leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Viviana Altieri
Viviana Altieri
St. Mungo Şifacısı
St. Mungo Şifacısı
Mesaj Sayısı : 84
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Ptsi Haz. 04, 2012 9:31 pm
Orenthia Cadılık ve Büyücülük Okulu'nun düzenlediği, Sonbahar Şenlikleri'nin ilk etkinliğine hoş geldiniz! Ne yazık ki Harikalar Diyarı'nda işler pek de harika gitmiyor. Kötü Kraliçe tüm diyara sahip olmanın peşinde. Bunun için Pamuk Prenses başta olmak üzere, direnen tüm prensesleri yok etmeli. Ve ona yardım edenleri de... Üvey kızının topladığı yandaş sayısı epey fazla; farklı masal diyarlarından kahramanlar akın akın Pamuk'un tarafına katılmakta. Tüm bu "masumlar"a ev sahipliği yapan ise Alice. Kötü Kraliçe, Kupa Kraliçesi'ni kendi tarafına çekmeli, yoksa işi çok zor olacak. Peki kahramanlarımız ne durumda?

- Kötü Kraliçe, üstün büyü gücüyle masallarda bazı değişikliklere sebep olmuş. Rapunzel, Ariel, Külkedisi ve Aurora'nın prensleri Kraliçe tarafından büyütülerek sonsuz bir uykuya hapsedildiler.
- Prenses Yasemin'in Alaaddin'i yanında ve Lamba da Alaaddin'in yanında. Hâlâ üç dilek hakları var fakat Cin'in hiçbir büyüsünün bu savaşın gidişatını etkileyemeyeceği aşikar; Kraliçe çok güçlü.
- Kırmızı Başlıklı Kız'ın dolunayda kurda dönüştüğünden Kraliçe habersiz, yani bu İyiler için bir avantaj sayılabilir.
- Alice artık küçük, sevimli bir kız değil. Çok sevdiği arkadaşı tavşanın Kraliçe tarafından acımasızca öldürülüşünün ardından bu savaşı bitirip ülkeyi huzura kavuşturacağına ant içti.
- Prenses Belle ve Çirkin, Kraliçe ikisinden birine ulaşamadan Çirkin'in lanetini kırarak İyiler cephesinde savaşmaya başladılar. Gerçek aşkı tercih etmesi, Çirkin'in önceden sahip olduğu tüm büyü gücünü yok etti fakat hiçbiri bunu umursamıyor.
- Kötü Kraliçe tarafından bozulan masallardan biri de Peter Pan'ın masalı. Güçlü bir peri olan Tinkerbell'i ele geçirmeye çalışırken kahramanlığa soyunan Peter'i yakalayıp bir kar küresinin içine hapsetti. Kar küresini şatosunda saklıyor. Tinkerbell ise küçücük bedenine sığdırabildiği tüm nefretle, Kraliçe'ye karşı savaşmak için İyiler'e katıldı.
- Tamamen tesadüfi bir şekilde Harikalar Diyarı'na gelen Jane, birden bire kendini amansız bir savaşın içinde buluverdi. Zavallıcığın ne büyü gücü, ne de savaş kabiliyeti vardı. Tarzan'ın İyiler tarafından katledildiğini söyleyen Kraliçe'ye hemen inanarak Kötülük adına savaşmaya başladı. Henüz hiçbir gücü olmamasına rağmen Kötü Kraliçe'nin neler başarabileceğini kim bilebilir?
- Kupa Kraliçesi ise, büyük bir inatla tarafsızlığını sürdürüyor. İskambil kağıtları ve gül bahçesiyle oldukça mutlu. Fakat er ya da geç tarafını belli etmek zorunda kalacak. Acaba kimden yana olacak?
- Lamba Cini'nin gerçek aşkının Kötü Kraliçe olduğunu kim tahmin edebilirdi ki? Acaba Alaaddin'e sadık kalıp İyilerle mi savaşacak, yoksa aşkına yenilip Kötüler'e mi katılacak?
- Çizmeli Kedi ve Çılgın Şapkacı da tarafsızlığı koruyanlardan. Çılgın Şapkacı'ya hizmet etmeye başlayan Çizmeli Kedi, Alice'in gülen kedisinin yerini elbet dolduramaz, fakat Şapkacı'yla beraber yapacakları anlaşmalarla her iki tarafı da minimum hasarla savaştan çıkarabilir. Bu ikisi, zekanın da güç kadar önemli olduğunun en güzel örneği.
- Gelelim Pamuk Prenses'e... Cüce arkadaşları Kraliçe'nin şatosunda esir durumdalar. Prens'in ve Pamuk'un elinden gelen hiçbir şey yok. Fakat gittikçe büyüyen ordularıyla bir umutları olabilir.

Fakat Orenthia bunların hepsinden habersiz. Okul müdürü tamamen eğlenceli olmasını umarak yirmi iki öğrencisini Harikalar Diyarı'na gönderdikten sonra öğrencilerle iletişim kuramayacağından, Kraliçe'nin girişleri kilitleyip içeri giriş-çıkışı imkansız kılacağından da habersiz. Öğrencileri büyük bir macera bekliyor.

NOT: KURGUDA ÖLÜM RİSKİ VARDIR! Kurguya katılmaktan vazgeçen öğrenci karakterler, lütfen kurgu başvuru başlığında belirtsinler.

    KAÇIRILAN ÖĞRENCİLER:
    - Seoirse Rowan
    - Kenneth Warren
    - Anette Warren
    - Luanna Guadalupe
    - Eslina Peverell
    - Felicia Rossi
    - Prurient V. De'Phell
    - Scorpius Malfoy
    - Joséphine Fleur Lefepre


En son Viviana Altieri tarafından Çarş. Haz. 06, 2012 5:39 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Viviana Altieri
Viviana Altieri
St. Mungo Şifacısı
St. Mungo Şifacısı
Mesaj Sayısı : 84
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Ptsi Haz. 04, 2012 9:32 pm
Öğrenciler sıraya giriyor. Her biri üzerinde "Beni ye" yazan bir parça kekten küçük ısırıklar alıyor ve minyatür boyutlara dönüşüyor. Yirmi iki öğrenci, sırayla tavşan deliğinden kendini salıyor ve düşüşleri başlıyor... Kötü Kraliçe, Diyar'daki büyü gücünün arttığını hissediyor ve kısa sürede durumu çözüyor. Öğrencileri kaçırmaları için büyülenmiş muhafızlarını deliğe yolluyor. Fakat muhafızlar öğrencilerin yalnızca yarısını kaçırabiliyor. Bu sırada öğrencilerin ellerinden hiçbir şey gelmiyor. Yalnızca bir saniyeliğine kollarından tutulduklarını hissediyorlar. Daha sonra kendilerini Kötü Kraliçe'nin şatosunda buluyorlar.

Geri kalan on bir öğrenci ise varmaları gereken yere sağ salim varıyorlar. Her biri hala kısacıklar. Arkadaşlarının yarısının olmamasına bir anlam veremiyorlar fakat bu konuda endişelenmiyorlar bile, bir savaş olduğu, arkadaşlarının kaçırılmış olabileceği akıllarına dahi gelmiyor. Onları Alice karşılıyor ve durumu anlatmadan İyiler'in sarayına götürüyor. Orada her şey açıklanacak.

Betimlemeler::
Tavşan deliği
önce düz bir tünel gibi uzanıyor, sonra birden aşağıya doğru eğim alıyor: bu eğim o kadar keskin ki, öğrenciler durmayı düşünecek zaman bulamadan kendilerini oldukça derin görünen bir kuyuya düşerken buluyorlar. Ya kuyu çok derin ya da öğrenciler çok yavaş düşüyor çünkü etrafındakilere bakıp başlarına daha neler geleceğini düşünecek kadar zamanları oluyor fakat aşağıda bir şey görünmüyor. Kuyunun duvarlarına bakınca duvarların dolaplarla ve kitap raflarıyla kaplı olduğu fark ediliyor. Fakat on bir öğrenci, kuyunun geri kalanını görmeye fırsat bulamadan kaçırılıyor.
Kraliçe'nin Şatosu ise kasvetli ve soğuk. Her tarafta aynalar var. On bir öğrenci, ne olduğunu anlamamış bir şekilde Kötü Kraliçe'ye bakıyor. Korku, odada buram buram hissediliyor. Öğrencilerin hepsi görünmez iplerle sıkıca bağlanmış vaziyetteler.

Betimlemelere eklemeler yapabilirsiniz. İlk rplerinizde sadece delikten aşağı atlayışınızı, düşüşünüzü, kaçırılışınızı ve kendinizi Şato'da buluşunuzu yazacaksınız. İyi eğlenceler!

Not: Masal Kahramanları bu bölümde aktif olmayacaklardır.
Felicia Rossi
Felicia Rossi
Gryffindor IV. Sınıf
Gryffindor IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 35
Kayıt Tarihi : 19/04/12
Nerden : Italya
Lakap : Feli

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Çarş. Haz. 06, 2012 6:34 pm
    Şenlikler başlamış, tüm öğrenciler büyük bir heyecanla günler öncesinden katılacakları etkinliğe hazırlanmanın telaşı içindeydi.İşte büyük gün gelip çatmıştı bile.Hazırlıklar sona ermiş her bir öğrenci kendini masal kahramanına dönüştürecek etkinlik için sıraya girmeye başlamıştı.Felicia alana gelen ve sıraya giren ilk öğrenci olmasına rağmen kısa bir sürede etkinliğe katılacak herkes sıraya girmişti bile.Fısıltılar kimi zaman kahkahalara kimi zaman ise eğlenceli şarkılara dönüşüyordu.Heyecan herkesin ortak duygusuydu.Onları masal diyarına gönderecek olan profesör ise kısa zamanda gelip öğrencilerin yapması gerekenleri kısaca anlattıktan sonra masanın üzerinde duran lezzetli kekleri gösterdi.Felicia her birinin üzerinde Beni ye yazan keklere bakarken ne kadar lezzetli olduğunu düşündü ve hemen uzanıp içlerinden bir tanesini alıp mideye indirdi.Gerçekten şimdiye kadar yediği en lezzetli keklerden biri olduğunu söyleyebilirdi.Tadı daha damağında kalmışken Felicia vücudunda meydana gelen değişime şaşırmaya fırsat kalmadan ufalıverdi.Küçücük boyuyla ona bakan arkadaşlarını görebilmek için başını kaldırması gerekiyordu ki keki yiyen tüm öğrenciler birden onun boyuna kadar inmişti.Kısa süreli şaşkınlık yerini kahkahalara bıraktı.Sıradaki tüm öğrenciler birbirlerine bakarak gülüyordu.Artık tavşan deliğine sığabilecek boyutlara geldiklerine göre her birisinin o delikten geçme zamanı da gelmiş demekti.
    Felicia tavşan deliğinin girişine oturunca yazın ailesiyle gittiği tatilleri ve o tatillerdeki su kaydıraklarını hatırladı.Hiçbir farkı yok gibi görünüyordu.Sonunun suyla bitip bitmediğini bilmemesinden başka ki sonunda onu neyin karşılayacağını çok merak ediyordu.Her zaman masallarda okuduğu Alice kanlı canlı karşısında olacaktı.
    Felicia tüm bu düşünceler eşliğinde kendini delikten aşağı doğru bıraktı.Korkulacak birşey yok gibi görünüyordu başta fakat tünel eğim almaya başladıkça Felicia'nın içini bir korku kaplamıştı.Hızlandıkça kendini aşağıda neyin beklediğine dair endişeleri de artıyordu.Keskinlik giderek artarken Felicia artık bu yolculuğun son bulmasını ister gibiydi.İsteği gerçekleşmiş gibiydi.Üzerinde kaydığı tüneli hissetmiyordu artık.Düşüyordu.Felicia panikle etrafına bakındı.Görebildiği tek şey raflar, kitaplar ve haritalardı.Zaman yavaşlamış gibiydi sanki.Ağır çekimde düşerken korku ve endişe minyatür bedeninin tamamını kaplamıştı artık.Felicia bu düşüşün artık sona ermesini isterken birileri onun iç sesini duymuş gibi kollarından tutup onu bu derin kuyudan çekip almıştı.Felicia ani mekan değişimine bir anlam vermeye çalışırken üşüdüğünü hissetti.Yanında kendisinden başka 10 öğrenci daha vardı ve herkes neler olduğunu anlamaya çalışırken karşılarında duran kadına baktılar.Felicia onun masallardaki kötü kraliçe olduğunu hemen anlamıştı ama bu işte bir terslik vardı.Onları karşılayanın kraliçe değil Alice olması gerekiyordu.Felicia etrafına bakınmak isterken bedenini hareket ettiremediğini farketti.Biri onları görünmez iplerle bağlamıştı sanki.Evet her biri bağlıydı ve hareket edemiyorlardı.Harikalar Diyarı Kabuslar Diyarına dönüşecek gibi bir his kaplamıştı Felicia'nın içini..
Eslina Peverell
Eslina Peverell
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 277
Kayıt Tarihi : 22/05/12

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Perş. Haz. 07, 2012 11:48 am
Orenthia’da şenlik kavramı oldukça eğlenceli geliyordu Eslina’ya. Özellikle sonbahar gibi kasvetli bir mevsimde oldukça keyif verici bir değişiklikti bu. Hem Larissa’dan, derslerden ve canını sıkan pek çok şeyden uzaklaşmasını sağlayacak bir neden sunulmuştu önüne. Kalabalıkta vakit geçirirken Larissa’yı görmek zorunda kalmıyordu. En azından derslerde ya da ortak salonda olduğu kadar çok görmek zorunda kalmıyordu. Okula geldikleri ilk günden beri hoşlanmıyordu ondan. Aslında, itiraf etmek gerekirse Larissa’nın varlığından haberdar olduğu ilk andan beri kardeşine karşı ciddi bir öfke vardı içinde. Babasının olmayışını ona bağlıyordu çünkü. Kaybettiği ya da isteyip de sahip olamadığı her şeyi elde etmeyi başarmış olan kız kardeşini kıskanıyordu, her ne kadar kabul etmese de. En başından bir sıfır geriden başlamıştı Eslina hayata ve bunu sineye çekmek okula gelip kızla tanışmadan önce daha kolaydı. Kardeşinin burnu havada tavırlarından, çıtkırıldım hallerinden, aralarında sürüp giden soğuk savaştan nefret etmişti ama ne yazık ki tahammül etmek zorundaydı ona ve şenlikler olanları unutmasına yardımcı oluyordu.

Şimdi, panoya asılmış bir davetiyeyi okurken aklında zerrece endişe yoktu. Uzun bir girişle başlayan duyuru baş döndürecek kadar keyifli bir etkinlikle ilgiliydi. Çocukken defalarca dinlediği ve okuduğu masal kahramanlarıyla tanışma imkanını sunmaktan söz ediyordu büyükçe bir poster. Bunun büyücü çocukları için anlamını bilmiyordu –onlar genelde Muggle masallarından haberdar olmazdı çünkü- ama Eslina için baş döndürücü bir teklifti. Bu dünyanın gerçek olabileceğine hiç ihtimal vermemişti küçükken. Gerçi büyü dünyasına girdi gireli imkansız kavramı oldukça değişmişti ama yine de, bu tip bilgiler şaşırtıyordu onu. Gidilecek yerin bir sanrı mı, yoksa gerçekten masal dünyası mı olacağını düşünerek broşürün altında belirtilen yeri okudu ve daha şimdiden sıraya giren öğrencilerin olduğu yere seğirtti. Beklerken keyifle gülüşen öğrencileri izliyor, bir taraftan da yolculuğa kimlerin geleceğini anlamak için parmak uçlarına basarak etrafını gözetliyordu. Edgard’ı hiç görmemişti bugün. Nerede olduğunu merak etmiyordu aslında, var olduğu yerden hoşlanmayacağından emindi çünkü. O çocuğa karşı anlamadığı şeyler hissediyordu ve bu duygudan hoşlanıp hoşlanmadığından çok da emin değildi. Yine de okulda kendisini sevdiğini hissettiği birkaç kişiden birisiydi Edgard ve sunduğu sevgi sahte bile olsa sevildiğini hissetmek Eslina’yı mutlu ediyordu. Çocuğu görebilme umuduyla etrafa bakarken uzaktan kalabalık ve kikirdek bir arkadaş grubuyla yanına doğru gelen Larissa’yı görünce yüzü asıldı. Aman ne güzel! Kız yanına gelip gülmeye devam ederken gözlerini devirdi bıkkınlıkla. Bazen bu kızın ne olup da Forestier’e seçildiğini merak ediyordu. Bu çıtkırıldımlıkla… “Pamuk şeker standı öbür köşede sevgili kardeşim. Burası sana göre bir yer değil. Masal dünyasında eline kıymık atabilir, ne yaparız sonra!” Alayla konuşurken dudakları gözlerine yansımayan bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. İş tartışmaya dönerdi belki, ancak masanın başından yapılan çağrıyla ilgisi dağılmıştı Eslina’nın ve merakla masaya yanaştı. Masanın üzerindeki kek oldukça çekici görünüyor ve boyutundan beklenmeyecek yoğunlukta bir koku veriyordu etrafına. Bu, Eslina’nın daha önce duymadığı kadar tatlı bir kokuydu ve daha az önce çatlayacak kadar yemiş olmasına rağmen acıktığını hissetmişti. Tereddütle ne yapacağına karar vermeye çalışırken önündeki bir kız kekten aldığı ısırıkla bir anda küçüldüğünde herkesle beraber kocaman bir kahkaha patlattı. Az önce kendi boyunda olan kız, şimdi bir oyuncaktan farksız görünüyordu. Arkadaşları birer birer küçülüp ilk dönüşen kızın yanında yerini alırken Eslina sıranın kendisine geldiğini fark edip kekten küçük bir lokma ısırdı ve ısırmasıyla bedeninin çekildiğini hissetmesi bir oldu. Parmakları ve kolları içine çekiliyor gibiydi. Tuhaf bir duyguydu bu. Acı vermiyordu, ancak mutlu da hissettirmiyordu. Yaşamaktan hoşlanacağı bir his değildi. Neyse ki başladığı hızla bitmiş, küçülen arkadaşlarının yanında yerini almıştı o da. Sıradaki diğer çocuklara başını kaldırıp bakarken bu yeni duruma alışmaya çalışıyordu. Bir zamanlar sahip olduğu küçük farenin dünyayı bu gözle gördüğünü yaşayarak öğrenmek komik geliyordu ona.

Yapılan uyarıları dinledikten sonra yeniden sıraya girdiklerinde –Eslina biraz daha geride olmaya özen göstermişti- kalbinin deli gibi attığını duyumsuyordu. Neyle karşılaşacağını bilmemek ürkütücüydü. Üstelik tavşan deliğine giren herkesin gittikçe uzaklaşan çığlıklarını duymak da pek keyif verici bir deneyim değildi. Gittiği yerin ‘sonsuza dek mutlu’ bir yer olduğunu bilmesine rağmen şimdi kıyısında durduğu karanlık deliğe, boşluğa atlamak son derece mantıksız geliyordu. Yine de korktuğunu Larissa’ya ya da başka birisine belli etmeye hiç niyeti yoktu. Korkusuna galip gelen gururunu dinleyerek kendisini boşluğa bıraktığında gözlerini kapamıştı. Tüm organlarının ağzından çıkmak istediğini hissedermiş gibi bir duyguyla, tam da kendisinden öncekiler gibi kahkahayla karışık çığlıklar atarak karanlığın içinde ilerlemeye devam etti. Toprak kokusu dolmuştu genizlerine, ancak gözlerini rüzgar nedeniyle açık tutamadığı için göremiyordu. Hoş, açabilse bile karanlıkta görebileceğinden çok emin değildi zaten. Bu dünyanın en uzun ve en çılgın kaydırağından kaymak gibi bir şeydi ve Eslina eğlenmeye başlamıştı. Tam bu çılgın yolculuğa alışmışken kendisini boşlukta bulunca korkuyla dolu bir çığlık attı bu defa. Fakat tuhaf bir biçimde az önceki hızından eser yoktu. Sanki hava akımına karşı düşüyormuş ya da yer çekimi daha azmış gibi yavaştı şimdi ve etrafına bakabiliyor, düşüşünü izleyebiliyordu. Midesinin yerli yerine oturduğunu hissediyordu şimdi ancak yine de bu hayal ettiği giriş değildi. Tavşan deliğinden sonra masallarda anlatılan o muhteşem çimlerin arasına düşeceğini düşünmüştü. Karanlık değil, aydınlık bir yer bekliyordu. Yine de şimdi etrafında sıralanmış yüzlerce kitap merak uyandırıcıydı. Ne anlattıklarını merak etti. Ne yazık ki üzerine düşünmeye çok vakti olmadan kollarının tutulduğunu ve çekildiğini hissetti. Fakat bu beklemediği kuvvete ne karşı koyabildi, ne de ilk anda neler olduğunu anlayabildi. Bir an sonra gözlerini açtığındaysa aradan çok zaman geçmiş gibiydi…

Karanlık, basık ve son derece huzursuzluk veren bir yerdeydi. Kesinlikle hayal ettiği yer değildi burası. O, herkesin mutlu olduğu bir dünya bekliyordu fakat bulundukları yer hiç mutluluk verecek gibi görünmüyordu. Kıpırdamaya çalışıp başarılı olamadığında büyülendiğini düşündü bir anlığına, fakat sonra vücudunun çeşitli yerlerinde hissettiği baskı bağlandığını fark etmesini sağlamıştı. Korkuyla gözleri büyürken soluk alıp verişlerinin de hızlandığını hissetti. İki yanında arkadaşlarının sıcaklığını hissediyor, fakat bu hiçbir sorusunu cevaplamıyordu tabi. Dev salonun her köşesindeki aynalarda yansımalarını görebiliyordu fakat gözlerini tam karşılarına dikilmiş duran kadından alamıyordu bir türlü. Kadın son derece öfkeli ve sert görünüyor, her birine tepeden bakıyordu ve Eslina o ifadenin ağırlığı altında ezildiğini hissetti. Bunun bir eğlence olması gerekiyordu, kabus değil ve olan her şeyin bir şaka olduğu fikrini kafasından atmasına karşılarında duran bu kadının varlığı yetmişti. Hem onu görmek istemiyor, hem de bakışlarını ondan alamıyordu ve şimdi her geçen saniye korkusu büyürken kadının hareketlerini takip ediyordu.
Seoirse Rowan
Seoirse Rowan
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 14
Kayıt Tarihi : 06/06/12

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Perş. Haz. 07, 2012 4:25 pm
Şenlikler nihayet başlamış, yapılacak olan etkinliğe ilk kendisi başvuru yapmıştı genç cadı. Nasıl olacağını ilk başta bilmese de, kütüphanede yaptığı detaylı araştırmadan sonra Alice’in Harikalar Diyarını sevmişe benziyordu. Sıraya girmiş, sıranın ona gelmesini beklerken tanıdıklarlar çene çalmayı da ihmal etmiyordu. Önündeki cadı, keki ısırdıktan sonra gözlerinin önünde minicik kalıvermişti. Aniden kahkahayı bastı. Biraz sonra, Seoirse’de üzerinde Beni Ye yazan keklerden birini almıştı ve bir ısırık alıp mideye indirmişti. Yavaş yavaş minyatür boyutuna inerken, etraftaki otlar bile gözüne acayip derecede büyük görünmüştü. Kendine şöyle bir baktı. Üzerindeki kıyafetler de olumlu olarak bol gelmemiş, kendisiyle beraber küçülmüştü. Kendini zorlamayacak kıyafetler seçmesi çok iyi olmuştu. Tayt ve üzerinde değişik şekiller olan kısa bir t-shirt. Gerçekten küçük görünüyordu. Haline kıkırdayıp, kendini delikten aşağı serbest bıraktı.

Düşüyordu, evet! Bu, hayatında bir daha yakalayamayacağı bir fırsattı. Masalı okumuştu, ne kadar hızlı aşağı doğru inseler bile, yere çakılmayacağını bildiğinden rahattı. Dudakları hafif bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Önce düz bir tünel gibi aşağı uzanan delik, hemen bir eğim almıştı aşağı doğru. Bu eğimden dolayı Seoirse, değişik değişik pozisyonlara girmişti. Aşağı doğru, ya olağandan hızlı bir şekilde gidiyorlardı ya da deliğin uzunluğundan kendilerini yavaşlamış hissediyorlardı. Gözleriyle, aşağıya doğru uzanıp giden deliğe bir bakış atıyor. Kalbi bunun sonunun olduğunu söylese de, aklı buna tamamen zıt bir görüşte. Bunun sonu yok! Etrafta yavaş yavaş belirmeye başlayan şeyleri gördükçe, rahatlamaya çalışıyor. Hala endişeli, ama bu gerginliği üzerinden atması gerek! Kitap rafları, dolaplar… Her yerdeler. Seoirse etrafı incelerken, ne olduğunu bile anlamadan üzerinde bir baskı hissetmişti. Böyle olması gerekmiyordu. O, Alice’in maceralarının geçtiği ülkeyi merak ediyordu. Yeşil çimenleri, kocaman ağaçları, yaşlı tırtılı… Aklına gelen ilk düşünceler bunlardı. Daha nerede olduğunu idrak edemeden, kendini başka bir yere çekiliyormuş gibi hissetti. Gözleri, aniden kapanmıştı. Açmak istiyordu ama ne göreceğini bilmediğinden, vücudunun fazla uyarılmasından dolayı, bunu gerçekleştiremiyordu.

Bedeninin titremesiyle, gözlerini usulca açtı cadı. Ne olduğunu anlayamamıştı. Gözleriyle etrafı taradı. Arkadaşlarının gözlerinde, korku vardı. Hareket etmeye çalıştı, bedenine yapılan baskı yüzünden kılını bile kıpırdatamadı. Etrafına bakınmaya devam etti. Her yer ayna doluydu. Aynaya iyice baktı. Sabit bir şekilde duruyorlardı ama nedense kıpırdayamıyorlardı. Bir kez daha hareket etmeye çalışınca, görünmez iplerle bağlandıklarını anladı cadı. Gözleri, korkuyla büyüdü. Biri, onları buraya hapsetmişti. Kim ne için bunu yapsındı ki? Gözlerini birkaç saniyeliğine kapatıp, nefes alışını düzene soktu. Gözlerindeki korku silinmemişti ama en azından biraz daha mantıklı düşünebilecekti. Bakışlarını tekrar önüne çevirdiğinde, onlara pis bakışlar atan kraliçeyi fark etti. Bunun kötü kraliçe olduğunu hemen anlamıştı. Duruşu ve bakışındaki sertlik, herkese küçümseyerek bakmayı Seoirse’nin hiç hoşuna gitmese de, bu bakışlardan rahatsız olarak bakışlarını arkasındaki korumalarına çevirdi. Kupa kırmızısında birkaç koruma arkasında duruyordu. 5,6,7,8,9. Hepsi numara sırasıyla yan yana dizilmişti. Gözlerini tekrar kötü kraliçeye çevirdi. Bakmak istememesine karşın, içindeki bakma dürtüsüne engel olamayıp, tekrar bakışlarını çevirdi. Bunun bir gezi olması ve yeşilliklerin içinde kendilerini kaybetmeleri gerekirken, şu anda bulunduğu ortam ona tamamen yabancı ve itici geliyordu.

Luanna Guadalupe
Luanna Guadalupe
SYB Profesörü
SYB Profesörü
Mesaj Sayısı : 79
Kayıt Tarihi : 07/09/11

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Cuma Haz. 15, 2012 12:29 am
Kuyruğa sevdiceğimle beraber giriyoruz. Tatlı meltem, uzun saçlarımın hareket etmesine sebebiyet veriyor. Elim onun elinde ilerliyoruz ve sırayla kekten ısırarak küçülüyoruz. Bu işi çocuk oyuncağı olarak değerlendirdiğim için çoğunun aksine deliğin ağzında tereddüt etmeden kendimi bırakıyorum. Klaus önümden gitti. Düşüşü tamamlayıp bir an önce ona kavuşmayı dilerken aniden kendimi farklı bir yerde buluyorum bazı tanıdık yüzlerle beraber. Hareket etmemi engelleyen iplere fazlasıyla sinirlenerek olduğum yerde homurdanıyorum Bizi bu işe bulaştıran Clementine'e küfürler ederek ne bok olduğunu bilmediğim bu yerde zavallı bir şekilde durmaya devam ediyorum. Karşımızda dikile kraliçe kılıklı kadına da bir tane patlatacağım ama şimdi!
avatar
Misafir
Misafir

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Cuma Haz. 15, 2012 12:30 am
Sonbahar Şenlikleri'nin ilk gününe göre oldukça rağbet gören etkinliğe katılmak için sırada bekliyorlardı Warren ikizleri. Genç kızın saçları hafifçe esen rüzgarda dalgalanıyordu; erkek olan ise dik ve asil duruşuyla ikizinin hemen arkasında sıradaydı. Sıradan Muggle kıyafetleri içindeki Anette, arkasına dönerek söylendi. "Ayakta durmaktan gerçekten sıkıldım." Adı Kenneth olan genç çocuk, gözlerini açıp kapatarak anladığını belirtti. Düşüncelerini kelimelere dökmek ona çok yorucu geliyor olmalıydı çünkü pek fazla konuştuğunu gören olmamıştı bugüne kadar. Fakat Anette, hayatının tümünü geçirdiği erkek kardeşini çok iyi tanıdığı için onun kaba olarak tasvir edilebilecek bu davranışına hiç alınmadı. Önüne dönüp sıranın onlara gelmesini beklemeye devam etti.

İsimlerini yazdırdıktan sonra başka bir kuyruğa yönlendirilmiş olmaları, sinir katsayısı oldukça düşük olan Anette için hiç de iyi olmamıştı. Burnundan ateş püskürterek nefes alıyordu artık. Troll kokusundan bile beklemekten nefret ettiği kadar nefret etmiyordu! Neyse ki bu kuyruk, diğerinden çok daha hızlı ilerliyordu, sıra çabucak onlara gelmişti. Ne idüğü belirsiz, herkesin ısırdığı iğrenç kekten minnacık bir parça koparıp iğrenerek onu yuttuktan sonra hissettiklerini açıklamak için dünyada yeterli kelime olduğunu sanmıyorum. Fakat küçülmesi bittikten sonra kendini, bilinçsizce yıkanan kazağının makineden çıktıktan sonraki hali gibi hissetti; çekmiş gibi! Arkasında dönüp hâlâ devasa boyutlarda olan Kenneth'a şöyle bir baktı ve kendini delikten aşağı bıraktı.

Daha ne olduğunu anlayamadan sona ermişti düşüşü. Karanlık bir şatoda, aynaların ele geçirdiği bir odada, görünmez iplerle bağlanmış vaziyetteydi. Hemen yanında Kenneth vardı, ne olduğunu anlamış olduğu çehresini saran endişeli ifade yüzünden Anette de korkmaya başladı. Hemen önünde duran kadının kim olduğunu anlamıştı ve hepsine zorla zehirli elma yedirmeyeceğini umuyordu.
Kenneth Warren
Kenneth Warren
Yönetici, Leondier III. Sınıf
Yönetici, Leondier III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 28
Kayıt Tarihi : 20/04/12

Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1 Empty Geri: Tavşan Deliğinin Aşağısında, Bölüm 1

Cuma Haz. 15, 2012 12:32 am
Avluya hakim olan tatlı esintinin tadını çıkartarak yürüyordu Kenneth ikizinin arkasından. İşin gerçeği, oldukça kız işi olarak gördüğü bu etkinliğe katılmayı aklının ucundan bile geçirmezdi eğer Anette hevesle bunu ona teklif etmeseydi. Fakat bu dünyada her şeyden fazla değer verdiği tek insana hayır diyemediği için şimdi bir grup heyecanlı insanın arasında sıraya giriyordu. Kuyruğun en arkasında yerini alırken kendi kendine Dimitri'nin ne zaman geleceğini sordu. Bu saçmalıkta yalnız kalmamak için onu da katılmaya ikna etmişti büyücü. Arkalarında sıraya giren birkaç öğrenci arasında yoktu. Sıkıntıyla ayağını yere sürterken arkasına dönüp yine bir şeylerden şikayet eden ikizini bir süreliğine sakinleştirmek için sakince mimik hareketleriyle belirtti derdini anladığını. Sözcüklerle arası pek iyi değildi genç adamın, bu yüzden genel tercihi sükunet oluyordu çoğu zaman. Koşarak kuyruğa dâhil olan arkadaşı Dimitri'yi görünce biraz rahatladı ve sıra ona gelinceye kadar da eski sessizliğine geri döndü.

Etkisinin ne olacağını önceki öğrencilerden görmüş olduğu kekten ısırdı kocaman bir lokma. Keki tutan görevlinin sert bakışları eşliğinde ufalmaya başladı. Bir an için panikledi, kendini oldukça savunmasız ve tehlikede hissediyordu. Birilerinin tabanına yapışmamak için o da kendinden önce ikizinin girdiği tavşan deliğinden aşağı saldı kendini. Sıkıntı içinde olduğu için etrafındaki ayrıntılara pek dikkat etmiyordu. Rahatsız edici bu düşüşün bir an önce sonlanmasıydı tek istediği. Uzayıp giden dipsiz kuyuda kayarak ilerlemeye devam etti bir süre boyunca. Ta ki kolunda hissettiği bir basıncın ardından kendini gruplarının neredeyse yarısıyla beraber tamamıyla yabancı bir yerde bulana kadar kendini. Hareket etmesini kısıtlayan bir büyünün etkisindeydiler hepsi. Ortalık oldukça korkunç görünüyordu, tıpkı bir tablodan fırlamış gibi fantastikti. Duvarları kaplayan aynalarda gördüğü yansımaları onu tedirgin ediyordu. Kendisinden çok ikizi için endişeleniyordu doğrusu. Yanında olması iyi bir şeydi tabii, fakat yavaş yavaş olayı çözmeye başladığı için burada olmamasını dilerdi Kenneth. Soğuk yüzünden dikenleşmiş tüyleri, şimdi kim olduğunu çok iyi bildiği kadının bakışları karşısında küçülüp yok oluyorlar.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz