- Aidan WandhuntGryffindor III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 163
Kayıt Tarihi : 25/04/12
Aidan
Çarş. Nis. 25, 2012 5:40 pm
İstenilen bina; Leondier
Kısaca karakteristik özellikler; Hayatınızda gördüğünüz en dobra, en küstah, en sivridilli insandan ünvanını alın artık, Aidan'ı tanıdınız çünkü. Dünyaya gelmiş en büyük baş belasıdır. Belayı çeker üstüne ve de çok da sever. Her şeye burnunu sokan, hemen herkesle bir alaka kuran, gözünüzün içine bir an çekinmeden bakan bu Hunlu sizin en büyük neşeniz de olabilir, en büyük kabusunuz da. Ona göre kurallar yalnızca büyücüye gereksiz bir ket vurur. Toplum düzeni denen şey, asayiş, huzur, gereksiz ve donuk kavramlardan başka şeyler değildir. Yasalar onun için iktidar ve politika kaygısından ibarettir. O kurallar varsa, mutlaka bozulmalıdır. Yasaklar sadece bir şeylerin değişmesine ayak diretenlerin saçmalığıdır. Oysa ona göre hayat değişken ve canlıdır. Bu değişkenliğe uyum sağlayamayan ya bomboş yaşar ya da dayanamaz ölüp gider işe yaramaz halde. Ve içinde bir tek kendinin anlam verdiği, ama gizlediği bir karanlık vardır. Bu karanlık şimdilik sadece hüzün ve kederden ibarettir. Vatansızlığını, hiç bir yere ait olmayışını iliklerine kadar hisseder. İnsanlarla yakın ilişki kursa da bunların bile değişken olduğunu bilir, ancak büyük bir ihanete uğramadıkça sadıktır. Aile onun için en önemli şeylerden biridir. Ailesine katılma ihtimali olan biri de dahildir bu önemli kişilere. Ancak ilişkilerin değişimine ya da gelişimine hiç direnmeden izin verdiği için, sadakatsiz gibi görünebilir. Herkese karşı açık görünür, minik kusurlarını etrafa göstermekten kaçınmaz. Ancak aynı zamanda hiç kimseye, en yakınlarına bile en derin sırlarını anlatmaz. İnsanların ruhunu okumakla övünenlerin bile onun hakkında düşünceleri baştan aşağıya yanlıştır. Neyi, nasıl aksedeceğini henüz bilmese de, neyi ne şekilde çarpıtabileceğini iyi bilir. Gene de ilk bakışta, sadece kavgacı, kıskanç, deli dolu, minik bir çocuk görürsünüz karşısınızda. Gözlerinize baktığında onun sizin içinizi incelemesinden korktuğunuzdan, oradaki sönük ışığı kolay kolay fark etmezsiniz.
İstenilen dönem; 3. sınıf
Örnek RP;
Kısaca karakteristik özellikler; Hayatınızda gördüğünüz en dobra, en küstah, en sivridilli insandan ünvanını alın artık, Aidan'ı tanıdınız çünkü. Dünyaya gelmiş en büyük baş belasıdır. Belayı çeker üstüne ve de çok da sever. Her şeye burnunu sokan, hemen herkesle bir alaka kuran, gözünüzün içine bir an çekinmeden bakan bu Hunlu sizin en büyük neşeniz de olabilir, en büyük kabusunuz da. Ona göre kurallar yalnızca büyücüye gereksiz bir ket vurur. Toplum düzeni denen şey, asayiş, huzur, gereksiz ve donuk kavramlardan başka şeyler değildir. Yasalar onun için iktidar ve politika kaygısından ibarettir. O kurallar varsa, mutlaka bozulmalıdır. Yasaklar sadece bir şeylerin değişmesine ayak diretenlerin saçmalığıdır. Oysa ona göre hayat değişken ve canlıdır. Bu değişkenliğe uyum sağlayamayan ya bomboş yaşar ya da dayanamaz ölüp gider işe yaramaz halde. Ve içinde bir tek kendinin anlam verdiği, ama gizlediği bir karanlık vardır. Bu karanlık şimdilik sadece hüzün ve kederden ibarettir. Vatansızlığını, hiç bir yere ait olmayışını iliklerine kadar hisseder. İnsanlarla yakın ilişki kursa da bunların bile değişken olduğunu bilir, ancak büyük bir ihanete uğramadıkça sadıktır. Aile onun için en önemli şeylerden biridir. Ailesine katılma ihtimali olan biri de dahildir bu önemli kişilere. Ancak ilişkilerin değişimine ya da gelişimine hiç direnmeden izin verdiği için, sadakatsiz gibi görünebilir. Herkese karşı açık görünür, minik kusurlarını etrafa göstermekten kaçınmaz. Ancak aynı zamanda hiç kimseye, en yakınlarına bile en derin sırlarını anlatmaz. İnsanların ruhunu okumakla övünenlerin bile onun hakkında düşünceleri baştan aşağıya yanlıştır. Neyi, nasıl aksedeceğini henüz bilmese de, neyi ne şekilde çarpıtabileceğini iyi bilir. Gene de ilk bakışta, sadece kavgacı, kıskanç, deli dolu, minik bir çocuk görürsünüz karşısınızda. Gözlerinize baktığında onun sizin içinizi incelemesinden korktuğunuzdan, oradaki sönük ışığı kolay kolay fark etmezsiniz.
İstenilen dönem; 3. sınıf
Örnek RP;
- Spoiler:
- Kesinlikle, kesinlikle herkes bana karşı! Herkes benden nefret ediyor ve kuyumu kazmaya çalışıyor arkamdan. Annem babamdan benim yüzünden ayrıldı. Beni hiç sevmediler. Benden nefret eden ve başarımı hazmedemeyen pislikler annemin ölümüne neden oldular. Babam yeni evlendiği karısıyla bir çocuk yaptı beni sevmediğinden. O çocuğu da kıskandılar. Benim kardeşim diye ve beni incitmek için onu da incitmek istediler. Onun annesi ve babamız da bu yüzden öldü. Ah, nedir bu çektiğim benim! Zavallı çocuğu himayeme alırken bile bir sürü sorun çıkardılar. Neymiş efendim, tuhaf bakıyormuşum ve bende biraz gariplik varmış. Onlara gelecek postası muhabiri olduğumu söyleyemedim elbette, zira nedense büyü güçleri olmadığını iddia edip tuhaf icatlar çıkarak şu Muggle'lardandı. Resmen bin dereden su getirdim onu yanıma aldırırken. Meh, neyse ki şu anda Hogwarts ikinci sınıfta ve gayet de iyi durumda sevgili kardeşim Eudor. Onu koruyacağım, şu kötü niyetli büyücülerin, karanlık sırlarını ortaya çıkarırken ben ona zarar vermelerine engel olacağım. Her türlü şeyi yaptım bunun için. İzleyici verdim, hatırlatıcı verdim, hatta minyatür bir düşman aynası da hediye ettim. Ayrıca benimle direk iletişime geçmesi için bir kaç şey daha verecektim de onları okula almadılar. Of, dedim ya, herkes bana karşı.
Ve ben Almanya'ya, gene bana karşı kurdukları komplo yüzünden gönderildim. Böylece evimi yakacaklar, kardeşime bir şey yaparlarken yanında olamayacağım, beni tanımadığım bu yerde rezil edip, dolandırıp, dilenciye döndürecekler. Bunun telaşıyla adım atıyorum Münih sokaklarında. Üzerimde kocaman, bana büyük gelen bir palto var. Altına da cart mavi renkli bir gömlek ve sarı renkli bir pantolon geçirdim. Pantolon da bana büyük olduğundan mor renkli kravatıma uyan mor pantolon askısıyla tutturdum. Ayaklarıma da kırmızı renkli ayakkabılar giydim. Bir arkadaşımdan ödünç almıştım Muggle'lar arasında dikkat çekmemek için. Onlar gibi davranıp, onlar gibi giyinmeliyim. Sonuçta ben muhabirim. Yürüyüşüm aceleci ve endişeli, kesinlikle insanları dikkatle süzüyorum. Bana zarar vermeye kalkan olursa diye cebimde mavi renkli, saydam bir su tabancası aldım. Ucu biraz görünüyor cebimden. ''Ney, ne var, neden öyle bakıyorsun, bir şey mi yapacaksın bana? Eğer öyle bir şey... Hey, soruma yanıt ver.'' diyorum işaret parmağımı bana bakan adama doğru sallayarak. Ne yapayım, bana öyle tip tip bakmasın, korkuyor ve endişe ediyorum.
Sonra bazı tipler görüyorum. Gözlerim irileşiyor ve yüzümde dehşetli bir tiksinti ifadesi oluşuyor. Bunlar, bunlar, bunlar UZAYLI! Onlar yanımdan geçerken donakalıyorum. Öylece bakıyorum, kaskatı olarak yerimde durarak. Onlar gittiğinde gözüme bir kız çarpıyor. Şirin, kızıl saçlı, çekici bir hatun. Sanırım ağlıyor. Evet, o da onların uzaylı olduğunu anlamış olmalı. Onun karşısında duruyorum ve haline acıyarak bakıyorum. Yazık, çok korkmuş olmalı. Ama endişe etmesin, ben varım ona yardım edecek. Ve dilenci olduğunu önce kabullenmeyip, sonra kabullenmesi. Aah, bu çok kötü. Onu da sisteme aykırı bulup dilenci yapmış olmalılar. Eğer ona yardım etmeyip bütün bu olanlara engel olmazsam aynısını bana da yapacaklar. Bu yüzden kıza yanıt vermek yerine onun kolunu tutarak kaldırıyorum. Sonra kolunu bırakıp ona yaklaşıyorum ve gözlerimi onun ıslak mavi gözlerine dikiyorum. ''Sen de gördün değil mi? Saçlarını nasıl dik dik yapıp yandan da yapıştırdıklarını. Onlar saç değil aslında bir kamufle, antenlerini saklamak istiyorlar. Onlar uzaylı.'' diyorum. Bana komplo kuran uzaylılarla aynı kişiler olmalılar. Kesinlikle. Kız tam bir şey söyleyecekken ağzını kapatıyorum. ''Şiişşt, sus, bir şey söyleme bu konuyla ilgili.'' diyorum fısıldayarak. ''O antenleri sayesinde anında iletişim kurabiliyorlar. Bizi duyarlarsa ayvayı yeriz.'' diyorum heyecanla, uzaylılara tedirgin bir ifadeyle bakarak. Sonra onlar gözden kaybolunca, kızın ağzından elimi çekiyorum. Ona döndürüyorum başımı ve gülümsüyorum. ''Ben Henrich Iloulian. Sen de benim gibi komploya kurban gitmiş olmalısın o uzaylıların yaptığı. Sevmedikleri herkesi dilenci yapar onlar. Belki de aslında kim olduğunu bilirsin sen ölmedi de bunları organize ediyor. Evet, öyle olmalı. Neyse şanslısın, ben sana yardım edeceğim ve ikimizi bu kötü olaylardan kurtaracağım.'' Evet, tatlı, gamzelerimi ortaya çıkaran gülümsemem, işte burada devreye giriyor. Bu tatlı kız yıllardır aradığım müttefik, dost olmalı. Bu kötü olaylar neticesinde karşı karşıya geldik bir zindanda zincirli iki mahkum gibi. ''Senin adın ne peki?'' diyorum ona sonra. Yardım etmek için önce adını bilmem gerek. Yoksa isimsizlerden olduğunu düşünmeye başlayacağım.
- CyrilYönetici, Melez
- Mesaj Sayısı : 160
Kayıt Tarihi : 11/04/12
Geri: Aidan
Çarş. Nis. 25, 2012 5:42 pm
Rütbe verildi.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz