leviathan rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Rinuel Aqula
Rinuel Aqula
Zümrüdüanka Yoldaşlığı Başkanı
Zümrüdüanka Yoldaşlığı Başkanı
Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 12/06/12

Saldırı-1  Empty Saldırı-1

Ptsi Haz. 25, 2012 8:19 am
Saldırı-1  Di-BW59Saldırı-1  Rplerim35Saldırı-1  7qdkf
Rinuel Aqula
Rinuel Aqula
Zümrüdüanka Yoldaşlığı Başkanı
Zümrüdüanka Yoldaşlığı Başkanı
Mesaj Sayısı : 183
Kayıt Tarihi : 12/06/12

Saldırı-1  Empty Geri: Saldırı-1

Ptsi Haz. 25, 2012 9:07 am
Bir pazar günü öğleden sonra çoğu insan için bulunmaz bir fırsattır aslında. Haftanın tüm yorgunluğunu atmaya çalışmak adına yapılan kısa planlar, insanların sevdikleriyle geçirdikleri zamanlar, kimi zaman yapılan kısa bir yürüyüş her şeye değer. Fakat bilinmesi gereken bir şey vardı ki bunlar genellikle muggle grubu için geçerli olurdu. Onlar sihirli dünyanın farkında olmadan yanımızdan geçip giderler. Fakat eğer bir yoldaşlık göreviniz varsa ve dünyanız bir grup azılı katil tarafından tehdit ediliyorsa göreve her zaman hazır olmanız gerekir. Dünya düzeninin bağışlamış olduğu tatil kavramından uzakta yaşayarak her türlü fedakarlık yaşamlara enjekte edilmelidir. İşte böyle bir anda büyü gücünden yoksun insanların arasına gizlenmiş Rinuel yoldaşlıktan bir arkadaşı Charlotte ile birlikte oturmaktaydı dikkat kesilmiş bir şekilde. Bulundukları restuarantın ne kalitesi ne de dikkat çekmemek için istemiş olduğu yemek umrundaydı. Tek yaptığı diğer bir masada tek başına oturan yoldaşlık üyesine ara sıra kaçamak bakışlar atarak her şeyin kontrol altında olup olmadığını anlamaya çalışmaktı. Buraya niçin gelmiş olduklarını düşünürken de endişe ve kızgınlık yüreğinin süzgecinden geçerek damarlarına gark oluyordu. Endişeliydi çünkü bugün burada iki önemli bakanlık çalışanı bulunuyordu. Üç sıra önlerinde büyüceşura başhakimi Arthur Cornby ve büyüceşura hakimi Michael Rose muggle sevdiklerini burada yemek yiyerek gideriyorlardı. Alaycı ufak bir sırıtış yüzünü yalayıp geçtiğinde büyücü Arthur’un kırlaşmış saçlarına bakıyordu.

Bakanlıkta çalıştığı zamanlardan onu hatırlıyordu. İşinin ehli ve dürüst bir adam olmasının yanı sıra kendisine olan sevgisini yadsıyamazdı. Yine de bakanlığa olan antipatisini bunların hiç biri gideremezdi. De vries’in ilk saldırısı sonucu tüm suçun üzerine atıldığı bir zamanda başseherbazlıktan atılmış olmak bakanlığın gerçek yüzünü ona göstermişti. Birkaç sistem dışı insanın orada bulunmasının hiçbir önemi yoktu. Arthur’un yanındaki tanımadığı adama dikkatlice baktı. Yeni başlamış olmalıydı herhalde. Gözlerini ikilinin üzerinden ayırıp civarı kontrol etmeye başladı, aynı zamanda bifteğinden aldığı ufak bir dilimi ağzına götürüp lezzetli bir şekilde vücuduna dağılmasına izin verdi. Bu yemek gerçekten harikaydı, sakin bir zamanda gelip tadını çıkararak yemeliydi bir dahaki sefere. Kapı kenarında duran görevlilerin soluk yüz ifadelerinin can sıkıcı durmasına aldırmadı, ama sürekli saatlerini kontrol ediyor oluşları dikkat çekiciydi. Muhtemelen birkaçı De Vries’in ayak işlerini yapan muggle grubundandı. Onların da vakti gelecekti; ama şimdi dikkat çekmemeleri gerekiyordu. Biraz köşedeki mutlu bir çiftin tazelediği aşka birkaç saniye baktı. Mücadelelerle geçen hayatının yıllarını hesaba kattığı vakit şu ana kadar kendine hiç zaman ayırmamış olduğunu fark etti. Hüzünlü bir tebessüm dudaklarına konduğu sırada ruhunun savaşçı olduğunu çoktan kabullenmişti. Onun kaderinde yalnızlık vardı.

“ Yemeğinin tadını çıkar Charlotte, kapıdaki maymunların hareketlerine bakacak olursak zamanımız azalıyor. “ Heyecanlı bir şekilde gülümsedikten sonra koca bir çatal daha aldı yemeğinden. Ortama ayak uydurma dürtüsü gereği istemiş olduğu hafif şarabı kadınınkiyle tokuşturup ona muzip bir şekilde göz kırptı. “ Ortama ayak uydurmamız gerekli değil mi? “ Bir yudum alırken içkiyi de fazla kaçırmamaya gayret ediyordu. Her ne kadar en hafifinden de istemiş olsa vücudundaki en ufak bir dengesizlik, uyuşukluk, refleks kopukluğu tüm görevin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açabilirdi. Bu sırada yanındaki kadına dikkat kesildi nedense. Masum bir güzelliğin ardına gizlenmiş hayat hakkında fazla bir şey bilmediğini fark etti o an. Oysa zamanla yakın arkadaşı olmuş bu cadı hakkında az bir şeyler bilmek can sıkıcı bir durumdu. Yoldaşlığa birkaç yıl önce birlikte olduğu erkekle gelmiş, takip ettiği adamın ölmesiyle mücadelesine devam etmesi ve sürekli onlara yararlı olması aynı zamanda Rinuel’in saygısını kazandırmıştı. Yaptığı işi nedeniyle hiçbir zaman onu küçük görmemişti. Yapmak zorunda olunan şeylere azami bir saygı gösterilmesi gerektiğini çok önceleri öğrenmişti. Bir bakıma da büyücü ve cadı benzerlik gösteriyordu. İkisi de yaşama karşı bir savaş içinde değiller miydi? Bitmek bilmez mücadelelerin içinde kendi savaşını kazanmaya çalışan bir ruh gibiydi adeta. Acaba bir şeyler kazanabilmiş miydi? Bilmiyordu. Düşüncelerini toparlayıp tekrar işine odaklandı büyücü. Gözüyle her ayrıntıyı kontrol etmeye çalışıyordu yine. “ Bir daha ki sefere buraya bir işim olmadığında geleceğim. Yemekleri hoşuma gitti. “ Bir kez daha kontrol edilen saat ve etrafa atılan kötücül bakışlar, acaba ne kadar zamanları kalmıştı?
Charlotte D. De'Lauthé
Charlotte D. De'Lauthé
Hayat Kadını, Destiny's Women Sahibesi
Hayat Kadını, Destiny's Women Sahibesi
Mesaj Sayısı : 325
Kayıt Tarihi : 13/05/12

Saldırı-1  Empty Geri: Saldırı-1

Çarş. Haz. 27, 2012 5:49 pm
Pazar günleri genellikle dinlenme günü olurdu. Hatta cumartesiyi Pazar gününe bağlayan gece yana birisini bile almazdı. O gece içinde bir çok güzellik iksirini ve amortentia yı barındıran bir küvetin içinde dinlenirdi. Odasının kapısı dışarıdan açılmayacak şekilde kilitli olurdu.O gün de kapısı böyle kilitliydi. Dışarıdan hiçbir güç ile, büyü ile açılmayacak şekilde kilitlemişti kapıyı. Fakat bu kez durum farklıydı. Gizli bir görev için hazırlanması için kilitlemişti kapıyı. Yoldaşlığa üye olduğundan beri, daha doğrusu kendisini oradakilere kabul ettirdiğinden beri-ki bu hiç de kolay olmamıştı. Neticede o diğerlerine göre bir fahişeydi ve fahişeler kötülere hizmet ederdi.- odasının kapısı sıklıkla kilitlenir olmuştu. Genel evdeki kızların hepsi neden bu kadar çok kapısını kilitlediğini merak ediyor, fakat sormaya çekiniyorlardı. Ne de olsa patronları kendisine hesap sorulmasından nefret ederdi ve bu onların genelevden kovulmasına bile neden olabilirdi. Ve gidecek bir yerleri, kalacak bir evleri olmadığı için bu riski göze alamazlardı. Ta ki Charlotte, yani onların bildikleri hsliyle Char ya da Destiny, onlara durumu anlatana kadar bekleyeceklerdi. Fakat o gün hiç gelmeyecekti, bu nedenle başka yollara başvurmaya karar vermişlerdi. Mesela odasını nöbetleşe dinlemek, ya da Charlotte belki kapıdan herhangi bir saat çıkar diye odasının yakınlarında olmak gibi…

Charlotte, bir süre sonra görevi için-bir muggle restoranına gidip bakanlık görevlilerine yapılacak baskını önleyeceklerdi- iyi kamufle olmasını sağlayacak kıyafetler giyinmiş, bir kot pantolon, üzerine kırmızı, göğüs dekolteli, pantiyeli bir bluz giymişti. Aynada kendisine şöyle bir baktı, kan kırmızısı rujunu dudağına bir kez daha sürdükten ve rimelini de kirpiklerine sürdükten sonra kulağına beyaz inci küpelerini de taktı. Asası yatağının üzerinde alıp, kapının kilidini açtıktan sonra kot pantolonun beline soktu. Artık hazırdı. Kapıdan dışarı adımını attığında izleniyormuş gibi bir his uyandı içinde. Hoş bugün zaten hep o his olacaktı ya içinde.. Ama bu seferki saçma sapan bir grup cadının merakından kaynaklıydı. Charlotte, umutsuz vaka ifadesi takınarak suratına bir ‘pof’ sesiyle yok oldu.
………………
Daha önce sadece birkaç yoldaşlık görevine katılmış olan cadı, bu seferki görevinin yoldaşlık başkanı ile beraber olmasının tadını çıkarıyordu. Karşısındaki adamın ciddi tavırlarına rağmen Charlotte, son derece normal-kendisine göre- hareketler sergiliyordu. Ona verilen görevi en iyi şekilde gerçekleştirmek istiyordu Charlotte. Bu kendisine olan güveni de güçlendirecekti ve Yoldaşlıktakilerin artık tamamının ona karşı olan kötü bakışlarını silmeye yetecekti belki de. Kadehini karşısındaki adama kaldırırken aklından bunlar geçiyordu. Bu görev onun itibarını arttıracaktı ve belki de hayatında ilk defa hayat kadını, fahişe dışında bir şeyle anılacaktı. Eğer bu görevden sağ çıkamazsa da kahraman bir cadı olarak tarihe geçecekti. ‘Bir fahişeydi ama, Büyü Dünyası’nı tehlikeden kurtarırken kahramanca savaşarak öldü!’ yazacaktı belki de Büyülü Basın. O bunları düşünürken bakanlıktan olan, buraya korumaya geldiği kişilerden birisinin bakışlarıyla karşılaştı. Bu adamı hatırlıyordu, geneleve gelmişliği olmuştu. Charlotte, adamın bakışına aynı şekilde karşılık verdi. Ama artık göreve adapte olmalıydı. Bu kadar düşünce yeter de artardı bile. Tabi Bakanlık ile her ne kadar arası pek iyi olmasa da ve neredeyse çoğu bakanlık çalışanı tarafından bilinen birisi olsa da Charlotte, bakanlıktaki çalışanların yanında, onlarla ilgili bir görevde olduğuna inanamıyordu. Hem onu isteyip hem de hukuksal açıdan peşini bırakmayan Sihir Bakanlığından birilerini koruyor olması, gerçekten de oldukça tuhaftı. “ Yemeğinin tadını çıkar Charlotte, kapıdaki maymunların hareketlerine bakacak olursak zamanımız azalıyor.” Onu düşüncelerinden ayıran bu sözün sahibi yoldaşlığın başkanı Rinuel olmuştu. Aslına bakılırsa Rinuel ve Charlotte birbirlerinden tamamen farklı kişilerdi ve her ikisini de tanıyanlar ve onların bir görevde olduklarını bilmeyenler için bu durum oldukça şaşırtıcıydı. Rinuel oldukça ciddi görünümlü biriydi ama sohbeti güzeldi. Fakat bu yakın arkadaşı hakkında çok az şey biliyordu Charlotte. Belki de bu görev bu ikilinin birbirlerini daha yakından tanımalarına da sebep olurdu.Onun hakkında bildiği sayılı şeylerden biri de Rinuel’in de Sihir Bakanlığı ile arasının pek iyi olmamasıydı. Bu bakanlık ile arası iyi olmayan bu ikilinin gelecek nesiller için bu görevi yapmaları şarttı. Büyü Dünyası halkı için her şey mübahtı şu anda, masada bulunan cadı ve büyücü ile diğer Yoldaşlıktakiler için. Charlotte pürdikkat etrafı kolaçan ederken bir yandan da Rinuel’e “Tanrı’m, bu güzel mekanın birkaç dakika sonra Bağıran Baraka’dan farkının kalmayacağını bilmek ne kadar üzücü!” Dedi yemeğinden bıçağıyla zarif bir şekilde bir parça koparıp çatalıyla ağzına atarken.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz