- Vladimir VyacheslavYönetici, Konsey Başkanı
- Mesaj Sayısı : 281
Kayıt Tarihi : 06/04/12
Kompartıman - X
Cuma Nis. 20, 2012 8:53 pm
RPG IN.
- lleana StaussSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 261
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : Vatikan.
Geri: Kompartıman - X
Paz Nis. 22, 2012 11:21 am
- Saten, kuzgun karası pelerini nedensiz bir tutkuyla dans ediyor ince bileklerinin etrafında. Cüppesinin kukuletası uzun, güneşi andıran, dalgalı saçlarını çevreliyor ve belirli belirsiz bir ışıltı dokunuyor bakışlarınıza. Adımları ritmik olmasına karşın, ağır, sabit. İstasyondaki curcunayı isteksiz bir tavırla atlatıyor. Kimseyle konuşmak niyetinde değil şu an için. Kırmızı, eskimiş treninin çıkarttığı grimsi dumana takılıyor zümrüt yeşili gözler. Geçmişe gidiyor bir anda. Dört sene öncesine. Ailesi tarafından, neredeyse, istasyona terk edildiği güne. 13 yaşında, ufak tefek bir cadı geçiyor yanından. Sarı, pırıltılı saçlarını dalgalandırıyor, gözlerinde biriken yaşlara inat. Olduğu yerde durarak gözden kaybedene kadar bakışlarıyla takip ediyor cadıyı. O günden bu yana geçen senelerle yalnızlığının her günle dahada arttığını hissediyor sanki. Malfoy... Hayal gücü devreye giriyor, derinlerde duyduğu aşkı ve bağlılığı hatırlatmak istermiş gibi. Biçimli yüzü, tapılası ayrıntıları düşüyor hatırına. Etrafında coşkulu bir ırmak misali akan kalabalıktan yükselen sesle sıyrılıyor hayal dünyasından. Eskisinden daha umutlu şimdi. O'nu göreceği düşüncesiyle avutuyor yıpranmışlığını. Adımlarına devam ediyor. Ayakkabılarının ince topuklarının neden olduğu tiz tıkırtı kalabalıktan yükselen uğultuya inat dolduruyor kulaklarını. Başının üzerine örttüğü kukuleta yüzünden üzerine topladığı bakışları önemsemiyor. Arkasında çektiği sandığı güçlükle de olsa atlatıyor trene binmesini sağlayan üç basamaktan. Trenin dar koridorunda çarptığı öğrenciler umurunda olmadan ulaşıyor en sondaki kompartımana. Boş olmasını dileyerek aralıyor kapısını. Gördüğü görüntüyle ise kıvrılıyor ince dudaklarının kenarı. Sandığını bir hamleyle sürüklüyor içeri. Çaba sarf etmekten çekinerek iki koltuğun arasına, camın hemen dibine bırakıyor. Kukuletasını başından sıyırana kadar koruyor sessizliğini. Pelerinini düzelterek boş olan deri koltuğa oturuyor ve aralıyor kırmızı dudaklarını. “Uzun zaman oldu, Nacria.” diye atıfta bulunuyor birbirlerinden bir baykuş bile almadan geçirdikleri tatile.
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kompartıman - X
Paz Nis. 22, 2012 11:40 am
Sesler dumanla birlikte Londra'nın güneşli havasına yükseliyorlardı. Belirli bir süre varlıklarını sürdürmelerine rağmen atmosferin çalkantısına dayanamayan duman dağılarak geriye bir toz bulutu bırakmaktaydı. Bulutun hemen altında bulunan istasyonda kalabalık etrafta heyecanla koşuştururken trenin içinde oturan genç bir cadıyı kimse fark etmiyor gibiydi. Yeşil gözleri istasyonun her yanını tarayan cadı ellerini saçına götürerek geriye doğru topladı altın sarısı saçlarını. Sıcaklığın verdiği sıkıntıdan kurtulmak adına yuvarlayarak topuz yaptığı saçlarının üzerinden elini bir kez salladı. Yıldızlı ışıltıların güneşle yaptığı dansın ardından saçında beliren gözlerinin renginde taşlı bir tokayla tutturmuştu topuzunu. Dalgın gözleri camdan görünen manzarayı birkaç defa gezmedine karşın beyni inatla başka şeyler düşünüyordu. Evden erken çıkmasını ve asla ailesi tarafından okula bırakılmayacak olmasını hüzünle anıyordu genç cadı. Oysa camın önünde annesine ağlayarka sarılan on üç yaşında bir kız çocuğu göz yaşlarına bile mutluluk bırakıyordu adeta. Bu manzarayla tatlı bir hüznü geride bırakan Améth kompartımanın kapısının açılmasıyla bakışlarını camdan çekti. Sivri yapılmış göz makyajının altında parlayan yeşillikleriyle giren arkadaşına baktı genç kız usulca. Pelerininin altında sarı saçları kıvrım kıvrım omuzlarına düşüyordu. Dolgun bedeni veela olmamasına rağmen Améth kadar göze çarpan bir güzellikteydi. Ufak bir iğneleme yapan sesi veelalıktan son anda dönmüş bir tınıya sahip gibiydi. Genç cadının dudakları kıvrımlaşırken aralandı. Elinde olmadan "Ileana hiç değişmemişsin." diye soludu. Güzel bakışlarını genç arkadaşından ayırarak camdan dışarı baktı. Kendi acısını kucağı üstünde tuttuğu avuçlarında tutmak istercesine durdu bir an. Sonunda arkadaşının anyacağını bilerek "Hala benim kadar kırılgansın." şeklinde ufak bir cümle sarf etti.
- lleana StaussSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 261
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : Vatikan.
Geri: Kompartıman - X
Paz Nis. 22, 2012 12:29 pm
- İşittikleriyle ifadesine hakim olan gülümsemesine rağmen soğuk bakışları ele geçirmişti zümrütleri kıskandırabilecek yeşillikte ki gözlerini. Yüzüne yerleştirdiği maske içine işliyordu yavaş yavaş. Soğuk, acımasız ve vurdumduymaz her tavrıyla birlikte biraz daha Selfier binasına ait oluyordu, biraz daha katlanılamaz insan portresine yerleştirilebilir hale geliyordu. Farkında olmaksızın, kendi karakterine dair içinde bulunduğu çelişkiden ziyade, karşısındaki cadının kine odaklanmıştı tüm dikkati. Kırılgan olduğunu iddia ediyordu, ama hayır. Emin olduğu nadir şeylerden biriydi lleana'nın; öylesine güçlüydü ki cadı. Sık sık yaşadığı duygusal çöküntülerde tek dayanağıydı Améthyste ve çizdiği insan portresine yardımcı olan tek kişiydi, Petre göz önüne alınmadığında. Ah, Andrzej. Nasıl bir pislikti böyle? Onun yol açtığı melankoliden yeni yeni kurtulurken en yakın dostunu hedef almıştı şimdi. Kendisini istediği kadar incitebilirdi, ruhu buna alışkındı zaten. Ama biri sevdiği insanlara zarar vermeye başladım mı, engel olamıyordu aniden parlayan öfkesine. Tekrar, öylede oldu. Kompartımana hakim olan sessizlikle beraber sıcak bir patlama hissetti içinde, duygularında. Görünmez kıvılcımlar çıkartarak artıyordu öfkesi. Ve damarlarında hızla akan asil kana karışıyor, yayılıyordu tüm bedenine. Öyle ki, bir beden ufak alınmış gibi duran ve kıvrımlarını belli eden gömleğinin altında sıkışmış gibi, hızlı hızlı kalkıp inmeye başlamıştı göğüsleri. Cadının bunu garipsemeyeceğini düşündü. Uzun yıllardır birlikteydiler ve Améthyste artık ilginç bulmuyordu lleana'nın ani duygu değişimlerini. “Söyle bana Améthyste,” diye başladı nasıl sonlandıracağını bilemediği cümlesine. Tekrar konuşmaya devam ettiğinde daha yüksek perdeden çıkıyordu ses tonu. “Böylesine naif hissetmene neden olan, o, değil mi? Andrzej p*çi.” Duraksadı. Başını pencereye çevirip, dışarısını izledi bir müddet. Bekledi. Cadının, söylediği şeyleri inkar etmesini umdu. Başka bir sorununun olduğunu söylemesini diledi. Ne sadistçe ama! Saniyeler birbirini kovalarken fırtına öncesi sessizliği anımsatan bir fısıltı yükseldi kompartımanda, temiz olmayan havaya karıştı. “Sana ondan uzak durmanı söylemiştim.”
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kompartıman - X
Salı Nis. 24, 2012 12:44 pm
Değişim rüzgarları esiyordu havada. Bu sadece yazdan kurtulmak için çabalayan sıcaklar değildi, kompartımanın içinde bir anda değişen ruh halleri yüzünden de birazda. Yeşil gözleri karşısında duran genç kız kadar parlak olan arkadaşı gömleğinin arasında inip kalka göğsünü düzenleyemiyor gibiydi. Oysa Améth hiç olmadığı kadar sakindi sanki. Yazın yaşadığı çalkantıları bu yıl geride bırakarak okula ulaşmak istiyordu. Sıcaklığı bırakıp soğukluklarla huzur bulmak istiyordu. Donarken uyurmuş gibi ruhunun gözlerini kapatmak ve sonsuz bir dinlenmeye terk etmesi gerekiyordu. Öyleki yazın sonunda kendi duygularına hakim olamadığı için veela özelliğini bile kontrol edememişti. Dolayısıyla Andrej denen çocuk tarafından ortada bıraktığında bocalamıştı. Normalde bırakıp gidilen sıcak yataklarda geriye kalan olmazdı, oysa bu sefer çalkantılı ruh hali sebebiyle kendini terk edilmiş hissetmesi kaçınılmaz olmuştu. Zoruna gidense çocuğun yokluğu değil soğuyan yatakta yanlız kalmaya mahkum bırakılışıydı. Diliyle dudaklarını yaladığında yazın son kuraklıklarınıda tadımsadı genç cadı. Arkadaşının tok sesiyle birlikte boş bakışlarına yeniden bir anlam yüklemişti. Genç arkadaşıysa Andrej'in adını mağrurca tükürdüğünde bakışlarını boşa almıştı sanki. Tam ters duygular yaşıyorlardı bir süreliğine, sonra tekrar rolleri değişmiş olacaklardı ki Ileana'nın sesi yeniden yükseldi. Bu sefer kimse boş bakmayacaktı. Améth'in yüzünde beliren ufak bir gülümseme oyun oynayacağının habercisi gibiydi. Yeni ıslattığı dudakları aralanarak "Söz dinlemediğimi biliyorsun Ileana." sözcüklerini hiçte acelesi olmadığı belirten uzunlukta kullanmıştı. Gülümsemesini korurken bakışlarını kompartımanın huzursuz havasından çekerek dışarıya yöneltti. Şimdi tren Londra'dan uzaklaşıyordu. Artık geride bırakılan bir yaz vardı ve yaşananlar orada kalacak kadar unutulmaya mahkumdu. Améth kendi içindeki duyguları vurgularcasına "Gördüğün gibi yeni bir yıla hareket ettik. Geride kaldı Ileana. Sanırım..." gözlerini hınzırca genç cadıya dikti. Tek eliyle topuzunu düzeltti ve başını geriye yaslayarak rahatlamışçasına bedenini oturduğu yere yaydı. Ellerini kucağında birleştirirken yarım bıraktığı cümlesi "Sen de benim kadar unutmaya hazırsın." şeklinde kompartımana bırakılmıştı. Sessizliğin getirdiği anlaşma hissiyse Améth'e ayrı bir huzur veriyor gibiydi ama genç kız arkadaşının bir süre sonra yeniden ruh halini değiştirerek patlamayacağına emin olamıyordu.
- lleana StaussSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 261
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Nerden : Vatikan.
Geri: Kompartıman - X
Perş. Nis. 26, 2012 2:02 pm
- Améthyste, kendisiyle tezat tavırlar sergileyerek gülümsüyorken azıcıkta olsa öfkesinden sıyrıldığını hissediyordu genç yılan. Öfkesinin nedeni kendisiyle uzaktan yakından alaka barındırmıyordu zaten. Tek düşündüğü dostuydu. Ve oda şu an gülümsüyor olduğuna göre hiçbir sorun kalmamıştı lleana için, en azından o öyle sanıyordu. Sen de benim kadar unutmaya hazırsın. Bomboş bir tatil geçirmişti zaten. Herkese göre, hiçbir işe yaramayan benliğe sahipti. Her hareketi amaçsızdı, her kelimesi boş. Düşünceleriyle çıkmaz bir melankoliye sürüklüyordu ruhunu. En ufak rüzgara dayanamayacak kadar silikti. Ve fırtınalı bir havada, yüksek bir uçurum en uç noktasına iteliyordu benliğini. Yüzünün iki yanına dökülen saçlarından bir tutam alarak kulaklarının arkasına sıkıştırdı. Trenin hareket halinde olduğunu ancak başını tekrar cama çevirdiğinde anlamıştı. Yanlarından hızla geçtikleri ağaçlar ve sonsuzmuşçasına uzanan çimenlikler birer birer yok olurken, “Güç bir dönem olacak,” diye mırıldandı. Zihninden geçenleri sarf etmişti. Kendi kendine sesli düşünmüştü, neden sonra farkına varabildi. Bakışlarını dışarıdaki manzaradan kurturabildiğinde, kendisininkilerle aynı renk olan bir çift göze odaklamıştı.
“Umarım yeni profesörler atanmıştır. Daha yakışıklı, daha genç.”
Hınzır bir ifade yüz hatlarına yerleşirken arkadaşının, hafifçe de olsa, büyüyen gözlerine bakarak gülümsedi.
“Olgun erkeklerden hoşlanırım, bilirsin.”
Cılız, söylediklerine hiçte yakışmayan bir çocuksulukta kıkırtısıyla süsledi cümlesini.
- Améthyste de NacriaSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 235
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Yaş : 31
Nerden : Fransa
Lakap : Amy
Geri: Kompartıman - X
Ptsi Nis. 30, 2012 10:56 am
Dışarıda değişen ışık oyunları gençkızın yüzüne yandıyordu. Beyaz teni bu değişikliklerle parlaklığını sürdürüyordu. Yeşil gözlerinin arasında çeşitli turunculukta ışık oyunları sürerken karşısındaki arkadaşını inceliyordu genç kız. Tek eliyle önüne gelen bir tutam saçı daha demin bağladığı topuzuna iliştirdi. Gözlerini birkaç defa kırpıştırarak cama döndüğünde arkadaşını sözlerini işitti. Bunun bilincinde kafasını salladığında gözlerini ilerideki yeşilliklere dikmişti. Zor bir son yıl olacaktı ve Améth bunu bütün benliğiyle hissediyordu. Aslında onun için daha zor olanı mezun olduğunda ne yapacak olmasıydı. Akademiye mi gidecekti yoksa iş mi bulması gerekecekti? Mezun olduktan sonra annesinin çalışmadan akademiye gitmesine izin vermeyeceğinin bilincindeydi. Aslında bunca yıldır bir şeyleri garantilemediği için kendine kızıyordu genç kız. Düşünceleri hep acele etmesini söylemesine rağmen hiçbir zaman aceleye getirmemişti. Kendini sağlama almalıydı ve bunun için bildiği tek yol erkek tavlamaktı. Oysa hiçbir zaman bunu yapmak istemiyordu sanki. Gözleri kulağına gelen sesle kompartımana geri döndüğünde arkadaşı dikkatini dağıtacak bir şeyler söylemişti. Améth gelecke profesörleri gerçekten merak ediyordu. Bu yüzden çehresine yayılan gülümsemeyle bir süre düşündü. Sonunbda arkadaşı sözlerini tamamladığında "Ah... Bayan Stauss biz ne zaman uslanacağız acaba?" diyerek hafifçe kıkırdamıştı. Elinde olmadan dikkatini bu konuya vermek gibi bir isteği vardı. Sanki bir şeyleri ertelemek her şeyi çözecek gibiydi. Bu yüzden kararan hava beraberinde kötü düşünceleri de içine çekmişti ve genç kızın içinde olduğu tren Orenthia'ya yaklaşırken Améth arkadaşıyla hala hormonları çalışan bir genç oldukları konulara dalmaktaydı.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz