayan Doina, kendisi kadar aykırı olan gençle tanıştığında tüm düşünceleri altüst oluyor.

. Milan & Doina çiftinin tek çocuğu Feodor annesininkinin eşi kızıl saçlara ve babasının yeşil, büyük gözlerine sahip. Duru, bembeyaz teninin yanında tüm renkler mürekkepten farksız duruyor. Cildindeki tek kusurun omuzlarından başlayarak sırtına dökülen turuncu, silik çiller olduğu söylenebilir. Tüm vücudu, parmaklarının uçlarına dek çillerle kaplı olan annesiyle kıyaslanınca bu hiçbir şey. Boyu oldukça uzun, ince yapılı ancak güçlü bir vücudu var. Ebeveynleri sağlak olmasına karşın sol elini kullanan nadir insanlardan. Narin bir yapısı olduğu söylenemez, fakat dağ çileği ve yarasa tüyüne alerjisi var.

. Giyimine özen gösterir ancak renklerle pek arası olduğu söylenemez. Saçlarıyla kontrast oluşturacak yeşil-mavi tonlarını ve siyahı tercih eder çoğunlukla. Cüppesinin ceplerinde ya da bir yerlerde daima bir parça parşömen taşır, zira çoğunlukla fazla meşgul olan zihninde bir anda parlayıveren bir düşünceyi daha sonra unutmamak adına karalama ihtiyacı duyar. Sadece bu da değil, yazmak onun için bir tutkudur aslında. Bu yönünün gizli kalmasını tercih ettiğinden yanlışlıkla yazdıklarını gören birkaç kişi dışında pek kimsenin haberi yoktur.

Stage 2: Lost ın tıme

. Doina onu tüm çocukluğunu geçirdiği orman evinde doğuruyor. Uyuşturucu bağımlısı olan Milan o kadar yüksekte uçuyor ki kadını hastaneye götürmek şöyle dursun, yardım edecek hâli bile yok. Kocasından aşağı kalır yanı olmayan Doina, karnında taşıdığı çocuk hatrına dokuz ay boyunca ayık kalmayı başarmış görünüyor. Dışarı çıksa da hastaneye yetişemeyeceğinin ve kuzeyin sert soğuğunu kuşanmış bu beyaz gecede ormanda doğum yaparsa bebeğin yaşayamayacağının farkında olduğundan evde kalıyor. Sancılarla sarmalanan 7 saatin sonunda salonun ortasına doğurduğu kanlarla kaplı bebek nefes almıyor, lâkin birkaç dakika sonra boyundan beklenmeyecek derecede büyük bir kahkaha atarak aileye katılıyor. Bu beklenmeyen jest karşısında şaşıran babası, dumanlı kafasının da etkisiyle çocuğun şeytan olduğunu, hiç doğmaması gerektiğini söylüyor.

. Doina da Feodor'un doğumundan kısa bir süre sonra yeniden uyuşturucu kullanmaya başlıyor. Tuttuğu günlüğe karaladıklarından anlaşıldığı kadarıyla aklını kaybetmek üzere. Hıristiyanların Paskalya yumurtalarını oğlundan korunmak için boyadıklarını söyleyen bir satır dâhi bulunuyor defterde. Milan da farklı durumda değil, dolayısıyla ikisi de çalışmıyor. Torunu olduğunu öğrendiğinde büyükanne Petya Vasilyev bu iki acınası yaratığa ekonomik destek sağlıyor ve bu şekilde geçiniyorlar.

. Milan, teatral yeteneklerini evdeki tek eğlenceleri Feodor üzerinde deneme gibi bir alışkanlığa sahip. O yaşta bir çocuğun bu tip oyunları anlaması mümkün olmadığından Feodor birbirinden bağımsız pek çok alt kimlik geliştiriyor. Bu ufak oyunlar haricinde ne annesi ne de babası onunla ilgilendiğinden ziyadesiyle yalnız bir çocukluk geçiriyor. Dağdaki bitkiler ve hayvanlar yegâne oyuncakları. Beşinci yaş gününde ilk defa eve biri geliyor; annesinden dokuz yaş küçük olan teyzesi Tamara. Kendisiyle ilgilenen tek kişiyi sevmemesi mümkün değil. Onun yardımıyla okumayı öğreniyor ve ebeveynlerinin çatı katında çürümeye terk ettiği kitapları keşfediyor.

. Tüm ilgisi, her satırını ezberleyecek kadar büyük bir şevkle okuduğu kitaplara yöneliyor ve sonraki dört yıl boyunca tek eğlencesi onu bambaşka dünyalara taşıyan tozlu, yıpranmış ciltleriyle zavallı görünüme sahip kitaplar oluyor. Tamara, yeğeninin bu ilgisini fark ettiğinden her ziyaretinde ona bir kitap getiriyor. Sihir kavramıyla böyle tanışıyor aslında, zira anne babası asalarını kullanamayacak kadar yüksekteler ve zaten reddettikleri güçleri hakkında onunla konuşmuyorlar; aslında onunla neredeyse hiç konuşmuyorlar. Feodor, o evde istenmeyen bir yabancıdan farksız. Sihirsel soyu ile ilgili her türlü sorusunu kurtarıcısı Tamara yanıtlıyor. Birden bire karşısına çıkıveren bu dünya ile ilgili her şeyi öğrenmek istediğinden iki haftada bir kendisine verilen kitaplara sarılıyor.

. Dokuz yaşındayken önce babasını, birkaç ay sonra ise annesini kaybediyor ve teyzesi kimseye haber vermeden onu himayesine alıyor. Petya Vasilyev, bu talihsiz ölümlerin ardından torununu aramasına karşın ona ulaşamıyor ve ormanda vahşi bir hayvan tarafından öldürüldüğüne inanıyor, ta ki tesadüfen Orenthia'nın öğrencileri arasında adı geçene dek. Feodor Vasilyev'in izini süren Petya, torununu kendini tatmin etmekte kullanan teyzesinin şehvetli kollarından kurtarıp amcası Aleksey Vasilyev'e teslim ediyor.

Stage 3: Now ıs the only tıme ı know

. Sevginin ne olduğuna dair pek bir bilgisi yok, ebeveynlerini kaybettiğinde ya da teyzesinden zorla alındığında dâhi üzüntü hissetmedi. Bunun sebebi duygusuz oluşu değil, sadece mantığının duygularının önüne geçmede çok daha başarılı oluşu. Vasilyevler Romanskilerle kıyaslanamayacak ölçüde zengin ve güçlü bir aile. Feodor, babası gibi bu şansı elinin tersiyle itemeyecek kadar bencil. Bencil oluşu yadırganmamalı aslında, hayatının büyük bölümünde tek başına olmuş biri o zira. Bu sebeple sosyal ilişkilerde pek başarılı olduğu söylenemez.

. Yalnızlık ziyadesiyle alışık olduğu, hatta kişiliğiyle bütünleşmiş bir kavram. O yüzden çevresinde pek kimse olmayışını bir lütuf olarak görüyor. Anlatmak istediği şeyleri bir kâğıda yazmak, karşısındakiyle konuşup anlaşılmayı beklemekten çok daha kolay ona göre. Sakin biri olmasına karşın anlatmak istediği şey karşısındaki tarafından anlaşılmadığı taktirde sinirleniveriyor ve teyzesi dışında kendisini anlayan biriyle henüz tanışmadığından insanları küçük görecek kadar kibirli.

. Kitaplar, hayalgücü ve bir şeyler yazmak kişiliğinin temelini oluşturan üç tutku. Bunun dışında yine çocukluğundan kalma bir alışkanlık olarak göl kenarında, doğa ve hayvanlarla iç içe vakit geçirmekten hoşlanıyor. Derslerinde de oldukça başarılı olduğu söylenebilir.

Şimdilik bu kadar olsun, korkarım fazla uzadı çünkü. Okumaya üşenmezseniz cici kurgular bulabiliriz bence. Aklımda özel olarak 'şu olmalı' dediğim bir şey yok şimdilik. Her türlü kurgu kabulümdür, yeter ki gelin. mwahah

Çarş. Nis. 18, 2012 3:09 pm

Hepsini okudum ve hoş bir kurgu ama fazla içe dönük. Başkalarıyla kurgu yapmak zor olur bu karakterle. Öyleyse aklıma gelen sınırları zorlanmış kurgumu sunayım.
Rogue Chancellor; çatal dil. Onun yılanlarla olan iletişimini merak edebilirsin, hatta sırf bu yüzdne tanışabilirsin. Çok umursamaz bir kız onun yanındayken onunla konuşmaman veya ona sinirlenmeni pek takacak tipte değil. Sadece ona asılırsan seni eşek sudan gelse bile dövmeye devam edebilir. Bunun dışında zeki bir kızdır. Söyleyeceklerini öyle anlamaycağını filan sanmıyorum.
Anca bu kadar zorlayabildim. Aklıma pek başka bir şey gelmedi. En iyisi karakterlerimi koyayım sen bak. Améth'se ortada kaldı çünkü.
http://orenthia.my-rpg.com/t196-rogue-chancellor
http://orenthia.my-rpg.com/t128-amethyste

Çarş. Nis. 18, 2012 3:41 pm

Rogue, çataldil olduğu için ilgisini çekmiş, bu şekilde tanışmış olabilirler. Başlığı kurcaladım da, sanırım karakterinin tılsımlara ilgisi var. Feodor, tanışmalarından bir süre sonra Rogue'un tılsımladığı bir nesneyi tesadüfen bulabilir ve muhabbetleri bu yönde ilerleyebilir. Boş vakitlerinde birlikte tılsım çalışabilirler, veya keşfettikleri ilginç tılsımları birbirileriyle paylaşabilirler. Feodor da özellikle yazdıklarını gizlemek adına tılsımlara ihtiyaç duyacaktır zira.
Amethyste, hmm. Onunla da muhabbetleri iksir dersinde başlamış olabilir birkaç sene önce. Feodor da hırslıdır ancak pek fazla çalışmaz, bildikleri konusunda kendine güvendiği için. Feodor'un iksiri yanlış yaptığını görüp onu uyarmıştır Amy. Feodor biraz sinir olacaktır tabii bu duruma. Aralarında derslerle alakalı dostça bir çekişme olabilir sanıyorum.

Çarş. Nis. 18, 2012 3:51 pm

Okumaya üşenmedim ama nasıl bir kurgumuz olabilir pek bir fikrim yok.Düşmanlık üzerine olabilir belki?

Çarş. Nis. 18, 2012 4:04 pm

Feodor muhtemelen senin neşeli tavırlarını saçma bulacak, kaldıramayacaktır. Göl kenarında bir şeyler karalarken Jasmenta da tesadüfen bir arkadaşıyla oraya gelmiştir. Feodor gülüşmelerinizden rahatsız olup size laf söylemiş olabilir, atışırsınız biraz. Karakterinin dik başlı oluşu Feodor'u gıcık etmiştir tabii, ancak canı sıkıldığında seninle atışmaktan zevk de alabilir hani. Bu yüzden tartışmanın uzayıp arada bir koridorlarda karşılaştıklarında, ya da aynı ortamda bulunmak zorunda kaldıklarında iğneleyici atışmalara dönüşmesini sağlamıştır falan.

Çarş. Nis. 18, 2012 4:06 pm

Kurgular bana uygundur. İkisi de güzel olmuş. Okul açılsada rp yapsak öyleyse.

Çarş. Nis. 18, 2012 4:09 pm

Beğenmene sevindim, kesinlikle, rp yaptığımızda kurgular daha iyi oturacaktır.

Ptsi Mayıs 07, 2012 4:16 pm

Ne yapsak ki? ;)

incele beni:

Ptsi Mayıs 14, 2012 8:57 am

Aslında ikisi de çocukluk dönemlerinde çok çekmişler bu açıdan benzerler. Ysebel kör olduğu için biraz fazla soğuk davranır herkese. Ona acımasınlar diye. Öyle işte ben diyorum ki bunların dostumsu bir ilişkileri olsun sonuçta ikisi de yalnızlığa alışmış sessiz sakin insanlar.

Salı Mayıs 15, 2012 4:33 pm

Daphne, ehe. Daha çok inceleyeceğim ben seni. Öhm.
Ysebel, tamam, uygundur benim için. Dostuz öyleyse.

Vasilyev, Feodor

Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor

Geri: Vasilyev, Feodor