Daphne Ruthree

Ptsi Mayıs 07, 2012 5:02 am

Bir zamanlar...

Randall&Summer: 2 çocuk ebeveyn
Safkan olan her cadı ve büyücünün evlenebileceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Lee Ruthree evlilik dışı bir ilişkinin meyvesiydi örneğin aynı ana babadan olma kardeşi Bill gibi… Safkanlar arasında bariz bir statü farkı varsa; fakat gençleri ayırmak mümkün olmadıysa yaşanabilecek bir durumdur bu. Yeni dünyanın gereksiz evliliklere ihtiyacı yoktu, gençtiler, özgürdüler ve aileleri ne derse desin birlikte olmaya kararlıydılar; bilmedikleri şey dünyanın bakamayacakları çocuklara da ihtiyacının olmadığıydı. Summer 18 yaşında anne Randall ise 19 yaşında baba olduğunda ikili kendi aşlarıyla o kadar meşguldü ki oğullarına isim koymaya bile üşenerek kısa yoldan Lee diyiverdiler. Doğum kontrolü keşfedene kadar 2 sene geçmiş ve bir çocukları daha olmuştu bile. Bir yerde barınamıyorlardı, yanlarında çocukları da sürükleyerek avare dolanıp durdular uzunca bir süre. Çocuklar ana baba ilgisinden yoksun, kendi çabalarıyla büyüdüler, mugglelar arasında ayakta kalmayı ve saklanmayı öğrendiler. Hogwarts iki kardeş için de kurtuluş oldu, çocuklar mümkün mertebe yazları da anne babalarından uzak, arkadaşlarının aileleriyle geçirdiler.
İtalya: yeni bir aile
Lee her yazı yakın arkadaşı Brando(kısaca Bran) ile İtalya’da geçirir oldu; zaten kalabalık olan İtalyan aile için sofraya bir tabak daha eklemek sorundan çok mutluluktu. Lee’yi kendi oğulları gibi sevdiler hatta kardeşi Bill’i de! Melita’yla da bu aile sayesinde tanıştı, kız Bran’in kuzeniydi; yazları İtalya’da Bran ile geçirmek Melita ile de geçirmek demekti. Melita hayat dolu, biraz da çatlak bir genç kızdı; kahverengi kıvırcık saçları ve bal rengi gözleriyle çok da güzeldi. Gelin görün ki Beauxbatons da okuyordu. İçten içe kıza aşık olan Lee yılların getirdiği saklanma içgüdüsüyle kendini bir türlü açık edemedi, her yaz Melita’yı izlemek ve onunla arkadaşlık kurmaktan başka bir şey yapamadan bitiyordu. Bu başka kızlarla iletişim kuramadığı anlamına gelmiyordu tabii; koyu sarı saçları, yeşil gözleri ve uzun boyuyla pek çok kızın ilgisini çekiyor ve bu ilgiyi olabildiğince değerlendirmeye özen gösteriyor, karşılıksız bırakmıyordu.
Adam olmak...
Mezun olduktan sonra Lee ve Brando İngiltere’de bakanlıkta çalışmayı denediler önce tam da ortalığın Voldemort ile yeniden karıştığı dönemlerdi, İngiltere’de hayatta kalmayı başardılar. Ardından yaraların sarıldığı dönem geldi fakat bakanlık dışı alanları da denemelerine rağmen bir türlü dikiş tutturamadılar. Okul hayatları boyunca özel ilgi duydukları ve başarı gösterdikleri tılsımlara özlemleri de bir türlü dinmiyordu. Brando İtalya’da asa dükkanı açmayı teklif ettiğinde 22 yaşındaydılar; ertesi gün soluğu İtalya’da alıp asa dükkanı için yer bakmaya başlamışlardı. İlk kişiye özel aslarını sattıklarında işi kurmalarının üzerinden 3 ay geçmişti. Kısa zamanda tanınmaya başladılar. İstedikleri işi yapmanın hazzı kendine güveni de beraberinde getirdi ve Lee sonunda onca kızın unutturamadığı Melita’ya hislerini açtı “Neden bu kadar uzun sürdü, beni çok beklettin.” Cevabını aldı. 25 yaşında evlendiler.
İlk göz ağrısı: Daphne
Lee kendi anne babasının yaptığını yapmamaya karalıydı; fakat Melita onlarınkinin hata olmayacağına ikna ederek bir sene sonra ilk çocuğuna hamile kaldı. En sevdiği ağacın, defnenin, bahçede filizlenmesiyle hemen hemen aynı vakitlerde hamile kalmıştı. Bir kızı olacağına emindi ve ismini de Daphne koyacaktı. 1 Haziran 2005 Çarşamba günü Daphne mitoloji seven uçuk kaçık İtalyan bir anne ve İngiliz bir babanın kızı olarak dünyaya gözlerini açtı. Bütün ailenin sevgilisi oldu bir anda. Lee kızını gördüğü an çocuk sahibi olmakla ve hata yapmakla ilgili tüm endişeleri uçtu gitti; onlarınki ilk görüşte aşktı, yalnızca bir babanın kızına duyabileceği tarzda…

Çiftin iki de oğulları oldu. Üç çocuğu da çok sevdiler, hiçbir şeyleri eksik edilmedi. Lee çocuklarının özellikle üstlerine düştü, sevildiklerini her daim hissederek büyümelerini sağladı. Çocuklar da sevginin ve kalabalık bir aile içinde büyümenin avantajlarını doyasıya yaşadı. Paylaşmayı, sevmeyi, saygı duymayı ve göstermeyi, kendilerine güvenmeyi öğrendiler.

Randall ve Summer ne düğüne geldiler ne de torunlarını gördüler Lee’nin umurunda da değildiler İtalya’da bir ailesi vardı ve başkasına ihtiyacı yoktu. Bill de kalabalık ailesinin bir parçasıydı tabii, iki İngiliz bu aileye yeterdi.

~~Daphne~~

Daphne işte böyle bir ailenin içinde sorunsuz ve mutlu geçirdi çocukluğunu. Babası gibi Hogwarts’a gitmek istediğinde yolladılar. Şapka huzur, umut ve mutluluk dolu başa dokunduğu anda Hufflepuff olduğunu haykırdı. Bağımlılık yapan gülümsemesiyle kısa zamanda sevilen insanlardandı, okulda sevilmesi de uzun sürmedi. İkinci sınıfın sonuna geldiğinde, eve dönüşe bir ay bile kalmamışken okul saldırıya uğradı. Gecenin bir vakti gürültüyle uyanışı, apar topar okuldan gizlice güvenli bir bölgeye taşınmaları ve geriye dönemeyeceği okuluna attığı son bakış kaldı o geceden aklında. Güvenli bölgeye taşınmalarının üzerinden yarım saat geçmeden babası yanındaydı, korkmuş küçük kızını sevgi dolu kucağında yatıştırdı. Daphne kısa sürede çığlıkları ve o gece duyduğu korkuyu kabuslarından silmeyi başardı. İki sene sonra yeni okula kardeşiyle birlikte başladıklarında güçlü genç bir kızdı artık ve kollaması gereken bir kardeşi vardı…

Nasıl bir şey?

Daphne:

Nasıl biri?

Hırsları yoktur, bir şeylerin en’i olmaya çalışmaz
Paylaşmayı sever, çoğunlukla, bazı şeyler için herkes kadar bencil olabilir.
Dürüsttür, adildir; haksızlığa, zorbalığa ve yalana katlanamasa da bağışlayıcıdır
Hem optimist hem de realist olmayı başarır.
Arkadaş canlısı ve sıcakkanlıdır bulunduğu ortama çabuk uyum sağlar.
İyi bir hikaye anlatıcısıdır, kendinden küçüklerle iyi anlaşır.
Kendinden büyüklerle rahat iletişim kurabilir, büyüklerine saygılıdır
Sosyalleşmekte iyi olsa da ara sıra sessizlik ve yalnızlık da ister.
İki kardeşine karşı koruyucudur, arkadaşlarına karşı anaç bir tavrı vardır.
Nadiren somurtur, gülmeyi ve güldürmeyi sever; melankoliden hoşlanmaz.
Kolay kolay sinirlenmez, sabırlıdır.
Tarafsızdır, daha çok arabulucudur
Annesi gibi mitolojiye meraklıdır.
Babası gibi tılsıma yeteneği var.
Kitap okumayı çok sever.
Şarkı söylemekten hoşlanır; fakat bu konuda utangaç olabiliyor.
Hayvanlarla iyi anlaşır, evde yaşlı bir köpekleri var.

Şunlar olsa güzel olur:

3.Sınıfa giden erkek kardeş, fakat bu kurguyu benimsemeli Daphne ile benzer hatta daha iyimser bile olabilir, tercihen leondier(dizimin dibi) mercier de olabilir ama
Kızımızın optimistliğine anlam veremese de iç huzuruna gıpta edecek; başlarda sinir olduğunu düşünürken zamanla bu kıza çekilecek tutulacak fena aşık olacak erkek (her şey karşılıklı tabii)
~~16 yaşında kısa bir süre çıkılan ilk erkek arkadaş~~
Her türden arkadaş olabilir
Bilumum İtalyan kuzen, belki aynı soyismini taşıyacak İngiliz kuzen

Derviş gibi bir kız anlayacağınız; kısadan hisse ne olursanız olun gelin lol!