- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Améthyste de Nacria
Paz Nis. 08, 2012 9:57 am
İstenilen bina; Slytherin
Kısaca karakteristik özellikler; Fransız bir ailenin tek kızı. Safkan bir kız ve Potter döneminde ailesi karanlın tarafta yer almıştır. Daha sonraları imperius altında olduklarını kanıtlayarak annesi serbest kalmıştır, ama babası Karanlık Lord'un sadık hizmetkarlarından olduğu için Azkaban'a gönderilmiştir. Babasını çok net hatırlayamamaktadır, bu yüzden varlığını reddetmiştir, belki de böylesi daha kolay gelmiştir. Zeki bir kızdır ve notları oldukça yüksektir. Zorlandığı derslerde Profesörleri sıkıştırmaktan çekinmez ve mutlaka dersi öğrenir. Sessiz bir yapısı vardır gözleri avını kollayan bir yılan gibi etrafı daima süzer. Hoş bir gen. kızdır ve hemen dikkat çeker. Sevimli olmasının yanı sıra korkulan bir yapısıda vardır. Herkes çok hırslı olduğunu bilir ve öfkesi tuttuğunda yanına kimse yaklaşamaz. Genelde öfkesini kendi içinde yaşamayı seçer ama çok umursamadığı biri onu kızdırırsa cevap vermekten hiç çekinmez. Belkide bu yüzden kimse onu kızdırmaya cesaret edemez. Çünkü değer verdiği kişilerin kimler olduğunu kimse çıkaramaz. Duygularını çok belli eden bir tip değildir kısacası.
İstenilen dönem; V. Sınıf
Örnek RP;
Londra havasında değişim rüzgarları eserken genç bir bayan ellerini paltosunun ceplerine sokmuş, sokağın ortasında kıpırdamadan duruyordu. Mavi gözleri bir şeyleri bekliyor gibi etrafı tarıyordu. Mugglelarla dolu kalabalık onun iki yanından geçip giderken kimse ona bakmıyordu. Sanki görünmez gibiydi ama kısa süre sonra ona doğru gelen bir adam gözlerini maviliklerle buluşturdu. Dudaklarının kıvrımıyla onu karşılayan genç kadın hiçbir şey söylemeden adamı boynundan yakaladı. Ensesine koyduğu elini genç adamın saçlarını kavradı. Sonunda dudaklarının kıvrımları adamın sıcaklığıyla birleşmişti. Mavi gözler kapandığında kimse olanları görmedi ama genç adamın dilinin arasından ufak bir madalyon başı kadının kıvrımlı dudaklarını geçerek ağzında kayboldu. Mavi gözler yeniden açıldı ve son defa kadın bedenini adama bastırdı. Adam sırıtarak geri çekildiğinde genç kadında ellerini çekti ve gerisin geri paltosunun cebine soktu. Gözleri birkaç saniye karşısındaki yakışıklıyı süzdü ama hiçbir şey demeden hareketlenerek oradan uzaklaştı.
" Getirdin mi? "
" Elbette Mark. Bana borçlusun. "
" Çaktırmadan nasıl aldığını sormayacağım Amy. Nasılsa söylemezsin. "
Amy gülümseyerek sevgilisinin yanında oturdu. Adamın siyah saçlarını geriye doğru eliyle tararken hiçbir şey söylemedi ama biliyordu ki Mark'ın bunları bilmemesi daha iyiydi. Ajanlığı süresinde genç kadının yapmadığı şey kalmamıştı. Bundan zevk almıyordu ama yapmak zorundaydı. Başka türlüsünü düşünemiyordu. Şimdiyse gerçekten yanında olmaktan zevk aldığı adamla birlikteydi. Adamın yeşil gözleri çıkık elmacık kemiklerinin üzerinde parlıyorlardı. Kıvrımlı dudakları tatlı bir pembeliğe sahipti. Solgun beyaz teninde tek bir pürüz yoktu ve bu Amy'i deli ediyordu. Genç kadın güzeldi ama kendini bildi bileli cildinde çok pürüzler vardı. Onları bir yaşından sonra sihirle gün boyunca yok etmeyi başarmıştı ama bunu yapmakta sıkıcıydı doğrusu. Özellikle başı kalabalık olduğu günlerde bununla uğraşmak onu deli ediyordu. Sevgilisiyse özenilerek yaratılmış bir varlıktı ve Amy ona sahip olduğuna inanamıyordu. Genç adam madalyonu yerine bırakırken yanındaki kadının düşünceli olduğunu hissetmiş gibi döndü. Gözlerini maviliklerle buluşturduğunda ormanla denizin çarpışması gibi bir his doldurdu etrafı. Sonunda adam dayanamayarak genç kadına doğru eğildi. Kadının çenesini tutarak kendine çektiğinde Amy'de itiraz etmedi. Bir süre öpücükler yüzeysel kalsa da sonunda hızlanmaya başlamışlardı. Adam Amy'i belinden tutarak kendine çektiğinde genç kadında hiç itiraf etmeden adamın üzerine doğru kıvrımlandı.
" Hey iş yerindeyiz! "
İki genç içeri giren arkadaşlarıyla bir anda geri çekildiler. Gülerek çocuğa bakıyorlardı. Amy utandığı için hafifçe kızarmıştı ama Mark şapşal gülümsemesini hemen silerek işine dönmüştü. Karşılarındaki adam uzun sarı saçlara sahipti. Amy bazen arkadaşının saçlarını kıskanırdı. Aynı renkteydiler ama genç adamın saçları daima daha uzun olmuştu. Öyle iyi bir bakıma sahipti ki Amy arada onları uyurken kesmeyi bile düşünüyordu. Gerçekten kızkançtı ve bunu saklamayı hiç düşünmemişti. Adamın beyaz teni de tıpkı Mark gibi pürüzsüzdü. Gözleri büyük ve kahverengiydi. İçlerinde renkli gözlü olmayan bir o vardı zaten. Bazen Amy kendini böyle avuturdu ama bunun yersiz olduğunun o da farkındaydı. Bu yüzden kafasındaki düşünceleri her zamanki gibi işle keserek konuşmaya başladı.
" Madalyonu getirdim. "
" Görüyorum prenses. Sanırım Mark seni bu yüzden ödüllendiriyor. "
" Saçmalama Arthur, onu öpmem için böyle tehlikeli şeyler yapması gerekmiyorum. "
" Ah emin ol biliyorum, dudaklarınızı ayrı tutmak imkansızlaşıyor. "
Kısaca karakteristik özellikler; Fransız bir ailenin tek kızı. Safkan bir kız ve Potter döneminde ailesi karanlın tarafta yer almıştır. Daha sonraları imperius altında olduklarını kanıtlayarak annesi serbest kalmıştır, ama babası Karanlık Lord'un sadık hizmetkarlarından olduğu için Azkaban'a gönderilmiştir. Babasını çok net hatırlayamamaktadır, bu yüzden varlığını reddetmiştir, belki de böylesi daha kolay gelmiştir. Zeki bir kızdır ve notları oldukça yüksektir. Zorlandığı derslerde Profesörleri sıkıştırmaktan çekinmez ve mutlaka dersi öğrenir. Sessiz bir yapısı vardır gözleri avını kollayan bir yılan gibi etrafı daima süzer. Hoş bir gen. kızdır ve hemen dikkat çeker. Sevimli olmasının yanı sıra korkulan bir yapısıda vardır. Herkes çok hırslı olduğunu bilir ve öfkesi tuttuğunda yanına kimse yaklaşamaz. Genelde öfkesini kendi içinde yaşamayı seçer ama çok umursamadığı biri onu kızdırırsa cevap vermekten hiç çekinmez. Belkide bu yüzden kimse onu kızdırmaya cesaret edemez. Çünkü değer verdiği kişilerin kimler olduğunu kimse çıkaramaz. Duygularını çok belli eden bir tip değildir kısacası.
İstenilen dönem; V. Sınıf
Örnek RP;
Londra havasında değişim rüzgarları eserken genç bir bayan ellerini paltosunun ceplerine sokmuş, sokağın ortasında kıpırdamadan duruyordu. Mavi gözleri bir şeyleri bekliyor gibi etrafı tarıyordu. Mugglelarla dolu kalabalık onun iki yanından geçip giderken kimse ona bakmıyordu. Sanki görünmez gibiydi ama kısa süre sonra ona doğru gelen bir adam gözlerini maviliklerle buluşturdu. Dudaklarının kıvrımıyla onu karşılayan genç kadın hiçbir şey söylemeden adamı boynundan yakaladı. Ensesine koyduğu elini genç adamın saçlarını kavradı. Sonunda dudaklarının kıvrımları adamın sıcaklığıyla birleşmişti. Mavi gözler kapandığında kimse olanları görmedi ama genç adamın dilinin arasından ufak bir madalyon başı kadının kıvrımlı dudaklarını geçerek ağzında kayboldu. Mavi gözler yeniden açıldı ve son defa kadın bedenini adama bastırdı. Adam sırıtarak geri çekildiğinde genç kadında ellerini çekti ve gerisin geri paltosunun cebine soktu. Gözleri birkaç saniye karşısındaki yakışıklıyı süzdü ama hiçbir şey demeden hareketlenerek oradan uzaklaştı.
" Getirdin mi? "
" Elbette Mark. Bana borçlusun. "
" Çaktırmadan nasıl aldığını sormayacağım Amy. Nasılsa söylemezsin. "
Amy gülümseyerek sevgilisinin yanında oturdu. Adamın siyah saçlarını geriye doğru eliyle tararken hiçbir şey söylemedi ama biliyordu ki Mark'ın bunları bilmemesi daha iyiydi. Ajanlığı süresinde genç kadının yapmadığı şey kalmamıştı. Bundan zevk almıyordu ama yapmak zorundaydı. Başka türlüsünü düşünemiyordu. Şimdiyse gerçekten yanında olmaktan zevk aldığı adamla birlikteydi. Adamın yeşil gözleri çıkık elmacık kemiklerinin üzerinde parlıyorlardı. Kıvrımlı dudakları tatlı bir pembeliğe sahipti. Solgun beyaz teninde tek bir pürüz yoktu ve bu Amy'i deli ediyordu. Genç kadın güzeldi ama kendini bildi bileli cildinde çok pürüzler vardı. Onları bir yaşından sonra sihirle gün boyunca yok etmeyi başarmıştı ama bunu yapmakta sıkıcıydı doğrusu. Özellikle başı kalabalık olduğu günlerde bununla uğraşmak onu deli ediyordu. Sevgilisiyse özenilerek yaratılmış bir varlıktı ve Amy ona sahip olduğuna inanamıyordu. Genç adam madalyonu yerine bırakırken yanındaki kadının düşünceli olduğunu hissetmiş gibi döndü. Gözlerini maviliklerle buluşturduğunda ormanla denizin çarpışması gibi bir his doldurdu etrafı. Sonunda adam dayanamayarak genç kadına doğru eğildi. Kadının çenesini tutarak kendine çektiğinde Amy'de itiraz etmedi. Bir süre öpücükler yüzeysel kalsa da sonunda hızlanmaya başlamışlardı. Adam Amy'i belinden tutarak kendine çektiğinde genç kadında hiç itiraf etmeden adamın üzerine doğru kıvrımlandı.
" Hey iş yerindeyiz! "
İki genç içeri giren arkadaşlarıyla bir anda geri çekildiler. Gülerek çocuğa bakıyorlardı. Amy utandığı için hafifçe kızarmıştı ama Mark şapşal gülümsemesini hemen silerek işine dönmüştü. Karşılarındaki adam uzun sarı saçlara sahipti. Amy bazen arkadaşının saçlarını kıskanırdı. Aynı renkteydiler ama genç adamın saçları daima daha uzun olmuştu. Öyle iyi bir bakıma sahipti ki Amy arada onları uyurken kesmeyi bile düşünüyordu. Gerçekten kızkançtı ve bunu saklamayı hiç düşünmemişti. Adamın beyaz teni de tıpkı Mark gibi pürüzsüzdü. Gözleri büyük ve kahverengiydi. İçlerinde renkli gözlü olmayan bir o vardı zaten. Bazen Amy kendini böyle avuturdu ama bunun yersiz olduğunun o da farkındaydı. Bu yüzden kafasındaki düşünceleri her zamanki gibi işle keserek konuşmaya başladı.
" Madalyonu getirdim. "
" Görüyorum prenses. Sanırım Mark seni bu yüzden ödüllendiriyor. "
" Saçmalama Arthur, onu öpmem için böyle tehlikeli şeyler yapması gerekmiyorum. "
" Ah emin ol biliyorum, dudaklarınızı ayrı tutmak imkansızlaşıyor. "
- Irene ClevelandYönetici, Hufflepuff III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt Tarihi : 14/04/11
Geri: Améthyste de Nacria
Paz Nis. 08, 2012 10:20 am
Rütbe verilmiştir.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz