Yarı Veela Alımları
+3
Milos Drahoslav
Cristobal Windsor
Rose Weasley
7 posters
- Rose WeasleySlytherin III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 51
Kayıt Tarihi : 25/04/12
Yarı Veela Alımları
Perş. Nis. 26, 2012 5:04 pm
- Kod:
[size=10]Karakter adı:
Bu yeteneği isteme nedeniniz:
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
[/size]
Açıklama: Yırtıcılığı ve çabuk sinirlenmesiyle bilinen güzel yaratıkların kızları. Etkileyicilikleri oldukça daha az olsa dâhi dansları insanı çıldırtabilecek niteliğe hâlâ sahiptir. Ebeveyninin aksine öfke, onlarda bir değişime yol açmaz.
- Cristobal WindsorDe Vries
- Mesaj Sayısı : 187
Kayıt Tarihi : 26/04/12
Geri: Yarı Veela Alımları
Perş. Nis. 26, 2012 6:06 pm
Karakter adı: Cristobal Devereaux
Bu yeteneği isteme nedeniniz: Kurgumda karakterimin annesi bir Veela. Daniel Aaron Devereaux'un babasını tavlayıp, evlenerek büyü dünyasında bir nevi sınıf atlıyor.
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
Not: Kızları mı? Erkek evladı olmuyor mu yani?
Bu yeteneği isteme nedeniniz: Kurgumda karakterimin annesi bir Veela. Daniel Aaron Devereaux'un babasını tavlayıp, evlenerek büyü dünyasında bir nevi sınıf atlıyor.
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
- Spoiler:
- Herkes ilgi ile bakıyordu iki genç adama. Biri kumral, hafif çekik gözleri olan, iri yapılı bir delikanlı iken, diğeri de sarı saçları biraz uzamış, renkli gözlü, bembeyaz tenli, zayıf idi. İkisinin arasındaki tek ortak nokta atletik olmaları ve oldukça göz alıcı görünmeleriydi. Kumral olan, asıl kahramanımız olan Cristobal idi, diğeri de ağabeyi Daniel. Babaları aynı olsa da anneleri farklı kişilerdi. Cristobal, ağabeyinin annesinin resmini bile görmemişti ama kendi annesi bir Veela idi. Başta bunu bilmiyordu genç büyücü. Daha sonraları, büyüdüğünde öğrenmişti bir melez olduğunu. Aslında pek şaşırmamıştı, çünkü bir gücü olduğuna emindi, kendinde farklı bir yan olduğuna ama bunun üstünde durmak aklına bile gelmemişti. Belki bilseydi aslında ne olduğunu zaten hali hazırda olan kibiri onu iyice şımartırdı. Bir yarı Veela olmak az bir şey değildi sonuçta. Birinin gözünü istediğin zaman almak, annesine baktıkları gibi insanların ona da hayran hayran bakması, gerçekten harika bir şeydi. Annesini hatırlıyordu, gerçekten çok güzeldi. Ona kendisi bile zaman zaman saf bir aşkla bakıyordu. Güzel, ince, narin yapısı, beline kadar uzamış –saçları gümüşi olan türdeşlerinin aksine- gece kadar siyah göz alıcı saçları, yüzünde harika bakan bir çift göz vardı. Fiziksel olarak direk ona değil de daha çok babasına benzemesi o kadar da kötü olmamıştı gene de. Ancak ondan aldığı dolgun dudakları, hoş bakışları, güzel bir yüz silüeti vardı. Bazen bu nedenle ağabeyi Daniel onu gölgede bıraktığı için yanında istemiyordu ama bugün nedense özellikle yanına gelmesini özellikle rica etmişti. Hem de binbir türlü vatte, şirinlikte bulunarak. O da eli mahkum, bu garip yakınlıktan kuşkulana kuşkulana atölye önlüğünü çıkartıp, ellerini yıkayarak hazırlanmıştı ve onunla gelmişti buraya, Çatlak Kazan’a.
‘’E iyi de ben çekiciliğimi kullanırsam kendime aşık ederim. Bu senin neden işine gelsin ki?’’ dedi ona hayretle. Daniel yanıtı çok geçmeden vermişti. Meğerse amacı sadece kızı yatağa atmaktı. Onu Cristobal tavlayacaktı ve sonra biraz sarhoş ederek kızı eğlendirecekti. Ardından onu beraber eve götüreceklerdi, sonrası ise malumdu. Ancak Cristobal’ın kafası karışmıştı. ‘’İyi de sen de çok hoşsun, yani alıcı gözüyle bakarsak. Belki aklı başından alacak bir gücün yok ama normal yollarla kalbini çalmayacağın biri yok gibi geliyor bana. Yoksa buzlar kraliçesine mi göz koydun Daniel?’’ diye sordu. Hemen akabinde ağabeyinin kahkahası kulaklarında çınladı. Sonra o bahsettiği kızı işaret etti ağabeyi. Cristobal da kıza dikkatle baktı. ‘’Cidden çok havalı, böyleleri ince eler sık dokur, en iyisine layık olduğuna kalben inanır. Boşver onu derdim ama seni tanıyorum tabi, asla onu elde etmeden rahat edemeyeceksin.’’ Ve içkisini bir yudumda bitirip içini çekti. Gözlerini kapattı ve ansızın kendine bir güven geldi. Bu gücünün bir etkisiydi. Kendi çekiciliğini kendi bile hissediyordu. Barda kendisine bakış atan kızların sayısı artmıştı ve bakışların niteliği de değişmişti. Neredeyse hipnoz etkisi altında gibiydiler. Yüzlerinde aptal bir gülümseme vardı. -Gerçi annesinin olduğu kadar etkileyici olamıyordu da bu da yeterliydi- O kıza yaklaştı ve gülümsedi tüm ışıltısıyla. Konuşmanın ayrıntılarının bir önemi yoktu fakat kızın ona her an içine düşecekmiş kadar yaklaşması ve tüm havasını söndüren o şapşal bakışı gerçekten çok komikti. Aslında bu gücünü kullanmaktan gerekli görmedikçe pek hoşlanmazdı. Kendisine gerçekten aşık olacak kızın bu özelliğine kanarak aşık olması kalp kırıcı olurdu doğrusu. Sonra kıpkırmızı yanaklarla kendisini izleyen kızın ellerini tuttu ve içki ısmarlamaya başladı. Bir kadeh, iki kadeh, üç kadeh derken artık gerek kalmamıştı daha fazla kendisini zorlamaya. Zira kız çoktan başı omzunda, kendisiyle gelmeye hazırdı. Gücünü kullanmayı bıraktığında, kendisine dönen bakışlar birden kesilmedi. Sonuçta halen güzel bir görünümü vardı değil mi? Böylece yarattığı izlenim daha da uzun sürüyordu. Hoş, zaten bu adı üstünde 'izlenim'di. Hiçbir zaman gerçek olmayacaktı. Başka kızlarla da flört edip içki içen Daniel'a işaret etti genç büyücü. Daha sonra onunla beraber Çatlak Kazan'dan eve cisimlendiler.
Not: Kızları mı? Erkek evladı olmuyor mu yani?
- Milos DrahoslavRavenclaw V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 37
Kayıt Tarihi : 28/04/12
Geri: Yarı Veela Alımları
C.tesi Nis. 28, 2012 9:05 pm
Reddedildi; zira Veela'nın tanımı da güzel kadındır. Bu yeti sadece bayanlara aittir, üzgünüz.
- Floja FeodoraSlytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 386
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Lakap : Kötü Kurt.
Geri: Yarı Veela Alımları
Paz Nis. 29, 2012 10:46 am
Karakter adı: Floja Feodora
Bu yeteneği isteme nedeniniz: Karakter kurgumda var.
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
Okunduktan sonra, editlenirse çok sevinirim. ( Birde alımlar açılmayacak falan denmişti, benim zaten hali hazırda vardı görüyorsunuz. Ben yine de teğit ettireyim.)
Bu yeteneği isteme nedeniniz: Karakter kurgumda var.
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
Okunduktan sonra, editlenirse çok sevinirim. ( Birde alımlar açılmayacak falan denmişti, benim zaten hali hazırda vardı görüyorsunuz. Ben yine de teğit ettireyim.)
- Spoiler:
Gecenin karanlığında ilerlerken, kulaklarını dolduran tek ses pürüzlü yolda giden topuklarının sesleriydi. Etraftaki evler, yüzyıllar öncesinden kalmaydı ve yarısından çoğu boştu. Bazıları ise aile yadigarı olduğu için içerlerinde pek az insan yaşıyordu. İlerlediği yol, bir labirent gibiydi. Girmesi kolay, çıkması zor bir yerdi. Sokak ve evler… Hepsi birbirlerine benziyorlardı. Çok az ileride görülen şapel, aslında üç sokak daha ötedeydi. Cadı, topuk tıkırtılarına ve şu anda içinde bulunduğu tehlikeli durumda pek fazla aldırması gerekiyordu, ama aldırmadan köşeleri dönüyordu. Evet, buluşacağı kişi köstebekti. Kötü tarafta görünen ama iyi tarafta çalışan bir köstebek. Bunu kumral cadıdan başkası ve birkaç kişi haricinde kimse bilmiyordu. En gizli yerlerde, en ücra köşelerde ve Tanrı’nın unuttuğu adalarda buluşmaktan sıkılıyordu. Ama ikisinin hayatı da söz konusuydu. Eğer her iki taraftan birileri onları yan yana görürlerse, ikisininde kaçış şansları gerçekten zordu. Evet, Michael ile tanışmaları eskiye, okul yıllarına dayanıyordu. Birbirleri ile kavga etmeden, tartışmadan duramıyorlardı. Birden sonra, birbirlerine yakınlaşmaya, konuşmaya ve iyi anlaşmaya başladılar. Aslında hepsi birden olmadı. Zamanla aştılar aralarındaki sorunları. Zamanla tamir ettiler yıkılan köprüleri. Şimdi ise, çılgınlık yapıp herkesin gözü önünde olan, ama en bilinmedik, bulunmadık yerleri seçiyorlardı. Bu seferde İtalya’da, mahalle arasında bir şapeli seçmişlerdi. Her buluşmalarında, oradan başka yere beraber cisimleniyorlardı ama olsun. Bir yerde buluşma kararları bile hayatları için tehlikeliydi. İkisi de oyunun kurallarını gayet iyi biliyorlardı.
Birden, cadının kulaklarını çalan çan sesleri doldurdu. Saatin tik takları gece yarısı on ikiyi gösteriyordu. Cadı, köşeyi döndüğü gibi, kendisini şapelin kapılarının önünde durdu. Çift kanatlı tahta kapı, hem gösterişli, hem de normal, özensiz gibi görünüyordu. Elizabeth son bir kez üstünü başını düzeltti ve asası ile kapının kilitinin üzerine bir kere tıklattı. Kapı, usulca aralanmıştı. Cadı, kapıdan içeriye bir yılan misali kaydı ve burnuna dolan keskin misk kokulu parfüm ile, sevgilisinin parfümü ile kendinden geçti. Damarlarında akan, annesinden kızına geçen bir yetenek akıyordu yine. İster istemez oluyordu bu. Michael ile her buluştuklarında, Veela’lık doluyordu içerisine. Damarlarından süzülen sihir, tüm vücudunu sarıp sarmaladı. O an, cadı kendisini dünyadaki tek özel ve güzel varlık hissetmişti. Egosu biraz daha tatmin olmuş, yüzleşemediği korkularını bir kenara bırakmıştı. Sadece parlıyordu. Normal bir parlama değildi bu. Damarlarından akan sihirli veelalık kanının, tüm vücudunu sarıp sarmalaması, en ücra köşelerini doldurması ve onu dışarıya yansıtmasıydı bu parlama. Şapel sessizdi. İleride banklarda oturan adam yavaşça ayağa kalktı ve Elizabet’e doğru ilerlemeye başladı. Cadı, bir iki adım daha yaklaştı adama. Adam gelip önünde durdu. Cadının dudakları bir an sinsilikle kıvrıldı. Adamın etrafında bir iki tur döndü. İçinden dışarıya yayılan etkileme, adamı tekrar etkisi altına almıştı. Cadı, adamın elinden tuttu ve bir ‘pop’ sesi ile, şapeli terk ettiler. Geriye ise, adamın misk kokulu parfümü sinmişti.
- Milos DrahoslavRavenclaw V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 37
Kayıt Tarihi : 28/04/12
Geri: Yarı Veela Alımları
Paz Nis. 29, 2012 11:48 am
Tamamdır.
- Vega Veronique GarnierHufflepuff IV. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 7
Kayıt Tarihi : 15/05/12
Yaş : 29
Nerden : Hogwartsdan.
Geri: Yarı Veela Alımları
Paz Mayıs 20, 2012 1:57 pm
Karakter adı: Vega Veronique Garnier
Bu yeteneği isteme nedeniniz: Kurgu gereği.
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
Bu yeteneği isteme nedeniniz: Kurgu gereği.
Yetenek ile ilgili örnek rpg:
- Spoiler:
- Vega yine derin düşüncelere dalmıştı. Karşısında duran ve büyük bir ilgiyle onu süzen genç adamın varlığından bile haberdar değildi. Genç adam oldukça karizmatikti. Üstelik gülümsediğinde yanağında oluşan gamzeleri onu bir hayli çekici hale getiriyordu. Genç cadı -nihayet düşüncelerini bir kenara itip- o güzel sarı saçlarını narin elleriyle omzunun arkasına savurup ona gülümseyen genç adama ufak bir tebessüm ederek karşılık verdi. Yarı veela olduğu için flört etmek Vega için zor bir şey değildi. O flört etmeyi ve erkeklerin ilgisini nasıl çekeceğini çok iyi biliyordu. Ama şu ana kadar öyle çok ciddi bir ilişkisinin olmaması aslında onun hala gerçek aşkı arıyor olmasından kaynaklanıyordu. Genç adam ellerini siyah ceketinin ceplerine koymuş ağır ve havalı bir şekilde yürüyerek Vega'nın yanına geldi. Genç adamın bakışları bir an için Vega'nın oldukça ince olan bacaklarına ardından derin dekolteli olan kırmızı elbisesine kaydı. '' Birlikte bir şeyler içelim mi? '' Bunu o kadar ani sormuştu ki genç cadı bir an için ne diyeceğini bilemedi. Ancak hemen sonra genç adamın gözlerinin içine bakıp yüzüne ufak bir tebessüm kondurup ellerini kalçasına dayadı ve '' Tabii neden olmasın. '' dedi. Genç cadı genç adamın koluna girerek bu sıkıcı balo ortamından uzaklaşırken içinden iyi ki veelayım diyordu.
- Renée LaënnecCadı
- Mesaj Sayısı : 102
Kayıt Tarihi : 08/04/12
Geri: Yarı Veela Alımları
Salı Mayıs 29, 2012 1:50 pm
Renée Laënnec.
Kurgu gereği, karakterimin annesi de veela özelliği taşımakta.
Kurgu gereği, karakterimin annesi de veela özelliği taşımakta.
- Spoiler:
- “Ben seni haddinden çok seviyorum ve bu beni bırakıp gitmen için yeterli.”
Huzursuzca kıpırdanan bedeni benimkilerden sıyrılırken birkaç saniyenin ardından elleri takip etti genç muggle'ın bedenine itaat ederek. Elleri terk eden parmakları sıcaklığını da beraberinde götürüp yerine buz gibi bir boşluk bırakırken yosun yeşili gözlerinin dolduğunu hissederek ayaklandı ve birkaç adım gençten tarafa yürüdü. “Böyle bir şey yapacağımı nasıl düşünebilirsin? Bazen seni anlayamıyorum, saniye geçmeden değişiveriyorsun.” Döndü ve hâlâ dolu olan yosun yeşili gözlerin perde arkasında gizlenen aşkı gördüğünde bakışlarını kaçırdı. Çatık kaşları ve gerilen çekici yüz hatları eski biçimini kazanırken yumuşak bir ses tonu ile yavaşça yaklaşıp genç cadının ellerini kavradı kendininkilere ne kadar da uyumlu olduğunu düşünerek. “Özür dilerim hayatım, seni o kadar çok seviyorum ki yakınımda olmayınca boğulduğumu hissediyorum.” Genç cadının dudaklarında hayat bulan aşk dolu gülümseme yosun yeşili gözlerinin parıltısına ayna misali yansırken narin ellerini genç muggle'ın yanağına koydu ve baş parmağıyla hafifçe okşadı. “Gitmem gerek şimdi. Ayrılmak istemiyorum ama...” Başımı sağa – sola hızlıca sallayışım istemediğim hakikatini somutlaştırırken beklediğim cevabın zıttını işittim Alex'ten. “Bekle.” Çenemde hissettiğim sıcak parmaklar çehremi yukarı kaldırmak için vesile olurken sevdiğimin dudakları benimkilerle buluştu duyduğu özlemi ruhuma ve bedenime aktarırken. Ruhuma dolan veelalık hissi sevdiğimin aşkıyla yoğrulurken kalbimin gittikçe bozulan ritmik atışlarıydı etraftaki tek ses. Bu güzel an sona erdiğinde -şimdilik- parmak uçlarımda yükseldim ve nefesim içinden kopup gelen sözcüklerimi kulaklarının en derin noktalarına, oradan da bütün bedenine gönderdim. “Seni sevdiğimi sakın unutma, ve seni asla bırakmayacağımı...”
Geri: Yarı Veela Alımları
Salı Mayıs 29, 2012 8:04 pm
Vega; rp örneği istenen düzeyde olmadığından reddedildi.
Renée; işleniyor.
Renée; işleniyor.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz