Aurel Petran
2 posters
- Aurel PetranSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 50
Kayıt Tarihi : 22/04/12
Nerden : Romanya
Aurel Petran
Ptsi Nis. 23, 2012 1:55 pm
İstenilen bina; Selfier
Kısaca karakteristik özellikler; Bencil, eğlenceli, gizli duygusaldır. İnsanlarla konuşurken asla ciddi olup olmadığı anlaşılmaz. Genellikle sakindir. Sinirlendiğinde bile dalgaya vurmaya gayret gösterir. Kıskançtır. Abartılı derecede pasaklıdır.
İstenilen dönem; V.
Örnek RP;
- Spoiler:
Aragon'un boş çayırları ilham vericidir. Gecenin bir yarısı, ileri doğru uzanan sarı başaklardan gözünüzü ayıramazsınız. İlerledikçe, dikleşen bir dağa doğru tırmanmaya başlar bu başaklar. Savaşan askerler gibidirler, azimlidirler. Onları yenmeye çalışan yemyeşil çimlere karşılık, tüm gururları ve kuruluklarıyla mücadele ederler. Dişe diş bir savaşın sonunda, yakalarında savaş madalyalarıyla gömülürler tarih sayfalarına. İsimleri, bir sonraki hasat zamanına dek asla hatırlanmayacaktır. Yeşil çimler ise, küstahlardır. Şımarıklardır; insanlar için neşeyi ifade ederler. Özgürlüğü de. "Yemyeşil çimlerde koşmak isterdim." Bu istek, belediyelerin nazik tabelalarla yaptıkları uyarılarla önlenir elbette. Evet, onlar devlet tarafından torpillilerdir. "Çimlere basmayınız." Onlar televizyonun parlak çocuklarıdır. Onlar kapitalisttir. Buğdaylar ise hiçbir şekilde böyle korunmazlar. Herhangi bir bisküvi reklamında gördüğünüz şey, saçları upuzun, sağlıklı kadınların buğday tarlaları arasında cirit attığıdır. Ekmeğini yiyecekleri, o çok dağal (!) bisküvilerle beslenecekleri güzelim bitkileri harap ederler. Çiftçilere bir sus payı olarak verilen reklam paraları, buğrayların onurunu kıracak kadar azdır sahiden. Tabi, eğer söz konusu çiftçi "objektif yaşlısı" değilse. Yüzündeki deneyim kırışıklarından faydalanacaktır reklamcılar. Parlak bir gülümseme sunmasını isteyeceklerdir. Belki de onu abartacaklardır. Bir gösteri peygamberi için.
Tabi, bunların hiçbiri Aragon'lu büyücüler için önemli değildir. Çünkü Aragon'da yaşayan tek büyücü ailesi olan Harvey'ler -bu aile yalnızca Harvey'lerin bir çekirdek ailesi olan kuzenim Jean'e aittir- tüm günlerini evde delilikler yaparak geçirirler ve çiftçiler de, kapitalistler de umurlarında değildir. Galleonları da yoktur, sömürülecek ekinleri de. Harvey'lerin genetik olarak taşıdığı delilik, onları büyücü dünyasının en alt kademelerine koymuştur. Yalnızca safkanlıkları, bazı kan delileri tarafından takdir edilir. Onun dışında, o kadar fazla skandala ev sahipliği yapmışlardır ki, insanlar artık şok bile olmuyordur. İşte ben deniz Pippa da, bu ailenin bilinen 8. kuşağından bir torunuyum. Ve evet, Aragon'da yaşayan Harvey'lerin yanına kalmaya geldim. Kuzenim Jean, Durmstrung'da eğitim görmekte. Eğer çoktan deli olmasa, çıldırtıyorlar onu derdim. Ama hayır, bana göre her şey tıkırında. Ama keşke kızı ev hapsine almasalardı. Almasalardı, eğlenceden mahrum kalırdık.
Jean bu cezayı, evdeki bütün asaları şöminede yakarak elde etmişti. Tanrı'ya şükür, asamı Jean'in yanında bırakacak kadar delirmemiştim, iç çamaşırımın içinde gizliyordum onu. Kendi asası dahil, her asayı yakmıştı. Kibritle. Muggle'lardan ne ara aldığını bilmiyorduk. Ama o istediği her şeyi yapar. Ama amcam Slevin de yapar. O yüzden,5 gündür odasından hiç çıkmamıştı Jean. Beni de yanına almıyorlardı. Devasa kulenin en alttaki salonunda kendi kendime satranç oynuyordum. Tek yaptığım buydu. Ben bu kadar sıkılıyorken, Jean'in kulenin tepesinde ne yaptığını merak ediyordum. Gitmeme birkaç gün kala, bu acımasızlığa katlanamayacağıma karar verdim. Herkesin kendi deliliğiyle meşgul olduğu bir an, minicik adımlarla kuleye tırmandım. Midye kabuklarıyla kaplanmış ahşap kapı, asma kilitle zincirlenmişti. Kimse benim asamın durduğundan haberdar değildi, bu yüzden külodumun içinden çıkardığım asayla zararsız kilidi açmam çok kısa sürdü. İçeri girdiğimde, Jean'i duvarın dibinde amuda kalkmış halde buldum. Sanırım saatlerdir öyleydi; çünkü çıplak ayakları bembeyaz olmasına karşın, yüzü iğrenç bir pancar kadar kırmızıydı. Kafamı, onu düz görecek şekilde eğerek; "Sen Rapunzel'sin ve ben de prensim. Sonunda öpüşmeyeceksek seni burdan kaçırmaya razıyım." dedim. Öpüşmeyecek olmamız onu biraz üzmüştü; ama buna katlanabileceğini söyledi. Asam yardımıyla saçlarını uzattım. Benim asamı da yakamadığı için o kadar sinirlendi ki, ne zaman saçlarını uzatsam, nerden bulduğu tabi ki anlaşılamayan bir falçatayla saçlarını kesiveriyordu. 7. denememde ona küfür etmemle, ikna oldu. Gece üçte aşağıda olacaktım ve bu işi yapacaktık.
Üçe beş kala aşağıya inmiş, Aragon'un çayırlarına bakıyordum. Bu beni duygulandırmıştı. İnsancıl hissettirmişti. Neredeyse ağlacaktım. Çok normal hissediyordum ve bundan hoşlanmamıştım. Kendimi eğlendirmek için ıslıkla cenaze marşını çalmaya başladım. Sonra da Valkyrie. Wagner büyük adamdı, onu dinledikçe anarşi yapma isteğim daha da büyüyordu. Jean'in beyazımsı sarı kafası pencerede belirince, çayırlara olan ilgim dağıldı. Bütün Harvey'ler gibi, onun da çok sarı olması beni şaşırtıyordu. Ailecek sarı olmamız da bizi biraz daha tiksinç hale getiriyordu. Halimizden memnunduk. Yine de, bu kadar uzun bir platin sarısı midemi bulandırmıştı. Ne yapacağımı bilememiştim. Harvey'lerin bir yanı da budur; coşkularından en önemli noktaları kaçırmakta ustadırlar. Plan yapmak da bu önemli noktalardan biriydi. Ben de, büyü yüzünden kadifemsi yumuşaklığını yitirmiş saçlardan bir tutam alıp avucumun içinde inceledim; ardından içimden gelen dürtüye engel olamayıp saçlara var gücüyle asıldım. O hazzı hala pek az şeyden alabilirim. Jean bir eliyle 4 direkli kayrolasına yapışmışken, diğer elindeki tabancayla -bu eşyaları nasıl buluyordu bu kız!- etrafa gelişigüzel ateş ediyordu. Bunu yaparken kahkahalar atıyordu. Bir ara kahkahaları kesilince endişelendim ve saçında sallanmaya son verdim. O an neredeyse boğuluyormuş. Eğlencemizi bitiren elbette Slevin'in kahkahalarımıza ortak olmasıydı. Bu defa ceza yerine, bizimle gurur duymuştu. Yine de tabancadan hoşlanmadı ve onu parçalara ayırıp etrafa attı. Bu arada Jena'nın elinden çıkan kurşunlar bir Muggle'ı öldürmüştü. Muhtemelen bir çiftçiydi. Onu, insanlara madara olma talihsizliğinden kurtardığımız için çok mutlu olmuştum. Artık buğdayları için üzülmeyecekti, zavallı gösteri peygamberi.
- Petre PiedmonSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 209
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Aurel Petran
Ptsi Nis. 23, 2012 2:22 pm
Rütbe verildi.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz