leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kamp {Polonya - Varşova}

+21
Liljana Doritsch
Rogue Chancellor
Mischa Chancellor
Riçırd
Veronica N. Folchart
Vladimir Vyacheslav
Alicja Arnovez
Josié Cynnton
Floja Feodora
Marijuan Madlenak
Paolo Moretti
Iris Johanssen
lleana Stauss
Obelia Aedon
Emanuel Lachots
Euterpe Châtillon
Petre Piedmon
Améthyste de Nacria
Irene Cleveland
Rachelle Jeseven
Priscilla Derichs
25 posters
Aşağa gitmek
Marijuan Madlenak
Marijuan Madlenak
Slytherin IV. Sınıf
Slytherin IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 375
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Salı Nis. 10, 2012 6:58 pm
'Burada hep beraberiz, burada hep beraberiz, kaçsaydım yalnız olabilirdim, burada hep beraberiz, burada daha güvendeyim...'

Alevler gözlerinde kızıl kor yansımalarını bırakırken korkaklığını saklamasını umuyordu Marijuan. Dudakları sürekli aynı sözleri tekrarlayarak kendini rahatlatmaya çalışıyordu bir yandan da. Fakat bu sefer kendine inandırmaya çalıştığı şey daha doğru gibi geliyordu diğer zamanlar söylediği yalanlardan. Korku duymamalıydı. Daha önce çoğunu uygulamamış bile olsa hem savunma hem de saldırı büyülerini çok iyi biliyordu. Fakat şu an beynine öyle bir hücum ediyorlardı ki, arasından birini seçebilme yetisi kaybolmuş, sadece bulanık bir zihinle kalakalmıştı.
Her şey saniyeler içinde gerçekleşiyordu. Emanuel biraz önceki kız tavlama tavrından vazgeçmiş olsa da hala üstündeki bir şeylerle uğraşıyordu. Derdi neydi bu çocuğun? Peki Marijuan'ın derdi neydi şu an hala etrafı izlemekle? Kızlar bile kendisinden cesur duruyordu şu an. Belki de o an ilk gördüğü erkeğe, yani Emanuel'e o yüzden saldırıyordu bilincinde.
Biraz olsun sanki bulundukları durumu unutmuşçasına rahatlamışken Relashio büyüsünün, yanından kara cüppeli melezlere fırlamasıyla bulundukları ana döndü. Bir yandan gelen büyülerden kaçmak için eğilip bükülüyor bir yandan da diğerlerinin attığı ve savurları büyülerin arkasına gizleniyordu. 'Lanet olsun çalıştır kafanı.' Ve saliseler içinde kafasına o anda gelen büyüyü savurdu. 'Rictusempra!' 'Birinci sınıfta öğrendiğim büyü mü? Ne düşünüyorum ben!' 'Vermillious!'

Allam bu büyü bulma işi çok uyuz asdasd
Irene Cleveland
Irene Cleveland
Yönetici, Hufflepuff III. Sınıf
Yönetici, Hufflepuff III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 164
Kayıt Tarihi : 14/04/11

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Salı Nis. 10, 2012 7:05 pm
Bileklerini, boynunu, bacaklarını; kısacası açıkta kalan her yerini ince kırmızı çizgiler içerisinde bırakan sık çalılıkları aştıktan sonra ufak bir açıklığa varabilmişti Irene. Gryffindor'lu kıza ne olduğu hakkında bir fikri yoktu açıkçası, sağır edici bir gürültü daha geldiği anda tam anlamıyla tabanları yağlayıp rastgele koşmaya başlamıştı ne de olsa. Biraz korkakça belki, ama zaten aksini iddia etmiyordu. Cesaret her zaman zekice olamazdı, değil mi? Derin bir nefes alıp etrafına baktı genç cadı, devasa ağaçların kısmen kamufle ettiği bir silüet uzanıyordu neredeyse tam önünde. Adrenalinle açılmış gözleri, bu silüetin büyüklüğü karşısında biraz daha açıldı. Irene her daim sihirli yaratıklarla haşır neşir olmuş olsa bile, Polonya'nın vahşi sayılabilecek bir ormanında karşısında bir dev çıkmasını beklemiyordu. Elleri titrerken asasını şortunun cebinden dikkatlice çıkarttı, deve doğrulttu. Aklı havada görünen yaratığa görünmeden kaçışına devam edebilirdi, fakat ormanda başka öğrencilerin olduğunu da biliyordu ve onları bu şeyle tek başlarına yüzleştirecek kadar da yüreksiz sayılmazdı Mercier'lı cadı. Bir katkısı da olmalıydı elbette. Canavarın devasa gözlerine hedef almak oldukça kolaydı aslında. "Conjunctivitis!
Rachelle Jeseven
Rachelle Jeseven
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 328
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : reçel!

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Salı Nis. 10, 2012 7:16 pm
    Beyninin her zamankinden daha yavaş çalışmasını neye bağlaması gerektiğini bilmiyordu ama ani bir kararla kamptan ayrılmasının ne kadar saçma olduğu kafasına dank etmiş ve aptallığı ile onu tekrar karşı karşıya bırakmış olması seçeneklerden yalnızca biriydi. Birden arkasındaki sesle ile döndüğünde çok nadir muhabbete girdiği bir cadının da burada olduğunu görmek adeta patates kızartmalarından oluşan bir tepecik ile karşılaşmak gibiydi, paha biçilemez. Onu bu haldeyken bile güldürebilen benzetmesinin sonundaki soruyu nasıl cevaplaması gerektiğini bilmiyordu. Eğer kendisinin aksine çalışan bir beyinleri varsa büyük ihtimalle orada kalmış olurlardı. Yavaşça sessizliğe teslim olan ormanın içinde yürümeye devam ederken sadece bir göz açıp kapamalık sürede gördüğü karartının ne olduğunu anlayamadı baştan Rachelle, belki de kutsal mayonezin ete kemiğe bürünen hâli onları kurtarmaya gelmişti! Sonrasında duyduğu hırıltılarla gördüğü şeyin ne olduğuna dair kesin bir fikir sahibi olmasına hiçbir engel kalmamıştı. Kötülüklerin başı olan zalim ıspanak tanrısının gönderdiği koskoca bir dev! Asasına davranması gerektiğini biliyordu, yalnızca bu tahta parçası ile yapabileceği hiçbir şeyde becerikli olmaması asıl sorundu. Bir devi kendisinden uzaklaştırabilecek en zekice şeyi bulmaya çalıştı, güçlü bir şeyi... "Yuspar Avorus Maxima!" Ah ateş, ne zekice! Tek umudu işe yaraması idi, yoksa burada ölüp kalması işten bile değildi.
Mischa Chancellor
Mischa Chancellor
Slytherin IV. Sınıf
Slytherin IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 76
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Salı Nis. 10, 2012 7:25 pm
    Etraftaki sık ağaçların dalları arasından süzülen hafif güneş ışığı kurdukları çadırımsı şeyin tepesinden içeri süzülüyordu. Olacaklardan bihaber genç kız bir farklılık umuduyla hiç düşünmeden atılmıştı kamp için. Abisi Richard'ı da peşinden sürüklemişti elbette. Bugüne kadar hiç ayrılmamışlardı ki birbirlerinden. Beraberken yakaladıkları uyum seyredenleri dehşete düşürecek kadar fazla ve olağandışıydı. Birbirlerinin bir sonraki hamlelerini rahatlıkla tahmin edebiliyor, bir madalyonun iki yüzü gibi birbirlerini tamamlıyorlardı. O'nun yanında kendini bütün dünyadan kopuk başka bir alemdeymiş gibi hissediyordu genç cadı. Bu yüzdendir ki onun bütün bu doğa olaylarından hoşlanmadığını bilmesine rağmen peşinden buralara kadar sürüklemişti. Chancellor malikanesinde yapılan bütün eğitimlerden farklı bir şeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu. Aradığı şeyin ne olduğunu bilmeden gelmişti buralara ve bulabileceğinden de emin değildi ama etrafında gördüğü karmaşa boşuna gelmediğinin göstergesiydi.

    Barınaklar ateşler içinde kalırken etraf kızların tiz çığlıklarıyla dolmuştu. Birçok kişi panikle saçma sapan hareketler sergilerken Mischa hiç istifini bozmadan Richard'ı aramaya koyuldu. Daha önce defalarca talim olarak uyguladıkları şeylerden pek de farklı değildi yaşadıkları ama Richard'ı bulmaya ihtiyacı vardı. Başına bir şey geleceğine dair en ufak bir korkusu yoktu elbette ama yine de onun yanında olmalı, her zamanki stratejilerini beraber uygulamalıydılar. Çığlık çığlığa koşanların arasından sıyrılıp geçerken birkaç adım ötesinde gördü O'nu. O da kendisi gibi etrafta birisini arıyordu elbette. Yüzüne binbir türlü anlam taşıyan bir gülümseme yayılırken hızlı adımlarla aradaki mesafeyi kapattı. Abisini gördükten sonra etraftaki hiçbir şeyin önemi kalmamıştı artık, onun sesini duyduğundaysa yüzündeki gülümseme kocaman bir sırıtışa dönüştü. Hafifçe omzuna vurdu. "Tam da söylediğim gibi."
Rogue Chancellor
Rogue Chancellor
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 156
Kayıt Tarihi : 10/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiliz
Lakap : Ro

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Salı Nis. 10, 2012 7:38 pm

    Orman bütün ihtişamıyla üzerimde dikilirken gözlerimi kapatıp sessizliği dinliyordum. Sabahtan beri oradan oraya koşuşturduğum için çok yorulmuştum ve sarı saçlarım rüzgarla yüzümü yalarken gözlerimi kapatmak hoşumişti. Bu güzel hava beni malikanemizdeki yaz akşamlarına götürmüştü. Richard'ın emir yağdırmadığı veya eğitim olmadığı zamanlarda çimlere uzanır ve büyü kitapları okumaya başlardım. Öğrendiğim şeyleri sonradan denemek adına not edişim her defasında bir işe yarıyordu. Daima bu büyüler karşıma çıkıp paçamı kurtaran büyüler oluyordu. Aileden aldığım karanlık eğtimiyle birlikte ilgim olan tılsıma yöneldiğimde hiç düşünemeyeceğim şeyler başarabileceğimi kısa sürede çözmüştüm. Şimdiyse okulu bitirmeme bir yıl vardı ve ben tılsım konusunda deli gibi çalışıyordum. Özellikle objeleri lanetlerle tılsımlamak hep çok hoşuma gitmişti. Bir gün birini lanetleyeceksem bu kesinlikle tılsımlı bir kolyeyle olacaktı.

    Tiz bir çığlıkla birlikte gözlerimi açtığımda her yer ateş almıştı. Melezler ormanın tatlı büyüsünü bozmak için Richard'dan daha yetenekliydi. Her tarafa yayılmış alevler ve öğrencilerin kaçışması arasında gözlerim etrafı tarıyordu. Refleks olarak elime aldığım asayla ayaklandığım alt sınıflardan bir çocuğun yere düştüğünü gördüm. En okkalısından bir küfür savurarak çocuğu kolundan yakaladım. Onu savururcasına ormana doğru sürüklerken bir anda Richard'ın sesiyle olduğun yerde kaldım. Yanımdaki çocuk beni geçerek ormana dalmıştı ama ben hızla arkamı döndüğümde Richard'ın Mischa'nın yanında olduğunu gördüm. İkisi de burada kalıp savaşacak gibi görünüyordu. Bu seferki küfrüm diğerini geçerken onları rahatça koruyabileceğim bir yer seçtim, ama elbette bunu onlara hissettiremezdim. Bir Chancellor her zaman diğerini kollardı, benim farkımsa bunu asla onlara belli etmememdi. Sonuçta ben sevilmeyen ve onları sevmeyen kardeştim, böyle olmalıydı. Bu yüzden hemen yerimi alarak gözlerimi melezlere diktim. Tatlı bir sırıtışla "Gelin bakalım ucubeler." diye soludum.
Améthyste de Nacria
Améthyste de Nacria
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Salı Nis. 10, 2012 8:30 pm

    Hızla etrafımda dolaşan melezlere bakıyordum. Profesörlerle beraber bir daire çizdiğimizde her birinin bize doğru geldiğini görebiliyordum. Yanımda dizilenlerin çoğuyla aynı binadaydık. Diğerleri kaçacak kadar korkak ve aptal oldukları için onları suçlamıyordum. Sonuçta her biri gereksiz binalara verilmişlerdi. Korkuları yüzünden düşünemeyecek kadar aptallardı. Şimdiyse profesörlerle kalmış bir avuç binadaşımla bu iğrenç yaratıkların dersinirecektik. Başka birine ihtiyacımız olmadığına emindim. Dikkatimi üzerime doğru gelen bir melezedakladım. Karşımda duran adamın kahverengi gözleri üzerimde geziniyordu. Adamın avına bakar gibi bakması sinirimi bozmuştu. Suratımı büzüştürerek adama baktım. Yapılı göğsünden saldırıya hazır bir hayvan gibi iniltiler yükseliyordu. Sanki birazdan bana yapacağı işkenceleri düşünüyor gibi dudaklarını yalıyordu. Bu duruma midemi iyice kaldırdı. Adamın alev almasını ve beni düşündüğü düşlerin aleviyle yanmasını istiyordum. Bu yüzden hiç çekinmeden asamı doğrulttum. Bana doğru gelen adama sallayarak "İncendio Duo." diye soludum. İşimi şansa bırakarak ufak bir alevle yetinemezdim
Alicja Arnovez
Alicja Arnovez
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 233
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : paradise.
Lakap : ja.

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Çarş. Nis. 11, 2012 2:43 pm

Anlamsız bakışlarla süzdü etrafı, soluğu kesilir gibi oldu. Avuçlarını kavrayan bir çift elin yeterli olmadığını hissetti, karmaşadan kurtulmasına. Geniş alnında beliren damara uzandı. Zihninin, boğuk bir piyesten farksız kıldığı, yok etme girişimi için yılların dahi etkisiz kaldığı aynı perde gösterimdeydi yine. Tek derdinin oynayacak yeni bir oyun bulma çabası olduğu, toz pembe zamanları anımsadı. Gri ile tanışmadığı o yılları. Sevdiklerinin, hayatına anlam katanların hep yanında olacaklarına dair verdikleri bir avuç söz birikintisi, süzüldü ruhuna. Geçmiş sadece acı vaad ederdi, fazlasını değil. Hülya gözlerinde beliren korku parıltılarını silip atmak istedi. Beceremeyeceğini bilerek denedi. Sımsıkı kavradığı tene akıtmaya çabaladı, düşüncelerini. Tek kaygısı oydu, büyücü bunu bilirdi. Kaybedecek tek şeyi vardı, hayatında. Kaybetmek istemediği; ama eninde sonunda kaybedeceği tek dayanak... Minik bir inilti çıktı dudaklarının arasından. Biraz daha kenetledi avuçlarını birbirlerine. Kesik kesik çektiği isli hava ciğerlerini yakmaktaydı. Umursamadı. Düşünmemeye çalıştı. Önüne siper edilen bedenin kudretine inanmak istedi. Nitekim öyleydi de. İpeksi saçlarını sıyıran yeşil ışığın geldiği yöne çevirdi başını. Gülümseyerek kendisine yaklaşmakta olan gencin dudakları arasından fırlayan vahşi hırıltı, koruma iç güdülerini harekete geçirdi. Sıkıca kavradığı eli bıraktı, cüppesinde koruduğu asasına uzandı ve gence doğrulttu. Midesinin bulandığını hissedebiliyordu. Ama bu, bir çift kelimenin, kül rengi dudaklarından dökülmesine engel değildi; "Lacarnum İnflamarae!"

Liljana Doritsch
Liljana Doritsch
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 250
Kayıt Tarihi : 11/04/12
Lakap : doritos!

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Çarş. Nis. 11, 2012 4:41 pm
    Tamamen psikolojik olduğunu bildiği halde teninde gezinen onlarca böceğin olduğuna dair hissi üzerinden bir türlü atamıyordu cadı. Artık kızarmış ve biraz daha hırpalarsa yara olacağı bariz olan koluna tekrar tırnaklarını geçirerek kaşımaya başladı, bacaklarına dolanan bitkilerin sayesinde ayak bileklerine de aynı şeyi yapması gerekecek gibi görünüyordu. Saatlerdir geniş ormanda gezerek daha önce gittiği noktaları belirlemek için bazı ağaçlara işaret koymuş ayrıca bulduğu iksirlik malzemeleri de çantasına tıkıştırmıştı. Az önce yanından ayrılan Lynette biçim değiştirme büyülerinde kendisine üstünlük taslarken ona ancak dil çıkararak karşılık verebilmişti. Karnından gelen seslerin rehberliğinde yiyecek bir şeyler almak için derme çatma olsa da işe yarayacak ufak barınağın içine sığınarak eline gelen önceden yapılmış sandviçi iştahla ısırdı. Son lokmasını da minik ağzından içeri atacakken binadaşının aceleci bir tavırla ona dışarı çıkması gerektiğini söylemesi Liljana'ya asasını sıkıca kavrayarak her şeye hazırlıklı olmasını tembihlemenin bir başka yolu sayılırdı. Temkinli adımları hemen bir yandaki konaklama yerinden yükselen ateşler sonucu kontrolsüzce gerileyerek tanıdığı yüzlerden tarafa koşması ile sonuçlandı. "Ah ne harika!" Tehlikelere karşı donatılmak için geldikleri kampta işte tehlike tam karşılarında belirmişti. Bir ağacın dibine sinerek histerik şekilde hıçkırıklar koyveren alt dönemlerden bir kızı korumak amaçlı tam önüne geçerken başka bir yerde ayağı takılarak düşmüş olan tanıdık bir büyücüyü de oraya çekerek en yakın tehlikeye karşı asasını kaldırdı.
avatar
Misafir
Misafir

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Çarş. Nis. 11, 2012 6:48 pm
    Uzun saçlarını bir arada tutmak için kullandığı dal parçasını sert bir hareketle bulunduğu yerden çıkarırken kopan kızıl tellere göz ucuyla bile bakmadan tek eli ile buklelenmiş saçını havalandırıp üzerindeki yapraklardan kurtulma çalışması pek başarılı geçmese de umrunda değildi Luljeta'nın. Son yaptığı büyünün geri sekmesiyle birlikte içine düştüğü çalılardan çıkması vücudunda sandığından çok daha fazla kesik bırakmıştı ama yine de ailesinden gelen savaşçılığı aldığı her yarayı bir hatıra gibi benimseyip sevmesine de sebebiyet veriyordu. Üzerindeki yaraların sorun yaratacak kadar ağır görünmediğine tatmin olduğunda gün boyunca yaptığı gibi yürüyüşüne yalnız devam etti. Sabah kuzenlerinden birine bahşettiği günaydın kelimesi dışında zorunlu olmadıkça ağzını açmamıştı bugün, aslında her gün yaptığı da bunun aynısı değil miydi? Ağaçlardan birinden kopardığı anormal derecedeki büyük yaprağı az önce beceremediği büyüdeki başarısızlığının acısını çıkaracağı kurbanı olarak seçmesinin ardından en ufak parçalarına kadar ayırdı nefretle. Başarısızlıklar olmamalıydı. Nerede yanlış yaptığını anlamaya çalışırken geçirdiği sürede kampın kenarına kadar ulaşmıştı ama görmeyi beklediği manzara bu değildi. Saldırının ortasında kalmış insanlara yardım etmek için değil de kendi soyundan insanların da orada olduğunu bildiğinden koşarak alana daldı. Asası zaten az önceden beri hırsla dolmuş kızın ağzından çıkacak büyülere itaat etmek için parmaklarının arasında yerini bulmuştu. Chancellorların hepsinin sapasağlam olduğunu görünce bu durumu devam ettirmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlandı.

Vladimir Vyacheslav
Vladimir Vyacheslav
Yönetici, Konsey Başkanı
Yönetici, Konsey Başkanı
Mesaj Sayısı : 281
Kayıt Tarihi : 06/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Cuma Nis. 13, 2012 8:29 pm

    Önemli Not: Arkadaşlar, düello sistemini tamamen oturtamadık o yüzden yanlışlıklar, eksiklikler illa ki olacaktır. Anlayışınız için teşekkürler, en kısa zamanda ayarlamaya çalışacağız.

    Çemberde kalanlar;:

    Ormandakiler;:


    Bir önceki tur giriş yapan ve ormana kaçanlar, dev ve üç arkadaşının yanına varıp dere saldırabilirler.
    Çembere katılıp, melezlerle savaşanlar 11 NPC'den birini hedef alıp(hangisini hedeflediğini en sona yazarsanız iyi olur) saldırısını yapabilirler. Boşta kalan(varsa) & hedef aldıkları melez kendisine karşılık verecektir.
    Melez olarak giriş yapanlarsa, en yüksek HP'deki NPC'lerin yerlerini alacaklar.
    Anlamadığınız, yanlış gördüğünüz yer vb. için facebook grubundan veya pm ile ulaşabilirsiniz.


En son Vladimir Vyacheslav tarafından Cuma Nis. 13, 2012 9:05 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 7 kere değiştirildi
Veronica N. Folchart
Veronica N. Folchart
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 25
Kayıt Tarihi : 07/04/12
Yaş : 27

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Cuma Nis. 13, 2012 8:47 pm
    Çevresinde neredeyse hiç kimse kalmamıştı, aslında orman o kadar büyüktü ki birkaç metre uzağınızda biri varsa bile fark edemeyebiliyordunuz. Ormanın sınırlarına daha önce hiç kimse ulaşamamıştı, aslında herhangi birinin bildiğinden bile şüpheliydi. Sonuçta anahtar benzeri bir ulaşım ile gelmişlerdi ve ormanın hangi kesiminde oldukları hakkında bir fikri yoktu. Birkaç saniye içinde koşmayı kesip durdu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu ve nefes nefese kalmıştı. Etrafına bakınıp yönünü bulmaya çalışırken arkasından gelen korkunç bir ses ile kaskatı kesildi. "Sakin ol, sakin ol." diye fısıldadı kendi kendine, oysa kalbi fırlayacakmış gibi atıyordu. Yavaşça arkasını döndü ve çığlığı bastı.

    Karşısında yedi metre olduğunu tahmin ettiği uzunlukta pis, iğrenç ve balyozlu bir dev vardı. Çığlığı basmasıyla kendisine bakması bir olmuştu, ki bu da çığlık atana kadar kendisini fark etmediğini gösteriyordu -bir sorun daha. Asasını omuz hizasında kaldırırp bir şeyler söylemek için hızlıca düşünmeye başladı. Karşısındaki gerçek bir devdi, gerçek bir tane. Bu durumda tek başına yapabileceği büyüler oldukça azalıyordu çünkü büyüyü neredeyse geçirmiyordu bile derisi. Onu küçültmeyi deneyebilirdi, yakmayı deneyebilirdi, patlatmayı deneyebilirdi -ama hepsinin etki değeri oldukça az olurdu. Onu zayıf bir noktadan vurmalıydı, o kadar zor olamazdı. "Düşün V." dedi kendi kendine, basit düşün. Devler hakkında okuduğu şeyleri hatırlamaya çalıştı ama aklına gelenler sadece boyutları veya ne kadar aptal oldukları ile ilgiliydi, bunu yeterince görebiliyordu zaten. Acaba dev üzerinde bir şey yapamadığı için, büyüyü kendi üzerinde mi uygulasaydı? Bir animagus olsaydı pekala şekil değiştirip devin dikkatini çekebilir ve kaçabilirdi ancak ne yazık ki değildi. Kendini bir kayaya falan dönüştürmeyi denemek dahi istemiyordu, bir kayanın sonradan büyü yapıp kendisini düzeltmesi neredeyse imkansızdı. Sonra nedendir bilinmez, aklına ejderhalar geldi. Ejderhaların içini dışını bilecek kadar çok okumuştu onlar hakkında, yani eğer büyü onlarda işe yarıyorsa...

    Dev balyozunu hava kaldırmış, tam üstüne indirecekken "Conjunctivitis!" diye bağırdı kafasına nişan alarak. Bir saniyeden kısa bir süre içinde, olacakları tahmin edip kendini yana attı Veronica. bir ağacın kökleri arasına düşerken balyozun yanına çarptığını ve yerinden zıpladığını hissetti. Dev ellerini gözlerine götürmüş, olabildiğince yüksek sesle bağırıyordu. Şimdi geriye sadece birkaç umut ve birkaç seçenek kalmıştı: birinin devin sesini duyup yardıma gelecek insanları ummak, devin sesini duyduğunda ters tarafa doğru topuklayacak insanları ummak; şimdi yerinden kalkıp topuklayan insanlara katılmak, devin zayıf düşmesini göz önüne alarak tekrar saldırmak. Her seçeneğin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardı, üstelik birkaç saniyeden kısa bir sürede karar vermesi gerekiyordu. "Lanet olsun." dedi kendi kendine öfkeli bir sesle.
Emanuel Lachots
Emanuel Lachots
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 163
Kayıt Tarihi : 07/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Cuma Nis. 13, 2012 8:50 pm
Asasından çıkan ışın, isabet aldığı meleze doğrudan ilerlerken akabinde ilerleyen diğer asaların ışınlarının hareket yönlerini göremiyordu. Kendisinin yolladığı büyü sert bir şekilde bir meleze değdiği anda onu haşlayan sularda ıslandığı görmek yüzünün gülümsemesine neden oldu. Başarabildiği her büyü, egosunu tatmin ederek kendini beğenmişliğine beğenmişlik katmasında fazlasıyla yardımcı oluyordu. 'Gel bakalım yarı pişmiş tavuk!' Sağ elinde sıkıca tuttuğu asasını sol eline aldı ve terleyen elini pantolonuna sildi. Tekrar diğer eline aldığı asasını kuruladığı eline alarak karşısında hemen ölmesini isteyen meleze doğru yeni atağını gerçekleştirdi. 'Levicorpus!'
Obelia Aedon
Obelia Aedon
Mesaj Sayısı : 78
Kayıt Tarihi : 07/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

Cuma Nis. 13, 2012 9:12 pm
Sapmadan giden ışınlarının akabinde karşısındaki melezin üzerine doğru giden dev ateş topu, onu ittirerek etkisiz bıraktı. Bu fırsatı kullanarak attığı 'Stupefy!' büyüsünün tutması ihtimaline karşılık rakibinin bir süre daha büyü yapamayacak durumda olması, onun finali tam olarak gerçekleştirmesini sağlayacaktı. Yanındaki öğrencilerin asalarından çıkan büyülerin çoğunun tutuyor olduğunu gördü ve gülümsedi. Bu karşılaşma kısa sürecek gibi duruyordu ve bu kamp için bazılarına göre iyi, bazılarına gire ise korkunç bir anı olarak kalacaktı. Yaptığı ilk büyünün etkisinden yavaş yavaş çıkmaya başlayan meleze asasını tekrar doğrulttu ve onun görüşünü engellemeye yarayacak büyüsünün kelimelerini yavaşça ağzından dökmeye başladı. 'Conjunctivitis!' Eğer büyüsü tutarsa kendi melezinin görüşünü engellemiş olacaktı ve bu ona zaman kazandıracaktı.
Marijuan Madlenak
Marijuan Madlenak
Slytherin IV. Sınıf
Slytherin IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 375
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 9:32 am
Kargaşanın içinde neler olduğuna odaklanmak şu an o kadar zordu ki, bir de üstüne kendisine bir kaç büyü isabet etmesi bunu iyice zorlaştırmıştı. Anında kalkan büyüsü yapmış olsa da çok konsantre olamadığı için kendisine gelen büyüleri yeterince engelleyememişti. Hele bir de kendisine saldıran iki kişi olunca işleri iyice zorlaşmıştı.
Bir kaç kişi kendisinden emin hala dik durabilirken Marijuan tekrar gücünü toplamaya çalışarak ayağa kalktı. Onlar yapabiliyorsa kendi de yapabilirdi, inanıyordu. Daha deminki büyüsü de hedefini vurmuştu fakat çok fazla kendine emin olmadığından çok etkisi olmadı diye düşünüyordu. Kendine inanırsa yapamayacağı şey yoktu onun. Birlikte büyüdüğü Mish bile kız hali ile dünya turuna çıkabiliyorsa neden Marijuan lanet olası melezlerin hakkından gelmeye yardım edemesindi ki. 'Şu anda düşünmem gereken son şey Micheline! Lanet beyin.!'O hırsla, kendisini kanıtlamaya çalışarak konsantre oldu ve özelliğini bile bilmediği, gözlerindeki kinin etrafına siyah aura yaydığı, toparlanmaya çalışan kadın meleze bir büyü yolladı. 'incendio!'


*bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı dıııtarmış. kampta da bahtsız marijuana iki melez saldırıyor şansa, olmaz böyle asasd
avatar
Damian McGlazy
Gryffindor IV. Sınıf
Gryffindor IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 136
Kayıt Tarihi : 11/04/12
Yaş : 31
Nerden : İstanbul

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 11:26 am
    Boşu boşuna geçen iki gün, evde olsa yada en azından okulda, bu kocaman iki güne bir çok şey sığdırabileceğini biliyordu Damian. Bazen okulun öğrencileri oyalamak adına gereksiz işlere kalkıştığını düşünüyordu. Sonuçta hayat kısaydı ve kısa olan hayatında vaktini boşa geçirmek isteyeceği en son şeydi. Hafif atıştıran yağmur ve bir yandan gökyüzünde bulutların arasından görünen güneş garip bir manzaraya neden olmuştu. Biraz diğer insanlardan uzaklaşmak için -ki yalnız kalmak sevdiği şeyler arasında- ormana doğru yürümüştü. Elinin altında bulunan deri kaplı 17. Yüzyıl İblisleri adlı kitaba yeni başlamıştı ve ilgisini büyük oranda çekmişti. İleride bulunan büyük bir kayanın üzerine oturdu ve öğleden sonranın sessizliği ile baş başa kalmak istedi. Kısa bir süre sonra kamp alanından bağrışmalar geldiğini duydu. Ayağa kalkıp kayanın üzerine çıktığında oradan dumanlar yükseldiğini fark etti. "Saldırı." kelimesi düşmüştü dudaklarının arasından. Hızlı bir hamle ile kendini kayanın üzerinde ıslak çimenlere bıraktı ve koşar adımlarla kamp alanına doğru ilerlemeye başladı. Kamp alanına koşarken oradan ormana doğru kaçan öğrencilerin olduğunu da görüyordu. Ne olduğunu sormadan ilerlemeye devam ediyordu. Kamp alanına vardığında melezlerin saldırdığını fark etti. "Merlin'in sakalı adına ne yapmaya çalışıyor bu melezler. Aslında beyinsizler. Ben olsam geceyi bekler ve o zaman saldırırdım. Öğleden sonra, hava aydınlıkken bir topluluğa saldırmak mı?" diye mırıldandı olduğu yerde. Bilinçsizce yapılan bir saldırı olduğu gayet açıktı. kamp alanında melezlere karşı saldıran büyücü ve cadılar vardı. Onlara katılmalıydı. Diğerleri gibi kamp alanını terk edip kaçmak ona yakışmazdı. Ancak bir tarafı aptal okul arkadaşlarına karşı bir büyü kullanması gerektiğini söylüyordu. Ceza alabilirdi eğer bunu yaparsa, ancak okulda sevmediği insanların bulunması... Asasını çıkardı. Mezelere doğru uzattı. Ağzından dökülen "Everte Statum" kelimeleri ile beraber hızlı bir şekilde asayı çevirdi ve melezlere karşı saldıran büyücü & cadılara nişan aldı. Bu kalabalıkta büyünün nereden geldiğini anlamazlardı.
Euterpe Châtillon
Euterpe Châtillon
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 975
Kayıt Tarihi : 07/04/12
Yaş : 29
Lakap : Persephone, müzik tanrıçası, eu.

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 11:51 am
    Cehenneminden süzülen büyü, küçük bir patlama yaratırken dişi yılanın yüzünde oluşan gülümseme her şeye değerdi. Ancak saldırganın kendisine attığı büyüyü son anda fark edebilmişti. Büyü kendisini hafifçe ıskalarken derin soluklar alırken yerde buldu kendini. Hızla ayağa kalkarken kendisine centilmence bakan meleze bir bakış savurdu. Fazla tehlikeliydi cehennemin alevinde kavrulan çikolata rengi gözleri. Sonsuz cehenneme parmakları daha sıkı sarılırken derin bir nefes aldı. Kendisine olan sonsuz güveni, büyük ihtimalle melezde taşıyordu. Adamın bakışları bile egodan geçilmiyordu. Ancak bu asla Euterpe için yenilgi değildi. Üstelik zoru seven cadı, adama saldırdığı için mutluydu. Asasını hiç beklemediği bir anda savurdu ve umutla mırıldandı. ‘‘Lacarnum İnflamarae!’’ Cehennem ateşini gözler önüne sererken sevinçten dört köşeydi dişi yılan.
Améthyste de Nacria
Améthyste de Nacria
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 11:52 am


    Genç kızın üzerine gelen adam asadan çıkan ateşlerle kavrulmaktaydı. Melezin başı geriye yatmış, acıyla çırpınıyordu. Elleri vücudunun iki yanına açılmıştı. Çılgınca attığı çığlık kızın kulaklarında yankılandığında Améthyste'de adamın gücünü çözmüş oldu. Bu melez yüksek dalgada konuşuyordu ve ağzını kapatmak gerekiyordu. Çünkü daha demin genç kız kulağının yankısıyla yere düşerken ateşleri çekmesi gerekmişti. Yere düşerken düşmenin verdiği öfkeyle soludu. Genede adama kendinden daha fazla zarar verdiğinin bilincinde ayağa kalkarken uyuşmuş başını bir kere salladı. Gerçekten bu çığlık genç kızı etkilemişti. Bunun bir daha olmasına izin veremezdi. Yeşil gözleri karşısında duran, bir kısmı yanmış bedene odaklandı. İkisi de bir sonraki hareketlerini yapmak adına hazırlanıyorlardı. Améth'in dikkati yerine gelirken asasını hızla sallamaya başladı. Dudakları bu sefer alev alırcasına "Expulso!" diye haykırmıştı. Gözleri karşısındaki yaratığı incelerken kızmaya başlıyordu.

Mithelda Etheldreda
Mithelda Etheldreda
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 55
Kayıt Tarihi : 13/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 12:18 pm
‘Mesela kendini *insanları ağaçlara çevirebilme* konusunda eğitmiş bir melez tanıdığım olsaydı. Mesela kamptaki herkesi ağaçlara çevirseydi. Mesela o zaman herkes çenesini kapardı ve şu an olduğum kadar huzurlu olurdum.’

Yalan. Huzur ve Mith, aynı cümlede kullanılamayacak kadar zıt şeylerdi. Öyle ki insanların en masum olduğu uyku sırasında bile Mith’in her zaman yüzünde bir endişe ve mutsuzluk olurdu. Dünyada görüp görebileceğiniz en ters surat ünvanı olsa çocukluğundan beri asla kaybetmemiş olurdu bu sıfatı. Öyle ki zaten ona göre dünya mutlu olunacak bir yer değildi. İnsanlar olmasa belki…

Yağmur taneleri yüzüne çarptıkça biraz olsun güneşin ısıtıcılığını alıp götürüyordu, Mith derenin kenarındaki çimenlerin üzerinde uzanır haldeyken. Dün gece asa antremanı sırasında kendisine hedef olan bir kaç kurbağa ölüsü, leş gibi burnunun yanında kokuyor olsa da umursamıyordu hiçbir şeyi şu an. Ağaçların, yattığı yerin çevresinde daha sık olduğu bu alanı bir gizlenme yeri olarak seçmişti kendisine ve geldiklerinden beri burada kalıyordu. Diğerlerinin kendisini merak etmediği kesin olmakla birlikte, Mith de onları merak etmiyordu. Kamp yerine vardıklarında oluşan saçma gürültü sayesinde böyle bir şey yapmaya karar vermişti.

Keskin duyuları bir an harekete geçtiğinde yerinden fırladı. Yakın bir yerlerden duman kokusu geldiğine emindi. Kamptakiler sonunda ateş yakmayı becermişlerdi belki fakat bu ateş kokusu herhangi bir kamp ateşi olacak kadar zayıf gelmiyordu. Ağaçlıkların daha seyrek alana doğru olduğu tarafa atıldı hemen. Eğer bir bela varsa hemen oraya damlamalıydı. Düşündüğü gibi ateş, kampın olduğu taraftan geliyordu. Saçlarını dikkat çekmemesi için şapkasının içine gizleyerek hızla kamp tarafına doğru yöneldi. Fakat kampın çevresi tanıdık olmayan yüzlerle doluydu. ‘Melezler’ diye fısıldadı kendi kendine. Ve ilk gün kamp alanını terk ettiği için kendisi ile gurur duydu. Çığlıklar ve büyüler havada uçuşurken acaba kimlere ne oluyordu pek de umurunda değildi. Hatta bundan biraz da zevk almıştı. Arkadan izlediği rastgele melezlerden birisine ‘Levicorpus’ büyüsünü yolladıktan sonra hızla oradan ormana doğru koşmaya başladı. Aslında bu hareketi neden yaptı bilmiyordu. Melezlerin dikkati dağılıp, ikiye bölünerek başka yerleri aramaya başlayabilirlerdi. Böylece kamptakilerin yükü azalırdı. Yaptığının vicdan azabı ile koşmaya devam ederken gittiği yönden garip homurtular duydu. Bu sefer merakına yenik düşerek sesin geldiği tarafa doğru yöneldi. Tanıdığı birkaç öğrenci iğrenç derecede yağlı ve kirli derili bir devle uğraşıyorlardı. Gerisingeri dönmeyi düşündü. Fakat şu an canı bu devle uğraşmak istiyordu. Belki hakkından gelirlerse yanından ayrılırken ondan bir parça da yanına hatıra olarak alabilirdi. Yüksek sesle ‘ıncarcerous!’ diye bağırdı.
Rachelle Jeseven
Rachelle Jeseven
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 328
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : reçel!

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 12:33 pm
    Derin derin aldığı nefesler devin kokusundan dolayı öğürmelere dönüşerek ayakta durmasını zorlaştırsa da kendine hakim olarak devin sersemlemiş hali ile kendini motive etmeye çalıştı. Büyüsü işe yaramıştı! Beş yıllık okul geçmişinin toplasa ancak bir yılı gerçekten derslere ilgi vermesi ile geçmiş olabilirdi ve muhtemelen o kısımda da süpürge üzerindeydiler. Bazen onca şeye rağmen nasıl hayatta kaldığını merak ederdi cadı, doğal seçilim olsaydı güçsüz ve aptalların yok olup gitmesi gerekmez miydi? Yine de ölmek istediğini hiç sanmıyordu ve Darwin'i bir kenara bırakarak karşısındaki deve odaklandı. "Patatesin gücü adına! Expulso!" Aslında gönderdiği büyünün zarar verici bir şey olduğu dışında tam olarak ne işe yaradığını bile bilmiyordu yine de karşısındaki iğrenç şeyin canını yakacağa benziyordu. Bir an için kendini çok zeki ve büyü gücü yüksek bir cadı olarak düşündü Rachelle, sonra bu düşüncenin aptallığıyla kendine gülmeye başladı. Etrafındakilerin ona bir deli hatta salak gözüyle bakmalarına aldırmıyordu. Çünkü öyleydi!
avatar
Misafir
Misafir

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 12:51 pm
    Karmaşanın içinde melezlerin yüzlerini tanımaya çalışıyordu, bir kez daha karşılaşırlarsa bu baskını ödetmek adına elinden geleni ardına koymayacaktı. Richard'ın yakınlarına giderek sadece ona yakın olmaktan güç almayı değil, ona gelen saldırılara karşı atağa geçebilmeyi de garantilemiş oluyordu. Gösterdiği sadakatin sadece genlerinden dolayı olmadığını biliyordu, konuştuğunda huzur bulduğu öyle nadir insan vardı ki kuzeni bunlarına arasında yer alırken aynı zamanda ona verdiği öğütlerle de kendisini yüceltiyordu. Gözleri ile hedefini belirlerken alışılagelmiş bir hareketle yükselen asası gereken açıya kavuşmuştu. "İmferedem Secrum!" Büyüsünün göstereceği etkiden herhangi bir kuşkusu olmadığı gibi kendisinin başarılı olacağına dair de en ufak bir çekincesi yoktu. Ailesinin küçük yaşlardan beri Luljeta'yı içine soktuğu ağır antremanların ve çalışmaların işe yaramaması imkansızdı ve kız bunu biliyordu. on birinci melez.
Liljana Doritsch
Liljana Doritsch
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 250
Kayıt Tarihi : 11/04/12
Lakap : doritos!

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 1:15 pm
    İçinde bulunmaya alışkın olmadığı bu gürültülü karmaşa başını döndürse de savaşmaya hazırdı. Babası tarafından adeta kışkışlanarak gönderildiği okula alışmak için resmen dört kolla sarıldığı bu kamp işindeki saldırı ancak kızın bir türlü eline geçiremediği dört yapraklı yoncaya bağlanabilirdi. Nasıl da şanslıyım ama... Kendini düşüncelerinden ayırarak cesur bir maskesinin altına saklanmış korkaklığını açık eden elindeki titremeyi görmezden gelmeye çalıştı ve avcunun içinde kendini rahatsız hissettiği belli olan asayı daha da sıkıca kavradı. Onlara doğru koşmakta olan melezi gözüne kestirmişti. O iğrenç yüzü nasıl da babasına benziyordu, aynı yeşil gözler! "Bombarda Maxima!" Büyüsünün işe yarayıp yaramayacağı konusundaki tedirginliğini saçlarını itermiş gibi geriye savurmaya çalışsa da bu konuda o kadar başarılı değildi. Etrafındaki yüzlerin her birinde gördüğü kararlılığın kendisine de geçmesi için dua ederken birkaç saat önce yanında olan Lynette'i aradı telaşlı gözleri. İçinden bir parça abisinin yanında olmasını diliyordu, o Liljana'yı gerektiği gibi korumayı bilirdi. yedinci melez.
Riçırd
Riçırd
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 254
Kayıt Tarihi : 08/04/12

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 2:07 pm
    Kız kardeşi ve kendisi birlikte kalıp, asalarını çıkarttıktan sonra çevrelerini saran karanlık cübbeli siluetlere doğrulttular. İçinde en küçük bir korku hissetmeyen oğlan, damarlarında kabaran adrenaline kulak verdi. Etrafındaki kargaşayı, uğultuyu ve başka rahatsız edici görüntüleri kafasından silerek asasını, karşısında gözünü kestirmiş meleze yöneltti. Karşısındaki melezin çığlığı onu öfkelendirmese her zaman olduğu gibi yüzüne rahatsız edici bir sırıtış kondururdu; fakat onun yerine öfkeyle haykırarak, kelimelerin ağzından çıkmasına izin verdi. " Sectumsempra! "
    *İkinci melez
Rogue Chancellor
Rogue Chancellor
Ravenclaw IV. Sınıf
Ravenclaw IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 156
Kayıt Tarihi : 10/04/12
Yaş : 31
Nerden : İngiliz
Lakap : Ro

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 2:26 pm



    Genç kız sarı saçlarından bir tutamı geriye atarken olanları izliyordu. Olduğu yerde kendi kanından olanları gayet rahat koruyabilecek gibi görünüyordu, ama bunu pek fark ettirmekte istemiyordu doğrusu. Gözlerini ileride bir meleze büyü atan üvey abisine dikti. Etraflarını saran melezlerden hiçte korkuyor gibi görünmüyordu. Çocuk aksine öfkelendiği belli bir biçimde büyüsünü haykırmıştı. Bu sırada Rogue çemberden çıkmış ve üvey kardeşlerine doğru hızlanan bir melezi fark etti. Onlara ulaşmadan "Hey!" diye haykırdığında melezin dikkati dağılmıştı. Bunu fırsan bilen Rogue hızla elindeki taşı admaın kafasına atmıştı. Melez sonunda genç kıza dönmüştü. Hızlanarak Rogue'un üstüne geliyordu. Genç kız gözlerini diktiği yaratığa hafifçe sırıttı. Ona doğru hızlanmasıyla beraber ortamda tek olduğunun bilincine vardı. Ona kesinlikle acımayacaktı ve büyük bir hasar verme niyetindeydi. Bu yüzden asasını büyük bir hızla sallayarak sözcükleri savurdu. "Yuspar Avorus Maxima!"
    III. Melez. Zarların atımında olmadığını, kısaca boş kaldığını fark ettim. Kurguyu öyle kurdum umarım sorun olmaz.
lleana Stauss
lleana Stauss
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 261
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : Vatikan.

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 4:18 pm
Asaların ucundan çıkan renkli ışıklar ve dudaklardan dökülen büyülü sözcüklerin yarattığı karmaşanın arasında sükunetimi korumayı başarıyorum, şaşırmama neden olacak bir şekilde. Tamamen konsantreyim. Sakinleşmemi sağlayan sık soluklarımın arasında, dikkatimi hiçbir şeyin bozmasına izin vermiyorum. Elimden geldiğince kısıtlı hareket edip çemberden ayrılmamak için uğraşırken asam yeni bir büyü için hazır, sağ elimi tekrar kaldırıp az önce etkili bir büyü gönderdiğim meleze doğrultuyorum. Az önce olabilir fakat şimdi hiçbir şansı yok. "Hesoformi Dekonimi!" Bugün seçtiğim büyüler yüzünden profesörler tarafından kesin sorguya çekilecektim, eminim. Ama umurumda değildi. Şu an için söylediğim ve yaptığım her şeyi duyduğum telaşa bağdaştırabilirdim.
VI. melez.
Floja Feodora
Floja Feodora
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 386
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Kötü Kurt.

Kamp {Polonya - Varşova} - Sayfa 2 Empty Geri: Kamp {Polonya - Varşova}

C.tesi Nis. 14, 2012 4:49 pm
Bana doğru gelen büyü yüzünden biraz darbe alsam da, bundan vazgeçmeyecektim. Aldığım darbe yüzünden canım yansa da, bunu belli etmemeye çalışıyordum. Dudaklarımı ısırdım. Acımı yine kendime zarar vererek geçirmeye çalışıyordum. Bana saldıran kişiye -NPC IV- bunun bedelini ödetecektim. Bana bakıyordu. Bakışları ifadesiz ve buz gibiydi. Ona lanet olasıca kıçını kurtarmak için zaman bile tanımayacaktım. Buna niyetliydim. Ölüm Senfonimi kaldırdım ve tüm dikkatimi karşımdaki siluetin -NPC IV- üzerinde toplayarak savurdum. "PETRIFICUS TOTALUS"

-IV. Melez diye belirttim. ^^.


En son Floja Feodora tarafından Ptsi Nis. 16, 2012 1:18 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön
Similar topics
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz